Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, "Türkiye’de her 100 kişiden 86’sı kıdem tazminatı alabiliyor. 100 kişiden 65’i alamadığı kıdem tazminatı için mahkemelere bile başvurmuyor. Bizim görevimiz 100 kişiden 100 kişinin kıdem tazminatı almasını sağlamak" dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşu olan Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Türkiye Mesleki Yeterlilik Merkezi İktisadi İşletmesi (İNTES MYM) ahşap kalıpçı, duvarcı ve iskele kurulum elemanı ulusal yeterliliklerinde yapılan performans sınavında denetim yaptı. Bakan Soylu, sınav denetimleri sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Soylu, bir gazetecinin işsizlik rakamlarında 2015 Ağustos ayından beri en düşük seviyeye gelindiğini belirterek, bununla ilgili değerlendirmelerini sorması üzerine, "Birinci çeyrekte büyüme yüzde 4.8, OECD ortalaması yüzde 1.8. Türkiye, demokrasinin kendisine verdiği güçle birlikte istikrar denilen bir gemiyle yolcuğa devam etmektedir. Etrafımızda birçok olay olmasına rağmen, Türkiye’nin terörle istikametini bozmak istemelerine rağmen bakınız biz işimizi yapıyoruz, herkes işini yapıyor. Türkiye’nin hedefleri var, istikameti var, siyasal ve demokratik yolculuğun yanı sıra ekonomik bir yolculuğu da var. Bunlar birbiriyle bağlantılıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aktif sigortalı sayısında Ocak’la Nisan ayı arasında yaklaşık 400 binlik artış söz konusu. İş gücü kapasitemiz de yüzde 51’in üzerine çıktı. Bu da bizim için çok iyi bir gösterge. Bizim öncü göstergelerimizden Nisan ayında da yükseliş söz konusu. Ciddi yükselişler ortaya koyuyoruz. Bunun için de hem siyasal istikrar hem ekonomik istikrar hem de öngörülebilirlik Türkiye açısından çok önemlidir. Bütün bunları bir araya getiren işine bakan bir Türkiye var" dedi.
"TÜRKİYE’DE KIDEM TAZMİNATI ÖNEMLİ BİR UZLAŞI ALANIDIR"
Soylu, kıdem tazminatı çalışmalarının detaylarıyla ilgili ise, "Bunları uzun zamandır söylüyoruz, bunlar elbetteki bir takım değerlendirmeler. Bu Türkiye’de önemli bir uzlaşı alanıdır kıdem tazminatı meselesi. Biz sosyal hukuk devletiyiz. Bir taraftan çalışanımızı muhafaza etmekle yükümlüyüz, diğer taraftan da işverenimizin sürdürülebilirliğini düşünmek zorundayız. Bir taraftan da devletin kendi kurallarını işletmek zorundayız. Bütün dünyada sosyal diyalog denen bir kavram var. Çalışan, işveren ve devlet, bütün bunlarla bizim teknik olarak uzun bir süredir yaptığımız ve tamamladığımız ancak daha hükümetimize sunmadığımız çalışmaları tüm taraflarla değerlendirmeden işte biz böyle bir çalışmayı gerçekleştiriyoruz ve bunu öneriyoruz demenin bizim açımızdan doğru olmadığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
"HER 100 KİŞİDEN 86’SI KIDEM TAZMİNATI ALABİLİYOR"
Soylu, bir gazetecinin "Belli bir takvimi var mı?" diye sorması üzerine ise şöyle cevap verdi:
"Belli bir takvimi var. Hükümete bunu sunduğumuz andan itibaren, ki bunun çok yakın bir zaman diliminde olabileceğini düşünüyoruz. Sunduğumuz andan itibaren bunu tüm paydaşlarımızla masanın etrafına oturacağız, ASO’ya gideceğiz, bir takım sivil toplum örgütlerine gideceğiz, sendikalarımızla bir arada olacağız ve bunu anlatacağız. Buradan çalışan kesimini de sendikalı olanlar ve olmayanlar olmak üzere ayırmak istiyoruz. Bugün Türkiye’de her 100 kişiden 86’sı kıdem tazminatı alabiliyor. Bizim görevimiz 100 kişiden 100 kişinin kıdem tazminatı almasını sağlayabilmektir. 100 kişiden 65’i alamadığı kıdem tazminatı için mahkemelere bile başvurmuyor. Bizim sorumluluğumuz çalışanın hakkının verilmesi ama ekonomik piyasanın da sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu dengenin kurulmasıdır. Bunu sağlayabilecek çok detaylı bu konuda son düzenleme yapmış, daha önce düzenleme yapmış ülke uygulamalarını da inceleyerek, kimini yerinde inceleyerek, kimini karşılıklı bir takım temaslarda bulunarak gerçekleştirdiğimiz incelemelerde bulunarak bir hafta uğraştığımız kanaatindeyim. Bizim yapmaya çalıştığımız sistem Türkiye’nin taleplerini karşılayabilecek, tarafların söylediklerine cevap verebilecek ve bugüne kadar ortaya çıkmış problemlerin çözümünü esas alan ve birçok ülke uygulamalarından da aldığımız bilgi ve tecrübelerle bir modeli oluşturmaya çalıştık. Çalışıp kıdemini alamayan sessiz yığınlar var. ’Hakkım ne olacak’ diye tedirgin olanlar var. Bunların hepsinin gönlüne su serpecek, akşam eve gittiği zaman kendi hesabında aylık alacağı ücretin dışında, ikramiyelerin dışında kıdemini de biriktiği ve onunla beraber geleceğini planlayabildiği bir düzenlemeyi çalışanlarımızla paylaşmak istiyoruz. Bunun zamanı geldi de geçti."
"BİRÇOK ÜLKEDE İNCELEMELERDE BULUNDUK, AVUSTURYA DA BUNLARDAN BİRİ"
Soylu, "Avusturya modeli söz konusu değil mi?" sorusuna da, "Arkadaşlarımız birçok ülkeye gitti, Avusturya da bunlardan bir tanesi, burada incelemelerde bulundular. Her ülkenin kendine ait şartları ve her ülkenin kıdem tazminatında bulunduğu safha farklı, bizimkisi farklı. Yani buna ayrı çözüm üretmek gerekir. Biz bunları da yerinde gördük. Onlar hangi problemlere hangi çözümleri üretmişler. Önümüzdeki günlerde bunu hep beraber paylaşacağız, çok farklı çözümler var" cevabını verdi.
"HÜKÜMET OLARAK BÜTÜN ELEŞTİRİLERE AÇIĞIZ"
Soylu, bir gazetecinin "Kıdem tazminatı ile BES sisteminin birleştirilmesi gibi bir durum söz konusu mu?" sorusu üzerine, "Biz hükümet olarak bütün eleştirilere açığız. Özellikle bu konu toplumun her bir bireyini ilgilendiriyorsa bunların hepsini değerlendireceğiz" diye konuştu.
Soylu, "Erciyes Üniversitesi’ndeki çalışan teknisyenlerin kanser olduğu bilgisi basına yansıdı. Çalışma Bakanlığı’na başvurdukları ve isteklerinin olduğunu belirttiler. Konuyla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?" sorusu üzerine, "Bizim sadece böyle bir mesele değil, çalışma hayatındaki tüm aksaklıklar veya tüm şikayetlere yönelik olarak sistemimiz hemen çalışır. Yani böyle bir tedirginliğin, endişenin karşılıksız bırakılmayacağını ifade etmek istiyorum. Gereğini yerine getiriyoruz" dedi.
“RUSYA, TRABZON’DAKİ OKUL SPORLARI OLİMPİYATINA KATILACAK”
Bakan Soylu, Rusya ile ilişkiler üzerine ise şunları söyledi:
"Özellikle biz etrafımızdaki bütün ülkelerle gerek tarihimiz, gerek bugünümüz, gerek yarınımız, tarihi ilişkilerimiz, siyasal ilişkilerimiz, ekonomik ilişkilerimiz ve insan kaynağı ilişkilerimiz açısından sürdürülmek zorundadır. Bizim Rusya ile ilişkilerimiz sadece turizm üzerinden nitelendirilen ilişkiler değildir. Biz aynı coğrafyanın mensubuyuz, uzun yıllar sınır komşuluğu ortaya koyduk, birbirimizle iktisadi siyasi ilişkilerimiz var. Rusya ile ilgili bilinen gerginliğin ortaya çıkmasından sonra Türkiye çok sorumlu bir tutum ve davranış içerisinde olmuştur. Çünkü ülkeler arasındaki ilişkiler kişilerle bağlı değildir. Ulusal onurumuza, milli onurumuza saldırılmadığı sürece ve böyle bir davranış içerisinde bulunulmadığı sürece biz bu ilişkilerimizi en üst düzeyde devam ettirebilme konusunda kararlı olduğumuzu ifade ediyoruz. Rusya bahsinde ise hem Sayın Başbakanımızın hem Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koydukları irade de bu yöndedir. Gerek orada çalışmalarımız var, gerek orada taahhüt inşaat projelerimiz var, gerek hizmet alanında Rusya’da sunumlarımız söz konusu. Rusya’nın da Türkiye’de çok önemli projeleri var. Bu projelerin tamamını ortadan kaldırabilmekte, yok görebilmekte mümkün değildir. Devletler arasında gerginlikler olabilir, önemli olan bu gerginlikleri devletler içerisinde yaşayan milletlere sirayet etmeden çözebilmek. Rusya ile ilişkilerimizin serancamının da böyle olacağını düşünüyoruz. En son Temmuz ayının başında Trabzon’da okul sporları olimpiyatı olacak, oraya Rusya daha önce göndermemişti, şimdi bir temsilci gönderecek. Zannediyorum önümüzdeki günlerde bunlar temaslarla çok daha iyi bir noktaya gelecek düzeyde olacaktır."
(İHA)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Soylu, Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşu olan Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası Türkiye Mesleki Yeterlilik Merkezi İktisadi İşletmesi (İNTES MYM) ahşap kalıpçı, duvarcı ve iskele kurulum elemanı ulusal yeterliliklerinde yapılan performans sınavında denetim yaptı. Bakan Soylu, sınav denetimleri sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Soylu, bir gazetecinin işsizlik rakamlarında 2015 Ağustos ayından beri en düşük seviyeye gelindiğini belirterek, bununla ilgili değerlendirmelerini sorması üzerine, "Birinci çeyrekte büyüme yüzde 4.8, OECD ortalaması yüzde 1.8. Türkiye, demokrasinin kendisine verdiği güçle birlikte istikrar denilen bir gemiyle yolcuğa devam etmektedir. Etrafımızda birçok olay olmasına rağmen, Türkiye’nin terörle istikametini bozmak istemelerine rağmen bakınız biz işimizi yapıyoruz, herkes işini yapıyor. Türkiye’nin hedefleri var, istikameti var, siyasal ve demokratik yolculuğun yanı sıra ekonomik bir yolculuğu da var. Bunlar birbiriyle bağlantılıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aktif sigortalı sayısında Ocak’la Nisan ayı arasında yaklaşık 400 binlik artış söz konusu. İş gücü kapasitemiz de yüzde 51’in üzerine çıktı. Bu da bizim için çok iyi bir gösterge. Bizim öncü göstergelerimizden Nisan ayında da yükseliş söz konusu. Ciddi yükselişler ortaya koyuyoruz. Bunun için de hem siyasal istikrar hem ekonomik istikrar hem de öngörülebilirlik Türkiye açısından çok önemlidir. Bütün bunları bir araya getiren işine bakan bir Türkiye var" dedi.
"TÜRKİYE’DE KIDEM TAZMİNATI ÖNEMLİ BİR UZLAŞI ALANIDIR"
Soylu, kıdem tazminatı çalışmalarının detaylarıyla ilgili ise, "Bunları uzun zamandır söylüyoruz, bunlar elbetteki bir takım değerlendirmeler. Bu Türkiye’de önemli bir uzlaşı alanıdır kıdem tazminatı meselesi. Biz sosyal hukuk devletiyiz. Bir taraftan çalışanımızı muhafaza etmekle yükümlüyüz, diğer taraftan da işverenimizin sürdürülebilirliğini düşünmek zorundayız. Bir taraftan da devletin kendi kurallarını işletmek zorundayız. Bütün dünyada sosyal diyalog denen bir kavram var. Çalışan, işveren ve devlet, bütün bunlarla bizim teknik olarak uzun bir süredir yaptığımız ve tamamladığımız ancak daha hükümetimize sunmadığımız çalışmaları tüm taraflarla değerlendirmeden işte biz böyle bir çalışmayı gerçekleştiriyoruz ve bunu öneriyoruz demenin bizim açımızdan doğru olmadığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
"HER 100 KİŞİDEN 86’SI KIDEM TAZMİNATI ALABİLİYOR"
Soylu, bir gazetecinin "Belli bir takvimi var mı?" diye sorması üzerine ise şöyle cevap verdi:
"Belli bir takvimi var. Hükümete bunu sunduğumuz andan itibaren, ki bunun çok yakın bir zaman diliminde olabileceğini düşünüyoruz. Sunduğumuz andan itibaren bunu tüm paydaşlarımızla masanın etrafına oturacağız, ASO’ya gideceğiz, bir takım sivil toplum örgütlerine gideceğiz, sendikalarımızla bir arada olacağız ve bunu anlatacağız. Buradan çalışan kesimini de sendikalı olanlar ve olmayanlar olmak üzere ayırmak istiyoruz. Bugün Türkiye’de her 100 kişiden 86’sı kıdem tazminatı alabiliyor. Bizim görevimiz 100 kişiden 100 kişinin kıdem tazminatı almasını sağlayabilmektir. 100 kişiden 65’i alamadığı kıdem tazminatı için mahkemelere bile başvurmuyor. Bizim sorumluluğumuz çalışanın hakkının verilmesi ama ekonomik piyasanın da sürdürülebilirliğinin sağlanması ve bu dengenin kurulmasıdır. Bunu sağlayabilecek çok detaylı bu konuda son düzenleme yapmış, daha önce düzenleme yapmış ülke uygulamalarını da inceleyerek, kimini yerinde inceleyerek, kimini karşılıklı bir takım temaslarda bulunarak gerçekleştirdiğimiz incelemelerde bulunarak bir hafta uğraştığımız kanaatindeyim. Bizim yapmaya çalıştığımız sistem Türkiye’nin taleplerini karşılayabilecek, tarafların söylediklerine cevap verebilecek ve bugüne kadar ortaya çıkmış problemlerin çözümünü esas alan ve birçok ülke uygulamalarından da aldığımız bilgi ve tecrübelerle bir modeli oluşturmaya çalıştık. Çalışıp kıdemini alamayan sessiz yığınlar var. ’Hakkım ne olacak’ diye tedirgin olanlar var. Bunların hepsinin gönlüne su serpecek, akşam eve gittiği zaman kendi hesabında aylık alacağı ücretin dışında, ikramiyelerin dışında kıdemini de biriktiği ve onunla beraber geleceğini planlayabildiği bir düzenlemeyi çalışanlarımızla paylaşmak istiyoruz. Bunun zamanı geldi de geçti."
"BİRÇOK ÜLKEDE İNCELEMELERDE BULUNDUK, AVUSTURYA DA BUNLARDAN BİRİ"
Soylu, "Avusturya modeli söz konusu değil mi?" sorusuna da, "Arkadaşlarımız birçok ülkeye gitti, Avusturya da bunlardan bir tanesi, burada incelemelerde bulundular. Her ülkenin kendine ait şartları ve her ülkenin kıdem tazminatında bulunduğu safha farklı, bizimkisi farklı. Yani buna ayrı çözüm üretmek gerekir. Biz bunları da yerinde gördük. Onlar hangi problemlere hangi çözümleri üretmişler. Önümüzdeki günlerde bunu hep beraber paylaşacağız, çok farklı çözümler var" cevabını verdi.
"HÜKÜMET OLARAK BÜTÜN ELEŞTİRİLERE AÇIĞIZ"
Soylu, bir gazetecinin "Kıdem tazminatı ile BES sisteminin birleştirilmesi gibi bir durum söz konusu mu?" sorusu üzerine, "Biz hükümet olarak bütün eleştirilere açığız. Özellikle bu konu toplumun her bir bireyini ilgilendiriyorsa bunların hepsini değerlendireceğiz" diye konuştu.
Soylu, "Erciyes Üniversitesi’ndeki çalışan teknisyenlerin kanser olduğu bilgisi basına yansıdı. Çalışma Bakanlığı’na başvurdukları ve isteklerinin olduğunu belirttiler. Konuyla ilgili değerlendirmeleriniz nelerdir?" sorusu üzerine, "Bizim sadece böyle bir mesele değil, çalışma hayatındaki tüm aksaklıklar veya tüm şikayetlere yönelik olarak sistemimiz hemen çalışır. Yani böyle bir tedirginliğin, endişenin karşılıksız bırakılmayacağını ifade etmek istiyorum. Gereğini yerine getiriyoruz" dedi.
“RUSYA, TRABZON’DAKİ OKUL SPORLARI OLİMPİYATINA KATILACAK”
Bakan Soylu, Rusya ile ilişkiler üzerine ise şunları söyledi:
"Özellikle biz etrafımızdaki bütün ülkelerle gerek tarihimiz, gerek bugünümüz, gerek yarınımız, tarihi ilişkilerimiz, siyasal ilişkilerimiz, ekonomik ilişkilerimiz ve insan kaynağı ilişkilerimiz açısından sürdürülmek zorundadır. Bizim Rusya ile ilişkilerimiz sadece turizm üzerinden nitelendirilen ilişkiler değildir. Biz aynı coğrafyanın mensubuyuz, uzun yıllar sınır komşuluğu ortaya koyduk, birbirimizle iktisadi siyasi ilişkilerimiz var. Rusya ile ilgili bilinen gerginliğin ortaya çıkmasından sonra Türkiye çok sorumlu bir tutum ve davranış içerisinde olmuştur. Çünkü ülkeler arasındaki ilişkiler kişilerle bağlı değildir. Ulusal onurumuza, milli onurumuza saldırılmadığı sürece ve böyle bir davranış içerisinde bulunulmadığı sürece biz bu ilişkilerimizi en üst düzeyde devam ettirebilme konusunda kararlı olduğumuzu ifade ediyoruz. Rusya bahsinde ise hem Sayın Başbakanımızın hem Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koydukları irade de bu yöndedir. Gerek orada çalışmalarımız var, gerek orada taahhüt inşaat projelerimiz var, gerek hizmet alanında Rusya’da sunumlarımız söz konusu. Rusya’nın da Türkiye’de çok önemli projeleri var. Bu projelerin tamamını ortadan kaldırabilmekte, yok görebilmekte mümkün değildir. Devletler arasında gerginlikler olabilir, önemli olan bu gerginlikleri devletler içerisinde yaşayan milletlere sirayet etmeden çözebilmek. Rusya ile ilişkilerimizin serancamının da böyle olacağını düşünüyoruz. En son Temmuz ayının başında Trabzon’da okul sporları olimpiyatı olacak, oraya Rusya daha önce göndermemişti, şimdi bir temsilci gönderecek. Zannediyorum önümüzdeki günlerde bunlar temaslarla çok daha iyi bir noktaya gelecek düzeyde olacaktır."
(İHA)