CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş’ın Erdoğan’a yönelik "Seni başkan yaptırmayacağız" sözlerine özenerek, "Perişan haldeyiz, o tutturmuş başkanlık. Olamayacaksın kardeşim, olamayacaksın" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, sorgulama yapılırsa 2015’in ve 2016’nın çok daha iyi anlaşılmış olacağını belirterek, “2015’teki felaketlerin kaynağı nedir? Bunu birilerinin sorması lazım. Hepimizin sorması lazım. Yılbaşı gecesi İstanbul’u kana bulayacak olan canlı bombalar yakalandı. Şu soruyu kendimize sormamız o canlı bombalar hangi atmosferde bu noktaya geldi? Masum insanların ölmesi için kendi bedenini yok etmeyi göze alan bir kişi. Bu atmosferi onlara kim sağladı? Biz bunu sormazsak demokrasiyi yeteri kadar yeşertemeyiz. Türkiye’den IŞİD terör örgütüne katılan gencecik fidan gibi çocuklarımız var. Anneyi düşünün yanında iki çocukta canlı bomba olmak istiyorum diyor. Nasıl bir ruh halidir bu? Bu atmosferi kim yarattı? Kim yönetiyor bu ülkeyi? Bu soruları sormazsak demokrasiye katkıda bulunamayız. Soru sorulduğu zaman bilim gelişir, insanlık büyük ve gelişir” diye konuştu.
“70 İLDE TABAN TUTAN BİR IŞİD TERÖR ÖRGÜTÜ VAR DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI NE YAPIYOR?”
Kılıçdaroğlu, terör konusunda sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir inanç uğruna Müslümanlık adına camiyi bombalıyorsun, türbeyi bombalıyorsun, canlı bomba oluyorsun, masum insanları öldürüyorsun ve kendini Müslüman olarak tanımlıyorsun. Bizim öğrendiğimiz Müslümanlıkta bunlar yok. Peki Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapıyor? 70 ilde taban tutan bir IŞİD terör örgütü var ve Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapıyor? Binlerce camimiz orada görev yapan saygıdeğer imamlarımız var. Biz kendi ülkemize kendi vatandaşımıza Müslümanlığı anlatamamış isek kime anlatacağız. Nasıl oluyor bütün bunlar nasıl gelişiyor. Sorgulanmadığı içindir ki siyaset kirlilikten arınmıyor. Kirli siyaseti bile hayatımızın parçası olarak görmeye başladık. Bunlar yanlış. 2016 yılının ilk grup toplantısında yurttaşlarımdan istirhamım sorgulayın, soru sorun. Hiç kimseye sormuyorsanız vicdanınıza soru sorun. Bunu yaptığınız zaman demokrasiye en büyük katkıyı yapmış olacaksınız.”
“ASGARİ ÜCRETLİ KARDEŞİM KENDİSİNE ŞU SORUYU SORACAK, BEN BİN 300 LİRAYI KİMİN SAYESİNDE ALDIM”
Asgari ücretin yılbaşında bin 300 liraya çıktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Asgari ücretli kardeşim kendisine şu soruyu soracak. Ben bin 300 lirayı kimin sayesinde aldım. Bazıları diyebilir ki efendim hükümet verdi, AKP verdi. Şu soruyu kendine soracaksın asgari ücretli kardeşim, 13 yıldır sen onların aklında bile yoktun, seni hiç hatırlamadılar bile. 900 lira net asgari ücreti de benden öğrendiler bu iktidar sahipleri. Oturup sorgulayacaksın beni kim düşündü, kim benim haklarımı savundu. Soruyu vicdanına sorarsan eminim ki vicdanın sana şu cevabı verecektir, CHP. İki kazık attılar sana. Bunlardan birincisinin sen hiç belki farkında olmayacaksın. Senin aylığından işsizlik sigortası fonuna para kesilir. Senin paranla sana propaganda yaptılar. Bunun üzerinde düşünmesi, buna itiraz etmesi gereken sendikalar. Onlar senin haklarına sahip çıkmak yerine Kamboçya’ya gezmeye gidiyor. Senin hakkını savunan yok, senin hakkını emekten yana, alın terinden yana olan biz savunuyoruz, bunu unutma işçi kardeşim. Daha sen asgari ücretini almadan mutfağında çıkan yangına bak. Başta elektrik olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldi. Zam alacağım diye sevinirken mutfağın yangın yerine geldi. Zam yaparak ülke yönetilmez. Zam yapılarak yönetilen dünyada başka bir ülke var mı? Her şeye zam yaptılar. Daha bin 300 liranın cebini görmediği bir süre içinde mutfağında yangın çıkardılar. Bunu sen daha iyi önümüzdeki günlerde göreceksin. Belki şunu diyeceksin; ‘keşke bu zammı yapmasalardı mutfağımda bu kadar yangın olmasaydı’. Enflasyon 7-8-9 zam yüzde 40. Nasıl geçineceksiniz.”
“SORUNUN ÇÖZÜMÜ TBMM’DİR”
Güneydoğu’da, Doğu’da neler olduğunu soran Kılıçdaroğlu, “Bulunduğunuz kenti düşünün 10 gün sokağa çıkma yasağı ilan ettiniz 10 gün. 10 gün sokağa çıkma yasağı olursa, önce sen isyan edersin. Neden bu sokağa çıkma yasakları. Hukuki temeli nedir? Hangi yasa böyle bir yetkiyi veriyor size. 2002’de iktidara geldiklerinde terör diye bir şey yoktu. Kim yönetiyor bu ülkeyi. Kabahat PKK’da diyecekler, bizi kandırdı. Kandırılan bir hükümetten bu ülkeye hayır gelmez. Ben sana 50 sefer söyledim, dilimde tüy bitti. Bu sorunu çözmek istiyorsan adres İmralı değil kardeşim, adres TBMM dedik. Buyurun git. Gittin de ne oldu? Şehirler, iller, ilçeler silah deposu haline dönüştürülürken sen neredeydin. Böyle bir ortamda faturayı masum vatandaş ödüyor. Sorunun çözümü TBMM’dir. Sayın Davutoğlu son geldiğinde de söyledim. Bırakın PKK belasına şimdi önümüze IŞİD belasını getirdiniz. Siz getirdiniz” dedi.
DEMİRTAŞ’A ÖZENDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik "Seni başkan yaptırmayacağız" sözlerini de hatırlatan bir üslupla, "Başkanlık da başkanlık. Dünyanın en önemli ülkeleri başkanlık sistemiyle yönetiliyormuş. Perişan haldeyiz, o tutturmuş başkanlık. Olamayacaksın kardeşim, olamayacaksın" ifadelerini kullandı.
“BU SORUNU ÇÖZMEK İÇİN SAMİMİ OLACAKSINIZ, GİZLİ KİŞİSEL AJANDANIZ OLMAYACAK”
“Bu sorunu çözmek için samimi dürüst olacaksınız, gizli kişisel ajandanız olmayacak, millete hesabını veremeyeceğin vaatlerin altına girmeyeceksin” diyen Kılıçdaroğlu, “İdris Baluken açıklama yaptı, ’bize özerklik sözü verdi’ diyor. Hükümet kanadından hiçbir itiraz yok. Anlaşamadık diye bir lafta yok. Millete bilgi vereceksin. Madem bir toplumsal uzlaşma ile bu sorunu çözeceğiz, vatandaşı bilgilendireceksin. Onun desteğini alacaksın. Bütün bunları yapmadın, kendi bildiğini okudun faturayı bölge hakkına çektin” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında Diyarbakır’dan gelen iki mektubu okudu.
(İHA)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, sorgulama yapılırsa 2015’in ve 2016’nın çok daha iyi anlaşılmış olacağını belirterek, “2015’teki felaketlerin kaynağı nedir? Bunu birilerinin sorması lazım. Hepimizin sorması lazım. Yılbaşı gecesi İstanbul’u kana bulayacak olan canlı bombalar yakalandı. Şu soruyu kendimize sormamız o canlı bombalar hangi atmosferde bu noktaya geldi? Masum insanların ölmesi için kendi bedenini yok etmeyi göze alan bir kişi. Bu atmosferi onlara kim sağladı? Biz bunu sormazsak demokrasiyi yeteri kadar yeşertemeyiz. Türkiye’den IŞİD terör örgütüne katılan gencecik fidan gibi çocuklarımız var. Anneyi düşünün yanında iki çocukta canlı bomba olmak istiyorum diyor. Nasıl bir ruh halidir bu? Bu atmosferi kim yarattı? Kim yönetiyor bu ülkeyi? Bu soruları sormazsak demokrasiye katkıda bulunamayız. Soru sorulduğu zaman bilim gelişir, insanlık büyük ve gelişir” diye konuştu.
“70 İLDE TABAN TUTAN BİR IŞİD TERÖR ÖRGÜTÜ VAR DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI NE YAPIYOR?”
Kılıçdaroğlu, terör konusunda sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir inanç uğruna Müslümanlık adına camiyi bombalıyorsun, türbeyi bombalıyorsun, canlı bomba oluyorsun, masum insanları öldürüyorsun ve kendini Müslüman olarak tanımlıyorsun. Bizim öğrendiğimiz Müslümanlıkta bunlar yok. Peki Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapıyor? 70 ilde taban tutan bir IŞİD terör örgütü var ve Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapıyor? Binlerce camimiz orada görev yapan saygıdeğer imamlarımız var. Biz kendi ülkemize kendi vatandaşımıza Müslümanlığı anlatamamış isek kime anlatacağız. Nasıl oluyor bütün bunlar nasıl gelişiyor. Sorgulanmadığı içindir ki siyaset kirlilikten arınmıyor. Kirli siyaseti bile hayatımızın parçası olarak görmeye başladık. Bunlar yanlış. 2016 yılının ilk grup toplantısında yurttaşlarımdan istirhamım sorgulayın, soru sorun. Hiç kimseye sormuyorsanız vicdanınıza soru sorun. Bunu yaptığınız zaman demokrasiye en büyük katkıyı yapmış olacaksınız.”
“ASGARİ ÜCRETLİ KARDEŞİM KENDİSİNE ŞU SORUYU SORACAK, BEN BİN 300 LİRAYI KİMİN SAYESİNDE ALDIM”
Asgari ücretin yılbaşında bin 300 liraya çıktığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Asgari ücretli kardeşim kendisine şu soruyu soracak. Ben bin 300 lirayı kimin sayesinde aldım. Bazıları diyebilir ki efendim hükümet verdi, AKP verdi. Şu soruyu kendine soracaksın asgari ücretli kardeşim, 13 yıldır sen onların aklında bile yoktun, seni hiç hatırlamadılar bile. 900 lira net asgari ücreti de benden öğrendiler bu iktidar sahipleri. Oturup sorgulayacaksın beni kim düşündü, kim benim haklarımı savundu. Soruyu vicdanına sorarsan eminim ki vicdanın sana şu cevabı verecektir, CHP. İki kazık attılar sana. Bunlardan birincisinin sen hiç belki farkında olmayacaksın. Senin aylığından işsizlik sigortası fonuna para kesilir. Senin paranla sana propaganda yaptılar. Bunun üzerinde düşünmesi, buna itiraz etmesi gereken sendikalar. Onlar senin haklarına sahip çıkmak yerine Kamboçya’ya gezmeye gidiyor. Senin hakkını savunan yok, senin hakkını emekten yana, alın terinden yana olan biz savunuyoruz, bunu unutma işçi kardeşim. Daha sen asgari ücretini almadan mutfağında çıkan yangına bak. Başta elektrik olmak üzere iğneden ipliğe her şeye zam geldi. Zam alacağım diye sevinirken mutfağın yangın yerine geldi. Zam yaparak ülke yönetilmez. Zam yapılarak yönetilen dünyada başka bir ülke var mı? Her şeye zam yaptılar. Daha bin 300 liranın cebini görmediği bir süre içinde mutfağında yangın çıkardılar. Bunu sen daha iyi önümüzdeki günlerde göreceksin. Belki şunu diyeceksin; ‘keşke bu zammı yapmasalardı mutfağımda bu kadar yangın olmasaydı’. Enflasyon 7-8-9 zam yüzde 40. Nasıl geçineceksiniz.”
“SORUNUN ÇÖZÜMÜ TBMM’DİR”
Güneydoğu’da, Doğu’da neler olduğunu soran Kılıçdaroğlu, “Bulunduğunuz kenti düşünün 10 gün sokağa çıkma yasağı ilan ettiniz 10 gün. 10 gün sokağa çıkma yasağı olursa, önce sen isyan edersin. Neden bu sokağa çıkma yasakları. Hukuki temeli nedir? Hangi yasa böyle bir yetkiyi veriyor size. 2002’de iktidara geldiklerinde terör diye bir şey yoktu. Kim yönetiyor bu ülkeyi. Kabahat PKK’da diyecekler, bizi kandırdı. Kandırılan bir hükümetten bu ülkeye hayır gelmez. Ben sana 50 sefer söyledim, dilimde tüy bitti. Bu sorunu çözmek istiyorsan adres İmralı değil kardeşim, adres TBMM dedik. Buyurun git. Gittin de ne oldu? Şehirler, iller, ilçeler silah deposu haline dönüştürülürken sen neredeydin. Böyle bir ortamda faturayı masum vatandaş ödüyor. Sorunun çözümü TBMM’dir. Sayın Davutoğlu son geldiğinde de söyledim. Bırakın PKK belasına şimdi önümüze IŞİD belasını getirdiniz. Siz getirdiniz” dedi.
DEMİRTAŞ’A ÖZENDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik "Seni başkan yaptırmayacağız" sözlerini de hatırlatan bir üslupla, "Başkanlık da başkanlık. Dünyanın en önemli ülkeleri başkanlık sistemiyle yönetiliyormuş. Perişan haldeyiz, o tutturmuş başkanlık. Olamayacaksın kardeşim, olamayacaksın" ifadelerini kullandı.
“BU SORUNU ÇÖZMEK İÇİN SAMİMİ OLACAKSINIZ, GİZLİ KİŞİSEL AJANDANIZ OLMAYACAK”
“Bu sorunu çözmek için samimi dürüst olacaksınız, gizli kişisel ajandanız olmayacak, millete hesabını veremeyeceğin vaatlerin altına girmeyeceksin” diyen Kılıçdaroğlu, “İdris Baluken açıklama yaptı, ’bize özerklik sözü verdi’ diyor. Hükümet kanadından hiçbir itiraz yok. Anlaşamadık diye bir lafta yok. Millete bilgi vereceksin. Madem bir toplumsal uzlaşma ile bu sorunu çözeceğiz, vatandaşı bilgilendireceksin. Onun desteğini alacaksın. Bütün bunları yapmadın, kendi bildiğini okudun faturayı bölge hakkına çektin” şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, konuşması sırasında Diyarbakır’dan gelen iki mektubu okudu.
(İHA)