Konya
Çocuk yaşlarda başladığı kibrit kutusu biriktirme merakını ilerleyen yıllarda koleksiyona çeviren 66 yaşındaki Şimşek, farklı ülkelerin kibritlerine de ilgi duymaya başladı.
Şimşek, zaman içinde dünyanın farklı yerlerinde yabacı dostlar edinerek, 15 ülkeden koleksiyonuna kattığı her yeni kibritle "ömür kumbarası"nda da anılar biriktirdi.
Üzerinde farklı ülkelerden kültür varlıklarının, önemli kişilerin, tarihi yapıların, manzaraların, motiflerin ve topluma ulaştırılmak istenilen mesajların yer aldığı, en eskisi 1928'e ait 5 bin kibrit kutusu, Türkiye ve dünya tarihinin son yüzyılından izler taşıyor.
Esnaf emeklisi Şimşek, kibrit kutusu dışında, gazoz kapağı, kartpostal, anahtarlık, para, pul, meyve ve su şişesi etiketi, kalem ile oyuncak arabaların da koleksiyonunu yapıyor.
Hedefi müze açmak
Mehmet Şimşek, AA muhabirine, 1966'da hobi olarak başladığı biriktirme merakının zamanla koleksiyonerliğe dönüştüğünü söyledi.
Farklı çeşitlerde 20'den fazla koleksiyonu olduğunu belirten Şimşek, bunların içinde kibrit kutularının ağırlıkta olduğunu ve ilerde müze açmayı hedeflediğini kaydetti.
Şimşek, koleksiyonunu büyütmenin çok masraflı olduğunu, bazen emekli maaşının da yetmediğini ancak farklı bir şey gördüğünde dayanamayıp mutlaka aldığını dile getirdi.
Elinde asırlık kibritler bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, "Tekel'in 1930'lu yıllara ait kibritleri var. Daha eski olanlar da var. Mesela 1928'in Malezya kibriti var. Çok ilginç bir yapısı var. İçi dışı çekmecesi dahil tamamen ahşap. Şimdiki gibi karton değil. Eski dönemlerin kibritleri çok revaçta. Sonraki dönemler daha basit. Bulabildiğim kadarıyla toplamaya devam edeceğim." diye konuştu.
"Kibritler bir yerde kültürümüzü anlatıyor"
Farklı ülkelerle kibrit takası yaparak kültür etkileşimi de yaşadıklarına dikkati çeken Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2015 yılında başka ülkelerle kibrit takası yapmaya başladım. Satın alma diye bir şeyimiz yok. Ben elimde bulunanları gönderiyorum, onlar da kendi kibritlerinden gönderiyor. Kibritler bir yerde kültürümüzü anlatıyor. Biz de yabancı kültürleri öğreniyoruz. Mesela Yunanistan'da kibrit üretimi yok. Dünyanın belli yerlerinde yaptırıyorlar. Hacivat ile Karagöz'ü onlar da sahiplenmişler. Yunanistan'dan gelen kibritlerde Hacivat ile Karagöz var. İran'dan gelen kibritlerin üzerine milattan önce üretilip kullanılan paraları basmışlar. Neredeyse 10-15 ülkeye kibrit gönderdim. Bunlar arasında Hindistan, Yunanistan, İran, Endonezya, Rusya, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Ukrayna gibi birçok ülke var."
Şimşek, kibrit koleksiyonu sayesinde farklı ülkelerden insanlar tanıdığını ve çok güzel dostluklar kurduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Koleksiyonumda 5 binden fazla kibrit biriktirdim ama bunun yanında ömür kumbaramızda da birçok anı biriktirdik. Tabii bu anılarımızın her birinin ayrı bir değeri, ayrı bir yeri var. Yurt dışındaki arkadaşlarımızla candan, ciğerden dostluklarımız oldu. Beni ülkelerine davet ettiler. Ben de onları davet ettim. Basit bir kibritten ziyade insanların kalbini kazanıp birbirimizin değerini kıymetini anlıyoruz. Pandemi olmasaydı buraya ziyarete geleceklerdi. Ben de gidecektim. Bunlardan iyi anı olmaz bence."
"Bir tanesinin çöpüne dahi kıyamıyorum"
Maddi değeri yüksek kibritleri bulunduğunu ancak en basiti de dahil gözünde hiçbirinin birbirinden farkı olmadığını, her birinin bir çöpüne bile kıyamadığını anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Eğer bu kibritlerin başına herhangi bir şey gelirse, Allah korusun yangın çıksa veya çalınsa gerçekten çok mağdur olurum. Bir tanesinin çöpüne dahi kıyamıyorum. Bunları bu şekilde bir araya getirinceye kadar ne emekler verdiğimi bir ben biliyorum. Onları kaybetme ihtimalini bile düşünmek istemiyorum. Onlara bir şey olursa yıkılırım."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com