Kayseri
Kızılırmak üzerine kurulu Yamula Barajı çevresindeki kazı çalışmaları, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Antropoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Okşan Başoğlu başkanlığında yürütülüyor.
Haziran ayı itibarıyla Çevril Mahallesi'ndeki kazı alanında temizlik çalışması yapan ekip, belirledikleri alanlarda kazıları sürdürüyor.
Alanda çalışan uzman antropolog Oğuzhan Köylüoğlu, AA muhabirine, sezon yeni başlamasına rağmen şu ana kadar daha önceki fosillerde olduğu gibi 7,5 milyon yıl öncesine tarihlenen at ve bovit fosilleri çıkardıklarını söyledi.
Çevril Mahallesi'nde yaptıkları kazıda daha önce fil, gergedan, zürafa, at, bovit denilen koyun, keçi ailesine ait fosiller bulduklarını aktaran Köylüoğlu, "Yamula Barajı çevresinin şöyle bir megafauna (dev hayvan) analizi var. Örneğin proboscidea (hortumlular) takımına ait 5-6 cins barındırıyor. Bu, Türkiye'deki başka kazılarda zor görülecek bir durum. Onun haricinde bovit dediğimiz boynuzlugiller, üç toynaklı atlar, gergedanlar, zürafalar, yırtıcı dediğimiz sırtlan, aslan fosilleri de çıkıyor. Birkaç tane de domuz fosili çıktı." diye konuştu.
Domuz fosilinin dikkat çekici olduğunu vurgulayan Köylüoğlu, şöyle devam etti:
"Çünkü domuz fosilinin bulunduğu faunada genelde insanımsılar da çıkıyor, bizim primat takımı dediğimiz. Eğer bunu bulursak büyük bir heyecan yaşayacağız. Bulduğumuz cinslerin şöyle bir özelliği var, örneğin fil takımına ait bir cins var, bunun sadece bir tane çiğneme dişini bulduk. Bunun kafatasını bulursak bu da bizim için çok heyecanlı olacak. Primatlar bize insan tarihini söylüyor. Türkiye'de bunun örnekleri var, Kırşehir Kurutlu kazısında, Bursa Paşalar'da, Ankara Sinap kazısında, Çankırı Çorakyerler kazısında var, burada da olursa eğer Bursa'yı saymazsak Kızılırmak havzasını tamamlamış oluruz."
"Aşağı doğru indikçe faunal anlamda küçülme görüyoruz"
Arkeolog Mevlüde Sevgin ise ekip olarak araziyi yeri geldiğinde emekleyerek taradıklarını ve çalışma tabakalarını belirlediklerini dile getirdi.
Her yıl yoğun bir öbek halinde fosil çıkardıklarını anlatan Sevgin, öncelikle tabaka kalınlığını tespit etmek istediklerini, bunu yaparken de çok karışık ve farklı faunal çeşitlilikle karşılaştıklarını belirtti.
Zürafa dişleri ve birbirinin içine geçmiş fosillerle karşılaştıklarını aktaran Sevgin, "Aşağı doğru indikçe faunal anlamda küçülmeyi de görüyoruz. Üst tabakalarda 1-1,5 metre boyutunda antilop benzeri canlılar çıkabilirken bir metre kadar indikten sonra bugünkü horozun veya tavuğun boyutunda aynı türleri görüyoruz ancak boyutunun küçüldüğünü görüyoruz. Üst tabakalardan çıkan zürafaların boyutunda herhangi bir değişim en azından şimdilik tespit edemedik." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com