Siyaset

Kılıçdaroğlu, Başbakan’a 3 soru daha sordu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Binali Yıldırım’a başkanlık sistemi konusunda 3 soru daha yöneltti.

Kılıçdaroğlu, Başbakan’a 3 soru daha sordu
21-06-2016 19:42

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM’deki Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gazetelerdeki haberlere değinerek, “Başlık atılmış, 14 ile silah gömüldü. 287 terörist keşif için Türkiye’ye gönderildi. Bu 14 ile silah gömüldüyse iktidarda kim vardı. AKP’nin şöyle bir özelliği var. Sanki dün iktidara gelmişte ondan önce başka bir iktidar varmış onları karalayarak kendisine yeni bir yol açıyor. 14 ile silah gömülürken bu ülkede yönetici, vali, kaymakam, bakan, başbakan kimdi? Sen bunu soracaksın. Bugün Binali Bey açıklama yapıyor diyor ki, ’Bazı belediyeler terör örgütlerine lojistik destek yapıyorlardı.’ İyi de o yaparlarken iktidarda kim vardı, senin yeni mi haberin oldu? Devletin arşivlerine gir dünya kadar bilgi var orada. Valiye talimat verdin sakın bunlara dokunma dedin. 200 ton bombayı şehirlere yerleştirdiler denildi. Şimdi kalkmışlar gerekçe arıyorlar, acaba bu suçu kime yıkarız diye. Biz bunları söylüyoruz, vatandaşın derdi var diyoruz, işsizlik bir taraftan, yoksulluk bir taraftan diyoruz birisinin derdi hiç değişmiyor, ‘illa ben başkan olacağım.’ Vatandaş mı? Önemli değil; işsizlik mi? Hiç önemli değil, terör hiç önemli değil. Nedir önemli olan? Beni başkan yapın. Kardeşim seni başkan yapmayacağız” diye konuştu.

“AMERİKAN BAŞKANLIK SİSTEMİNİ EĞER GETİRECEKSEN ÜÇ TANE SORU DAHA SORUYORUM…”

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Amerikan tipi başkanlık getirin. İki soru sordum, eyalet sistemine ne diyorsun? Amerika’da eyalet var orada parlamentolar var. Parlamentonun ayrı yasaları var ne diyorsun? Biz üniter devletiz diyor. Bunu Mısır’daki sağır sultanda duydu diyor. Mısır’daki sağır sultan duydu da senin kafanın arkasında başka şeyler var biz onu biliyoruz. Şimdi sen çark etme. Sen Amerikan başkanlık sistemini eğer getireceksen üç tane soru daha soruyorum; bir, orada milletvekilleri kürsüye çıkar istedikleri kadar konuşur, süre kısıtlaması yoktur. Örnek vereyim 1957 yılında Amerika’da bir senatör kürsüye çıkıyor 24 saat 18 dakika konuşuyor. Demokrasi budur işte. Milletin derdini anlatacağım diyor. Hayır diyorlar 5 dakikadan fazla konuşamazsın diyorlar. Millet dertli olsun ne milletin derdi geç onları diyorlar. Bunu kabul ediyor musun, etmiyor musun?

İki, ABD’de yargı bağımsızlığı, yargının tarafsızlığı var. Öyle başkan geldi Yargıtay üyeleri ayağa kalksınlar, alkışlasınlar öyle bir şey yok orada. Çünkü orada hakim çok bilir ki, bir gün gelir bunlar benim karşıma çıkarlar. Ben orada da tarafsızlığımı korumak zorundayım. Bu kadar yüksek ahlaki değerlere sahiptirler Amerika’daki yargıçlar. Sen böyle bir sistem getirecek misin, getirmeyecek misin? Ayrıca başkan yüksek mahkemeye yargıç atarken senato kararı kesinleşmeden atama yapamıyor bu modeli getirecek misin getirmeyecek misin? Büyükelçileri atarken senato onayı olmadan büyükelçileri atayamıyorsun. Sen istediğin gibi 24 saatte istediğin yere büyükelçi atıyorsun. Bu modeli getirecek misin, getirmeyecek misin? Amerika’da başkan başkanlık sarayında oturur. Kirasını öder, yediği yemeğin faturasını da öder, evine misafir geldiğinde 5 yıldızlı bir otelin tarifesi üzerinden o misafirlerine ikram ettiği yemeğin bedelini de öder. Yani şeffaftır, yani Amerikan halkı her kuruş verginin hesabını sorarlar. Ben soruyorum Binali Beye sen bu modeli Türkiye’ye getirecek misin, getirmeyecek misin? Getirirsen vallahi bir gün sarayda kalmaz, derhal terk eder. Bin 100 küsür odalık sarayın kirasını çok ucuz değildir. Getirecek misin Binali Bey?”

“DANIŞTAYI VE YARGITAYI VE YSK’YI SIFIRLIYORLAR”

CHP iktidarında ilk çıkaracakları kanunun siyasi ahlak kanunu olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “Birileri oturduğun sarayın hesabını veremiyor. Bu bu millete ihanettir. Milletin parasıyla yapıldı bu. Biz harcadığımız her kuruşun hesabını vereceğiz. Çünkü biz kul hakkı yemeyiz bunlar yerler. Haramzadelerde ahlak yoktur. Ahlak farklı bir şeydir. Ahlaklı insan hiç kimsenin kimliğiyle yaşam tarzıyla inancıyla oynamaz ve hiç kimseyi ötekileştirmez. Ahlak adalet üzerinde büyür. Şimdi adalet sisteminin dibine dinamit koymaya başladılar. İktidar oldular dediler ki bu HSYK, Yargıtay, Danıştay bir şeye yaramıyor. Biz bunu değiştireceğiz dediler ve değiştirdiler. Şimdi yeni bir kanun getirdiler komisyondan geçti. Danıştayı ve Yargıtayı ve YSK’yı sıfırlıyorlar. Ancak ve ancak darbe döneminde yapılan bir operasyondur bu. 12 Eylül darbecilerinin dahi aklına gelmemiştir. Bunu yapsınlar tarihe baksınlar Hitler nerede tarihte. Aynı akıbete uğrayacaklardır bunlar. Aynı yere gidecekler tarihin çöp sepetine gidecekler bunlar. Ahlak erozyona uğradı. Her türlü ahlaksızlığı görebilirsiniz. Yargıyı düzelteceğiz diyorlar, bir gecede 160 kişiyi Yargıtay’a tayin ettiler. Devlette liyakat sistemini çökerttiler. İşi ehline verme sistemini çökerttiler. Bizim partili ise hiç önemli değil. Yeter ki bizim partili olsun” ifadelerini kullandı.

“YAPILAN DÜZENLEME HUKUKİ BİR DÜZENLEME DEĞİL, TÜMÜYLE BİR SİYASİ DÜZENLEME"

Yargı için yeni bir paketin komisyonda görüşüldüğünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Biliyorlar anayasa aykırı olduğunu. Ama bir düzenlemeden yararlanıyorlar. Nasıl olsa AYM kararları geriye yürümez biz o değişikliği yaparız. Yeni hakimleri tayin ederiz ve dolayısıyla olay biter. Bu hukuka karşı hiledir. Bu haramzadeler yargıyı değiştirerek ileride kendileri için güvenceli bir alan yaratıyorlar. Ne kadar uğraşırsan uğraş yargının önüne bir gün inşallah çıkacaksın ve bu millete hesabını vereceksin. Yargıyı yıpratanlar görevini kötüye kullananlardır. Yargıyı elbette düzeltebiliriz, meşru zeminde düzeltebiliriz. Hukukun üstünlüğüyle düzeltebiliriz. Bunları düzeltebiliriz ama diyorlar ki biz intikam alacağız. Biz bağımsız yargı değil, talimat alan yargı istiyoruz diyorlar. Dünya şunu söylüyor, Türkiye’de bir dikta yönetimi var. Bu yönetimin getirdiği düzenlemelerden birisi işte bu yargıyla ilgili düzenlemedir. Yapılan düzenleme bir hukuki düzenleme değil, tümüyle bir siyasi düzenleme. Tamamen yargıyı yürütme organının arka bahçesine dönüştürmek. Biz bu konuda hukuk mücadelemizi vereceğiz. Bunu AYM’ye taşıyacağız. Buradan AYM üyelerine de seslenmek istiyorum, nasıl YSK’yı kaldırırlarsa sizin içinde bir kanun gelebilir. Tasfiye edeceğim AYM’yi yerine yeni üyeler atayacağım diyebilir. Eğer hukuka karşı yapılan hilenin arkasında durursanız o hile gelir bir gün sizi de bulur. Siz bu ülkeyi seviyorsanız, sağlıklı bir hukuk eğitimi aldıysanız, toplum vicdanında hukukun gerçekten önemli bir yer almasını istiyorsanız bu yasaya ivedilikle karşı çıkacaksınız bu sizin tarihi görevlerinizden birisidir. Türkiye’de demokrasi olmalı, hukukun üstünlüğü olmalı. Yargıç hukukun üstünlüğü kuralları çerçevesinde karar vermeli. Hukukun üstünlüğünün olmadığı Türkiye’de ne oldu? 69 milyar dolarlık yatırım kaçtı. Doğrudan yabancı sermaye stoku 30 milyar dolar eridi. 44 milyar 500 milyon dolarlık yabancı sermaye portföy yatırımı ülkeyi terk etti. Bütün vatandaşlarıma şu çağrıyı yapıyorum, ülkeyi seviyorsan, terörden muzdaripsen, çiftçi kardeşim ektiği ürünün karşılığını alamıyorsun, 2 milyon 700 bin çocuk okula gidemiyor ilköğretime hepimizin oturup yeniden düşünmesi, vicdan sorgulaması yapması lazım. Türkiye bir dikta yönetimine teslim olmamalıdır ” açıklamasında bulundu.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER