MERSİN(AA) - Macaristan'da kucağında oğluyla polisten kaçarken bir kadın kameramanın çelmesi sonucu yere düşmesiyle gündeme gelen ve bu olayın ardından iki çocuğuyla İspanya'da yaşamaya başlayan Suriyeli sığınmacı Osama Abdul Mohsen ile Mersin'de kalan eşi ve iki çocuğunun yaşadığı hasret, vize sorununun çözülmesiyle sona erecek.
Abdul Mohsen'in 7 ve 18 yaşındaki oğullarıyla 1,5 yıldır yaşadığı İspanya'ya Türkiye'deki eşi ve diğer iki oğlunu da getirmek için yaptığı girişimler olumlu sonuçlandı.
Çocuklarıyla ailesinden uzakta yaşamak zorunda kalan Mohsen'in Mersin'deki eşi ve iki çocuğu, vize probleminin çözüldüğünü öğrenince büyük mutluluk yaşadı.
Anne Muntaha Mohsen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vize problemi nedeniyle ailesinin ikiye bölündüğünü söyleyerek, "Ben, Muhanned ve Dua Türkiye'deyiz. Eşim ve diğer çocuklarım Muhammed Zaid ve Usame ise şu anda İspanya'da. Zaid'i 1,5 yıldır görmedim. Zaid en küçük oğlum. Onların yokluğundan dolayı çok üzüntülüyüm. İki bayramdır birbirimizi görmüyor, görüşemiyoruz. Bu bayramı hüzün içerisinde geçiriyoruz." diye konuştu.
Mohsen, vize probleminin çözüldüğünü, bayram sonu bir sıkıntı çıkmazsa İspanya'ya gideceklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Çok mutluyuz. Birbirimizi en kısa zamanda görebilmeyi istiyoruz. Savaşın verdiği acıları yan yana birlikte geçirerek unutabiliriz. Biz çok acı çektik. Savaşın vermiş olduğu tramvayı atlatabilmiş değiliz. Vize probleminin çözülmesiyle inşallah aileme kavuşacağım."
"Türk halkına da çok teşekkür ediyorum"
Mohsen'in en büyük oğlu Muhannet Mohsen (19) de babasına ve kardeşlerine kavuşacak olmanın kendilerini çok mutlu ettiğini anlattı.
Uzun zamandır babasını ve iki kardeşini görmediğini aktaran Mohsen, "Vizenin çıkması bizim için büyük bir mutluluk oldu, çok sevindik. İnşallah İspanya'ya gittiğimizde de bu mutluluk aynısı orada ailemizle beraber yaşayacağız. Birbirimizi orada doya sarılacağız. Aynı sofradan yemek yiyeceğimiz gün olacak. Ondan dolayı mutluluğumuzu tarif edemiyoruz." ifadesini kullandı.
Mohsen, Türkiye'yi çok sevdiğini belirterek, "Biz burayı kendi ülkemiz gibi seviyoruz. Mersin ve İstanbul'da çalıştım ve kendi ülkemiz gibi sevdik. Hiçbir yabancılık çekmedik. Ondan dolayı Türk halkına da çok teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Bize iyi davrandılar, bizi kendi memleketimizde gibi hissettirdiler.” sözlerine yer verdi.
Abdul Mohsen'in 7 ve 18 yaşındaki oğullarıyla 1,5 yıldır yaşadığı İspanya'ya Türkiye'deki eşi ve diğer iki oğlunu da getirmek için yaptığı girişimler olumlu sonuçlandı.
Çocuklarıyla ailesinden uzakta yaşamak zorunda kalan Mohsen'in Mersin'deki eşi ve iki çocuğu, vize probleminin çözüldüğünü öğrenince büyük mutluluk yaşadı.
Anne Muntaha Mohsen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, vize problemi nedeniyle ailesinin ikiye bölündüğünü söyleyerek, "Ben, Muhanned ve Dua Türkiye'deyiz. Eşim ve diğer çocuklarım Muhammed Zaid ve Usame ise şu anda İspanya'da. Zaid'i 1,5 yıldır görmedim. Zaid en küçük oğlum. Onların yokluğundan dolayı çok üzüntülüyüm. İki bayramdır birbirimizi görmüyor, görüşemiyoruz. Bu bayramı hüzün içerisinde geçiriyoruz." diye konuştu.
Mohsen, vize probleminin çözüldüğünü, bayram sonu bir sıkıntı çıkmazsa İspanya'ya gideceklerini belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Çok mutluyuz. Birbirimizi en kısa zamanda görebilmeyi istiyoruz. Savaşın verdiği acıları yan yana birlikte geçirerek unutabiliriz. Biz çok acı çektik. Savaşın vermiş olduğu tramvayı atlatabilmiş değiliz. Vize probleminin çözülmesiyle inşallah aileme kavuşacağım."
"Türk halkına da çok teşekkür ediyorum"
Mohsen'in en büyük oğlu Muhannet Mohsen (19) de babasına ve kardeşlerine kavuşacak olmanın kendilerini çok mutlu ettiğini anlattı.
Uzun zamandır babasını ve iki kardeşini görmediğini aktaran Mohsen, "Vizenin çıkması bizim için büyük bir mutluluk oldu, çok sevindik. İnşallah İspanya'ya gittiğimizde de bu mutluluk aynısı orada ailemizle beraber yaşayacağız. Birbirimizi orada doya sarılacağız. Aynı sofradan yemek yiyeceğimiz gün olacak. Ondan dolayı mutluluğumuzu tarif edemiyoruz." ifadesini kullandı.
Mohsen, Türkiye'yi çok sevdiğini belirterek, "Biz burayı kendi ülkemiz gibi seviyoruz. Mersin ve İstanbul'da çalıştım ve kendi ülkemiz gibi sevdik. Hiçbir yabancılık çekmedik. Ondan dolayı Türk halkına da çok teşekkür ediyorum. Allah onlardan razı olsun. Bize iyi davrandılar, bizi kendi memleketimizde gibi hissettirdiler.” sözlerine yer verdi.
