Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine düzenlenen saldırıya ilişkin dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi’nin de aralarında olduğu 4 sanığın yargılandığı davanın 10’uncu duruşması görüldü. İstanbul 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mağdurlar ve avukatları hazır bulundu. Duruşmanın başlamasının ardından mahkeme başkanı, keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunun mahkemeye ulaştığını belirtti.
Raporda, İsrail devleti tarafından el konulan Mavi Marmara gemisinin 7 Ağustos 2010 tarihinde serbest bırakıldığı kaydedildi. Raporda, “Gemi toplam 67 gün boyunca İsrail Devletinin kontrolünde kalmıştır. 9 ve 10 Ağustos 2010 günlerinde Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığınca yapılan incelemeden anlaşıldığı kadarıyla bu 67 günlük süreç içerisinde Mavi Marmara gemisinde çeşitli boya temizlik gibi işlemler yapılarak gemide bulunması gereken birçok bulgunun ya tamamen yok edildiği ya da tahrif edilerek incelenemez hale getirildiği anlaşılmaktadır” denildi.
“MERMİ ÇEKİRDEĞİ GİRİŞLERİ HALEN ÇIPLAK GÖZLE GÖRÜLEBİLİYOR”
Keşif sırasında mağdurların gösterdiği bazı bölgelerde aradan geçen zamana rağmen mermi çekirdeği giriş deliklerinin halen çıplak gözle görülebildiği belirtildi. Ancak mermi giriş delikleri üzerlerinde, değişikliklerden dolayı gerekli Atış Yönü Tayini incelemesi yapılamadığı ifade edildi.
“GEMİYİ ELE GEÇİRMEK İÇİN HELİKOPTERDEN İP VE MERDİVEN KULLANARAK İNDİKLERİ BELİRTİLDİ"
Raporda, “25 Mayıs 2015 günü yapılan keşif sırasında ifade veren mağdurların beyanında; Mavi Marmara gemisini ele geçirmek isteyen silahlı İsrail askerlerinin geminin en üst Seyir Güverte olarak tabir edilen bölgesine askeri helikopterden ip ve merdiven kullanarak indikleri, indirme yaptıkları esnada ve gemi üzerine indikten sonra ateşli silah kullandıkları, Seyir Güverteyi ele geçirdikten sonra daha alt güvertenin görülebilen yerlerinde olan insanlara da silahla ateş ettiklerini belirttikleri anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi.
“RAPORLAR MAĞDURLARIN İFADELERİNİ DESTEKLER MAHİYETTE”
Raporda, 9-10 Ağustos 2010 günlerinde Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı’nca yapılan olay yeri incelemesinde elde edilen bulgular ile Adli Tıp Kurumu’nca düzenlenen 17 Haziran 2010 tarihli otopsi raporları incelendiğinde keşif esnasında beyanda bulunan mağdurların beyanlarını destekler mahiyette olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
“HEDEF GÖZETMEKSİZİN ÖLDÜRÜCÜ ATIŞLAR YAPILDIĞI ANLAŞILMIŞTIR”
Köprü güvertenin ve Filika güvertenin açık bölümlerinde bulunan herhangi birinin seyir güvertenin sağ ve sol taraflarından yapılacak bir atış için açık hedef konumunda olduklarının tespit edildiğine değinilen raporda, “Keşifte hazır bulunan mağdurların beyanları ile dosyada bulunan belge ve bilgiler ışığında yapılan değerlendirmede; İsrail askerlerinin Mavi Marmara gemisini ele geçirmek üzere hareket ettikleri, bu amaçlarını engellemek isteyen kişileri etkisiz hale getirmek için ateşli silah ve plastik mermi ile boya kapsilleri atan silah kullandıkları, kullanılan tüm silahların bazen hedef gözeterek bazen ise hedef gözetmeksizin kullanıldığı, yapılan atışların öldürücü nitelikte olduğu anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı.
“KREDİ KARTIMLA ALKOL ALMIŞLAR”
Duruşmada daha sonra mağdurların dinlenmesine geçildi. ABD vatandaşı Katherine Sheetz, ABD’ye ait gemide olduğunu belirterek. Girit’ten Mavi Marmara’nın olduğu yere gittiklerini ve Mavi Marmara’ya yakın durduklarını söyledi. Sheetz ifadesinde, “Saat 04.15 sıralarında botlar ve helikopter geldi. İsrail askerleri Mavi Marmara gemisine inmeye çalıştı. Geminin üst katındakiler şiddet içermeyecek şekilde su tutarak askerleri engellemeye çalıştı. Silah atışlarının yapıldığını duydum. Olanları kameramla kayda aldım. Gözaltına alınınca malzemelerine el konuldu ve görüntüm de silindi. El konulan kredi kartımla alkol alındığını da tespit ettim” dedi.
“ARKADAŞIMIN YÜZÜNE PLASTİK MERMİ İSABET ETTİ”
Sheetz ifadesinin devamında, “Bizim gemimizde ses bombası patladığı için camlar kırıldı ve vücudumda sıyrıklar oluştu. Bende önemli bir yaralanma olmadı fakat arkadaşımın yüzüne plastik mermi isabet etti. Olay sonrasında gözaltına alındık ve kampa götürüldük. İtilip kakıldık. 3 gün gözaltında tutulduk” diye konuştu.
“KELEPÇELERLE NAMAZ KILDIK”
Sheetz’in ardından Mavi Marmara’da bulunduğunu belirten mağdurlardan Endonezyalı Nur İkhwan Abadi’nin ifadesi alındı. Abadi sabah namazı kılarken saldırının başladığını ve patlamalar duyduğunu ifade etti. Abadi, “Gözaltına alındıktan sonra ters kelepçe taktılar. Diz çöktürüp duvara karşı beklettiler. 2 saat sonra güverteye götürmek istediklerinde bacaklarım uyuştuğu için gidemedim. Beni sürükleyerek götürüp attılar. Bu sırada başımı güverteye çarptım. Öğle namazını kılmak istediğimizi söylediğimizde önce izin vermediler. Daha sonra içeri aldılar ve kelepçeli olarak namaz kıldık. Daha sonra ise namaz kılmamıza izin vermediler. Kelepçeyi açtıklarında ellerim morardı ve uyuştu. Akşam 22.00 sıralarında gemiden tek tek indirdiler. İki asker bizi sorguya aldı ve Gazze’ye ne için gittiğimizi sordular. Darp edildiği için bana verilen bir kağıdı imzaladım” dedi.
KIRMIZI BÜLTEN TALEBİNİN AKIBETİ SORULACAK
Mağdurların ifadesinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Adalet Bakanlığı’ndan kırmızı bülten konusunda cevap gelmediğini belirterek, akıbetin yeniden sorulmasında hükmetti. Sanıklar hakkındaki gıyabi tutuklama kararının devamına karar veren mahkeme duruşmayı 14 Nisan 2016 tarihine erteledi.
dikGAZETE