Genel

'Kamuoyunu kamplaştırmak için Abdülhamid'e saldırılıyor'

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan, Sultan 2. Abdülhamid Han döneminin insaflı şekilde eleştirilmesi gerektiğini söyledi.

'Kamuoyunu kamplaştırmak için Abdülhamid'e saldırılıyor'
27-09-2016 16:18
İSTANBUL (AA) - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cezmi Eraslan, Sultan 2. Abdülhamid Han döneminin insaflı şekilde eleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Prof. Dr. Eraslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sultan 2. Abdülhamid Han hakkında bazı iddiaları ortaya atan kalem sahiplerinin mevzuyu kişiselleştirme arayışı içinde olduğunu belirtti.

Belirli bir kesimin 2. Abdülhamid'i ön plana çıkarmak isterken başka bir kesimin ise onu kötülemeye çalıştığını ifade eden Eraslan, şöyle konuştu:

"Osmanlı çok dilli, dinli, ırklı ve renkli bir devletti. Osmanlı'da sadece Müslümanlar yaşamıyordu. Gayrimüslimler ve yabancılar da yaşıyordu. Levantenler de var. Çok karışık bir nüfus yapısına sahipti. Dolayısıyla meyhane ve toplumun bu manada ihtiyacını giderme noktasında umumhane açılması gibi işlerin bu açıdan değerlendirilmesi gerekir."

Eraslan, devletin toplumu kontrol etmeye yönelik bazı çalışmalar yapabildiğini dile getirdi.

2. Abdülhamid dönemindeki uygulamalara değinen Eraslan, şunları anlattı:

"Abdülhamid döneminde evliliklerin artırılması, bu sırada bunu zorlaştırıcı olan başlık parası ve maddi istekler gibi birtakım uygulamaları, bir manada israfın azaltılmasına çalışılması için bazı uyarılar var. Toplumsal yapıyı sağlıklı bir hale getirebilmek adına girişimler söz konusu. Meyhane açılması, rakı, bira, şarap satılması genelde Osmanlı'da gayrimüslimlerin iş alanıdır. Dolayısıyla Osmanlı’da bu yok değil, var. 'Abdülhamid'e gelene kadar yoktu da Abdülhamid bunları açtı' değil. Bunlar zaten vardı. Abdülhamid, Müslüman mahallelerinde meyhane açılmasını yasakladı. İşte merkezde Laleli, Beyazıt, Sultanahmet gibi düşünüldüğünde, cami yakınlarında gayrimüslimlerin de açmasını yasakladı. İslam birliği politikası 1882 yılından itibaren hayata geçerken topluma dönük yüzü İslami kültürün, geleneğin ve temel anlayışların hayata geçirilmesini sağlamaya dönük oldu. Bunu yaparken devletin gayrimüslim vatandaşlarını yok sayması da mümkün değildi. Onların ihtiyaçlarının bazı kullanımları tabii ki dikkate alınmak durumunda."

Prof. Dr. Eraslan, 2. Abdülhamid döneminde yaşananların ağır şekilde eleştirildiğini ifade ederek, "Abdülhamid dönemini siz değerlendirecekseniz, birazcık insafınız varsa bu adamın tahta çıktığı dönemde Osmanlı ne durumda bakarsınız. Osmanlı'nın klasik dönemden sonraki buhran dönemi, gerileme ve yıkılış dönemi 300 yıl devam etmiş. Bu sürecin son aşaması 2. Abdülhamid'tir. 1875’te borçlarının faizlerini ödemeyeceğini ilan eden bir devlet var. Daha Abdülhamid tahta yok. Yani iflasınızı ilan ediyorsunuz. ” değerlendirmesini yaptı.

Eraslan, İngilizlerin Süveyş Kanalı'ndan sonra Osmanlı'yı çok fazla bütün halinde tutma mecburiyetini hissetmedikleri için Türk-Rus Savaşı'nda tarafsız kaldığını, bu savaşın devletin sosyal, demografik, askeri ve siyasi itibarını alt üst ettiğini bildirdi.

"Olayları anlamak için tüm tarihe bakılmalı"
Sultan Abdülhamid'in tahta çıktığında bu sorunlarla karşılaştığını belirten Eraslan, şunları anlattı:

"Bir başka arkadaşımız 2. Abdülhamit'in korkaklığını, vesairesini diline doladı. Şöyle bir şey düşünün, padişahlıktan bahsediyorsunuz ama amcanız tahttaki padişah, 3-5 paşa tarafından paldır küldür indiriliyor. Akabinde ağabeyiniz tahta çıkarılıyor. Üç ay sonra 'kafasını bozdu, aklı gitti' diye indiriliyor. Taht size teklif ediliyor. Siz şartlarını kabul etmezseniz başkasına teklif edilecek. Böyle bir padişahlık süreciyle başlıyor. Şimdi etrafındaki devlet adamlarına, paşalara mı güvenecek, kime güvenecek? Zaten şahsiyet olarak, yetişme tarzı dolayısıyla bir şeyi var. Bu olaylar da olunca bunun bir üst düzeye çıktığını söylemek son derece normal ve insani bir şeydir."

Prof. Dr. Cezmi Eraslan, olayları anlamak için tüm tarihe bakılması gerektiğini, birilerini karalamak uğruna yapıldığı takdirde bunun yanlış olacağını ifade etti.

"Gazi Mustafa Kemal'in Türk inkılabı tanımına bakıldığı zaman bu çok net görülür." diyen Eraslan, "Atatürk, 1925'te Türk inkılabı nedir diye Ankara Hukuk Mektebinin açılışında konuşurken 'Türk milletinin en azından 300 seneden beri uğraştığı muasır, çağdaş medeniyetin nimetlerinden yararlanma çabasıdır' diyor. Yani birileri daha önce uğraşıyor ve buna devam ediliyor." diye konuştu.

Eraslan, 1925'te Türkiye'nin hukuk reformu yapmak zorunda kaldığını, askerin siyasete müdahalesini engelleyecek bazı kanuni düzenlemelerin hayata geçirildiğini anımsattı.

Abdülhamid'e yönelik bazı eleştirilerin iyi niyetli olmadığına değinen Eraslan, "Atatürkçüyüm, Abdülhamid'e saldırayım, şöyle kötüleyeyim' demek akademik ve ilmi manada insaf dairesinde kabul edilebilecek şeyler değil. Bu tamamen kamuoyunu gruplandırmaya ya da kamplaştırmaya dönük çok da iyi niyetli olduğunu düşünmediğim çabalardır." dedi.

"Hukuki işlemleri başlatacağız"
Osmanlı padişahı Abdülhamid Han'ın 4. kuşaktan torunu şehzade Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu da dedesiyle ilgili ortaya atılan bazı iftiraların kendilerini çok derinden etkilediğini söyledi.

Osmanoğlu, dedelerine sürekli hakaret edildiğine dikkati çekerek, "Atılan iftiralarda birçok kişinin kuyruk acısı olduğunu düşünüyoruz." diye konuştu.

Mesnetsiz iddialar karşısında ailece çok üzüldüklerini dile getiren Osmanoğlu, rahatsızlıklarını her platformda ortaya koyduklarını kaydetti.

İkinci Abdülhamid'in 33 sene boyunca 3 bini aşkın eser yaptığına dikkati çeken Osmanoğlu, "Yapılan bu eserleri niçin görmüyorlar? Dedem, demiryolları, okullar, medreseler, buna benzer su istasyonları ve birçok eser bırakmıştır. Bunları aşikar, her yerde görebiliyoruz. Ama tabii burada o dönemde Abdülaziz Han döneminde, Osmanlı zamanında nasıl Abdülhamit Han ile yükselmeyi istemiyorlarsa bugün de aynı şekilde bizim milletçe yükselmemizi öyle istemiyorlar. O yüzden hep önümüzü kesmeye çalışıyorlar. Aynı iftiraları Sayın Cumhurbaşkanımıza da atıyorlar. Sürekli böyle önümüzü kesmeye çalışıyorlar ama tabii ki bunlar başaramayacaklar." değerlendirmesini yaptı.

Osmanoğlu, 2. Abdülhamid Han hakkında iddialar ortaya atanlarla hukuk önünde hesaplaşacaklarını belirterek, "Şu anda dosyalar hazırlanıyor. Hukuki işlemleri başlatacağız. Adalet karşısında herkes hesabını verecek." ifadelerini kullandı.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER