Prof. Dr. Batur, yaptığı açıklamada, kalp yetmezliğinin günümüzde yaşlı nüfusun hızla artmasıyla birlikte en önemli halk sağlığı sorunlarından biri haline geldiğini hatırlatarak, "Her yıl Türkiye’de 200 bin kişiye kalp yetmezliği tanısı konuluyor ve bunların yüzde 50'si ortalama 5 yıl içinde hayatını kaybediyor. Neredeyse son 25 yıldır kalp yetmezliği tedavisinde hayat süresini uzatan yeni bir ilaç kullanıma girmedi. 'Angiotensin-Reseptör Neprilisin İnhibitörü' denilen yeni bir ilaç grubu artık ABD, Kanada ve Avrupa'da birçok ülkede son bir yılda hızla kullanıma girdi. Araştırmalar sonucunda bu yeni ilacın günümüzde kalp yetmezliği için kullanılan ilaçlar arasında ömür uzatma açısından en güçlüsü olduğunu ortaya koyuyor. Bu nedenle söz konusu ilacın kullanıma girişi en önemli gelişmelerinden biri olarak kabul ediliyor" dedi.
Prof. Dr. Batur, Amerikan İlaç ve Gıda Kurumu’nda (FDA) gerçekleşen hızlandırılmış kabul sürecinin ardından hemen kullanım alanı bulan bu ilacın Türkiye’de de bir an önce kullanıma girmesinin beklendiğini kaydetti.
Kötü kolesterolü düşürmede yüzde 60 başarı sağlıyor
Kolesterol tedavisinde yeni kullanıma sunulan bazı ilaçların, son yıllarda geliştirilen bir ilaç grubu olan “PCSK 9” (Proprotein Convertase Subtilisin Kexin 9) inhibitörü olarak bilindiğini ifade eden Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, yeni geliştirilen bu kolesterol düşürücü ilaçların bir çeşit antikor olup biyolojik ilaç sınıfına dahil olduğunu söyledi. Prof. Dr. Batur, bu ilaçların günümüzde en sık kullanılan kolesterol ilaçları olan statin ile düşürülemeyen veya statini tolere edemeyen hastalar için kötü kolesterol (LDL) tedavisinde kullanıma sunulan önemli bir ilaç grubu olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Batur, bu ilaç grubuyla ilgili yapılan çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:
“Mart 2015’te Amerika’da bir dergide yayınlanan çalışmalar bu ilaçların, statin ile birlikte, sadece statin kullananlara göre 1 yıl sonunda yüzde 60 daha fazla LDL kolesterol düşürmüş olduklarını ortaya koyuyor.
Daha geniş çaplı araştırmalar devam etmekle birlikte erken bulgular, kalp krizi ve inme gibi sağlık sorunlarını da yaklaşık yüzde 50 oranında azalttığını da gösteriyor. Bu ilaçlar, son 30 yılda statinlerden sonra kardiyovasküler sorunları bu derecede düşürme potansiyeli olan en önemli ilaç grubu olarak göze çarpıyor. Ayda birkaç kez deri altı enjeksiyon ile yapılması ve yüksek fiyat gibi olumsuz yönler barındıran ilaçların, ihtiyacı olan hastalarda en sık kullanılan hiperlipidemik ilaçlar olacağı öngörülüyor.”
Kalp pilleri artık kablosuz olacak
1960’lı yıllarda kullanıma giren kalp pillerinin bir yıl öncesine kadar tüm teknolojik gelişmelere rağmen kalbe uzanan ve elektrot olarak tabir edilen kablolara ihtiyaç duyduğunun bilindiğini belirten Prof. Dr. Batur, “Bu kablolar kalbin içine tutturularak genellikle kalbin toplardamarlarının içinden geçiriliyor ve vücudun omuz kısmındaki pil jeneratörüne bağlanıyor. Kalp pili tedavilerinde kablo kırığı, pıhtılaşma, enfeksiyon gibi komplikasyonlar gelişme riski genellikle yüksek oluyor. Ancak geçtiğimiz bir yıl içinde ilk defa kullanılmaya başlanan yeni bir yöntem bulunuyor” dedi. Bu yöntem hakkında bilgi veren Prof. Dr. Batur, “Standart bir kalp pilinden biraz daha küçük boyuttaki yeni kablosuz kalp pilleri, anjiyo yapar gibi kalbin sağ tarafına ameliyatsız teknikle yerleştiriliyor. Bu mini piller Avrupa'da ve Amerikan İlaç ve Gıda Kurumu’nca kabul edilerek kullanıma girmiş bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye’de de yaygın olarak kullanılmaya başlanması bekleniyor” diye konuştu.
dikGAZETE.com
