ERZURUM - HADİ ŞENGÜL
Türkiye kamuoyunda zaman zaman gündeme gelen kadına yönelik şiddet konusundaki yasalarda, kadına istememesi durumunda çiçek ya da mesaj gönderilmesinin, "Seviyorum, takip de mi etmeyeyim" diyerek takınılan tavrın, kadına yönelik şiddet kapsamına girdiği ve 6 aya kadar hapis cezasının bulunduğu bildirildi.
Erzurum Aile Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü bünyesindeki Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) Müdürü Şeyma Bingöl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, toplumda belediyelerin kadın sığınmaevleri ile Aile Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kadın konukevlerini varlığının bilindiğini ancak 2014-2015 yılından itibaren kurumsallaşan ŞÖNİM'in yeterince tanınmadığını dile getirdi.
İlk olarak 21 pilot ilde kurulan ŞÖNİM'in 49 ilde hizmet verdiğini anımsatan Bingöl, şiddeti önlemek için 7/24 esasına göre hizmet verdiklerini ve şiddet mağdurlarına yardımcı olmak için ilgili kuruluşlarla hemen koordinasyon sağladıklarını anlattı.
25 Kasım'ın "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü" olduğunu aktaran Bingöl, şiddetin fiziksel boyutunun üçüncü kişilerce fark edilmesi sebebiyle bu durumlara müdahalenin kolay olduğunu söyledi. Bingöl, şöyle devam etti:
"Şiddet türlerine baktığımızda ekonomik, duygusal ve cinsel şiddet türlerini görebiliyoruz. Bunlar maalesef kişi dile getirmediği sürece karşı taraftan fark edilemez. Dünyanın bir gerçeği bu. Fransa'da bir kadın 35 kez şiddet gördükten sonra bunu dile getirip başvuru yapmış. Duygusal, cinsel, ekonomik veya fiziksel olarak şiddet var. Kadınlarımız bunu dile getirmekte çekimser kalıyor. Kimisi korkudan, kimisi sonrasında rahatsız edilme kaygısından, kimisi deşifre olmaktan, kimisi de ataerkil büyüyüp 'İdare et, yuvayı dişi kuş yapar' şeklinde büyüdüğü ve hala çocuklarına bunu öğrettiği için bu tarz sıkıntıları yaşıyoruz."
"Seviyorum, takip de mi etmeyelim" de şiddete sayılıyor
Bingöl, duygusal şiddet başlığı altında birçok konun dile getirilmediğini belirterek şunları aktardı:
"Erzurum'da, 'Seviyoruz takip de mi etmeyelim?' diye bir kavram var. Birçok insan bunun aslında bir şiddet kavramı olduğunun farkında değil. Hatta bunu 'Elde etmek için azimliyim' şeklinde değerlendiren var. Israrlı takip tam olarak bu. Tabii sadece kişilerin arkasından gitmek, onu takip etmek, yolda evine kadar götürmek olarak algılanmasın. Bir kişiye istemediği halde hediye, çiçek göndermek, istemediği halde iletişim araçlarıyla veya sosyal medya üzerinden mesaj göndermek bunların hepsi 'ısrarlı takip' kavramı altında anılıyor. Günümüzde daha çok kadınların karşılaştığı bu durum karşısında şikayetçi olunması halinde ilk etapta 3 ila 10 gün, tekrarı halinde 15 ila 30 gün ve tekrarında da 6 aya kadar zorlama hapsi var."
Bingöl, 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun"a göre benzer suçlardan bir kez ceza alan kişinin aynı suçu tekrarlaması halinde yeniden ceza alabileceğine işaret ederek "Aslında 'Seviyoruz takip de mi etmeyelim?' kelimesini kimse kötü niyetli gibi düşünmüyor. 'Ben başaracağım, ısrar edeceğim, yıldıracağım ve o da sonunda beni isteyecek' gibi düşünceler oluyor. Bunlar aslında şiddet türü." diye konuştu.
"Kadını takip edene verilen zorlama hapis paraya çevrilmiyor"
Bingöl, evine giden arkasından takip edilmesinin kadını tedirgin ettiğine ve bu durumların kadının yaşam alanını kısıtladığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Kadın da bundan sonraki adımlarında daha dikkatli hareket etme zorunluluğunu doğurur. Fiziksel olarak zayıflığımız bizi korkuya götürür. Bunlarla karşılaşan kadın, 6284 sayılı yasanın 'ısrarlı takip' bölümünden gidip savcılığa başvurup 'Yaşam alanım daraltıyor, yaşam kalitemi etkiliyor' dediği anda en başta bahsettiğim 3 ila 10 gün ve üzerine basarak söylüyorum zorlama hapis cezası veriliyor. Bu hapis paraya da çevrilemiyor. 2 yılın altında cezalar paraya çevriliyor bu kişi ceza evine gitmiyor gibi bir algı oluşmasın. Bu suça karışan hapse giriyor. Kadınlarımızı bu konularda daha bilinçlendireceğiz, daha çok sesimiz çıkacak, her yerde bağıracağız."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com