İstanbul
"İslamcılık" akımının teorisyeni olarak da bilinen, Milli Mücadelede kullanılsın diye İtalyan bankaları ile kredi anlaşması yaptığı gerekçesiyle bir Ermeni komitacının 6 Aralık 1921 günü Roma'da katlettiği Osmanlı İmparatorluğunun ünlü devlet adamlarından Said Halim Paşa, vefatının 98. yılında fikirleri ve mücadelesiyle tartışılmaya devam ediyor.
Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın torunu, Prens Halim Paşa'nın büyük oğlu olan Said Halim Paşa, 1864'te Kahire'de doğdu. İlk ve orta eğitimini İstanbul'da özel öğretmenlerden alan Paşa, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca öğrendi.
Yüksek öğrenimi için İsviçre'ye giderek Lozan Üniversitesi'nde siyasal bilgiler okudu. Eğitimini tamamlayıp İstanbul'a gelen Said Halim Paşa, Osmanlı devlet kademelerinde göreve başladı.
1888'de Mir-i Miran rütbesi ve Mecidi nişanı ile Şüra-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kendisine 1889'da II. ve 1892'de I. rütbe Osmani, 1899'da murassa Mecidi nişanı ve 1900'de Rumeli Beylerbeyi payesi verildi.
Sultan II. Abdülhamit zamanında Mısır ve Avrupa'ya giderek Jön Türk hareketinde rol alan Paşa, 1908'de II. Meşrutiyet'in ilan edilmesiyle İstanbul'a döndü.
Aynı yıl bulunduğu Şura-yı Devlet azalığından kadro dışı bırakılan Said Halim Paşa, ancak belediye genel seçimlerinde Yeniköy dairesi reisliğine seçildi.
Cemiyet-i Umumiye-i Belediye ikinci reisliği yaptı ve yine 1908'de II. Abdülhamid tarafından Ayan Meclisi üyeliğine tayin edildi.
Said Halim Paşa, 1912'de Şura-yı Devlet reisliğine getirildi, reislikten çekildiği sırada İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin genel sekreterliğine seçildi. Mahmut Şevket Paşa'nın sadrazamlığı sırasında 1913'te ikinci defa Şura-yı Devlet Reisliğine ve üç gün sonra Hariciye Nezaretine atandı.
Mahmut Şevket Paşa'nın öldürülmesinden sonra 11 Haziran 1913'te sadaret kaymakamlığına vezirlik rütbesi ile getirildi. Bir gün sonra da sadrazamlık makamına atanarak 17 Haziran'da hükumetini kurdu.
12 Haziran 1913-14 Şubat 1917 yılları arasında sadrazamlık yaptı.
Paşa, 1913 Eylül'ünde, Bulgarlarla Edirne'nin Osmanlı'da kalması ve Meriç Nehri sınır olmak üzere barış imzalanması hizmeti sebebiyle Padişah tarafından İmtiyaz Nişanı ile onurlandırıldı.
Ermeni komitacı katletti
Osmanlı İmparatorluğu'nun 1914'te 1. Dünya Savaşı'na katıldığı süreçte, Almanya sefiri Wangenheim ile ittifak anlaşması Yeniköy'de Sait Halim Paşa'nın yalısında imzalandı.
1915'te Hariciye Nazırlığı’ndan, 3 Şubat 1917'de de Sadrazamlıktan çekilen Said Halim Paşa, 10 Mart 1919’da tevkif edildi ve 28 Mayıs 1919’da Malta'ya sürüldü.
Tahliye olduktan sonra yerleştiği Roma'da devletinin bekası için çalışmaktan vazgeçmedi. Milli Mücadelede kullanılmak üzere İtalyan bankalarından kredi arayışında olduğu hatta anlaştığı bilinen Paşa, 6 Aralık 1921 Salı günü bir Ermeni komitacı tarafından katledildi.
Paşanın cenazesi İstanbul'a getirildi ve 30 Aralık 1921 günü Yeniköy'deki yalısından alınarak, törenle Sultan Mahmut Türbesi'nin bahçesine defnedildi.
Türkiye'de modern dönemde İslamcı düşüncenin gelişmesine önemli katkıları bulunan bir fikir adamı olan Said Halim Paşa, 1919'da yayınlanan "Buhranlarımız" adlı kitabı, "Meşrutiyet", "Mukallitliklerimiz", "Buhran-ı İçtimaimiz", "Buhran-ı Fikrimiz", "Taassup", "İnhitat-ı İslam Hakkında Bir Tecrübe-i Kalemiyye" (İslam Aleminin Gerilik Sebepleri Üzerine Bir Deneme) ve "İslamlaşmak" olmak üzere 7 ayrı başlıktan oluşuyor.
Paşanın bilinen diğer eserleri, "İslam'a Teşkilat-ı Siyasiyye", mektupları ve hartıralarıdır.
Arıca müziğe karşı da ailesinden gelen bir ilgisi olan Said Halim Paşa'nın amcası Mısır Hıdivi İsmail Paşa tarafından sipariş edildi.
Babası tambur, kendisi ud ve piyano çalardı. Büyük oğlu Prens Halim Bey ise tambur, kemençe, viyolonsel, küçük oğlu Prens Ömer Bey de ud çalardı.
Müzik dünyasının ileri gelenleri Said Halim Paşa ve çocukları ile fasıllar yapardı.
"Fikir adamı kimliği devlet adamı kimliğinin önüne geçti"
Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanefi Bostan, Said Halim Paşa'nın katledilişinin
98.yılında, açıklamalarda bulundu. Bostan, Said Halim Paşa'nın fikir adamı kimliğinin devlet adamı kimliğinin önüne geçtiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Çok okuyan, geniş kültür sahibi bir devlet adamı olan Said Halim Paşa, kibar, alçak gönüllü, iyi ahlaklı, nazik ve dürüst bir kişi olarak tanınmıştır.
Edebiyata, sanata çok düşkündü, bu anlamda muazzam bir koleksiyonu vardı. Sanatçılara her zaman kol kanat gerdi, mesleklerinde daha iyi noktalara gelmeleri için onlara destekte bulundu. Dönemin önemli fikir adamlarındandı. İslamcılık hareketinin teorisyeni olarak kabul edilir.
O dönemde ülkenin krizden çıkışını milli değerlere bağlılıkta görüyordu. Ama Batı'nın da ilminin alınması gerektiğine inanıyordu. Bu anlamda birçok kültürel soruna el attı ve getirdiği çözümler hala değerini ve geçerliliğini sürdürüyor.
Said Halim Paşa, Batı medeniyetini ve sosyal hayatını yakından tanımasına rağmen kendi kültür ve medeniyetine bağlı aydın bir fikir adamı olarak kalmıştır. Avrupa’dan alacağımız müesseseleri, 'millileştirilerek' kendimize uygun hale getirilmesi gerektiği kanaatindeydi.
Çöküş yıllarında öne çıkan İslamcı düşünürlerin baş temsilcilerinden biridir. Toplumun eski gücünü yeniden kazanabilmesi için ilimden önce ahlak ve fazilete önem verilmesi gerektiğine inanıyordu."
Paşa ile ilgili bilinmeyen konunun Ermeni Komitacı Arşavir Şıracıyan tarafından şehit edilmesi olduğunu dile getiren Bostan, "Bu komitacı, İstanbul Ermenilerindendir. İngilizler tarafından özel olarak görevlendirilmiştir.
İtalya'da bir aydan fazla bir süre Paşa'yı takip etmiş. Öldürülmesinin nedeni Paşa, o dönemde Ankara'yı temsil eden Hariciye Nazırı Bekir Sami Bey ile işbirliği içindeydi.
İtalyan bankalarından 2 milyon sterlin borç para bularak, Anadolu’ya sevk edilmek üzere silah alınacaktı.
6 Aralık'ta bu konuyla ilgili İtalyan Mili bankası ile kontrat imzalanacağını öğrenen Ermeni komitacı, milli mücadeleyi baltalamak ve para akışını engellemek için Said Halim Paşa'yı öldürdü." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com