Japonya İmparatoru Naruhito'nun resmen tahta oturarak taç giymesiyle başlayan yeni "Reiwa" dönemini değerlendiren uzmanlar, tahttan çekilmenin son iki yüzyıldır yaşanmadığını belirterek Japon muhafazakarların imparatorluk makamının geleceğini yakından takip ettiğini belirtti.
Japonya'nın 126. İmparatoru Naruhito tahta çıktıBabası Akihito'nun 30 yıl oturduğu "Kasımpatı" tahtını 1 Mayıs'ta devralan ve bugün resmen taç giyerek tahta oturan Naruhito'nun dönemi tartışılıyor.
Beş ay önce sade bir törenle tahta oturan ve yeni dönemi başlatan İmparator, şimdi "Sokuirei" ismi verilen resmi tahta çıkış ve taç giyme törenlerini tamamladı.
Naruhito, 2017'deki yaş gününde verdiği konferansta, "Her çağda yeni rüzgarların estiğine ve hanedanlıkların da yenilenebileceğine inanırım." değerlendirmesinde bulunarak makamın modernizme uyum sağlayabileceği sinyallerini vermişti.
Reiwa döneminin siyasi potansiyeli merak edilirken, uzmanlar, iç politikada yaşlı nüfus, anayasa değişikliği ve Japon muhafazakarlığı, dış politikada ise Doğu Asya'daki stratejik sorunların gündemi meşgul edeceğini belirtiyor.
Uluslararası Japonoloji Araştırmaları Merkezi (NICHIBUNKEN) Uzmanı ve Japan Review Editörü Prof. Dr. John Breen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İmparatorluk kurumlarının tartışılabileceğini belirterek Akihito’nun 2016 konuşmasıyla “tahtan çekilebilme” yasa tasarısının gündeme geldiğini anımsattı.
Son iki yüzyılda ilk kez yaşanan tahttan çekilmenin 21. yüzyıl Japonyası'nda bu makama karşı görüş farklılıklarını ortaya çıkarabileceğini ileri süren Breen, şunları söyledi:
“Tahtı terk etmenin yasak edilmesi çok eski değil. 19. yüzyıl sonlarında yasaklanmasından önce 58 Japon imparatoru tahttan çekilmişti. Meiji bürokratları, tahttan çekilmeyi, imparatorluk yolunun istikrarını güvence altına alan efsaneyi tehdit etmesinden endişe duyarak sona erdirmişlerdi. Bu endişe, son zamanlarda Abe hükümetine yakın bazı kaynaklarca da paylaşılıyor.”
Erkek çocukJaponya tahtı “Takamikura”nın daha büyük bir riskle karşı karşıya olduğunu ifade eden Breen, “Unutmayalım ki erkek mirasçıların yokluğu asıl tehdit.” dedi.
Breen, Naruhito’nun erkek kardeşi Veliaht Prens Akişino’nun tahtın sıradaki varisi olduğunu belirterek “Unutmayalım tahttan ayrılmadan daha büyük risk, erkek mirasçıların azlığı. Akişino sıradaki varis ve onun oğlu Hisahito da ondan sonraki varis.” ifadelerini kullandı.
Hisahito’nun erkek çocuğunun olmayacağı olasılığının ülkede “İmparatoriçe” tartışmasına yol açtığını kaydeden Breen, "Anketlere göre, nüfusun yüzde 76’sı bir kadının tahta oturmasından memnun olacağını belirtiyor. Bu gerçekleşirse tarihi bir an olacaktır. Ancak Japonya’da muhafazakarlar, makamın geleceği ve imparatorluğun sırası hususunu yakından takip ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Japon dinginliğiBoğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi Onursal Başkanı Prof. Dr. Selçuk Esenbel, yeni dönem için belirlenen "Reiwa" (Düzenin Uyumu) ifadesinin, klasik Japon tarihinden seçildiğini ifade ederek bu tercihi, Japonya'nın kendisine has dingin bir rol biçme çabası olarak değerlendirdi.
Esenbel, buna rağmen Doğu Asya'da mevcut siyasi sorunların Japon toplumunca da yakın takip edildiğini vurguladı.
Pyongyang'ın füze denemeleriJaponya'yı bekleyen en önemli tehlikenin Doğu Asya'da "yükselen Çin" rekabeti ve Kuzey Kore'nin füze denemeleri olacağını kaydeden Esenbel, "Pyongyang rejiminin füze geliştirmesi tehdidi, Japonya’nın önündeki en büyük tehlikeli durum." dedi.
Esenbel, Çin, Güney Kore ve Rusya ile halihazırdaki adalar anlaşmazlığının da Tokyo hükümetinin başını ağrıtacağını savundu.
Japonya'da milliyetçiliğin, Soğuk Savaş yıllarına kıyasla daha çok gündeme geldiğini kaydeden Esenbel, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Japon siyasetçileri son zamanlarda eskiden ifade edilmeyen açık bir milliyetçi duruşu, Soğuk Savaş yıllarının sessiz tutumuna nazaran daha açık bir milliyetçi söylem içinde. Atom bombasına maruz kalarak ABD'ye yenilen Japonya, uzun yıllar milliyetçi duruşunu fazla seslendirmemeyi tercih ederdi. Fakat bugün, savaşı yasaklayan pasifist anayasanın çeşitli maddelerinin daha milliyetçi bir görüş doğrultusunda değiştirilmesi tartışılıyor. Japon toplumu ise anayasanın mevcut düzeninin pasifist yönünden vazgeçmeye niyetli görünmüyor. Anayasa değişikliği tartışmasının siyaset dünyası ile genel toplum arasında gelecekte sorun oluşturabilir."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com