CHP’nin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı, Antalya’nın Kundu Turizm Bölgesi’ndeki bir otelde başladı. Toplantıya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra, il başkanları, milletvekilleri, belediye başkanları ve il başkan yardımcıları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin çok kritik süreçten geçtiğini belirterek, demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü kaygıları sadece CHP’nin değil bütün dünyanın taşıdığını söyledi.
"İçinde yaşadığımız şartlar sorunun sadece CHP sorunu olmadığını gösteriyor" diyen Kılıçdaroğlu, “Sorun artık bir Türkiye sorunudur. Bizim sorunun çözümü konusunda görevi üstelenen organın sadece CHP değil, Türkiye’nin geleceğini düşünen bütün organların ortak hareket etmesi gereken bir süreçtir. Ve soruna böyle bakmamız gerekir” dedi.
Çanakkale’nin Kurtuluş Savaşı’nın önsözü olduğuna vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “Mustafa Kemal Atatürk’e komutanlık payesini o savaş belirlemiştir. Çanakale Zaferi’nin tarihimiz açısından bir başka önemi, hiçbir ayrım yapmaksınız, babalarımızın dedelerimizin ortak mücadele ettiği bir alandır. Bugün Çanakkale’de onlar birlikte kucak kucağa yatıyorlar. O kadar derin bir hoşgörü vardır ki o tabloda, Gazi Mustafa Kemal, Avustralya’dan gelenlere bile, ‘Onlar artık bizim evlatlarımızdır, bizim topraklarımıza yatıyorlar, o anneler hiçbir kaygı duymasın’ diye Avustralya’ya mesaj göndermiştir. Düşündüğümüz tabloya bakın daha sonrası Kurtuluş Savaşı, oldu Gaziantep’te, Şanlıurfa’da, İzmir’de beraberdik. Şimdi 20. yüzyılda ayrışma sürecine girdik neden. Bize bırakılan mirası daha yukarı taşımak varken, Türkiye bir ayrışma sürecinin içine sokuluyor. Türkiye’yi 14 yıldır bu noktaya hangi politikalar getirdi” diye konuştu.
“SADECE DERT DİNLEDİK”
Dün turizmcilerle bir toplantı yaptığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Emin olun ağızları bıçak açmıyor. Sadece dert dinledik. Gönül ister ki başarılarıyla övünsünler. Şu tabloya bakın; turizmciler hep önemli adımlar attılar. Türkiye turizmde dünyanın 6’ıncı sırasına yerleşti. Bu başarıyı turizmciler, onların çabalarına özverilerine borçluyuz. Antalya, bir gecede 550 bin kişiyi yatırabiliyor. 120 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. 10 milyar dolar civarında bir gelir çok güzel bir rakam. Toplam turizmin yüzde 41’ini tek başına Antalya gerçekleştiriyor. Gecelemenin 3’te 2’si yine Antalya’da. Bu başarıyı sağlamanın temel nedeni fiyat ve kalite. 54 sektör şu veya bu şekilde turizme katkı veriyor” ifadelerini kullandı.
“DIŞ POLİTİKANIN FATURASI AĞIR OLDU”
Tarıma da değinen Kılıçdaroğlu, “Antalya’da aynı zamanda 265 bin dekar örtü altı tarım yapılıyor. Örtü altı tarımın yüzde 40’ını tek başına Antalya gerçekleştiriyor. Turizmde günlük tüketilen yaş sebze meyve 300 ton civarında. Bu turizmin ve tarımın nasıl iç içe geçtiğini gösteren çok önemli bir rakam. Antalya nüfusunun yüzde 30’u tarımla geçiniyor. İzlenen yanlış politikalarla turizm ve tarım can çekişmeye başladı. Turizmde dış politikanın faturası çok ağır olmuştur. Bize söylenen istihdamda yüzde 25-30 civarında düşüş var. Mayısa kadar önlem alınmazsa 75- 80 bin kişi işsiz kalacak. Turizmciler ‘Önlem alınmazsa iflas talepleri, ödenemeyen çeklerin artığını göreceksiniz’ diyorlar” dedi.
“TÜRKİYE’NİN İMAJI”
’Turizmcilere turist niye gelmiyor?’ diye sorduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “İki temel nedeni var. Türkiye’nin dışarıda bozulan imajı, ikincisi de terör. İmajın değişmesi demokrasiye bağlı, onunda gelmesi de bir hayli zor olacak. Güvenlik nedeniyle Türkiye’ye turist gelmek istemiyor. Terör devam ettiği sürece turist sayısının sürekli azalmanın olacağı ifade ediliyor” dedi.
“TERÖR BİTECEĞİ YERDE AZGINLAŞTI”
Terörden en çok şikayet eden partilerden biri olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Terörün bir insanlık suçu olduğunu söyleyen ilk partilerden birisisiz. Terörü bir siyasi partinin çözeceği bir olay olmanın ötesinde çözülmesi gereken milli bir mesele bir ulusal sorun olduğunu söyleyen partiyiz. Bütün siyasi partilerin bir araya gelerek çözeceği bir sorun olduğunu söyleyen partiyiz. Eğer bunu yapabilirsek Türkiye’de terörü sonlandırabiliriz. Terörü bitirmek için de siyasal partilerin, siyasal aktörlerin, meslek kuruluşlarını, STK’ları ortak hareket etmesi gerektiğini söyleyen partiyiz. Ama terörü çözerken aklı ve mantığı kullanacağız. Başka ülkeler bu sorunu nasıl çözmüşse gidip öğreneceğiz, o yöntemleri bulmaya çalışacağız. Bizim üstümüze düşen bir görev varsa, o görevi de yerine getireceğiz. Söyledik, bunu. Ama terör biteceği yerde terör azgınlaştı. Neden, eğer siz bir devleti, gayri meşru bir organla muhatap ederseniz, meşru bir devleti, BM’de tanınan bir devleti Anayasası, parlamentosu olan bir devleti, gayri meşru bir organla muhatap ederseniz bugünkü tabloyu oluşturursunuz” dedi.
“TERÖRE YARDIM VE YATAKLIK”
Uygulanan terör politikasının yanlış olduğunu defalarca söylediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bir devleti, gayri meşru bir organla muhatap edemezsiniz, dedik. Bizi dinlemediler. ‘Biz bildiğimizi yapacağız, sorunu çözeceğiz’ dediler. Sorunu çözün, ilk başta gelip ben sizi tebrik edeceğimi söyledim. Ama bu yöntemle, bu sorunu çözemezsiniz, dedik. Bugün geldiğimiz nokta çözemediler. İçişleri Bakanı Efkan Ala, ne diyor biliyor musunuz?, ‘AK Parti ile PKK görüşüyor’. Bunu söylüyor. Bir siyasal parti ile terör örgünün görüştüğünü İçişleri Bakanı söylüyor. Kim bu işin sorumlusu. AKP yöneticileri, tepe yöneticileri, bakanları, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır. Terör örgütüne yardım ve yataklık yapmışlardır. Terör örgütünün şehirlere silah depolamasına izin vermişlerdi. Güvenlik güçlerinin operasyon yapmalarına engel olmuşlardır. Gelen her şehidin sorumlusu AK Parti’dir ve o partinin yöneticileridir. Gayet net gayet açık söylüyorum” ifadelerine yer verdi.
“İL BAŞKANLARINA ÇAĞRI”
İl başkanlarına çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Yardım ve yataklık yapmışlardır derken sıradan söylemiyorum. Siyaset olsun diye de söylemiyorum. Operasyonların durdurulmasını gerektiğini gösteren bir belge. Dokunmayın onlara kentleri silah deposu haline getirsin diyor belge. Operasyon için izin isteniyor, vali altına not düşmüş, gerek yoktur diye. Kimin izni ile bunu bir vali yapabilir. Merkezden talimat gitmeyince bir vali bunu yapabilir mi? Terör örgütünün bugün şehirleri silah deposu haline getirmesini sağlayan temel aktör AKP’nin yöneticileridir. Dönemin Başbakanı, şimdi bakan ve Başbakanlarıdır. Önümüzdeki günlerde her il başkanımızdan rica ediyoruz. Gideceksiniz, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunacaksınız. Şimdi bağırıyorlar, neden böyle oldu diye. Sen yaptın, sen bu hale getirdin. Bunun üzerinde durmayacak mıyız.Yapılanları görmezlikten mi geleceğiz. Bunların tamamını halkımıza çok iyi anlatmamız gerekiyor. Gelen her şehidin sorumlusu iktidarda olanlardır ve o koltuklarda oturanlardır. Bu tablo turizmi vurdu, yeni şehitlerin gelmesine yol açtı, ekonomiyi, demokrasiyi vurdu.”
“TÜRKİYE TAMPON BÖLGE OLDU”
Türkiye’nin dış politikasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Yanlış olduğunu defalarca söyledik. 180 derece değişmesi gerektiğini söyledik. Bizim yaptığımız doğrudur dediler. Sizin yaptığınız bu haldeyse, Türkiye neden bu halde. 2.5 milyonu aşkın Suriyeli var Türkiye’de. Dün anlaşma imzaladılar. Türkiye açıkça bir tampon bölge haline gelmiş oluyor böylece. Açıkça bir tampon bölge. Bütün mülteciler gelecek hepsi burada kalacak,Avrupa verecek 3 milyar Avro, arkadan bir 3 milyar Avro daha, siz bunlara bakın deniyor. Siz niye bakmıyorsunuz? Siz niye kaçıyorsunuz? Onlar buraya değil, oraya gitmek istiyorlar. Bizimkilerde paşa paşa altına imzayı attılar. Ne olacak bu Suriyeliler. Ne olacak onlar. Arkadan gelecekler ne olacak. Türkiye bunlara nasıl bakacak. Ne olacak bu çocuklar yarın. Türkiye’nin bütün huzuru bozulacak göreceksiniz. Geleceği görmeyen bir siyasetçi, ülkeyi yönetiyor şuanda. Çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Bunu herkes bir tarafa not etsin. İzlediğimiz yanlış politikanın faturasını 78 milyon insanımızı ödeyecek. Şimdi Avrupalı kendisini kurtardı. Gelirse sana geri göndereceğim diyor. Sen bu işin jandarmalığını yap diyor. Bu bizim ağrımıza gidiyor. Faturayı sokaktaki çocuk dahil herkes ödeyecek. Göreceksiniz” dedi.
“HODRİ MEYDAN, BÜTÜN DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRALIM”
Dokunulmazlık hakkında da konuşan Kılıçdaroğlu, “Şu günlerde dokunulmazlık konusu gündemde. Biz kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkların kaldırılmasını istiyoruz. Hiçbir parlamenter söylediklerinden dolayı şu veya bu şekilde yargılanmamalı, hapse atılmamalı. Gelsinler bu çerçevede 83’üncü maddeyi yeniden düzenleyelim. İlkemiz tavrımız bu. Çünkü yolsuzluk yapanların ihaleye fesat karıştıranların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeri yok. Ne işi var yolsuzluk yapanın TBMM’de. Diyorlar ki; ‘Anayasal bir düzenleme yapalım, Anayasaya geçici bir madde ekleyelim. Mevcut bütün dokunulmazlıkları kaldıralım. Yeni dokunulmazlık gelirse raflarda kalsın.’ Yani çifte standart. Anayasada değişiklik mi yapıyorsunuz niye geçici madde koyuyorsunuz? Aynı paralelde düzenlemeyi yapalım, Türkiye’yi bu ayıptan kurtaralım. Eski hırsız kötü de yeni hırsız mı iyi? Eski dalavereci kötü yenisi mi iyi oyacak? Kuralı koyalım 83. maddeyi getirelim ve parlamentodan geçirelim. Avrupa Birliği ülkelerinde dokunulmazlıklar var onları örnek alalım. ‘Hayır geçici madde olacak eskileri göndereceğiz, yenileri koruyacağız’ diyorlar. Ama diyorlarsa ki biz bunu getireceğiz, getirin hodri meydan, bütün dokunulmazlıkları kaldıralım” diye konuştu.
“EĞER DEMOKRASİ ADINA BİR BEDEL ÖDENECEKSE O BEDELİ ÖNCE SİYASETÇİ ÖDEYECEK"
Dokunulmazlıkların kaldırılması konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, “Şöyle bir kaygı var bazı çevrelerde ‘Yargı bağımsız değil, CHP milletvekillerini içeri atarlar.’ Bizde öyle bir kaygı yok. Eğer demokrasi adına bir bedel ödenecekse o bedeli önce siyasetçi ödeyecek. Hani var ya büyük ozanımızın söylediği; ‘Sen yanmazsan ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa’ Gerekirse bedel ödeyeceğiz. Gerekirse hapse gireceğiz ama asla ve asla demokrasiden dönmeyeceğiz. Dokunulmazlık dosyaları elbette kaldırılsın. Ben bu değişikliği yapalım derken tarihe not düşmek istiyorum. Ahlak çifte standardı kaldırmaz. Eskinin hırsızla yeninin hırsızı fark etmez. Rahmetli Mumcu derdi; ‘Katil katildir sağcısı solcusu olmaz.’ Gel ilkeli davranalım 83’ü değiştirelim kürsü dokunulmazlığı hariç. Hodri meydansa hodri meydan diyoruz. Siyasette ilkeli olmak çok önemlidir. Tutarlı olmak, ahlaklı olmak çok önemlidir. Vesayet altında bir başbakanlık olmaz. Vesayet altında ülke yönetilmez. TBMM Başkanının parlamentoya, bizim önerimize sahip çıkması gerekiyor. Bir kural getirelim ana madde olsun Türkiye’yi bu ayıptan kurtaralım. Biz hazırız onlar da hazırsa hemen yapalım” dedi.
"KADDAFİ’NİN VERDİĞİ PARA NE OLDU?"
Kılıçdaroğlu, konuşmasında Başbakan Davutoğlu’na da seslenerek şöyle devam etti:
“Sayın Davutoğlu arada bir bize soru soruyor. Biz de çıkıp cevap veriyoruz. Ben de kendisine iki sormuştum bütçe görüşmelerinde. Bu kaçak sarayın maliyeti kaç paradır? Bugüne kadar söylemedi. Sarayın maliyetini açıklamaktan korkan bir başbakan olmaz. Vergi ödeyen 78 milyona saygısızlıktır. Kaddafi Erdoğan’a 250 milyon dolar para vermişti. Ne oldu bu para? Ben çıkıyorum ilkeli olarak bütün soruları cevaplıyorum. Sen de ilkeli ol, bütün soruları adam gibi cevapla.”
Kılıçdaroğlu’nun açılış konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
dikGAZETE