Kardeşi er Osman Karadeniz’den 17 gündür haber alamadıklarını ifade eden ablası Zozan Karadeniz, askeriyede bir iğne kaybolsa hesabının sorulduğunu, bir canın kaybolduğunu ancak yetkililerden herhangi bir açıklama yapılmadığını ifade etti.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Şubeler Platformu ile İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi’nce, 12 Haziran’da askerlik yaptığı İzmir-Buca Merkez Komutanlığı nizamiyesinden çıktıktan sonra kendisinden halen haber alınamayan Diyarbakırlı er Osman Karadeniz için basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mesut Kılıçarslan ve er Karadeniz’in ablası Zozan Karadeniz katıldı. Açıklama metnini okuyan Kılıçarslan, ailenin anlatımlarına kayıp asker Karadeniz’in bulunduğu kışlada 5 Haziran’da Diyarbakır’da gerçekleşen bombalı saldırı ile ilgili üzüntüsünü dile getirdiği ancak bunun üzerine kışlada bulunan askerlerin müdahalesine maruz kalarak, darp edildiğini ifade etti. İddialara göre, Karadeniz’in yaşanan kavga ve darp edilme olayı üzerine Denizli’ye sürgün edildiğini belirten Kılıçarslan, "Kaybolması ya da kaybedilmesinin andından ailesinin ve insan hakları örgütlerinin akıbetinin açıklanmasına yönelik Genelkurmay Başkanlığı’na başvuruları yanıtsız bırakılmıştır. Ayrıca başta sosyal medya araçlarında başlatılan kampanyalar olmak üzere pek çok toplumsal kesim tarafından Karadeniz’in akıbeti sorulmaya devam edilmiştir. Ancak 17 gündür kayıp olan Karadeniz’den halen bir haber alınamamıştır" dedi.
"ŞÜPHE İÇİNDEYİZ"
25 Haziran’da Genelkurmay Başkanlığı tarafından bir açıklama yapıldığını anımsatan Kılıçarslan, “Açıklamada, Karadeniz’in hala birliğine katılmadığı ve firari durumda olduğu, yapılan personel incelemesinde hakkında mahkumiyet cezası bulunduğunun tespit edildiği ve bu nedenle Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın emri gereği görev yerinin değiştirildiğini belirtilmiştir. Özellikle biz insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, bu ülkenin bir utancı olarak karşımıza çıkan ‘zorla kaybetme’ vakalarına bir yenisinin daha eklendiği şüphesi içindeyiz. Bu nedenle Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamanın şüphelerimizi giderecek nitelikte olmadığını, aksine olayın üzerinin örtmeye yönelik bir tutum olarak gördüğümüzü belirtmek istiyoruz. Bizler Karadeniz’in akıbetinin ortaya çıkarılmasının başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere, devlet ve ilgili hükümet yetkililerinin sorumluluğunda olduğunu bir kez hatırlatmakta yarar görüyoruz" diye konuştu.
"ONLARA EMANET ETMİŞTİK"
Ardından konuşan kayıp er Karadeniz’in ablası Zozan Karadeniz ise 17 günü geri bıraktıklarını ancak kardeşi ile ilgili ne bir ses ne de ize rastlamadıklarını vurgulayarak, şunları kaybetti:
"Devlet yetkilileri, askeriye, Milli Savunma Bakanlığı herhangi bir adım atmış değil. Halen hiçbir somut delil elimizde yok. Kardeşimin akıbetinden kesinlikle Milli Savunma Bakanlığı ve TSK sorumludur. Onların bünyesinde, onların himayesi altındayken kaybettirilmiştir. Hepsinden açıklama bekliyoruz. İlla gidin çocuğunuzu dağda arayın demelerinin neye dayandığını öğrenmek istiyoruz. Osman’ın bir büyük kardeşi hakkında terör örgütüne üye olduğun söylüyorlar. Bu yalan bir açıklamadır. Kardeşimin siyasi bir geçmişi olabilir. Bunları buna yorumlamaları kesinlikle yanlıştır. Çocuğun niyeti kötü olsa askerlik yapmazdı. Sonuçta 4 aylık bir askerdi ve onlara emanetti, onlara göndermiştik. Açıklamasını yapmak zorundalar. Askeriyede bir iğne kaybolsa bunun hesabını soruyorlar. Tutanaklar tutuluyor, incelemeler yapılıyor. Burada bir can kaybı var neden açıklamasını yapmıyorlar. Bunlar gösteriyor ki kesinlikle bunda bir komplo var. Çocuğun başına bir şey getirilmiş."
(İHA)