Bursa
Aldığı eğitimlerin ardından Karagöz sanatçısı olmaya hak kazanan 21 yaşındaki Hasan Mert Karakaş, aynı zamanda UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını da elde etti. Kentteki Karagöz Müzesinde görev yapan Karakaş, haftanın 3 günü oyunlarını izleyiciyle buluşturuyor.
Karakaş, AA muhabirine, gölge oyunlarıyla 9 yaşındayken geldiği Karagöz Müzesinde tanıştığını anlattı.
Sonrasında müzeye sürekli geldiğini ve ustalarla tanıştığını dile getiren Karakaş, "Buradaki ustalardan dersler almaya başladım. Daha sonra Bursa Büyükşehir Belediyesinin açtığı tasvir yapım ve oynatım kurslarına katıldım. Bu kurslardan hayali olarak çıkan tek kişi benim ve bu sanatı devam ettiriyorum." dedi.
Katıldığı kursların sona ermesinin ardından tekrar Karagöz sanatçısı ustalarından ders almaya başladığını Karakaş, şöyle konuştu:
"Oyun yazmak ve oyun oynatmak, daha çok profesyonelliğe geçiş aşamasıydı benim için. Ustalarım Tayfun Özeren ve Osman Ezgi'den, Karagöz tasvir yapımı, oynatımı ve oyun yazma dersleri aldım. Bunun dışında müzisyenliğe yöneldim çünkü aslında bu sanat birçok dalı içinde bulunduruyor. Bunun içinde tiyatro, müzik, dram gibi pek çok sanatı içinde bulundurduğundan dolayı bir Karagözcü aynı zamanda müzisyendir, aynı zamanda yazardır, yönetmendir çünkü bütün oyunda her şeyi tek kişi yapar. Karagöz sanatı dışında müzisyenlik ve yazarlık, yaptığım şeyler arasında."
"Sadece gençlere, çocuklara değil, yetişkinlere yönelik de mesajlar veriyoruz"
Karakaş, Karagöz Müzesinde çalıştığını ve oyunlarını sergilediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Oyunların konuları aslında tamamen hayal. Zaten bizim unvanımız 'hayali', Karagöz sanatçılarına hayali derler. 'Hayal eden' demektir. Oyun tamamen hayal ürünüdür. Bir Karagöz sanatçısı yazdığı oyunu önceden hayal eder, bunu bir metne döker. Daha sonrasında perdeye uyarlar. Kurgusunu yapar, ışıklarını bulur, müziğini uyarlar ve oyunu çıkarır. Oyunumuzda birçok mesaj veriyoruz. Sadece gençlere, çocuklara değil, yetişkinlere yönelik de mesajlar veriyoruz. Çocuklar burada büyük bir ders alıyor ve Karagöz oyununu izleyen çocuklar, hayatlarının bir noktasına muhakkak değindiğimiz için hayatlarına daha iyi bir insan yada ders almış bir şekilde devam ediyorlar."
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı unvanını 2021 yılında aldığını anımsatan Karakaş, "Şu anda kendime 'hayali' diyebiliyorum. Daha önceleri yine profesyonel devam ediyordum fakat devlet tarafından verilen bir tescilim yoktu. Artık bu tescili de aldım ve yoluma daha profesyonel, üstüne koyarak devam ediyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin en genç Karagöz sanatçısı olduğunu dile getiren Karakaş, "Benim yaşımda bu unvanı alan sanatçı yok, zaten benim yaşımda Karagöz sanatçısı yok. Genelde 30 yaş ve üzeri ustalarımız var. Karagöz ve Hacivat'ı çok seviyorum. Bu çok yönlü bir sanat. Beni aslında çeken tarafı buydu. Ben içeride bir tiyatro oyunu sergilemiyorum. Hem tiyatro oyunu sergiliyorum hem yönetmenlik hem yazarlık hem müzisyenlik yapıyorum. Tek kişilik bir dev kadro var aslında arkada. Bir de eski tabirde 'koluna bilezik taktın' derler. Ben bu bileziği koluma taktığıma inanıyorum ve ben istesem de o beni bırakmayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Şu an burada sahne almak benim için çok gurur ve onur verici bir şey"
Oyununda kullandığı tüm tasvirleri de kendisinin ürettiğine değinen Karakaş, Karagöz Müzesinde oyun sergilemenin en büyük hayali olduğunu belirterek, "Ustalarımı hep burada izledim, sürekli burada dersler aldım ve şu an burada sahne almak benim için çok gurur ve onur verici bir şey. Bir ustanın usta olabilmesi için çırak yetiştirmesi lazım. Çırağının onu geçmesi lazım ki usta olsun. Ben şu an çok gencim. Çıraklar yetiştireceğim ve çıraklarım beni geçtikten sonra ben o zaman usta olacağım." sözlerine yer verdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com