Tokat
Tokat kent merkezine 69 kilometre uzaklıktaki Sulusaray ilçesinin altında yer alan antik kentin ortaya çıkarılması için Tokat Müze Müdürlüğünce 1986'da sondaj kazılarıyla başlayan çalışmalar, sonraki yıllarda kurtarma kazısı şeklinde 1991'e kadar devam etti.
1991'de ara verilen çalışmalara 2013 yılında tekrar başlandı.
Son 3 yıldır yeterli kaynak bulunamadığından yapılamayan kazı çalışmalarına, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Temür'ün danışmanlığında 25 kişilik ekiple eylül ayında yeniden başlandı.
Roma İmparatoru Trajan zamanında MS 98-117 yıllarında Pontus Galaticus ve Polemoniacus eyaletlerinden ayrılarak Kapadokya eyaletine dahil edilen antik kentin o dönem geçiş yolları üzerinde bulunması ve günümüzde de kullanılan termal kaynaklar sayesinde 2 bin yıl kadar önce Karadeniz'in en büyük 5 şehrinden biri olduğu belirtiliyor.
Döneminde çok az şehrin sahip olduğu, zenginliğin göstergesi olarak para basma yetkisi bulunan Sebastapolis, büyük savaşlar, yıkımlar, afetler ile geçiş yollarının değişmesi sonucu eski önemini kaybetti ve zamanla da unutuldu.
Zamanla üzerinde yerleşimler kurulan antik kentin büyük bölümü günümüzde Sulusaray ilçesinin altında yer alıyor.
Yaklaşık üç bin yıllık geçmişe sahip Sebastapolis Antik Kenti'nin yeniden gün yüzüne çıkarılması için üzerindeki yapıların kamulaştırılması gerekiyor. Üzerinde yerleşim olması nedeniyle antik kentte kazı çalışmaları yavaş ilerliyor.
Doç. Dr. Akın Temür, AA muhabirine, antik kentte kilise bölümünde kazı çalışmasını sürdürdüklerini belirtti.
Şu anki kazıların İl Özel İdaresi, Kaymakamlık ve Belediyenin destekleri ile yürütüldüğüne işaret eden Temür, "Burada birkaç gün önce iki yetişkin ve bir çocuğa ait iskelet bulduk. Elde edilen izlerden buranın gömü alanına dönüştürüldüğü görülüyor. Kentin büyük bir kısmı modern yapının altında. Antik kent binlerce metrekare alanı kaplayan bir yer. Karadeniz'in en büyük Roma kentlerinden birisi. Kazı çalışması bu yıl için 28 gün destekleniyor. Bu süre yeterli değil. Bu kazının 3 ay yürütülmesi gerekiyor. Yetkililerden destek bekliyoruz. İlerleyen yıllarda kentin daha geniş kısmını kazmayı planlıyoruz." dedi.
Antik kentin gün yüzüne çıkmasının seneler süreceğini vurgulayan Temür, "Efes Antik Kenti 150 yıldır kazılıyor, çok büyük bir bütçeyle kazılıyor. Belki 250-300 işçiyle kazılıyor. Biz 25 kişilik bir ekibiz. Sulusaray küçük bir ilçemiz, imkanlarımız da sınırlı. Maddi imkanlar arttıkça kentin daha geniş kısmını kazmayı planlıyoruz. İş adamlarının, milletvekillerinin ve yetkililerin desteği gerekiyor. Kazı alanları genişlesin ve antik kent daha çabuk ortaya çıksın." diye konuştu.
"İki yapı gün yüzünde; biri hamam diğeri de kilise"
Sebastapolis Antik Kenti'nin ortaya çıkarılmasının hem bölgenin turizmi açısından hem de arkeolojik açıdan oldukça önemli olduğunu vurgulayan Temür, şöyle devam etti:
"Bu şekilde korunmuş durumda Karadeniz'de çok kent yok. Ege ve Akdeniz'de birçok antik kent var. Yerleşim 5 metrelik dolgunun altından çıkıyor. Kilisenin üçte birini görüyoruz, üçte ikisi binaların arkasında. Diğer yapılar tamamen toprağın altında. İki yapı gün yüzünde; biri hamam diğeri de kilise. Kilisenin altında da Roma dönemine ait kalıntılar geliyor. Her dönem buranın kullanıldığını ortaya koyuyor. Buranın altından muhtemelen bir tapınak çıkacak. Aynı şekilde kentin tiyatrosu, agoraları, gymnasiumları (Antik Yunanistan'da halka açık yarışmalara katılan atletlerin beden eğitimi için düzenlenmiş, çevresinde revaklı avlular bulunan büyük bina) hepsi kazılmayı bekliyor."
En büyük sorun antik kentin üzerindeki yapılar
Üzerindeki yükselen yapılar yıkılmadan antik kentin ortaya çıkarılamayacağına işaret eden Temür, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kent Türk idaresine geçtikten sonra küçük bir yerleşim olarak devam ediyor. Sulardan dolayı Sulusaray ismini alıyor. Antik çağda da hamam yapısının olması o dönemde de yine ılıca işlevinin olduğunu gösteriyor. Yerleşim doğrudan antik kentin üzerine kurulmuş durumda. Kerpiçten evler. Sit alanı olduğu için birçoğu terk edilmiş durumda. Sit alanına herhangi bir müdahale edilemiyor. Peyderpey kamulaştırılırsa kazı alanı genişlemiş olacak. Bu kamulaştırılan evlerden bazıları önümüzdeki yıllarda yıkılacak."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com