Gündem

Kaşıkçı cinayetinde bir yıl geride kaldı

Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti.

Kaşıkçı cinayetinde bir yıl geride kaldı
01-10-2019 15:17
İstanbul

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın, vatandaşı olduğu Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda vahşi yöntemlerle katledilmesinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, cinayetin failleri ve sorumlularının kimler olduğuna ve bu kişilerin akıbetlerine dair hala kayda değer bir gelişme yaşanmaması, uluslararası kamuoyunun vicdanını yaralamaya devam ediyor.

Kaşıkçı cinayetinin 1. yılı

Dünyaca ünlü Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın, bir Suudi diplomatik mülkünde öldürülmesinin üzerinden bir yıl geçti ancak ne Kaşıkçı'nın cenazesinin nerede olduğu, ne de işlenen korkunç cinayette kimlerin parmağı olduğu soruları yanıt buldu.

Aradan geçen bu sürede neredeyse tüm dünya liderleri, farklı birçok platformda cinayeti kınadı. Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde açılan soruşturmada ise Suudi Arabistan, Kaşıkçı'yı taammüden öldürmekten sorumlu tutuldu.

Bütün bunlara rağmen, Kaşıkçı cinayeti hala tüm yönleriyle aydınlatılmayı, uluslararası toplum ise cinayetin azmettiricilerinin ve faillerinin şeffaf bir süreçte yargılanıp ceza almasını bekliyor.

Cinayete giden süreç

Kaşıkçı cinayetiyle ilgili ilk günden itibaren kamuoyuna yansıyan olaylar şöyle gelişti:

Suudi gazeteci Kaşıkçı, 28 Eylül Cuma günü saat 11.50'de evlilik işlemleri için konsolosluk binasına gitti. Burada Kaşıkçı'ya 2 Ekim'e randevu verilerek, cinayet planı devreye sokuldu.

İstanbul'a 1 Ekim'de saat 16.30'da tarifeli seferle gelen 3 kişilik bir ekip, otele yerleştikten sonra Başkonsolosluğa gitti. Bu sırada Başkonsolosluktan bir başka ekip de Belgrad Ormanı ve Yalova'da keşif çalışmaları yaptı.

Saat 01.45'te 3 kişilik ikinci ekip, tarifeli seferle İstanbul'a gelip, otele yerleşti. Aralarında generallerin de bulunduğu 9 kişilik üçüncü ekip ise özel uçakla havalimanına inip, bir başka otele hareket etti.

Toplam 15 kişiden oluşan ekip, sabah 09.50 ile 11.00 arasında ayrı ayrı gelip Başkonsoloslukta buluştu. Önce Başkonsolosluğun kamera sistemindeki hard disk söküldü, saat 11.50'de de Cemal Kaşıkçı telefonla aranıp, o günkü randevusu teyit edildi.

Aynı gün erken saatlerde Londra'dan İstanbul'a dönen Kaşıkçı'dan, saat 13.08'de konsolosluk binasına yaya olarak girdikten sonra bir daha haber alınamadı.

Kaşıkçı'nın buradan çıkmaması üzerine kendisini bekleyen nişanlısı Hatice Cengiz, AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay ve gazeteci Turan Kışlakçı'yı aradı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kaşıkçı'nın "ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğunda alıkonulduğuna" dair iddiayla ilgili soruşturma başlattı.

Farklı uçaklarla Türkiye'ye gelen ve aralarında güvenlikçi, istihbaratçı ile adli tıp uzmanının bulunduğu 15 kişilik Suudi heyet, iki ayrı uçakla akşam saatlerinde Türkiye'den ayrıldı.

3 Ekim

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, "Bizdeki bilgilere göre, şu an itibarıyla bu Suud vatandaşı olan kişi, hala Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda." bilgisini paylaştı.

4 Ekim

Suudi Arabistan Krallığı, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Kaşıkçı'nın Başkonsolosluktan çıktıktan sonra ortadan kaybolduğunu iddia etti.

5 Ekim

Veliaht Prens Bin Selman, olayla ilgili ilk açıklamasını, Riyad'da Bloomberg'e verdiği röportajda yaparak, "Türkiye'nin İstanbul Başkonsolosluğumuzu aramasına izin vermeye hazırız." dedi.

6 Ekim

Emniyet yetkilileri, Başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul'a gelen ve aralarında yetkililerin de yer aldığı 15 Suudi vatandaşının bulunduğunu ve bu kişilerin daha sonra geldikleri ülkelere döndüklerinin belirlendiğini açıkladı.

7 Ekim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili, "Cumhurbaşkanı olarak takibindeyim, kovalıyorum, buradan çıkacak sonuç neyse onu da dünyaya bizler bildireceğiz." ifadesini kullandı.

Suudi Başkonsolosluğu, Kaşıkçı'nın yerleşkelerinde öldürüldüğünü inkar etti.

8 Ekim

Almanya, İngiltere ve Fransa ortak bildiri yayımlayarak, Kaşıkçı'nın kaybolmasına ilişkin suçlamaların son derece ciddi olduğunu ve endişe duyduklarını belirtti.

9 Ekim

ABD Başkanı Donald Trump, ilk açıklamasını yaparak, "Bu konuda endişeliyim. Umarım mevzu bir an önce açıklığa kavuşur. Şu anda bu konuda kimse bir şey bilmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Suudi Arabistan, Türk yetkilileri, Başkonsolosluğu ziyaret etmeleri için davet etti.

Trump, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili Suudi yetkililerle görüşeceğini açıkladı.

Türk Dışişleri, soruşturma çerçevesinde Başkonsolosluk binasında inceleme yapılacağını bildirdi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konsoloslukta inceleme yapılacağının belirtilmesinin ardından binada adli işlemleri yürütmek üzere başsavcı vekili ve cumhuriyet savcısı görevlendirdi.

10 Ekim

The Washington Post, ABD istihbaratının yaptığı dinlemelerde, Suudilerin daha önce Kaşıkçı'yı yakalamak için plan yaptığını tespit ettiğini öne sürdü.

11 Ekim

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kaşıkçı olayıyla ilgili Başsavcılığın yoğun ve kapsamlı bir soruşturma başlattığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Suudilerle ortak çalışma grubu kurulacağını açıkladı.

Trump, kayıp gazeteci Kaşıkçı bulunana kadar "Suudi Arabistan'a askeri yardımların kesilmesi" çağrılarına, "Böyle bir adım bizi yaralar." karşılığını verdi.

12 Ekim

The Washington Post, "Kaşıkçı, Başkonsoloslukta gözaltına alındı ve ardından öldürülüp parçalandı", CNN ise "Olaya ilişkin şok edici ses ve video kayıtları var" iddiasını gündeme getirdi.

Suudi Arabistan'dan bir heyet, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili soruşturma kapsamında Türkiye'ye geldi.

13 Ekim

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Kaşıkçı olayının aydınlatılmasını isteyerek, "Gerçeğin ortaya çıkması, tam olarak ne olduğunun ve kimin sorumluluğu bulunduğunun netleştirilmesi gerek." dedi.

Trump, Kaşıkçı'nın akıbetiyle ilgili Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile görüştü.

Kaşıkçı'nın öldürülmesi ihtimaline ilişkin Başkan Trump, "Eğer durum anlatıldığı gibiyse bu, gerçekten çok berbat ve kötü bir durum. Biz bunun sonuna kadar gideceğiz ve ağır cezası olacak." diye konuştu.

14 Ekim

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suudi Arabistan Kralı Selman Bin Abdulaziz, telefondaki görüşmesinde, Kaşıkçı meselesini ele alarak, açık ve şeffaf iş birliği yapılmasında mutabık kaldı.

İngiltere, Fransa ve Almanya Dışişleri Bakanları, ortak açıklama yayımlayarak Suudi Arabistan hükümetinden olayla ilgili "tam ve ayrıntılı bir cevap" talep etti.

15 Ekim

Türk yetkililer, Suudi Başkonsolosluk binasında 9 saat süren incelemelerde bulundu.

AB Dışişleri Konseyinde "Kaşıkçı" konusu ele alındı.

Trump, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile Kaşıkçı olayını görüştü ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'yu Kral Selman ile görüşmesi için acilen bu ülkeye göndereceğini belirtti.

16 Ekim

Ortak çalışma grubundaki uzman ekipler, Başkonsolos'un olduğu iddia edilen odada çalışmalarına sabah saatlerine kadar devam etti. Başkonsolosluğa inceleme yapmak için giren Türk ve Suudi yetkililer, 9 saat sonra olay yerinden ayrıldı.

Kaşıkçı'nın ailesi, öldürüldüğüne ilişkin "iddiaların araştırılması için bağımsız ve tarafsız bir uluslararası komisyonun kurulması" çağrısında bulundu.

BM, Kaşıkçı olayının aydınlatılması için Suudi Arabistan Başkonsolosu ve konsolosluk çalışanlarının dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile bir araya geldi.

Türk Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu konutunda inceleme yapılacağını bildirdi.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el Uteybi, saat 17.00'deki tarifeli uçakla Türkiye'den ayrıldı.

17 Ekim

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Kaşıkçı olayını görüşmek için Riyad ziyaretinin ardından Türkiye'ye geldi. Pompeo, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabulünün ardından, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüştü.

Türkiye ve Suudi Arabistan yetkililerinden oluşan ortak çalışma grubundaki ekip, Başkonsolosluk konutunda incelemelerde bulundu. Olay yeri inceleme ekibinin, Başkonsolosluk konutunun çatısında inceleme yaptığı görülürken, drone yardımıyla bina ve çevresinin görüntüsü de alındı.

Ekipler, Başkonsolosluk binası ve bahçesinde inceleme ve delil çalışması yaptı. Toplanan deliller, özel poşetlere ve kutulara konularak olay yeri inceleme aracına yüklendi.

18 Ekim

New York Times gazetesi, ABD'li istihbarat yetkililerinin, "Kaşıkçı'nın öldürülmesinde, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın rolü olduğuna giderek ikna olduğunu" yazdı.

Gazete, Muhammed bin Selman'a yakın isimlerden Maher Abdulaziz Mutreb'in 2 Ekim'de Kaşıkçı'dan birkaç saat önce Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdiğine dair fotoğrafları yayımladı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, "İnceleme ve soruşturmaya ilişkin diğer adli işlemler ayrıca devam etmekte olup; soruşturma, uluslararası hukuk ve teamül, anlaşma ve sözleşme hükümlerine riayet edilerek titizlikle ve tüm boyutlarıyla yürütülmektedir." açıklamasını yaptı.

19 Ekim

ABD Başkanı Trump, Kaşıkçı'nın akıbeti hakkında, "Eğer çok büyük bir mucize olmazsa onun öldüğünü kabul ediyorum. Bu, gelen tüm istihbaratlara dayanıyor." ifadesini kullandı.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu çalışanları, Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili soruşturma kapsamında savcılıkta ifade verdi. Adliyeye çağrılanlar arasında konsolosluk şoförünün yanı sıra muhasebe, santral ve teknik bakım elemanları da bulunuyordu.

20 Ekim

Suudi Arabistan yönetimi, Kaşıkçı'nın "konsolosluk binasında yaşanan arbede sonucunda öldüğünü" açıkladı.

Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'daki habere göre, Suudi Arabistan Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma neticesinde, Kaşıkçı'nın İstanbul Başkonsolosluğuna geldiği sırada, burada bulunan "Başka Suudi vatandaşlarla tartışmaya başladığı, tartışmanın arbedeye dönüştüğü ve bunun sonucunda Kaşıkçı'nın hayatını kaybettiği" belirtildi.

Suudi Arabistan Başsavcılığının, dosya hakkındaki soruşturmasının sürdüğü ve olayla ilişkili 18 Suudi Arabistan vatandaşının gözaltına alındığı bilgisi paylaşıldı.

Suudi Arabistan, Türkiye'nin, "Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetiminde Kaşıkçı olayı soruşturma sürecinde ortaya koyduğu üstün dayanışmayı değerli bulduklarını" açıkladı.

Aynı gece yayımlanan Kraliyet Kararnamesiyle, Suudi Arabistan Genel İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri görevden alındı. Bunun yanı sıra Suudi Arabistan, üst düzey 3 istihbarat görevlisinin görevden alındığını da duyurdu.

Görevden alınanlar arasında daha önce Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın danışmanlığını yapan Suud el-Kahtani ile Yemen'de Husilere karşı meşru hükümeti desteklemek amacıyla Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan Arap koalisyonunun sözcülüğünü yürüten Ahmed Asiri isimleri dikkati çekti.

Suudi Arabistan Adalet Bakanı Velid es-Samani, "Kaşıkçı olayı, Suudi Krallığı'nın egemen olduğu bir toprak parçasında gerçekleşti." açıklamasında bulundu.

Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, Kaşıkçı'nın ölümüne ilişkin, "Bay Kaşıkçı'nın öldüğünün teyit edildiğini duymaktan üzgünüz. Kaşıkçı'nın ailesine, nişanlısına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz." ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Trump, "Suudilere bazı sorularımız olacak, bu konuda Kongre ile çalışacağız." dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, "Hala hiçbir şey aydınlatılmadı. Elbette konunun tam olarak aydınlatılmasını talep ediyoruz." diye konuştu.

21 Ekim

Başkan Trump, "Cevapları bulana kadar tatmin olmayacağım." dedi.

İngiltere, Almanya ve Fransa, yayımladıkları ortak bildiride, "Hiçbir şey bu cinayeti haklı gösteremez ve biz bunu en güçlü şekilde kınıyoruz." ifadeleri kullanıldı.

22 Ekim

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump, telefonda görüştü.

Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Kaşıkçı'nın oğlu Salah'ı telefonla arayarak taziyede bulundu.

CNN, Kaşıkçı için Suudi Arabistan'dan geldiklerine inanılan 15 kişilik ekipten bir kişinin, Kaşıkçı'nın dublörü olarak kullanıldığını ortaya koyan görüntüleri yayımladı.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna ait diplomatik plakalı araç, Sultangazi'de bir otoparkta bulundu.

23 Ekim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cemal Kaşıkçı'nın ailesini telefonla arayarak taziyelerini iletti.

Sultangazi'de park halindeki, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna ait diplomatik plakalı araçta yapılan incelemede, 2 valiz ve çeşitli malzemelerin bulunduğu belirtildi.

24 Ekim

ABD Başkanı Trump, "Örtbaslar tarihindeki en kötü örtbastı. Her kim bunu düşündüyse kanımca başı belada. Ne yapacağımız noktasında kararı, Kongre'ye bırakacağım ve umarım iki partinin de desteklediği bir karar olur." ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, "ABD yönetimi olarak, elde ettiğimiz bilgiler ışığında Kaşıkçı'nın ölümüne karıştığından şüphelendiğimiz Suudi Krallığı, Dışişleri Bakanlığı, istihbarat ve diğer bakanlıklara bağlı bazı Suudi yetkililerine vize iptali ve yasağı ile diğer yaptırımlar uygulayacağız." açıklamasını yaptı.

Kaşıkçı'nın ölümüne ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, "emniyet güçlerinin Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu konutundaki kuyuda arama yapmasına izin verilmediği" ortaya çıktı.

Soruşturma kapsamında, cinayetten önce Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna ait diplomatik plakalı araçla Belgrad Ormanı'nda keşif yapıldığı da açıklandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, telefondaki görüşmesinde, Kaşıkçı cinayetinin bütün yönleriyle aydınlatılması için ortak çaba harcanması hususu ve bu çerçevede atılması gereken adımlar ele alındı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, "Suudi Arabistan ve Türkiye arasında çatlak oluşturmak isteyenler var. Kral Selman bin Abdulaziz, ben ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu sürece bunu asla başaramayacaklar." dedi.

25 Ekim

Suudi Arabistan, Kaşıkçı cinayetinde Türkiye'den gelen bilgilerin, söz konusu davadaki şüphelilerin cinayeti önceden planladığını gösterdiğini duyurdu.

26 Ekim

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ile telefonda görüşerek, cinayet hakkında bilgi paylaşımında bulundu.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 18 şüphelinin iadesi için hazırlanan talepname, Adalet Bakanlığınca Suudi Arabistan'a gönderilmek üzere Dışişleri Bakanlığına iletildi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "İade talepnamesinin yerine getirilmesi beklenmektedir çünkü bu menfur hadise, Türkiye'de cereyan etmiştir." dedi.

Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunun bulunduğu sokakta, özel bir şirketin çalışanlarınca, robot kameralarla kanalizasyonda inceleme yapıldı.

27 Ekim

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayına karışanların ülkesinde yargılanacağını söyledi.

29 Ekim

Suudi Arabistan Başsavcısı Suud Ma'cib, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan'la Çağlayan'daki İstanbul Adliyesinde 1 saat 15 dakika görüştü.

30 Ekim

Suudi Arabistan Başsavcısı Suud el-Ma'cib, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin soruşturma kapsamında ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğuna geldi ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Fidan ile ikinci kez görüştü.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Suudi Arabistan'a, "Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin soruşturmaya uluslararası bağımsız uzmanların da dahil edilmesi ve Kaşıkçı'nın cesedinin nerede olduğunun açıklanması" çağrısında bulundu.

31 Ekim

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan açıklamada, Kaşıkçı'nın öldürülmesine ilişkin detaylara yer verildi.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Maktul Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim 2018'de, evlilik işlemleri için girdiği Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğunda, daha önceden yapılan planlama doğrultusunda, başkonsolosluk binasına girer girmez boğularak öldürülmüştür. Maktul Kaşıkçı'nın cesedi, boğularak öldürülmesine müteakip, yine önceden yapılan planlama doğrultusunda, parçalanarak yok edilmiştir.

Gelinen aşama itibarıyla gerçeğin ortaya çıkartılmasına yönelik tüm iyi niyetli çabalarımıza rağmen görüşmelerden somut sonuç elde edilememiştir. Olayla ilgili olarak 'yerli iş birlikçi' bulunduğuna dair Suudi Arabistan Krallığı makamlarının herhangi bir beyanının olmadığı bildirilmiştir."

Suudi Arabistan Başsavcısı Suud el-Ma'cib, Türkiye'den ayrıldı.

1 Kasım

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Robert Palladino, "ABD, Kaşıkçı'nın cesedinin yerinin tespit edilmesi ve en kısa sürede uygun bir defin işlemi için ailesine teslim edilmesi gerektiğini söylüyor." ifadesini kullandı.

4 Kasım

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, "Bu cinayeti işleyenleri sorumlu tutacağız. Aynı zamanda ABD'nin Suudi Arabistan'la olan stratejik ilişkisini koruyacağız." dedi.

5 Kasım

Suudi Prens Velid bin Talal, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı cinayeti konusunda aklanacağını savunarak, "Lütfen soruşturmanın bitmesi için (Suudi Arabistan'a) biraz zaman verin." ifadelerini kullandı.

Cemal Kaşıkçı'nın oğulları Salah ve Abdullah, Amerikan CNN kanalına konuştu.

Kaşıkçı'nın büyük oğlu 35 yaşındaki Salah Kaşıkçı, "Şu anda tek istediğimiz, babamızı Medine'deki El Baki Kabristanlığı'na, ailesinin diğer üyelerinin yanına defnedebilmek. İnsanlar, bizde cevapların olduğuna inanıyor, ne yazık ki yok." dedi.

Kaşıkçı'nın küçük oğlu 33 yaşındaki Abdullah Kaşıkçı da "İnşallah huzur içinde ölmüştür. (Kaşıkçı'nın Müslüman Kardeşler üyesi olduğu iddiaları) Bunlar sadece babama yapıştırılan etiketler, insanlar onun makalelerini okuyup, derinine inmiyor." diye konuştu.

6 Kasım

Suudi Arabistan İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Bender el-Ayban, BM İnsan Hakları Konseyinin oturumundaki konuşmasında, Kaşıkçı'nın katillerinin adalete teslim edileceğini bildirdi.

8 Kasım

BM, soruşturmaların sonucunda atılacak adımların değerlendirileceğini açıkladı.

10 Kasım

BM İnsan Hakları Konseyi, Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili devam eden soruşturmanın "eksiksiz, güvenilir, şeffaf ve hızlı" bir şekilde yürütülmesi de dahil Suudi Arabistan'a 258 tavsiyede bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kesinlikle bu 15'in içerisinde bunun katili veya katilleri kimdir, bunu onlar biliyor ve Suudi Arabistan yönetimi, bu 15'i konuşturmak suretiyle, bunu meydana çıkarmayı başarır." dedi.

12 Kasım

Alman Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, Kaşıkçı cinayetinin ayrıntıları konusunda Türk tarafının kendilerini bilgilendirdiğini söyledi.

Kanada Başbakanı Trudeau, ülkesinin, Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili kayıtları dinlediğini aktardı.

13 Kasım

Amerikan The New York Times gazetesi, Türkiye'ye gelen 15 kişilik suikast ekibinden Mahir Abdulaziz Mutreb'in, cinayetten kısa süre sonra yaptığı telefon görüşmesinde, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı kastederek, "Patronunuza söyleyin, adamlar işlerini bitirdi." dediğini ileri sürdü.

Suudi yetkililer ise, ses kayıtlarını dinlediklerini ancak söz konusu bölümü duymadıklarını öne sürdü.

14 Kasım

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili kayıtların Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın dahlini işaret etmediğini savundu.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kaşıkçı cinayeti konusunda "Bulunduğumuz aşamada artık uluslararası soruşturmanın şart olduğunu görüyoruz." dedi.

15 Kasım

Suudi Arabistan Başsavcı Sözcüsü Şelan eş-Şelan, başkent Riyad'da düzenlediği basın toplantısında, Suudi gazeteci Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın sonuçlarını paylaştı.

Buna göre soruşturma sonuçlarının bazıları şöyle:

"Kaşıkçı'nın öldürülmesi olayında 5 kişinin idamı istendi, Kaşıkçı'yı öldüren ekibi kurma emrini eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri verdi. Zanlılardan biri Konsolosluktaki kameraları bozdu, Kaşıkçı'nın cesedi Konsoloslukta parçalanarak dışarı çıkarıldı.

Cesedi teslim alan yerel iş birlikçinin robot resmine ulaşıldı, 21 şüpheliden 11'ine suç isnat edilerek dava dosyası mahkemeye gönderildi, görevden alınan eski Kraliyet Divanı Müsteşarı Suud el-Kahtani hakkında ise yurt dışına çıkış yasağı getirildi."

ABD yönetimi, Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle bağlantılı 17 Suudi'ye yaptırım kararı aldı.

16 Kasım

Kaşıkçı için Mekke ve Medine'de gıyabi cenaze namazı kılındı.

Telefonla görüşen Erdoğan ve Trump, cinayetin tüm yönleriyle aydınlatılması ve olayın örtbas edilmesine izin verilmemesi hususunda mutabık kaldı.

17 Kasım

AP'ye konuşan ABD'li üst düzey bir yetkili, "ABD'li istihbarat yetkilileri, Veliaht Muhammed bin Selman'ın Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'yı öldürme emri verdiği sonucuna ulaştı." dedi.

19 Kasım

Almanya, "Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan 18 kişi için ülkeye giriş yasağı" getirdi.

20 Kasım

ABD Dışişleri Bakanlığında görevli bir yetkili, cinayet emri Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiğinin "gün gibi aşikar" olduğunu söyledi.

Trump, Amerikan istihbaratının Kaşıkçı cinayeti bilgilerini değerlendirmeye devam ettiğini vurgulayarak, "Selman'ın bilgi sahibi olabileceğini" kaydetti.

22 Kasım

Fransa da "Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan 18 kişiye ülkeye giriş yasağı" getirdi.

26 Kasım

Yalova'nın Termal ilçesine bağlı Samanlı köyündeki iki villada, cinayete ilişkin polislerce arama gerçekleştirildi ve villanın bahçesindeki kuyuda inceleme yapıldı.

29 Kasım

Kanada hükümeti, "Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı 17 Suudi vatandaşına yaptırım kararı" aldığını açıkladı.

1 Aralık

CIA, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı'nın öldürüldüğü sıralarda gazeteciyi infaz eden ekibi denetleyen danışmanına gönderdiği belirtilen 11 mesajın içinde "öldürme emrini vermiş olabileceği" değerlendirmesinde bulundu.

CIA'nın değerlendirmesinde, Suudi Prens'in "Onu (Kaşıkçı), Suudi Arabistan'ın dışında yemleyip, bir şeyler ayarlayabiliriz." dediği belirtildi.

5 Aralık

Soruşturma kapsamında, eski Suudi İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed el-Asiri ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın eski danışmanı Suud el-Kahtani hakkında tutuklamaya yönelik "yakalama kararı" çıkarıldı.

6 Aralık

ABD'li bir grup senatör, "Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın cinayetten sorumlu tutulmasını öngören tasarıyı" Senato'ya sundu.

9 Aralık

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, ülkesinin Kaşıkçı cinayetiyle ilişkisi bulunan vatandaşlarını, Türkiye'ye teslim etmeyeceğini açıkladı.

10 Aralık

Amerikan CNN televizyonunun haberine göre, Kaşıkçı'nın öldürülmeden önceki son sözleri "Nefes alamıyorum." oldu.

Kaşıkçı, Amerikan Time dergisinin her yıl seçtiği "yılın kişisi" unvanı için finale kalan isimler arasında yer aldı.

12 Aralık

ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Kaşıkçı cinayetinden, "Suudi hükümetinin başı" olarak nitelendirdiği Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı sorumlu tuttu.

CIA Başkanı Gina Haspel'in, kapalı oturumda bazı Temsilciler Meclisi üyelerine Kaşıkçı cinayetine ilişkin bilgi verdiği aktarıldı.

13 Aralık

Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan tasarı, ABD Senatosunda kabul edildi.

14 Aralık

BM Genel Sekreter sözcülerinden Farhan Haq, BM Genel Sekreteri Guterres'in, Kaşıkçı cinayetinde gerçeklerin ortaya çıkması için kapsamlı ve şeffaf bir soruşturma görmek istediğini söyledi.

17 Aralık

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı, ABD Senatosunun Kaşıkçı cinayetinden Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ı sorumlu tutan kararını, "İç işlerine ölçüsüz bir müdahale." şeklinde niteledi.

19 Aralık

Kaşıkçı'yı planlı bir cinayetle ortadan kaldırmak için Suudi Arabistan'dan gelen 15 kişilik infaz timinin farklı zamanlarda yurda girişleri, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuyla konuta geliş ve çıkışları, havalimanından ayrılışlarına ilişkin yeni fotoğraflara ulaşıldı.

27 Aralık

Suudi Arabistan'da yayımlanan Kraliyet Kararnamesiyle kabinede revizyona gidildi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, cinayette uluslararası bir soruşturma ihtiyacı ortaya çıktığını vurguladı.

28 Aralık

Suudi Arabistan'ın yeni Dışişleri Bakanı İbrahim el-Assaf, Kaşıkçı cinayetinin ardından ülkesinin değişimden geçtiğini söyledi.

30 Aralık

Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ardından cesedinin Konsolosluğun rezidansına taşınmasına ait olduğu belirtilen anların yer aldığı görüntüler, bazı medya organlarınca yayımlandı.

3 Ocak

Suudi Arabistan'da, Kaşıkçı cinayeti davasında 5'i idam talepli olmak üzere, 11 sanığın yargılanmasına başlandı.

Suudi Arabistan Başsavcılığının açıklamasına göre, sanıklar, iddianameyi dinlemelerinin ardından mahkeme heyetinden iddianameyi istedi ve savunma yapabilmek için süre talep etti.

Mahkeme, gerekli soruşturmayı sürdürmek için duruşmayı ileri tarihe erteledi.

7 Ocak

Washington Post gazetesi, Kaşıkçı cinayetini düzenleyen ekibin başında olduğu iddia edilen Suud el-Kahtani'nin cinayetin ortaya çıkmasının ardından sırra kadem bastığını ve akıbeti hakkında çelişkili bilgiler olduğunu yazdı.

28 Ocak

BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Kaşıkçı cinayetine yönelik uluslararası soruşturma kapsamında Türkiye'ye geldi.

Guterres, BM'nin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili uluslararası bir soruşturma başlatıp başlatmayacağına ilişkin, "Benim herhangi bir soruşturma yetkim yok. Genel Sekreter'in ne yapıp ne yapamayacağı konusunda bir karışıklık var. Soruşturmayı, BM Güvenlik Konseyi, barış ve güvenliği tehdit ettiğine karar verip bana yetki verirse başlatabilirim." değerlendirmesinde bulundu.

7 Şubat

Callamard, Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, "Türkiye'deki görevim sırasında toplanan deliller, Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan Devleti yetkililerince acımasızca ve önceden tasarlanmış cinayete kurban gittiğini gösteriyor." ifadelerini kullandı.

- 8 Şubat

Amerikan The New York Times gazetesi, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın, Kaşıkçı cinayetinden bir yıl önce Suudi gazetecinin ülkesine dönmemesi durumunda ona karşı "kurşun" kullanılmasını söyleyerek, Kaşıkçı'ya karşı öldürme niyetini belli ettiğini gündeme getirdi.

7 Mart

Cenevre'de devam eden İnsan Hakları Konseyinin 40. oturumunda, 28 AB üyesinin dahil olduğu 36 ülke, Suudi gazeteci Kaşıkçı cinayetini "en sert" şekilde kınadı, sorumlulardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

14 Mart

Suudi Arabistan İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Bandar bin Muhammed El Ayban, Kaşıkçı cinayetine ilişkin uluslararası bir soruşturmaya karşı olduklarını belirtti.

28 Mart

Callamard, Kaşıkçı cinayetinin katillerinin kamuya açık olarak yargılanması için Suudi Arabistan hükümetine çağrıda bulundu.

9 Nisan

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, cinayette rolleri olduğu gerekçesiyle, olaydan 6 ay sonra 16 Suudi vatandaşının ABD'ye girişinin yasaklandığını duyurdu.

19 Haziran

Callamard'ın cinayete ilişkin hazırladığı raporda, "Kaşıkçı, uluslararası hukuka göre Suudi Arabistan'ın sorumlu olduğu, kasten ve taammüden (tasarlayarak) gerçekleşen bir yargısız infazın kurbanı oldu." ifadelerine yer verdi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Callamard'ın Kaşıkçı cinayetinin aydınlatılmasına, sorumlularının hesap vermesine yönelik tavsiyelerini kuvvetle desteklediklerinin altını çizdi.

26 Haziran

Callamard, cinayete yönelik açıkladığı rapora ilişkin, Suudi Arabistan'ın iddialarına sert tepki göstererek, "(Raporumda) Kesinlikle ve kesinlikle bir sonuca ulaşmak için medya haberlerine dayanmadım. Kaynaklarımı açıklamadım çünkü kaynaklarım misillemeden korkuyordu." diye konuştu.

29 Haziran

Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı G20 Liderler Zirvesi'nde düzenlenen basın toplantısında, cinayete ilişkin, "Türkiye'ye iki uçakla gönderilen 15 kişi, bu işin failleridir ve bu işi meydana çıkarması gereken de birinci derece MBS'dir. Çünkü telefon görüşmemizde bu konuyla ilgili bu sözü verdi ama şu ana kadar yapılmış herhangi bir şey yok." ifadelerini kullandı.

3 Temmuz

Kaşıkçı cinayetini araştıran Callamard, "BM, Kaşıkçı cinayetine ilişkin yapılması gerekenler konusunda felç olmuş durumda." dedi.

16 Temmuz

ABD Temsilciler Meclisi, cinayetin sorumlularının açığa çıkarılmasının talep edildiği ve Suudi Arabistan'ın insan hakları ihlallerinin kınandığı iki tasarıya imza attı.

23 Eylül

BM İnsan Hakları Konseyindeki bazı ülkeler, Kaşıkçı cinayeti ve ülkedeki insan hakları ihlallerinden dolayı Suudi Arabistan'ı kınadı.

24 Eylül

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM 74'üncü Genel Kurulu Genel Görüşmeleri Açılışı'ndaki hitabında, Kaşıkçı'nın geçen yıl katledilmesiyle ilgili yargı sürecinin, Suudi Arabistan'da hala devam ettiğini anımsatarak, Türkiye'nin olayın takipçisi olmaya devam edeceğini vurguladı.

26 Eylül

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'de Fox News televizyonuna verdiği mülakatta, "Ben Sayın Kral ile bunları konuştum. Veliaht Prens (Muhammed bin Selman) ile iki kez bu konuları görüştüm ve kendilerinin bana söylediği 'kanı yerde kalmayacak' dediler ama ne yazık ki bir sene geçti hala bunlarla ilgili atılmış bir adım yok." değerlendirmesinde bulundu.

30 Eylül

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Amerikan CBS televizyon kanalına verdiği mülakatta, Kaşıkçı'nın öldürülmesinde kişisel rolü olduğunu reddederek, "Bu iğrenç bir suçtu ancak Suudi Arabistan'da bir lider olarak tüm sorumluluğu üstleniyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cinayetle ilgili The Washington Post'ta yazdığı makalede, Kaşıkçı'nın öldürülmesinin 21. yüzyılın en büyük ve tartışmalı olayı sayılabileceğine işaret ederek, "Adaletin ancak ulusal ve uluslararası mahkemeler eliyle tecelli edeceğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER