Çevre-Hayat

Karla kaplı meralar kuzu doğumlarıyla şenlendi

Elazığ'da çetin kış koşullarıyla mücadele eden göçerler kuzu doğumlarının başlamasıyla yoğun mesai yapıyor.

Karla kaplı meralar kuzu doğumlarıyla şenlendi
20-02-2025 11:57
Elazığ

Yazı daha verimli otlaklara sahip Erzurum, Sivas, Tunceli ve Bingöl yaylalarında geçiren ve havanın soğumasıyla Elazığ'a dönen göçerler, kırsal bölgelerde kurdukları çadırlarda yaşıyor.

Ata mesleği koyun yetiştiriciliğini kendilerine ait arazilerde ya da kiraladıkları meralardaki çadırlarda sürdüren göçerler brandadan yaptıkları ağıllarda hayvanlarının barınmasını sağlıyor.

Çetin kış koşullarıyla mücadele eden göçerlerin mesaisi kuzulama sezonunda artıyor.

Günlük rutin işlerinin yanı sıra günün 24 saati gebe hayvanları ve yeni doğan kuzuları korumak için ağılda vardiyalı nöbet tutan göçerler, gün boyu hayvanların bakımıyla ilgileniyor.

"Gece gündüz demeden hayvanların içindeyiz"

Merkeze bağlı Üçağaç köyünde ailesiyle koyun yetiştiriciliği yapan Kazım Koç (41), AA muhabirine, göçerliğin kendileri için bir yaşam tarzı olduğunu söyledi.

Zorlu koşullara rağmen işlerini severek yaptıklarını ifade eden Koç, "Kendimi bildim bileli bu işi yapıyorum, gece gündüz demeden hayvanların içindeyiz. Sabah gün ağarmadan kalkıyoruz, öncelikle koyunların yemini hazırlıyoruz. Yemlerini yedikten sonra süt emmeleri için kuzularla annelerini buluşturuyoruz. Yeni doğan kuzuların kontrolünü yaptıktan sonra kahvaltı yapıyoruz. Bu işleri günde üç kez tekrarlıyoruz." dedi.

Gece ağılda nöbet

Kuzu doğumlarıyla iş yoğunluklarının arttığını anlatan Koç, günün 24 saati hayvanları korumak için nöbet tuttuklarını belirtti.

Koç, "Bu yıl koyunlar erken kuzulamaya başladı. 400 hayvandan hemen hemen yarısı kuzuladı. Yeni doğan kuzuların burnunun temizlenmesi, 40 dakika içinde anne sütünü emmesi gerekiyor çünkü ilk süt kuzu için ilaç gibi. Zor doğum yapanlar oluyor, doğurduktan sonra emzirmeyen hayvanlar oluyor. Gebe hayvanları ve yeni doğan kuzuları 24 saat takip ediyoruz. Kurtlar, çakallar çadıra girebilir. Gece çoban ağılda yatarak gebe hayvanların başında bekliyor, gündüz de ben bekliyorum. Onun için de ağılda yatıyoruz." diye konuştu.

Yıldız Koç (35) da kırsalda eğitim imkanlarının kısıtlı olması nedeniyle çocuklarını yatılı okula gönderdiklerini söyledi.

Koç, "Yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik, küçük çocukların bakımını, her şeyi biz yapıyoruz. Bu işlerin yanı sıra hayvanların bakımıyla ilgili erkeklere de gece gündüz destek oluyoruz. İşimizi severek yapıyoruz. Bu işle gözümüzü açtığımız için zorluklarına rağmen pişman değiliz." dedi.

"Yaz kış demeden bu hayvanlara bakıyoruz"

Hasan Koç (58) ise kış aylarında hayvanları ile Elazığ'da barındıklarını yaz aylarında ise yaylalara çıktıklarını söyledi.

Hayatlarının kışlak ve yayla arasında sürü peşinde geçtiğini anlatan Koç, şöyle konuştu:

"Kış şartları zor, yağmur olsun, kar olsun, çamur olsun... Çünkü çadırlarda hayvancılık yapıyoruz. Bu bizim için baba ve dede mesleğidir. Yaz kış demeden bu hayvanlara bakıyoruz. Kuzulama sezonunda işlerimiz daha da yoğun oluyor."

Medine Koç (52) da göçebe hayvancılığın kadınlar için daha zor olduğunu belirterek, çadırda elektrik ve su imkanı olmadığını, çamaşırı ve bulaşığı elde yıkadıklarını anlattı.

Koç, "Herhangi bir konforumuz yok, şartlarımız çok zor ama bu işi severek yapıyoruz. Bizlere konteyner verilse çok iyi olur." ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER