İstanbul
Santralistanbul kampüsünde gerçekleştirilen panelde ifade özgürlüğü, Filistin'de devam eden şiddete sessiz kalan kurumlardaki çelişkiler ile ana akım dışındaki görüşlerin küresel tartışmalarda göz ardı edilmesi ele alındı.
Moderatörlüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Remzi Sanver'in yaptığı panelde, İsrail hastanelerinde çalışan ilk Filistinli doktor ve Nobel Barış Ödülü adayı Prof. Izzeldin Abuelaish, Brown Üniversitesi Holokost ve Soykırım Çalışmaları Profesörü Omer Bartov, Sao Paulo Üniversitesi Çağdaş Arap Tarihi Profesörü Arlene Elizabeth Clemesha ve Edinburgh Üniversitesi Nicel Siyaset Bilimi Profesörü Uğur Özdemir konuşmacı olarak yer aldı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Ege Yazgan, burada yaptığı açılış konuşmasında, uluslararası toplumun Gazze'de sivillerin yok edilmesini engellemek için adım atmamasını eleştirdi.
Brown Üniversitesi Holokost ve Soykırım Çalışmaları Profesörü Bartov, bugün İsrail'in "Yahudilerin barınacağı en tehlikeli yerlerden biri olduğunu" vurguladı.
ABD'deki üniversitelerde öğrencilerin yaptığı protestolar neticesinde antisemitist olarak görüldüklerini kaydeden Bartov, "Bence herhangi bir insani yasa uluslararası uygunluk için zayıf olanın yanında olması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Bartov, "antisemitizm kelimesinin silahlandırıldığını" düşündüğünü belirterek, "Holokost (Yahudi soykırımı) ifadesi de yanlış kullanılıyor veya silahlandırılıyor. Yahudi devletine yapılmış herhangi bir güvenlik tehdidi, hemen bir holokost olarak algılanıyor." diye konuştu.
"Filistinliler olarak imkansıza inanmıyoruz"
Aynı zamanda Toronto Üniversitesi Dalla Lana Halk Sağlığı Okulunda profesör olan Abuelaish de dünyanın "Gazze'deki soykırıma gözünü kapattığını" söyleyerek, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin (BMGK) etkisiz kalmasını eleştirdi.
Gazzelilerin çok zor şartlar altında yaşamlarını sürdürmeye çalıştığını anlatan Abuelaish, "Hamile bir kadın olarak savaşın içindesiniz, nasıl doğum yapacaksınız? Tuvalette doğumlar oluyor. Yeni doğmuş bebeğinize tek bir parça kıyafet giydiremiyorsunuz." ifadelerine yer verdi.
Abuelaish, "Bizler Filistinliler olarak hayatta kalmaya çalıştık. Bizler Filistinliler olarak imkansıza inanmıyoruz. Özgürlüğümüzü tesis edeceğiz. Özgürlüğümüzü geri alacağız. Kanı dökülen kutsal ruhlar bize destek olacak." şeklinde konuştu.
Gazze'de acilen ateşkes ilan edilmesi gerektiğinin altını çizen Abuelaish, "Filistinliler barış ve istikrar içinde olmadığı sürece dünyanın geri kalanı da barış ve istikrar içinde olamayacak." dedi.
"İsrail tüm bu olanlardan sonra daha da izole oldu"
Sao Paulo Üniversitesi Çağdaş Arap Tarihi Profesörü Clemesha da "Gördüğünüz şeyi konuşmak, gerçeği söylemek, gerçekleri ortaya koymak işgalci olanı izole etmektir. İsrail tüm bu olanlardan sonra gittikçe daha da izole oldu." değerlendirmesini yaptı.
Dünyanın Gazze'de yaşananları soykırım olarak gördüğünü ve bunu dile getirmenin siyasi bir yaklaşım olmadığını kaydeden Clemesha, İsrail'e destek veren ABD'nin ise halen istediğini yapmaya devam ettiğine dikkati çekti.
Clemesha, ayrımcılığın Filistin'de yaşanan durumların merkezinde yer aldığını belirterek, "Apartheid kelimesi bu durumları açıklamak için uygun." ifadesini kullandı.
"Sesinizi yükseltirseniz bir anda kurşun yiyorsunuz"
Edinburgh Üniversitesi Nicel Siyaset Bilimi Profesörü Özdemir de BM'nin Gazze'yi 7 Ekim 2023'ten önce de yaşanamaz olarak nitelediğini hatırlatarak, bu durumda yaşayan Filistinlilerin kendilerini dünyaya duyurmak istediğini dile getirdi.
Bu duyurma isteğinin "sistematik susturma stratejisi" ile engellendiğini vurgulayan Özdemir, "İsrailliler Filistin içi ve dışına sürekli olarak baskı uyguluyorlar. Sesinizi yükseltirseniz bir anda kurşun yiyorsunuz, susturuluyorsunuz." diye konuştu.
Özdemir, sistematik susturma stratejisine örnek olarak İsrail'in saldırılarını ve İsrail'in casus yazılım "Pegasus"u gösterdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com