PKK’nın silahlı mücadele başlattığı günden bugüne dek sadece Diyarbakır’da 51 bin 191 aile terör mağduru oldu. Ailelere ödenen tazminat miktarı ise yaklaşık 700 milyon lira.
Çözüm sürecinin geldiği son aşama PKK’nın silah bırakması gündeme geldi. 15 Ağustos 1984 yılında Eruh ve Şemdinli’de başlatılan silahlı mücadele 30 yıldır devam ediyor. 30 yılda 40 bin dolayında kişi hayatını kaybetti, binlerce köy yakıldı, yüz binlerce insan kendi köyünden göç etti ve 400 milyar dolar terörle mücadelede para harcandı. Türkiye’nin özellikle Güneydoğu bölgesinde sosyo-ekonomik sorunlar başta olmak üzere terör, 30 yılda ağır enkazlar oluşturdu. Terörün yarattığı başka bir tahribat ise, bölgeye yatırımı engellemek oldu. 30 yıl devam eden silahlı çatışmalardan dolayı nitelik anlamında bölgeye hiçbir yatırım yapılamadı. Bu durum işsizliğin yanı sına, bölgenin geri kalmışlığına büyük bir neden oldu.
OHAL’İN KALDIRILMASIYLA BAŞLAYAN SÜREÇ
AK Parti’nin 2002 yılında iktidara gelip, bölgede var olan OHAL uygulamasını sona erdirmesiyle bölge halkının yaşamında yenilikler oluştu. OHAL döneminde bölge halkı temel hak ve özgürlüklerden başta olmak üzere birçok haktan mahrum bırakılmıştı. Daha sonraki süreçlerde ise AK Parti hükümetinin en önemli uygulamalardan biri olan “5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunu” hayata geçirildi. Bu kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, zararlarının karşılanması amaçlandı. OHAL’in kaldırılmasıyla başlayan süreç bugün çözüm sürecini ortaya koydu.
Kanun hayata geçtiği 2004 yılından bu yana Diyarbakır’dan 51 bin 357 kişi terör mağduru olarak başvuruda bulundu. Bunların 51 bin 191’nin başvuruları kabul edildi, 19 bin 889 kişinin ise başvurusu reddedildi, 166 kişinin başvuru incelemeleri sürüyor. Bu kişilere ödenen tazminat miktarı ise 672 milyon 231 bin 978 lira. Yine yasa kapsamında 497 kişi ise sivil şehit sayılarak, aylık maaşa bağlandı. Bu resmi olan rakamlar, fakat bu yasadan faydalanmayan çok kişinin de olduğu bilinmektedir.
YASA TOPLUMSAL UZLAŞIYI OLUŞTURDU
Yasayı değerlendiren Diyarbakır Barosu avukatlarından Aydın Altaç, 5233 Sayılı Yasa çıkarıldığı zaman toplumsal uzlaşı ve mağduriyetleri ortadan kaldırmayı amaçladığını söyledi. 1990’lı yıllarda bölgedeki terör eylemleri neticesinde çok sayıda yaşadıkları yerlerden terk etmek zorunda kaldığını hatırlatan Altaç, AK Parti iktidara geldiği 2002 yılında 90’lı yıllarda ve öncesinde yaşanmış olaylarda hayatını kaybeden, yerini yurdunu terk eden vatandaşlarımızın terör eylemlerinde zararlarının karşılanmasına yönelik bu kanunu çıkardığını kaydetti. Altaç, “Bu kanunun hem toplumsal açıdan hem kamu düzeni açısında çok önemli faydalarını yaşadık. Her şeyden önce vatandaşlarımızın yakılan evleri, tahrip edilen arazilerinin zararları karşılandı. Ben de bir avukat olarak bu tür davaları takip ettim. 1990’lı yıllarda özellikle bölgemizde işlenen çok sayıda faili meçhul cinayetler işlendi. Bu cinayetlere tanıklık yaptık. Faili meçhul cinayetine kurban gidenlerin ailelerine tazminatlar ödendi. Bu yasanın toplumsal açıdan faydası ise, bölge halkının devletle olan aidiyet bağını güçlendirdi. Bu durum çok önemli durumdur. Çünkü mağdur olan ve mağduriyete maruz kalan insanların devletten hakkını aramada devlete neden bana bu mağduriyeti yaşattın diye sorgulamada bulundu. 5233 Sayılı Yasa ile birlikte vatandaşlarımızın mağduriyeti büyük bir kısmı giderildi. Bu yasa toplumsal uzlaşmada çok önemli bir adım oldu” dedi.
“BU YASA BÖLGE EKONOMİSİNE DE ÖNEMLİ KATKILAR SAĞLADI”
Söz konusu yasanın bölge ekonomisine önemli katkılar sağladığını anlatan Altaç, “Bölgedeki köylerin boşaltılmasından dolayı bir çok vatandaşımız ekonomik, kültürel ve sosyal alanda çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Köy yaşantısından gelip, şehir yaşantısına ara bir süreci yaşamadan gelmelerinde bir zorluklar yaşandı. Bu durumu en iyi bilen o mağduriyeti yaşayan insanlardır. Bu anlamda 5233 Sayılı Yasa vatandaşlarımıza bu imkanı tanıttı. İsteyen vatandaşımız bu yasa kapsamında aldıkları tazminatlarını kendi köylerinde yıkılan yakılan evlerini yapma girişiminde bulundular. Bu yasa bölge ekonomisine de önemli katkılar sağladı. Hayvancılık ve tarım alanına önemli kazanımlar sağlandı” şeklinde konuştu.
(İHA)