Dünya

Kalın: PYD bizim için terör örgütüdür

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “PYD bizim için bir terör örgütüdür. Suriye Eşmesi olarak belirlediğimiz yer Türkiye Cumhuriyeti’nin koruması altındadır, Burada biz herhangi bir sorun, herhangi bir çatışma ihtimali görmüyoruz“ dedi. Cumhurbaşkanl

Kalın: PYD bizim için terör örgütüdür
23-02-2015 20:34
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “PYD bizim için bir terör örgütüdür. Suriye Eşmesi olarak belirlediğimiz yer Türkiye Cumhuriyeti’nin koruması altındadır, Burada biz herhangi bir sorun, herhangi bir çatışma ihtimali görmüyoruz“ dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9-12 Şubat tarihlerinde üç Latin Amerika ülkesi Kolombiya, Küba ve Meksika’yı kapsayan bir ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatarak, bu ziyaretlerin özellikle Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerimizin güçlendirilmesini hedefleyen ziyaretler dizininin ilk halkasını oluşturduğunu söyledi. Ziyaretlerin devam edeceğini kaydeden Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın G-20 üyesi ülkeleri de ziyaret etmeye devam edeceğini kaydetti. Özgecan Aslan’ın vahşice öldürülmesiyle ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konunun bizzat takipçisi olacağını vurgulayan Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda gerekli görüşmeleri hükümetle yaptığını kaydetti. “AKTÖRLERE ÖNEMLİ ROLLER DÜŞÜYOR” Bu tür olaylarda cezaların arttırılması ve önleyici tedbirlerin alınması için kapsamlı bir çalışmanın hükümet tarafından başlatıldığını dile getiren Kalın, “Cumhurbaşkanımız da özellikle kadına karşı her türlü şiddetin önlenmesi için kanuni çalışmaların yanı sıra toplumsal bilincin ve duyarlılığın attırılması yönünde de çalışmalar yapmaya devam edecek. Bu konuda bütün toplum kesimlerine bütün aktörlere önemli roller düşüyor. Bu sorunu sadece kanuni düzenleme yaparak aşamayacağımız ortada pek çok uzmanın da ifade ettiği gibi. Bununla ilgili kapsamlı bir toplumsal farkındalık kampanyasının da başlatılması hedefleniyor. Bu çerçevede sayın Cumhurbaşkanımız bildiniz gibi Özgecan kızımızın ailesi ile de temas kurdular, kızları aileyi ziyaret ettiler. Kendileriyle temas halinde. Burada devam eden bir hukuku süreç var, failler yakalandı. Bu hukuki süreci yakından takip ediyoruz. Tabi ki olay bundan sonra artık yargının yetkisindedir ama bu tür olayların tekrar yaşanmaması için bu konu üzerine kararlıkla gitme noktasında tam bir azim ve irade sergilemiş bulunmaktadır sayın Cumhurbaşkanımız. Bununla ilgili gerek kanuni çalışmalar gerekse diğer alanlarda yapılması gereken faaliyetler yakın bir şekilde takip edilecektir” diye konuştu. “TARTIŞMAYA KATKI SUNMASI ARZU EDİLEN BİR DURUMDUR” Kalın, Başkanlık sistemi ile ilgili olarak ise son günlerde Türkiye’de başkanlık sisteminin güçlü bir şekilde tartışılmaya başlandığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Sofrası’nda da akademisyenlerle bir araya gelerek konuyu etraflı bir şekilde ele alındığını kaydeden Kalın, “Bu konunun ‘Türkiye en iyi nasıl yönetilir’ sorusu bağlamında etraflı bir şekilde tartışılmasının biz Türkiye’deki siyaset hayatına, Türkiye’nin bundan sonraki hedeflerine ulaşma noktasındaki yönetim modeli arayışlarına önemli katkılar vereceğini düşünüyoruz. Bu noktada uzmanların, meslek kuruluşların, siyasi figürlerin tartışmaya katkı sunması arzu edilen bir durumdur. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam edecektir” dedi. “TOPRAK PARÇASININ HUKUKİ STATÜSÜNDE HERHANGİ BİR DEĞİŞİKLİK SÖZ KONUSU DEĞİLDİR” “Şah Fırat” operasyonuyla ilgili olarak ise Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları söyledi: “Bununla ilgili dün bildiğiniz gibi gerek sayın Cumhurbaşkanımız gerekse Başkanımızın yaptığı açıklamalar oldu. O çerçevede şu noktaların altını ben yine tekraren çizmek isterim. Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu Suriye’de kötüye giden güvenlik şartlarına karşı alınmış bir tedbir olarak son derece başarılı bir gece operasyonuyla gerçekleştirildi. Burada bu operasyonla hükümetimiz Süleyman Şah Türbesi’ne ve Saygı Karakolu’na olabilecek bir muhtemel saldırıyı ve askerlerimizin hayatlarının tehlikeye atılması riskini bu operasyonla ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Burada bize ait uluslararası anlaşmalara bağlı olarak toprak parçasının hukuki statüsünde herhangi bir değişiklik söz konusu değildir. Bildiniz gibi 1921 yılında yapılan Ankara Anlaşmasıyla bu türbe yeri Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarıdır. Yine bildiniz gibi kamuoyunun doğru anlaması açısından yine fayda var, türbenin yeri daha önce iki defa değiştirilmiş idi. Dolayısıyla sembolik önemi son derece önemli olan bu mekanın korunması, ecdat yadigarı olan bu hatıranın yaşatılması ve Türk bayrağının dalgalandırılması için gerekli emniyet tedbirleri alınmış ve nakli yapılmak suretiyle sandukalar ve oradaki emanetler salimen Türkiye’ye getirilmiştir. En az bunun kadar önemli olan da orada saygı karakolunda görev yapan 38 askeri personelimiz yine hamd olsun sağsalim ülkemize getirilmiştir. Operasyon sırasında bir kaza sonucu bir askerimiz biliyorsunuz şehit edildi. Bu vesileyle bende kendisine Allah’tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bu operasyonda bizi üzen tek hadise bu olmuştur. Mevlam mekanını cennet eylesin.” “BİN 400 CİVARINDA TERÖRİST OLMA İHTİMALİ OLAN, YABANCI SAVAŞÇI SINIR DIŞI EDİLDİ” Bundan sonrasıyla ilgili olarak Suriye’deki güvenlik durumunun alacağa seyre bağlı olarak türbenin yeri, mevkii ve yapılacak türbenin bizzat kendisiyle ilgili çalışmaları yakından takip edeceklerini sözlerine ekleyen Kalın, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da cevaplandırdı. Kalın, “Türkiye’nin bun IŞİD ile mücadelede bundan sonra daha aktif rol almasının mümkün olacak mı?” sorusu üzerine, Türkiye’nin IŞİD terörüne karşı baştan beri çok net tavır alan bir ülke olduğunu dile getirdi. IŞİD tehdidinin farkında olarak müttefikleri daha önceden uyardıklarını anlatan Kalın, “Bugüne kadar ’Türkiye IŞİD’e ya da DAİŞ’e karşı etkin mücadele vermiyor’ şeklinde propaganda yapıldığını üzülerek gördük. Somut olarak yapılanlara bakıldığınız zaman, Türkiye bugüne kadar DAİŞ terörünün ne Suriye’de ne Irak’ta ne de Türkiye topraklarında bir karşılık bulmaması için en fazla gayret gösteren ülke olmuştur. Sınırımızda 1.7 milyon insanı ülkemize alırken bunların zorluklarını mutlaka akılda tutmak gerekir. Geçen sene Kobani’ye yönelik DAİŞ’in yaptığı saldırının ardından ekim ayında Türkiye topraklarını kullandırmak suretiyle Peşmergenin oraya geçişini sağlamış ve bundan daha önemli 200 bine yakın Kobaniliyi ülkemize almak suretiyle orada insanlık dramının yaşanmasını önlemiştir” diye konuştu. Kalın, Türkiye’nin DAİŞ terörizmine karşı mücadele kararlılığının en üst makamlar tarafından defalarca ifade edildiğini ve bununla ilgili de pek çok tedbir alındığını kaydetti. Özellikle yabancı savaşçılar konusunun pek çok kez gündeme getirildiğini ifade eden Kalın, Türkiye’nin şu ana kadar bin 400 civarında terörist olma ihtimali olan, yabancı savaşçı niteliğindeki kişiyi sınır dışı ettiğini, ülkeye giriş yasağı getirdiğini, sınırlarda güvenlik tedbirlerini artırdığını söyledi. “ESAD REJİMİ ÇOK AÇIK BİR ŞEKİLDE, DAİŞ’İ KULLANMAKTADIR” Özellikle yabancı savaşçılar konusunda mücadeleyi Türkiye’nin tek başına veremeyeceğini söyleyen Kalın, “Bu kadar insan Suriye’ye geçerken, ’acaba bu kadar insan kendi ülkelerinden ayrıldıkları noktada neden durdurulmuyor’ sorusunu bizim sormamız gerekir. Bugünlerde de üç İngiliz kızının Suriye’ye gidip DAİŞ’e katılmak üzere Türkiye’den gittiği şeklinde haberler yer aldı. Biz yine aynı soruyu soruyoruz, Bunların terörist eylemlere katılma ihtimali ile ilgili bilgi varsa bu durdurma eylemini sizin kendi kapılarınızda sınırınızda yapmanız gerekir. Bunu engelleyemiyorsanız, Türkiye ile bu bilgileri paylaşırsınız, Türkiye ile ortaklaşa olarak bunun gereği yapılır. Eşgüdüm ve koordinasyona her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. DAİŞ terörizminin dünyada ne tür barbarlıklara imza attığını izledik, maalesef izlemeye de devam ediyoruz. Buna karşı etkin mücadele için Suriye’deki savaşın sona erdirilmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmemiz gerekiyor. Zira, Esad rejimi çok açık bir şekilde, DAİŞ’i hür Suriye ordusunu zayıflatmak ve bölmek için kullanmaktadır. Dolaylı olarak destek vermektedir. Aynı şekilde dünyadaki propaganda savaşını lehine çevirebilmek için de bu örgütün barbarca eylemlerine izin vermektedir. Burada şu soruyu çok açık bir şekilde soralım, Suriye rejimi mualif grupların elinde şehirleri hergün bombalarken, DAİŞ’in kontrolündeki şehirlere, kasabalara dönük şuana kadar ciddi bir saldırı yapmamıştır” diye sordu. “PYD BİZİM İÇİN TERÖR ÖRGÜTÜDÜR” “Süleyman Şah Türbesi’nin inşa edileceği bölge PYD’ye bağlı YPG güçlerinin kontrolünde. Bu kapsamda Süleyman Şah Türbesi’nin yeni yerinde ve o türbeli koruyacak askerlere yönelik gelecekte güvenlik riski ihtimali görüyor musunuz?” yönündeki soruya ise Kalın, “Öncelikle PYD bizim için bir terör örgütüdür. Suriye’deki son derece kırılgan güvenlik yapısı içerisinde ’şu örgüt şu bölgeye hakim, şu grup şu bölgeye hakim’ demek bile oldukça zordur. Farazi olmaktan öteye geçmez. Bunlar her gün değişir, değişebilir. Fakat bizim şu anda bizim Suriye Eşmesi olarak belirlediğimiz, sınırımıza yakın noktadaki yer Türkiye Cumhuriyeti’nin koruması altındadır. Burada biz herhangi bir sorun, herhangi bir çatışma ihtimali görmüyoruz. Şu anda burayla ilgili de zemin, kazı ve etüt çalışmaları yapılıyor. Bu türbe en kısa zamanda tarihi değerine ve kutsiyetine uygun şekilde inşa edilecek ve gene Türk askerleri tarafından korunacak ve Türkiye Bayrağı orada dalgalanmaya devam edecektir” dedi.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER