"Beslenmenizde protein tüketimini daha yüksek düzeyde tutarak, karbonhidratlı besinlerin tüketimini minimuma indirmelisiniz. Protein alımını haftada minimum 2 kez balık (özellikle somon), yumurta ve kuru baklagillerden sağlamalı, kırmızı et tüketiminde haftada bir günü geçmemeye ve işlenmiş etleri tüketmemeye özen göstermelisiniz" diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Aksoylu, ekledi:
"Beslenmeyle alınan posa birçok kanser türünden korunmada oldukça etkilidir. Ayrıca, sebze ve meyveler en iyi antioksidan kaynağıdır. Antioksidanlar tedavi esnasında bağışıklık sistemimizin koruyucularıdır. Hem kansere yönelik hem de genel beslenmenizde paketli ürün tüketimini azaltın"
İSTANBUL
Medicana International İstanbul Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yıldız Melek Aksoylu, kanser tedavisinde beslenmenin önemine ilişkin, "Beslenmenizde protein tüketimini daha yüksek düzeyde tutarak, karbonhidratlı besinlerin tüketimini minimuma indirmelisiniz. Protein alımını haftada minimum 2 kez balık (özellikle somon), yumurta ve kuru baklagillerden sağlamalı, kırmızı et tüketiminde haftada bir günü geçmemeye ve işlenmiş etleri tüketmemeye özen göstermelisiniz." ifadelerini kullandı.
Aksoylu, kanser tedavisinde beslenmeye ilişkin yaptığı açıklamada, kanserin oluşumunda birçok faktörün bulunduğunu, yaşanılan çevre, stres, genetik yapı ve beslenme faktörlerinin kanserin oluşum nedenlerinden olduğunu belirterek, yiyeceklerin üretildiği ortam, hava, su ve toprak koşulları, kullanılan kimyasal maddeler, besinlerin üretiminden tüketimine kadar geçen tüm aşamaların sağlığı etkilediğini ve bunun da beslenmenin kanser oluşumunda ne denli önemli olduğunu kaydetti.
Kanser tedavisi sırasında bazı hastaların beslenme düzenlerinde herhangi bir değişiklik olmazken, bazı hastalarda tedavinin ciddi beslenme eksikliklerine neden olduğunu vurgulayan Aksoylu, şunları aktardı:
"Kanser hastalığı ve tedavi basamakları herkes için zor bir süreçtir. Fakat geleceğimizi düşünerek bu süreci daha sağlıklı geçirmeye odaklanırsak zorlukları minimuma indirebilir, iyileşme sürecimizi hızlandırabiliriz. Olumlu düşünmek, iyi bir beslenme ve egzersizin tedavimiz üzerindeki muhteşem etkileri kaçınılmazdır. Birçok hastalığın temelinde yatan faktör obezite olduğu gibi kanser ölümlerinin de obezite ile ilgili olduğu çeşitli araştırmalarla tespit edilmiştir. Bu yüzden ideal vücut ağırlığınızı korumalı beden kitle indeksinizin 18,5-25,0 arasında olmasına özen göstermelisiniz. Beslenmenizde protein tüketimini daha yüksek düzeyde tutarak karbonhidratlı besinlerin tüketimini minimuma indirmelisiniz. Protein alımını haftada minimum 2 kez balık (özellikle somon), yumurta ve kuru baklagillerden sağlamalı, kırmızı et tüketiminde haftada bir günü geçmemeye ve işlenmiş etleri tüketmemeye özen göstermelisiniz."
Aksoylu, protein alımını arttırmak için yumurtanın çorba veya salatalarda (haşlanmış olarak) kullanılabileceğini, yoğurt, süt ve meyveler ile karışım yapılabileceğini, evde milk-shake gibi soğuk içecekler hazırlanabileceğini kaydetti.
Karbonhidrat alımında ise en önemli noktanın karbonhidratın türü olduğuna dikkati çeken Aksoylu, kompleks karbonhidratların (tahıllar, ekmek, kuru baklagiller, meyve, sebze, süt ve yoğurt gibi) tercih edilmesi gerektiğini bildirdi.
"Omega-3 kanseri azaltıyor"
Yıldız Melek Aksoylu, yapılan çalışmalarda, doğal olarak verilen omega-3’ün kanseri azalttığı ve gerilettiğinin görüldüğünü, somon balığı, ceviz ve keten tohumunun omega-3 yağ asitlerinin mükemmel kaynağı olduğunu belirtti.
Sebze, meyve ve kuru baklagillerin posanın zengin kaynakları olduğunu aktaran Aksoylu, şunları kaydetti:
"Beslenmeyle alınan posa birçok kanser türünden korunmada oldukça etkilidir. Ayrıca, sebze ve meyveler en iyi antioksidan kaynağıdır. Antioksidanlar tedavi esnasında bağışıklık sistemimizin koruyucularıdır. Hem kansere yönelik hem de genel beslenmenizde paketli ürün tüketimini azaltın. Paketli her ürün kimyasal içermekte ve bu da sağlığımızı tehdit etmektedir. Alışverişe giderken bir liste yapmalı, aç olarak gitmemelisiniz. Evinizde ne kadar az paketli ürün bulundurursanız, tüketim de o kadar azalacaktır. Az ve sık beslenmeye çalışın, tatlı, kızartma ve yağlı besinlerden uzak durun. Yemeklerle beraber sıvı tüketimi yapmak yerine yemeklerden bir saat önce veya sonrasında deneyin. Tost ve kraker gibi kuru besinleri tercih edin, ağzınızda kötü bir tat varsa zaman zaman limonlu veya naneli şeker kullanabilirsiniz. Rahat kıyafetleri tercih ederek, yemek sonrası hemen uzanmayın. Alkol alımını kısıtlamalısınız. Alkol tüketimi kanser riskini arttırmaktadır. Aynı zamanda besinlerle alınan vitamin ve minerallerin emilimini olumsuz etkilemektedir. Şarap, kanserin gelişme riskini direk etkilemese de düzenli olarak içtiğiniz zaman kanser riskini arttırabilir."
Aksoylu, kabızlık durumunda kuru baklagil ve sıvı tüketiminin artırılmasını önererek, "Kayısı, incir, erik gibi meyveleri tüketin. Fiziksel aktivitenizi arttırmaya çalışın. İshal durumunda ise yağlı yemeklerden uzak durun, süt yerine yoğurt ve ayran tercih edin. Yayla çorbası ve az yağlı çorbaları tercih edebilirsiniz. Elma, şeftali, muz ve ayva gibi meyveleri tüketin. Baharat kullanımını kısıtlayın." dedi.