ANKARA
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Merkezinde BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve beraberindeki heyeti kabul etti.
Görüşmede, CHP Genel Başkan yardımcıları Faik Öztrak, Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek ile Genel Sekreter Selin Sayek Böke de yer aldı.
Görüşmenin ardından, iki genel başkan basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Siyasi partilerin Türkiye'nin sorunları hakkında bir araya gelmeleri, konuşmaları ve çözüm üretmelerinin demokrasi açısından önemine değinen Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin sorunlarını ekonomide, hukuk sisteminde, son yaşanan olaylar, bütün bunlar konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk ve kendilerinden de yararlandık.
Dolayısıyla Sayın Destici'ye ve arkadaşlarına yürekten teşekkür ediyorum." açıklamasını yaptı.
Destici de ziyaretlerinin ana sebebinin yeni anayasa konusu olduÄŸunu dile getirdi.
Yeni anayasa konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın samimi bir çağrıda bulunduğunu, kendilerinin de bunu olumlu karşıladığını aktaran Destici, yeni anayasanın toplumsal bir mutabakatla ve herkesin katılımıyla hazırlanması gerektiğini söyledi.
Türkiye'yi uzun yıllar taşıyacak, milletin özgürlüğünü, refahını garanti altında alacak bugüne kadar yapılamamış bir anayasanın bugün yapılabileceğinin altını çizen Destici, her şartta yeni anayasanın halk oylamasına götürülmesi gerektiği görüşünü dile getirdi.
CHP'nin köklü bir parti olduğunu ve yeni bir anayasa yapılacaksa bu çalışmaların içinde bulunması gerektiğini belirten Destici, "Bununla beraber elbette bütün partiler bunun içinde olsun.
Sürecin başlayabilmesi için siyasi gerginliklerin azaltılması lazım. Bunu da doğru buluyoruz. Seçim kanunu siyasi partiler yasası gündemde buradan başlanabilir.
Burada bir mutabakat sağlanabilir. İYİ Parti ve DP'yi ziyaret ettik. İnşallah önümüzdeki günlerde siyasi partileri ziyaretlerimiz devam edecek." dedi.
Soruları yanıtladılar
İki Genel Başkan açıklamalarının ardından soruları yanıtladı.
"PKK'nın Gara'daki katliamının ardından şehitler için yaptığı taziyede 'PKK' ifadesini kullanmaması ile operasyona ilişkin eleştirileri" ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bugünkü açıklamaları sorulan Kılıçdaroğlu, "Önce sarayın memurları benim muhatabım değil, dolayısıyla ona cevap vermeyi doğru bulmuyorum." yanıtını verdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Şehitlerimiz, hepimizin şehidi. Bölücü terör örgütünü hep beraber kınamalıyız. Ayrıca terör nereden, kimden, nasıl gelirse gelsin Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bütün yurttaşların teröre karşı ortak tavır takınması gerekir.
Bölücü terör örgütüne yapılması geren, söylenmesi gereken her şey CHP tarafından söylenmiştir. Kullandığımız dil, sarayın değil, devletin diline uygun bir dildir. Açarsınız Genelkurmay Başkanlığının internet sitesini, 'bölücü terör örgütü' der. Aynı şeyi biz de kullanıyoruz.
MSB 'bölücü terör örgütü' der, aynı şeyi biz de kullanıyoruz. Biz bir terör örgütünün reklamını yapmak zorunda değiliz. Türkiye Cumhuriyeti devletinin üzerinde hesapları olan bütün terör örgütlerine karşıyız. Türkiye'nin birliğinden ve bütünlüğünden yanayız.
Sayın Erdoğan'ın beni eleştirmesini onun açısından anlayışla karşılıyorum, çünkü verilemeyecek hesabı var."
Kendisinin hakaret etmeden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 5 soru sorduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sokakta vatandaşın sorması gereken, sorulmasını istediği 5 soruya cevap aradığını ifade etti.
Ortada bir başarısızlık olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Başarısızlığı da ben söylemiyorum onu da Erdoğan söylüyor. 'Gittik başarısız olduk' diyor. Başarısız olduysanız bunun bir sorumlusunun olması lazım. Bütün dünyada bütün demokrasilerde, bütün tek adam rejimlerinde bunun bir sorumlusunun olması lazım.
'Kim bu işin sorumlusu' diye sordum? Erdoğan, Meksika'ya gidip konuşuyor, Amerika'da üç Müslüman öldürüldüğü zaman diyor ki 'bu işlerden siyasiler sorumludur.' Meksika'da ayrı Türkiye'de ayrı dil kullanamazsınız. Devlet adamına yakışmaz.
Orada siyasiler sorumluysa, Türkiye'de de siyasiler sorumludur. Şimdi ben kalkıp da ordumuzu mu, Genelkurmayı mı, silahlı kuvvetleri mi eleştireceğim? Onlar siyasetin emrindedir. Siyaset talimat vermiş, onlar da gereğini yapmışlardır. Sorumlu kimdir, siyasetçidir. Kimdir en tepedeki sorumlu? Erdoğan değil mi? O dur.
Bakın Erdoğan'ın kullandığı dili kullansaydım kim bilir neler olmuştu. 13 vatandaşımıza 'esir' diyor. Allah aşkına siz ne zamandır bir terör örgütünü meşru muhatap olarak görüyorsunuz.
Bunun üzerinde kim durdu? Terör örgütü mensupları bizim erlerimizi, askerlerimizi, sivillerimizi rehin alıyorlar, rehin lafını kullanmıyor 'esir' lafını kullanıyor. Ben esir deseydim kim bilir neler olmuştu.
Acaba Erdoğan'a destek verenler çıkıp da 'siz esir lafını kullanamazsınız' dedi mi? Demediler. Niye demediler, çünkü onlar da saraydan talimat alıyorlar. Bunlar doğru değildir."
5 sorunun cevabını bekliyorum
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 17 Şubat'taki konuşmasında, "Bu operasyonun sorumlusu elbette, cumhurbaşkanından, bakanlarından, tüm mensuplarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir" dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Ben şu soruyu sağduyu sahibi bütün vatandaşlarıma sormak isterim, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti devletini 'beceriksizdir, başarısızdır' diye suçlayan ikinci bir cumhurbaşkanı oldu mu? 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir' diyor sorumluluğu devlete atıyor.
Devleti yöneten kim? Kemal Kılıçdaroğlu ise ben o sorumluluğu alırım. 'Kusura bakmayın ben bir talimat verdim, gereğini yapın dedim. Olmadı, ben görevimden ayrılıyorum.' Ne için? Şehitler için, '16 şehit için ben görevimden ayrılıyorum.' derim.
Kısır tartışmaların içine girmeye gerek yok. Akıl baliğ olan herkes gayet iyi bilir ki burada ciddi bir başarısızlık vardır. Bunu dillendiren de Sayın Erdoğan'dır. O zaman başarısızlığın faturasını bana değil, talimatı verene çıkarması lazım. Talimatı kim verdi?
Operasyon yapıyorsunuz, rehineleri kurtaracağız 16 şehit veriyorsunuz, rehineler de kurtulmuyor. Siz bunu başarı diye yutturmaya çalışıyorsunuz. Ben millet adına 5 tane soru sordum. Niye bu sorularda bu kadar alındılar, anlamıyorum.
Basit sorular, hala cevabını da almış değilim. 5 sorunun cevabını Sayın Erdoğan'dan yine bekliyorum. Hakarete gerek yok. Alsın önüne koysun, 5 sorunun cevabını bana değil millete verecek zaten. Ben kendi adıma sormuyorum.
Ben Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan bütün vatandaşlar için, bütün şehitlerimiz, bütün gazilerimiz için, şehit yakınları için 5 soruyu sordum, bu 5 soruya cevap versin..."
"İktidar, iki bakan bilgilendirdi, tüm detaylarıyla anlattılar, buna rağmen ikna olmadınız mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bu soruların yanıtını bulamadığım için 5 sorunun cevabını hala bekliyorum." yanıtını verdi.
Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmeleri yaptı:
"İster Erdoğan verir ister onun yetkilendirdiği birisi verir. Ne demişim '5,5 -6 yıldır ne yaptınız?' Ben bunu bilmiyorum çıksın millete anlatsınlar. Bölücü terör örgütü bunları ellerinde tutuyordu, ne yaptınız siz? Bize soruyorlarsa ben bunu açıkladım zaten.
Soruyorum, siz İstanbul seçimlerinde gittiniz bölücü terör örgütünün elebaşından mektup aldınız, 'bize destek ver dediniz.' İstanbul seçimleri için destek istiyorsun da aynı kişiden neden '13 kişiyi serbest bırakın' diye bir çağrı mektubu, bir açıklama istemiyorsunuz.
Benim bunu sormaya hakkım yok mu? Sormuşum, 'Dostum Trump' diyorsun. Telefon etti Papazı hemen bıraktın, Papazı verirken, 'Ben sana Papazı hemen veriyorum sen de şu 13 arkadaşımızın bize iadesini sağla' diyemez miydin? Niye söylemedin? Ben sorunca kızıyor, niye kızıyorsun kardeşim?
Yine soruyorum, bu işler daha önce oldu, pek çok sivil toplum kuruluşu araya girdi, uluslararası kuruluşlar var, girdiler, konuştular, bu insanlar sağ geldi. 'Niye aynı yolu denemedin' diye sordum.
Yine aynı şekilde '13 evladımız şehit oldu, gel gör ki başarısız olduk' ben diyorum ki sen ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı olarak 'başarısız olduk' diyorsan, bunun bir sorumlusunun olması lazım, kim bu sorumlu?' Burada hakaret var mı? Birisini özel olarak suçlama da yok.
Ben bu soruların cevabını bilmek zorundayım. Sokaktaki vatandaş da bilmek zorunda. Soruların cevabını istiyorum hakaretler arka arkaya geliyor, yağmur gibi. Ne yaparlarsa yapsınlar, inandığım yoldan, 16 şehidimizin hakkını ve hukukunu hayatımın son ana kadar savunacağım.
Bu ülkede insanlar kolay yetişmiyor. Kendi ülkesi için hayatını feda eden insanların sorumluluğunu birilerinin üstlenmesi lazım."
BBP'nin yaşanan tartışmalara bakışı sorulan Mustafa Destici ise asıl hedef alınması gerekenin bölücü terör örgütü PKK olması gerektiğinin altını çizdi.
Siyasi partiler arasında gerilirim düşmesi gerektiğine değinen Destici, "Teröre karşı hepimizin ortak duruş sergilenmesi lazım. Mesele terörse, şehitlerimiz ise daha hassas olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Bir birimizi suçlamak yerine, biz burada teröre karşı ortak bir mücadeleyi yürütmeliyiz. Hiç kimsenin burada oy hesabına girmemesi gerekiyor, çünkü bu devlet meselesidir. Bize göre iç siyaset malzemesi yapılmaması lazım." diye konuştu.
"Sizin aklınızda hiç soru yok mu operasyona ilişkin?" denmesi üzerine de Destici, her konunun basın önünde konuşulamayacağı yanıtını verdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com