Kerkük
Ömrünün yarısını antika toplamaya adayan Hasan Musa, 1950'lı yıllar ve sonralarına ait küp, mumluk, gaz lambası, radyo, televizyon, teyip, telefon, közlü ütü, fotoğraf makinelerini sergiliyor.
Her gün bir yenisini ekleyerek alanı zenginleştiren Musa, ilçe halkı ve nostalji sevenleri de yıllardır muhafaza ettikleri antikaları bağışlamaya teşvik ediyor.
Antikacı Hasan Musa, yaptığı açıklamada, "Kendimi bildim bileli çevremde gördüğüm tüm antikaları topluyor ve satın alıyorum.'' ifadesini kullandı.
Gençliğinde arkadaşları harçlıklarını gezme ve eğlenceye harcarken kendisinin tüm paralarını antika satın almaya harcadığını verdiğini belirten Musa, ''Halihazırda bu mekanda bulundurduğum 1000'in üzerinde değerli tarihi eşyayı en iyi şekilde muhafaza ediyorum.'' diye konuştu.
İlk yıllarda antika eşyaların eve toplaması nedeniyle anne ve babasından tepki aldığını dile getiren Musa, daha sonra yaptığı işin anlamını bilen yakınlarının ona destek olmaya başladıklarını dile getirdi.
Her haftasonu sabah erkenden ilçeden Kerkük kent merkezine giderek oradaki bit pazarında gördüğü ve bulduğu antikaları satın aldığını ifade eden Musa, onları yorulmadan araştırıp bulduğunu belirtti.
Silah, tüfek, kılıç, çömlek, kama, semer ve lamba gibi birçok tarihi eşyayı yıllardır gözbebeği gibi koruduğunu aktaran Musa, ''Dakuk'ta çok önemli bir müze yapma hayalim var. Yıllar önce attığım bu adımla insanların geçmişi canlandı.
Geçmişini bilmeyen milletlerin bugünü ve yarını da olmaz." dedi.
En büyük temennisi ölümünden sonra bu değerlerin yok olmaması
Yaşının bir hayli ilerlediğini söyleyen Musa,nen büyük temennisinin 40 yılını verdiği bu kültür mirası antikalara sahip çıkılması olduğunu anlattı.
Musa, antika kokusu arayan herkesin kendisini bulduğunu ifade ederek, zaman zaman okulların organize ettiği öğrenci ve gençlerin grup halinde burayı ziyaret ettiklerini ve bunun kendisini çok mutlu ettiğini dile getirdi.
Sergilediği semaverlerin en eski malzemeler olduğunu ve kendisi için ayrı bir değer ifade ettiğini anlatan Musa, şunları kaydetti:
"Çocukluk yıllarımızdan gençliğimize kadar rahmetli annem bize çayı semaverde yapardı. O zaman köz semaverleri vardı.
Semaver üzerinde yapılan çayın kokusu ve tadı bir başkaydı. Büyüklerimiz rahmetli oldu ama o güzel günleri bize bu antikalar tekrar yaşatıyor.''
Kaynak: AA
dikGAZETE.com