Kudüs
İsrail yönetiminin, işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde yer alan Şam Kapısı'ndaki oturma alanlarını barikatlarla kapatması, Şeyh Cerrah Mahallesi'nde bazı Filistinli aileleri zorla evlerinden çıkarma planı ve İsrail polisinin ramazan ayında Mescid-i Aksa'da cemaate saldırması bölgede yaşanan gerilimin fitilini ateşledi.
İsrail'in ramazan ayının başından bu yana Filistinlilerin sinir uçlarıyla oynaması bölgedeki gerilimin artmasına neden oldu.
İlk olarak İsrail polisi, ramazan ayının başlamasıyla birlikte Doğu Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde yer alan tarihi Şam Kapısı önündeki oturma alanını barikatlarla kapatarak Filistinlilerin bu alana girmesine engel oldu.
Filistinliler özellikle ramazan ayında teravih namazı sonrası oturup çay içtikleri, sohbet ettikleri oturma alanlarına dahi müdahale edilmesine tepki amacıyla gösteriler düzenledi.
İsrail polisi ise göstericilere karşı orantısız güç kullanarak plastik mermi, ses bombası ve toplumsal olaylara müdahale araçlarına başvurdu.
Filistinlilerin yaklaşık 2 hafta süren direnişi ve ABD'den gelen baskının ardından İsrail polisinin geri adım atmasıyla 25 Nisan'da Şam Kapısı'ndaki barikatlar kaldırıldı.
Şeyh Cerrah'taki evlerin zorla boşaltılması planı tansiyonu daha da yükseltti
Kudüs'teki tansiyon Şeyh Cerrah Mahallesi'nde bazı Filistinli ailelerin evlerinden zorla çıkarılıp buraların Yahudi yerleşimcilere verilmesi planlıyla daha da arttı.
İsrail Yüksek Mahkemesinin 2 Mayıs'ta ailelerin evlerinin boşaltılması kararına itirazını değerlendireceği duruşmadan günler önce Filistinliler Şeyh Cerrah'ta gösteriler düzenledi.
Polis buradaki gösterilere de sert şekilde müdahale etti, çok sayıda Filistinliyi gözaltına aldı.
Bunun üzerine gerilimin merkezi Şam Kapısı'ndan Şeyh Cerrah Mahallesi'ne kaydı.
İsrail Yüksek Mahkemesi 2 Mayıs'taki oturumunda Filistinli ailelere Yahudi yerleşimcilerle anlaşması için 5 gün süre tanıdı.
Mahkeme sürenin dolmasının ardından kararını 10 Mayıs'ta açıklayacağını duyurdu.
Gerilimin giderek artması üzerine Yüksek Mahkeme 10 Mayıs'ta Şeyh Cerrah kararını gelecek aya erteledi.
Mescid-i Aksa baskınları bardağı taşırdı
İsrail polisinin önce Şam Kapısı, ardından da Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki saldırganlığı 7 Mayıs akşamı Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'ya taşındı.
Teravih namazı sırasında İsrail polisi önce ses bombaları, daha sonra da plastik mermiyle cemaate saldırdı.
Bölgede gerginliği artıran saldırıda 205 kişi yaralandı, çok sayıda Filistinli de gözaltına alındı.
Hem Şam Kapısı ve Şeyh Cerrah'taki gösterilerde hem de Harem-i Şerif'e düzenlenen saldırı sonrası Doğu Kudüs'teki Filistinliler, abluka altındaki Gazze Şeridi'ndeki Filistinli direniş gruplarına Mescid-i Aksa'ya ve Kudüs'e destek verme çağrısı yaptı.
Bundan 3 gün sonra Mescid-i Aksa İsrail polisinin yeni bir saldırısına ve orantısız güç kullanımına sahne oldu.
Fanatik Yahudilerin "Kudüs günü" dolayısıyla Harem-i Şerif'e baskın düzenleme çağrıları üzerine Filistinliler 10 Mayıs'ta sabah namazı sonrası Mescid-i Aksa'da nöbet tutmaya başladı.
İsrail polisi, fanatik Yahudilerin baskınlarına engel olmak üzere nöbet tutan Filistinlilere ses bombaları, plastik mermi ve göz yaşartıcı gazla saldırdı.
Saldırılarda çoğu plastik mermiyle olmak üzere 331 Filistinli yaralandı, Müslümanların ilk kıblesi adeta savaş alanına döndü.
Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılar işgal altındaki Batı Şeria ile abluka altındaki Gazze Şeridi'nde yaşayan Filistinlilerin yanı sıra İsrail vatandaşı Filistinlileri de öfkelendirdi.
Filistinli direniş gruplarından İsrail polisine Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah'tan çekilme çağrısı
Gazze Şeridi'ndeki Filistinli direniş grupları, İsrail polisine 10 Mayıs'ta Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah'tan çekilmesi için yerel saatle 18:00'e kadar süre tanıdı.
İsrail polisinin bu çağrıya kulak tıkaması üzerine tanınan süre dolunca Gazze'den İsrail tarafına roket atışları başladı.
Bunun üzerine İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne yönelik "Surların Muhafızı" adıyla saldırılarını başlattı.
Gazze'deki hükümete bağlı Medya Ofisinden yapılan açıklamaya göre, İsrail uçakları Gazze'ye 1200 hava saldırısı düzenledi.
İsrail'in 10 Mayıs'tan bu yana abluka altındaki Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda 61'i çocuk, 36'sı kadın olmak üzere en az 212 kişi yaşamını yitirdi, 1400 kişi yaralandı.
Saldırılar nedeniyle 97 bina tamamen yıkılırken, 4 bin 976 konut hasar gördü.
Birleşmiş Milletlerin verilerine göre, İsrail saldırıları nedeniyle 52 bin Filistinli yerinden oldu, binlerce Filistinli bölgedeki okullara sığınmak zorunda kaldı.
Batı Şeria'da 23 Filistinli hayatını kaybetti
İsrail'in Doğu Kudüs'teki şiddetinin yanı sıra Gazze'ye düzenlediği saldırılar, işgal altındaki Batı Şeria'da da gerilimin artmasına neden oldu.
Batı Şeria'nın farklı bölgelerinde hem Kudüs'e hem de Gazze'ye destek amacıyla gösteriler düzenlendi.
İsrail güçleri, bu gösterilerde Filistinlilere karşı plastik mermi ve göz yaşartıcı gazın yanı sıra gerçek mermi kullandı.
Batı Şeria'daki olaylarda, 7 Mayıs'tan bu yana 22'si İsrail güçleri, biri de fanatik Yahudi yerleşimciler tarafından olmak üzere 23 Filistinli öldürüldü.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com