Asayiş

Kartal’da çöken binayla ilgili 2 kişi tutuklandı 

Kartal’da 21 kişinin hayatını kaybettiği çöken binaya ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 2 şüpheli ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 kişi ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Şüpheliler mahkemedeki sorgusunda olayın meydana gelmesinde sorumluluklarının olmadığını söyledi. Şüphelilerden Uğur Mısırlıoğlu apartman maliklerini suçlayarak, binanın bodrum katının komple su içinde olduğunu ve apartman maliklerinin önlem almamasının facianın oluşmasında etken olduğunu ileri sürdü. 

Kartal’da çöken binayla ilgili 2 kişi tutuklandı 
14-02-2019 21:21

Kartal’da 21 kişinin hayatını kaybettiği çöken binaya ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan 2 şüpheli ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. 2 kişi ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Şüpheliler mahkemedeki sorgusunda olayın meydana gelmesinde sorumluluklarının olmadığını söyledi. Şüphelilerden Uğur Mısırlıoğlu apartman maliklerini suçlayarak, binanın bodrum katının komple su içinde olduğunu ve apartman maliklerinin önlem almamasının facianın oluşmasında etken olduğunu ileri sürdü. 

Kartal’da 6 Şubat 2019 tarihinde 8 katlı Yeşilyurt Apartmanı’nın çökmesi sonucu 21 kişinin hayatını kaybettiği 14 kişinin de yaralandığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında binanın projesini oluşturan Suzan Çayır, inşaatın teknik uygulama sorumlusu Uğur Mısırlıoğlu, inşaat teknikeri Arzu Keleş Baran, proje ve inşaat mühendisi Osman Mısırlıoğlu gözaltına alınmıştı. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na sevk edilmişti. 

SAVCI TUTUKLANMA İSTEDİ 

Savcılık sorguları tamamlanan 2 şüpheli, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan tutuklama talebiyle, 2 kişi ise aynı suçtan adli kontrol istemiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. 

“ÜZERİME DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRDİM” 

Uğur Mısırlıoğlu mahkemedeki sorgusunda, “Mevcut binanın teknik sorumlusu olarak benim imzam var. O süre içerisinde üzerime düşen yükümlülükleri yerine getirdim. İnşaatı 2 yıllık bir süreç içerisinde sorunsuz olarak bitirdim. Hukuki olarak benim sorumluluğum da 25 aydır. Bu süreçten sonra da uzatma talep edilmediği için üzerimdeki yükümlülük hukuken düşmüş olmaktadır. İnşaatın kontrolü sürecin yürütülmesi adına tüm görevlerimi yerine getirdim. 1998 yılında o ofisten ayrılarak farklı bir işe geçtim, ben de yıkıldığını sonradan öğrendim ve binanın üzerine kaçak kat atıldığını öğrendim ancak kaç kat atıldığını bilmiyorum. Bizim yasal olarak yapılmış binanın üzerine kaçak olarak 3 kat atılmış olmasına rağmen 99 depreminde zarar görmemiştir. Anadolu yakası İstanbul depremini en çok hisseden yakadır. Binanın yıkılmasında üzerine fazladan 3 kat atılmasının etkisi olduğu gibi daha sonra da ortak alan olan bodrum katın mal sahiplerince iş yerine dönüştürülmüş, binanın ön tarafından perde kesilerek iş yeri haline getirilmiştir. İş yeri mobilya atölyesi olarak kiraya verilmiştir. Mobilya atölyelerinin ürünleri ağır olduğu için yapmış olduğu titreşim binayı olumsuz etkilemiştir” dedi. 

“APARTMAN MALİKLERİ ÖNLEM ALMAMIŞTIR” 

“Konut alanlarında bu tip işletmelere izin verilmez, ayrıca bodrum katının komple su içinde olduğu, bunun da perde duvara zarar vereceği için binanın yıkılmasında önemli etkisi olmuştur” diyen Mısırlıoğlu, “Apartman malikleri bunun görmesine rağmen önlem almamaları bu facianın oluşmasında etken olmuştur. Ben bu bina yapılırken fenni mesul (TUS) olarak görev almıştım. Belediye Başkanı da zaten televizyonda binanın plan ve projesi tetkik edilerek projeye uygun olduğunu tespit ettik ancak 1998 yılında üzerine 3 kaçak kat çıkıldığını söylemiştir. Bu da zamanında binanın uygun yapıldığının bir belgesidir. Zaten projede bir fazlalık olsaydı zabıt görürdü, imar kanuna göre encümen karar verirdi. Bunun olmaması benim yapmış olduğum işlem sorumluluklarımı yerine getirerek bitirdiğimi belirtmektedir. Allah ölenlere rahmet eylesin, akrabalarına başsağlığı diliyorum. Ben kurallar içinde binayı yaptırdım. Görev sorumluluğum içerisinde binanın plan, projesine uygun yapılmasını sağlattım, görevimi yaptım” ifadelerini kullandı. 

“PROJE İLE İLGİLİ TÜM ONAY VE İZİNLER ALINMIŞTIR” 

Şüpheli Suzan Çayır ise, 1985 yılından itibaren Kartal’da mimari bürosu olduğunu söyleyerek, “Şu ana kadar yaptığım tüm mimari projelerde yasal olmayan herhangi bir olay tespit edilmemiştir. Benim çalışmam bir binanın ruhsat alıp çalışmaya başlaması için yapılan hazırlık dönemidir. Hazırladığımız proje ilgili kurumlar tarafından tasdik edilmiştir. İnşaatın yapımıyla ilgili herhangi bir bilgim yoktur. 27 sene önce olmuştur. Hem geçen yıllar hem de yapmış olduğum proje sayısı nedeniyle ben bu projeyi hatırlayamadım. Ben basında gördüğümde fark ettim projenin bana ait olduğunu da bilmiyordum. Benim takip etmemi gerektirecek bir yükümlülüğüm yoktur. Zaten mimari projeye aykırı yapıldığına ilişkin bir tespit de yoktur. Proje ile ilgili tüm onay ve izinler alınmıştır. Olaydan dolayı üzgünüm, herhangi bir eksikliğim, hatam olmamıştır” dedi. 

2’Sİ TUTUKLANDI 

Mahkeme sorgularının ardından Suzan Çayır ve Uğur Mısırlıoğlu, “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şüpheliler Osman Mısırlıoğlu ve Arzu Keleş Baran ise aynı suçtan yurtdışına çıkış yasağı konularak adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. 

(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER