Politika

"İstihbaratta köklü reformlar yapılacak"

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, bir istihbarat zafiyeti olduğunu ve köklü reformlar yapılacağını söyledi. Canikli, NTV’de, 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirdi. Darbe girişimini Türkiye Cumhuriyeti devletinin son yüzyıllarda...

"İstihbaratta köklü reformlar yapılacak"
22-07-2016 15:25
Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, bir istihbarat zafiyeti olduğunu ve köklü reformlar yapılacağını söyledi.
Canikli, NTV’de, 15 Temmuz darbe girişimini değerlendirdi. Darbe girişimini Türkiye Cumhuriyeti devletinin son yüzyıllarda kaldığı en büyük tehlike olarak nitelendiren Canikli, "Bu sadece bir darbe girişimi değil esasında Türkiye’nin bağımsızlığını hedef alan ve bunu doğrudan hedefleyen bir girişimdir. Öncesinde de darbeler oldu ama bu yapılış biçimi itibarıyla öncekilerden farklıydı. Cumhurbaşkanı’nı katletmeye kalktılar. Bu ülkeyi işlemez hale getirmeye çalıştılar. Bu açıdan bakıldığında çok vahim bir girişimdir, çok hain bir girişimdir. Sadece başbakanı ve cumhurbaşkanını hedef almıyor, ülkenin bütünlüğünü doğrudan hedef alıyor. Bunun sonucu ülkenin kaosa girmesidir. Yapanları da biliyoruz Fethullahçı Terör Örgütü ve yandaşları tarafından yapıldığı konusunda da artık en ufak bir tereddüt olmayan bütün bilgi ver belgeleriyle ortaya çıkmış olan bir kalkışmadır" dedi.

"ZAFİYETİN ALT PARAMETRELERİNİ GÖRMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Bir istihbarat zafiyeti olduğunu ve Cumhurbaşkanı’nın bunu ifade ettiğini belirterek, "Genel olarak bir istihbarat zafiyeti var Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle, bu haberler ortaya çıkmaya başlayınca ülkenin en büyük istihbarat örgütünün başkanını arıyor cumhurbaşkanımız ve ulaşamıyor. Burada en iyimser ihtimalle bir zafiyet söz konusudur. Sadece MİT için değil tümü için geçerli. Bu alanda çok ciddi ve köklü reformlar yapılması gerekiyor ve yapacağız. Şu anda resmi net görmek istiyoruz. Bu zafiyetin alt parametrelerini görmeye çalışıyoruz. Ortaya çıkan olayın perde arkasını görmek istiyoruz. Fotoğrafın arkasını görmek derken bunu kastediyorum. Bütün ayrıntılı bilgilere sahip olmamız gerekiyor ki teşhisi yapmadan bir şeye kalkışmayalım. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde eğitim planlarıyla ilgili sıkıntılar olduğu öteden beri tartışılıyor. Özellikle sivil kanatta böyle olduğuna dair tartışmalar var. O eğitim planlarının yeniden gözden geçirilmesi ve Türkiye’ye ve anayasamızın özüne daha uygun hale getirilmelidir. Askeri okullardaki müfredatın değiştirilmesi talebi var. Eğer böyle bir durum varsa gereğini yapacağız. Darbecilerin mal varlığına el koyma konusu başka. Yasal sınırlar içerisinde davranılacak. Bizim kanunlarımızda olan şekliyle cezalar verilecek yeni bir cezalandırma söz konusu olamaz. Evrensel hukuk çerçevesinde hareket edilecek. Böyle bir şey ekonomik alanda da sıkıntılar getirebilir.
Bu örgüt 40 yıldan beri devletin her kademesine yerleşmişler. Bu kadar uzun zamanda devletin kamunun en ücra noktalarına kadar işlemiş bu yapının kısa sürede temizlenmesi kolay sonuçlanmayacaktır. Bu belki 10 yıl sürecek belki 20 yıl. Zaten olağanüstü halin ilan edilmesi sebebi de budur. Anayasamıza göre gözaltı süresi dört gündür ve sadece OHAL döneminde bu gözaltı süresi uzaltılabiliyor. Binlerce insanın gözaltına alındığı bir süreçte dört günlük gözaltı süresi oldukça kısa. Bizim birlikte hareket ederek bu yapıyı toplumdan, kamudan kazımamız gerek. Fakat hukukun ve insanlar haklarının evrensel ilkelerinin ihlal edildiği anlamına hiçbir şekilde gelmiyor. 40 bin kişinin sorgudaki işlemlerinin yapılabilmesi için çok büyük işler yapılacak. OHAL kanunu idareye çok büyük yetkiler veriyor. Biz bu yetkilerin çoğunu kullanmayacağız. Özgürlük alanların kısıtlanması söz konusu değil, insan haklarının ihlali söz konusu değil. Ekonomik alana müdahale hiçbir şekilde söz konusu değil. Vatandaşımızın günlük yaşantısı etkilenmeyecek. Bu OHAL yasası geçmiş dönemlerde ve darbe sonralarında yürürlüğe konulan yasalar. Biz hep söylüyoruz OHAL yasaları darbecileri vatandaşa karşı korumak için getiririlmiş ama şimdi tam tersi vatandaşı darbecilere karşı korumak istiyoruz. 40 yılın temizliğini kısa sürede tamamlamak istiyoruz o yüzden bu düzenlemelere ihtiyacımız var" dedi.

"CHP’NİN YAPACAĞI MİTİNGE AK PARTİ DESTEK VERECEK VE KATILACAK"
Böyle bir hadise başka bir ülkede meydana gelseydi piyasaların halen açılmamış olacağının altını çizen Canikli, "Belçika’da çok ufak bir terör olayı yaşandı havalimanı uzun bir süre kaldı. Fransa’da yine aynen öyle çok ufak bir şey yaşandı OHAL 3. kez uzatıldı. Bunları küçük görmek için söylemiyorum ama bizim yaşadığımız çok daha büyük bir şey. Birkaç detay var ama bu kalkışmayla ekonomimizde önemli bir durum meydana gelmemiştir. Darbeye hep beraber karşı konulduğu için, bunun olumlu gelişmelerini ileriki günlerde göreceğiz. Türkiye kalkışmadan önce bu tür tehlikeleri barındırma potansiyeli taşıyordu. Ama şimdi bir daha böyle bir tehlike Türkiye’nin gündemine gelmeyecektir. Bu tehlike kalktığı için orta ve uzun vadede Türkiye’nin ekonomik aktiviteleri olumlu etkilenecektir. Ekomiye etkisi son derece sınırlı kalmıştır. Normal ülkeler böyle bir tehlikeyle karşılaşmış olsalardı çok daha büyük sonuçları olurdu. Hiçbir dönemde ben 14 yıldır aktif siyaset içerisindeyim bir siyaset kurumunun bu kadar sakin olduğunu görmedim. Bütün siyasi partiler bu anlamda tek bir amaç etrafında birleştir. Bu olaydan sonra saldırmalar yok birbirlerine. Bu olayın kutuplaşmayı azaltıcı bir etkisi oldu. Ciddi gelişmeler, yumuşamalar var. CHP’nin yapacağı mitinge AK Parti destek verecek ve katılacak. Bunu 10 gün önce kimse düşünemezdi. Türkiye’de çatışmanın ve kutuplaşmanın ortadan kaldırılmasına vesile oldu. Kredi derecelendirme kuruluşların kutuplaşmadan yola çıkarak karar vermeleri çok subjektiftir" dedi.

"O GECE SAYIN CUMHURBAŞKANI İLE BİZİM YAŞADIĞIMIZ TEHDİTLER KIYASLANAMAZ"
Bankacılığın kredi riskinin şu anda sıfır olduğunu belirten Canikli, "100 milyar dolarlık borç varmış gibi duruyor ama bunun 50 milyar doları kredi değildir. Geri kalan 50 milyar dolarlık kredisinin teminatı merkez bankasında duruyor. Dolayısıyla bankacılık sektöründe bir risk artışından söz etmek mümkün değildir. Bu darbe girişimi Türkiye’nin makro ölçekteki ekonomi politikalarını ve büyüme oranlarını etkilemeyecektir. Aynısı faiz için de geçerli. Biz kısa süre içerisinde faiz oranlarının aşağı çekileceğini düşünüyoruz. Dolayısıyla makro ölçekte büyüme de dahil olmak üzere bir değişiklik beklemiyoruz. İhracatın büyümeye katkılarının arttırılması için çalışmalara devam ediyoruz. Rusya ile yaşanan sıkıntılar nedeniyle ekonomimizin yaşadığı sıkıntıların boyutu bu son dönemdeki sıkıntılardan çok daha büyüktü. Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesinin olumlu etkileri darbe girişiminin olumsuz etkilerinden çok daha fazla olacaktır. Biz normal olağan takvimimizden hiç sapmıyoruz. Bunun olumsuz etkilerini azaltmak için olağanüstü kararlar da almıyoruz. Yaklaşık 170 milyarlık sosyal güvenlik ve vergi yapılandırmasıyla beraber bir alacak söz konusu. Bunun bir kısmı silinecek ama bu paranın ne zaman geleceğini tahmin etmek zor. Borcu olan mükelleflerin nasıl bir tepki vereceğini tahmin etmek zor ama ciddi bir ödeme olmasını bekliyorum. O gece Sayın Cumhurbaşkanı ile bizim yaşadığımız tehditler kıyaslanamaz. Onun canına kastedilmişti. Biz İstanbul’daydık ve haberi aldığımızda evi terk ettik güvenli olduğumuz bir yere geçtik. Ümraniye’den 50 tane polis arkadaş geliyor güvenliği sağlamak için. Daha sonra bir helikopter sitenin karşı alanına iniyor. İçerisindeki tam teçhizatlı askerler inip siteye doğru ateş etmeye başlıyor. Polis karşılık veriyor, orada halk da var ve sonra askerler çekip geri gidiyor. O gece Çanakkale Destanı sayısız kere yeniden yazıldı. Düşünebiliyor musunuz özel harekat merkezimiz bombalandı ve 47 polisimiz şehit oldu" diye konuştu.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER