Kültür Sanat

İstanbul'un manevi fatihi: Akşemseddin

Osmanlı döneminin önemli din alimlerinden olan, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un kapısında kendisini karşılayan ahaliye, "O benim hocamdır. Şehrin manevi fatihidir" dediği Akşemseddin, vefatının 560. yılında anılıyor.

İstanbul'un manevi fatihi: Akşemseddin
16-02-2019 17:01

İstanbul'un manevi fatihi Akşemseddin, vefatının 560. yılında anılıyor.

Bugün Suriye sınırları içinde yer alan Şam'da 1390'da doğan ve asıl ismi Muhammed Şemseddin bin Hamza olan Akşemseddin, küçük yaşta Kur'an-ı Kerim'i hıfzetti.

Yedi yaşında ailesiyle Anadolu'ya gelip Samsun'un Kavak ilçesine yerleşen Akşemseddin, babası alim Şeyh Şerafettin Hamza'nın vefatının ardından şer'i ilimler ile tıp eğitimi aldı.

Kısa sürede Osmancık Medresesi'nde müderris olan Akşemseddin, tasavvuf yolunda yükselmek için İran, Şam ve Bağdat'ı dolaştıktan sonra kendisini bilenlerin tavsiyesi üzerine zamanın büyük velisi Hacı Bayram Hazretlerine gitmeye karar verdi.

Hacı Bayram Veli'nin yanında kaldığı süre içinde tasavvufun inceliklerini öğrenen Akşemseddin, icazetini aldıktan sonra Beypazarı'na yerleşti. Bir süre burada kalan Akşemseddin, daha sonra Göynük'e gitti.

Göynük'te yaşadığı dönemde Fatih Sultan Mehmet'in fetih hazırlıkları yaptığı haberi üzerine Edirne'ye giden Akşemseddin, İstanbul'un fethine katılarak padişahın yanında bulundu.

Fatih Sultan Mehmet'in "O benim hocamdır. Şehrin manevi fatihidir" dediği, fetihten sonra Ayasofya'da kılınan cuma namazında ilk hutbeyi okuyan Akşemseddin, İstanbul'da bulunan Eyyüp Sultan'ın kabrini de bulduktan sonra Padişah'ın tüm ısrarlarına rağmen Göynük'e döndü ve 1459'da burada vefat etti.

İstanbul'un manevi fatihi, büyük bir alim, usta bir hekim, büyük bir veli ve çok yönlü bir bilim insanı olarak bilinen Akşemseddin, aynı zamanda yazdığı tıp kitabında mikrobu ilk tanımlayan kişidir.

Eserleri

Akşemseddin'in Risalet-ün Nuriyye, Risale-i Zikrullah, Risale-i Şerh-i Ahval-i Hacı Bayram-ı Veli, Def’ü Metain, Makamat-ı Evliya (Velilerin Makamları), Maddetü'l Hayat (Hayat Maddesi), Nasihatname-i Akşemseddin (Akşemseddin Nasihatnamesi), Kitabu't-Tıp (Tıp Kitabı) ve Hall-i Müşkilat (Güçlüklerin Halli) isimli eserleri bulunuyor.

"Anadolu'nun İslamlaştırılmasında rolü var"

Göynük Belediye Başkanı ve Akşemseddin Hazretleri Vakfı Başkanı Kemal Kazan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Akşemseddin'in kabrinin Göynük ilçesinde bulunduğunu belirterek, bundan duydukları memnuniyeti dile getirdi.

Kazan, 16 Şubat 1459 yılında Göynük'te vefat eden Akşemseddin'i anmak için vakıf olarak her yıl mevlit okuttuklarını aktararak, "Her yıl 16 Şubat'ta anısına okutuyoruz bu mevlidi. Aynı zamanda mayıs ayında da Akşemseddin Hazretlerini anmak adına da bir anma etkinliği düzenliyoruz. Bu etkinliği yaklaşık 35 yıldır devam ettiriyoruz." dedi.

Akşemseddin Hazretlerinin İstanbul'un manevi fatihi olduğuna ve Fatih Sultan Mehmet'in hocalarından biri olduğuna değinen Kazan, "Akşemseddin Hazretlerinin fetihte çok büyük rolü var.

Sadece İstanbul'un fethinde değil Anadolu'nun İslamlaştırılmasında da Akşemseddin Hazretlerinin çok büyük rolü bulunmakta. Aynı zamanda tıp alimi. Mikrobu ilk bulan bilim adamı. Biz kendisiyle gurur duyuyoruz." ifadesini kullandı.

"Ordunun sıkıntılı dönemlerinde vazife yaptı"

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) Akşemseddin İslami İlimler Araştırma Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Şaban Karasakal da Akşemseddin'in 15. yüzyıl ilim ve irfan geleneğinin temsilcilerinden, önemli alimlerinden birisi olduğunu kaydetti.

Karasakal, 25'li yaşlarından itibaren gönül terbiyesi yolunda arayış içerisine giren Akşemsedin'in bu sebeple İran, Şam,ve Bağdat'a yaptığı yolculuklardan sonra bir rüya üzerine Ankara'ya dönüp Hacı Bayram Veli'ye intisap ettiğini anlatarak, hala Hacı Bayram Veli Caminin bodrum katında onun eğitimini aldığı hücrelerin bulunduğunu dile getirdi.

Akşemseddin'in, Fatih Sultan Mehmet ile çocukluğu döneminde birkaç kez görüştüğünü padişah olduktan sonra da ilk kez Edirne'de gördüğüne değinen Karasakal, "1453 yılında Edirne'den İstanbul'a doğru yürüyen fetih ordusuna Akşemseddin ve tanınmış birçok mürşit talebeleriyle birlikte katılmışlardır.

Sıkıntılı dönemlerde, ordunun sıkıntılı dönemlerinde hem Fatih'in hem de ordunun Kuvve-i maneviyesini destekleyici söylemleriyle, dualarıyla, tavırlarıyla, davranışlarıyla hep göz doldurmuştur. Fatih'in ve ordunun yanında olamadığı dönemlerde de mektuplarıyla bu vazifeyi yapmıştır." ifadesini kullandı.

"O Fatih'in bize emanet ettiği hocasıdır"

Akşemseddin Hazretlerinin türbesinin yanında bulunan Gazi Süleyman Paşa Camisinin imamı Rıfat Alibaş ise bu türbenin camiden 120 yıl sonra yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu türbe, Fatih Sultan Mehmet Han'ın imarethanesidir. Hocası için yaptırmış olduğu bir türbedir. Burada Akşemseddin Hazretlerinin kabri vardır. Naaşı sandukadan 3-5 metre alttadır. Hemen yanı başında oğulları Emrullah ve Sadullah var.

Örtünün altında bulunan sanduka oğlu Sadullah'ın yaptırmış olduğu sandukadır. 500 yıllık bir tarihe sahiptir. Türbe içinde Akşemseddin Hazretlerinin kendi kullandığı asa da bulunuyor. O, Fatih Sultan Mehmet Han'ın bize emanet ettiği hocasıdır."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER