ANKARA - Yeşim Sert Karaaslan
Doğuştan işitme kaybı bulunan 9 yaşındaki Muhammed Said Demirçapar, 1,5 yaşında gerçekleştirilen ameliyatının ardından, aldığı dil ve ses eğitimi sayesinde bugün yaşıtları gibi konuşuyor, duyuyor ve anlayabiliyor.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Satar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, işitme kaybı probleminin özellikle konuşma, dil gelişimi ve iletişim açısından çok önemli olduğunu belirterek, bu sorunun çeşitli nedenlerden kaynaklandığını söyledi.
Doğuştan gelen nedenler içinde hamilelik sırasında veya yenidoğan döneminde geçirilmiş enfeksiyonlar, prematüre doğum ve genetik sebeplerin rol alabildiğini anlatan Satar, ileriki aylarda çocuğun konuşma gelişimi döneminde geçirilen enfeksiyonlar ile ilerleyici işitme kaybına yol açan yapısal anormalliklerin ve hatta travmaların da işitme kaybına yol açabildiği bilgisini verdi.
Satar, bunun dışında hayatın bir döneminde travma, enfeksiyon ya da bazı ilaçların kullanım sonucunda işitme kaybıyla karşılaşılabildiğini dile getirdi.
Bu tür vakalarda tanı geç konulduğunda işitme kaybının kalıcı olabildiğine dikkati çeken Satar, çocuğun çevresindeki seslere tepki vermemesi, konuşma gelişiminde duraksama olması ya da okul döneminde ders başarısında düşüklük gibi durumlarda vakit kaybetmeden uzmana başvurulmasının tedavi açısından önem taşıdığını vurguladı.
"Akranlarını çoktan yakalamış durumda"Satar, doğuştan işitme sorunu yaşayan ve tedavi sonucu artık duyabilen küçük Muhammed Demirçapar'ın sağlık durumu hakkında bilgi verdi.
Muhammed'in annesinin, oğlunun henüz birkaç aylıkken sese tepki vermediğini fark ettiğini anlatan Prof. Dr. Satar, işitme testi yapıldığında çocuğun her iki kulağında da ileri derecede işitme kaybı saptandığını bildirdi.
Satar, Muhammed'e ileri tedavi olan koklear implant (biyonik kulak) tedavisine hazırlık için önce klasik işitme cihazı verildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Beyne ses sinyallerinin iletilmesini sağlamak üzere iç kulağın hasarlı kısmının işini yapan elektronik bir tıbbi cihaz olan koklear implantın yerleştirilmesi ameliyatına hazırlık amacıyla önce kulağına işitme cihazı takıldı, sonra da 1,5 yaşında koklear implant yerleştirilmesi ameliyatını gerçekleştirdik. Cihazı taktıktan sonra işitme ve konuşma eğitimi başladı. Koklear implant sayesinde hastaya yeterli konuşma sinyali gönderildi. Eğitimle de konuşma ve dil gelişimini kazanması sağlandı. Bugün sağlık durumu gayet iyi. Konuşma ve dil gelişimi açısından normal yaşıtlarından fark göremezsiniz. Akranlarını çoktan yakalamış durumda."
Ameliyat nasıl yapılıyorAmeliyatın, kulak arkasından cilde açılan bir kesi ile yapıldığına dikkati çeken Satar, "Normal bir kulak ameliyatı şeklinde gerçekleştiriliyor. Sadece iç kulağa ilettiğimiz bir elektrot yerleşimi söz konusu. Bu takılan cihaz, hastamıza yeterli işitsel uyarının gitmesini sağlıyor." diye konuştu.
Bu cihazın ömür boyu kullanılması gerektiğine değinen Satar, işitme sinirinin ve beynin cihaza adapte olması için belli bir eğitim süreci gerektiğini vurguladı.
Satar, erken tanı ve tedavi sonucunda bu kişilerin sağlıklı bireylerle aynı seviyeye gelebileceğini, Muhammed'in de bunun en güzel örneklerinden biri olduğunu belirterek, "Biz, yeterince erken müdahale edildiğinde bu çocukların akranlarını yakalayabildiğini vurguluyoruz. Bu nedenle, erken tanı ve tedavi çok önemli." uyarısında bulundu.
"Arkadaşlarıyla iletişimi ve ders başarısıyla sıkıntımız yok"Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapan 38 yaşındaki anne Aslı Demirçapar da kendisinin de bir dönem KBB Kliniğinde çalışmasının oğlundaki sorunu fark etmesinde önemli rol oynadığını bildirdi.
Demirçapar, oğlunun bebeklik döneminde tepki vermediğini şu sözlerle anlattı:
"Bazen gürültülü bir ses de bir anda kafasını çeviriyor, bazense çevirmiyordu. Bu da bizi şüphelendirdi. Altı ay bekledik, sonra hekime başvurduk ve tanı konuldu. Ameliyatın ardından eğitim sürecine dahil olduk. Alınan eğitimler sonucunda ne dinleme ne de anlamada birinci sınıfa başladığımızda hiçbir sıkıntımız kalmadı. Zaten yaşıtlarına ulaşmıştı Muhammed... Şu anda arkadaşlarıyla iletişimi ve ders başarısıyla ilgili hiç sıkıntımız yok."
"Cumhurbaşkanımızı çok seviyorum"Muhammed Demirçapar da ilkokul öğrencisi olduğunu ve en çok arkadaşlarıyla oyun oynamaktan zevk aldığını, maç yapmayı ve özellikle yakan top oynamayı çok sevdiğini dile getirdi.
Arabalara çok düşkün olduğu için ileride galerici olmayı da hayal ettiğini aktaran Muhammed Demirçapar, sağlık durumunun şu an çok iyi olduğunu vurgulayarak, "Cumhurbaşkanımızı çok seviyorum, kendisini görmeyi çok istiyorum." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com