İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi yaşananlara ilişkin, "O gece bir taraftan ceketimi giymeye çalışırken, şu emri verdim. 'Hiçbir polis silahını teslim etmeyecek, gerekirse kullanacak.' Böyle bir emir kolay verilmez. O gece bambaşka bir geceydi." dedi.
Çalışkan, Beykoz Belediyesi tarafından Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen "15 Temmuz Milli Duruş" konulu etkinlikte, hain darbe girişiminin olduğu gece yaşananları anlattı.
FETÖ'nün beyin yıkama yönteminden bahseden Çalışkan, "FETÖ, 30-35 yıl bir kişiye emek veriyor. Alıyor sizin evladınızı 14 yaşında, albay olana kadar tamamen kontrol ederek, beynini formatlayarak, yaşantısını şekillendiriyor, kariyer planlamasını yapıyor. Okuldaki sınıf arkadaşlarım şu anda cezaevinde. Bunlar annesini, babasını tanımaz. Bırakın ülkeyi tanımayı, kendi eşini, çocuğunu tanımaz. Bu format insanı öyle bir hale getiriyor ki akıl gidiyor." diye konuştu.
Çalışkan, darbe girişimi haberini aldığı sırada Vatan Caddesi'ndeki emniyet müdürlüğünde DEAŞ ile ilgili bir operasyon planlaması yaptıklarını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kişi emniyet müdür yardımcısını aradı, darbe yaptıklarını söyledi. 'Meczuptur.' dedik ve işimize devam ettik. Biraz sonra yine buna benzer bir haber geldi, inanamadık. 15 Temmuz Köprüsü'ndeki görevlinin arayarak Beylerbeyi Sarayı önündeki polislerin silahlarını, askerlerin almak istediğini haber verdiğinde olayın ciddiyetini anladık. Bir taraftan ceketimi giyme çalışırken, bir taraftan da direktifler verdim. 'Hiçbir polis silahını teslim etmeyecek, gerekirse kullanacak.' Böyle bir emir, kolay verilmez. Köprüye giderken yalnızca 1. Ordu Komutanı Orgenaral Ümit Dündar ile telefonda üç kez görüştüm. Köprüye giderken benim telefon görüşmem sadece 1. Ordu Komutanımız ile oldu. 'Komutanım böyle böyle bir durum var, bilginiz var mı?' dedim. O da araştırıp döneceğini söyledi. Sonra kimseye ulaşamadığını belirtti. Heyecan arttı tabii. Ben de tekrar, 'Komutanım bakın önemli bir şey, ben böyle bir emir verdim. Gerekirse silah da kullanılacak, bu yaptığımız konuşma tarihi bir konuşma.' dediğimde, tekrar bir bilgisi olmadığını söyledi. Üçüncü kez görüştüğümüzde 'Komutanım ben köprüye gidiyorum, buyurun o zaman siz de köprüye gelin, bir değerlendirme yapalım, lütfen gelirseniz sevinirim.' dedim. Hepimizin ortak düşüncesi, FETÖ işi olduğuna yönelikti."
O anlarda kendisine birçok yerden telefon geldiğini söyleyen Çalışkan, "Telefonlardan biri, o zamanki Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım Bey'den geldi. Ben de durumu anlattım. Saat 22.29'da bütün personeli bir kanala alarak, kesinlikle bir adım geri atmamalarını, gerekirse silah kullanacaklarını söyledim. Hiçbir Türk askeri, Türk insanına ateş etmez. Ben böyle yetiştim, böyle inandım. Üzerimizden mermilerin geçtiğini hissediyorum. Buna rağmen biz 'O çocuklar, kandırılmış çocukları da kurtaracağız.' dedik." ifadelerini kullandı.
Mustafa Çalışkan, köprüde darbeci askerlerin ateş açtığı sırada korumalarından birinin şehit olduğunu kaydederek, "(Vatan emniyet, çevik kuvvet ve havalimanında tanklar var.) şeklinde anonslar geçiyordu. Hepsine tek söylediğimiz 'Kesinlikle teslim olmayacaksınız.' Eğer lider ortaya çıkıp tam bir tavır koymasaydı, biz bir netice alamazdık. Çok büyük şeyler olurdu. Lider ortaya çıkıp net bir tavır koyunca, herkes aynı yerde toplandı. Lider çıktı, ülkeyi, demokrasiyi, mukaddesatı, sevdiğimiz ne varsa bunları korumak için o büyük millet kendine yakıştığı gibi hiçbir şeyi düşünmedi." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com