Terör örgütü IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasına ilişkin davada, aralarında Ebu Hanzla kod adlı Halis Bayancuk’un da bulunduğu 7 tutuklu sanığın tahliyesine karar verildi. Kararın ardından tutuksuz sanıklar ve sanık yakınları tekbir getirerek adliyeden ayrıldı.
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, aralarında Ebu Hanzala adı ile bilinen Halis Bayuncuk’un da bulunduğu 2’si başka suçtan tutuklu 8 tutuklu sanık ile 21 tutuksuz sanık ve avukatları hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan ve örgüt yöneticiliğiyle suçlanan sanık İlyas Aydın ise duruşmaya katılmadı. Duruşma salonunda yabancı uyruklu sanıklar için tercüman bulunduruldu. Sanıklar Raşit Karabağ ile Gökhan Bulut, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılarak ifade verdi.
“DAHA ÖNCE ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN YARGILANDIM, BERAAT ETTİM”
Herhangi bir örgüte üye olamadığını belirten sanık Raşit Karabağ, "Benim kullandığım ve başka bir araç ile İstanbul’a hareket ediyorduk. Başka araçta 6 el bombası ve ruhsatsız tabancalar çıktı. Benim bunlarla alakam yok. Bunları kullandığımız araca kim koydu bilmiyorum. Zaten araç da kiralıktı. Daha önce örgüt üyeliğinden yargılandım ve beraat ettim. Sadece silah bulundurmaktan ceza aldım. Benim kullandığım otomobilde de bu mühimmatlar çıkmadı” dedi.
“SİLAHLARI OTOMOBİLE KİM KOYDU BİLMİYORUM”
Söz konusu silahların kendi kullandığı otomobilde çıktığını belirten sanık Gökhan Bulut ise, "Silahları otomobile kimin koyduğunu bilmiyorum. Zaten aracın motor kısmında çıkmış. Araç kiralıktı. Silah bulundurmaktan ceza aldım. Hiçbir örgüte üyeliğim yoktur" ifadelerini kullandı.
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklardan Suriye uyruklu Assad Khelifalkhadr’ın tercüman aracılığıyla ifadesi alındı.
“SURİYE’DEN KAÇTIM, TÜRKİYE’YE KAÇAK YOLLARDAN GİRDİM”
Suriye’deki iç savaş nedeniyle çalışamadığını ve bu savaştan kaçtığını dile getiren Khelifalkhadr, “Suriye’deki iç savaştan kaçtım. Ailem Deyrizor ilçesinde kalıyor. Suriye artık yaşanacak yer değil. İki yıl önce Türkiye’ye kaçak yollarla girdim. Ben turizm ve araç alım satım işleriyle uğraşıyorum. Aileme buradan para, eşya ve kıyafet gönderiyorum. İddianamede benim DAEŞ’le bağlantılı olduğum söyleniyor, bu mümkün değil. DAEŞ’in düşüncesini asla savunmuyorum. Şuan dönme ihtimalim bile olsa asla Suriye’ye dönmem. Orada hayatımızı yaşayamıyoruz. İstanbul’da eşim ile birlikte kalıyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.
“DAEŞ’LE HİÇBİR BAĞLANTIM YOK”
IŞİD’e üye kazandırmakla suçlanan tutuklu sanık Muhammed Mustafa Halli, ifadesinde Suriye vatandaşlı olduğunu belirterek, “Türkiye’ye kaçak yollarla girdim. Kendime ait ait bir çay ocağını işleterek geçimimi sağlıyorum. DAEŞ’le hiçbir bağlantım yoktur” dedi.
Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek, bunun üzerine sanık Halli’ye, "Fransız uyruklu iki kadının DAEŞ’e katılması için çalışmışsın?" diye sordu. Halli, "Bu kişileri tanımıyorum. İddialar asılsız" şeklinde yanıt verdi.
BAYANCUK İLE TERCÜMAN ARASINDA GERGİN DİYALOG
Sanık Halli’nin ifadesinin alınması esnasında sanık Halis Bayancuk tercümanın ifadeleri eksik çevirdiğini öne sürerek, Khelifalkhadr Asaad’ın ifadesinde IŞİD’ten mağdur olduğunu, bu yüzden Türkiye’ye geldiğini söylediğini kaydetti. Tercüman ise böyle bir ifadeyi duymadığını belirtti. Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek, sanık Bayancuk’u uyardı.
Duruşmada daha sonra savunma yapan diğer sanıklar tahliye talebinde bulundular.
7 SANIK TAHLİYE EDİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar Halis Bayancuk, Asaad Khelifalkhadr, Cemil Aslan, Muhammed Mustafa Halli, Enes Yelgün, Erdal Yaşar ve Mehmet Karlı’nın savunmalarının alınmış olması, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak tahliyelerine hükmetti. Mahkeme, tahliyelerine karar verdiği sanıkların bütün duruşmalara katılmalarına, yurt dışına çıkmamalarına, evlerine en yakın karakollarda her pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri imza atmalarına karar verdi. Mahkeme, sanıkların bu adli kontrol kararlarına uymamaları halinde hemen tutuklanacaklarını hatırlattı.
30 SANIKLI DAVA DOSYASI AYRILDI
Mahkeme, daha önce bu dava ile birleşen Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 30 sanıklı dava dosyasıyla bir bağlantısı olmadığını belirtti. İki davanın birbirleriyle irtibatı olmadığını kaydeden mahkeme, 30 sanıklı dosyanın bu dava dosyasından ayrılmasına hükmetti. Mahkeme, haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıkların infazının beklenmesine hükmederek, duruşmayı 23 Haziran tarihine erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Halis Bayancuk’un da aralarında bulunduğu 27 kişinin ifadesinin alındığı, diğer sanıkların ise Suriye’de olmaları nedeniyle ifadelerinin alınamadığı belirtiliyor. İddianamede yer alan 24 müştekiden çoğunun şüphelilerin anne, baba ve akrabalarından oluştuğu iddianamede, Ebu Ubeyde kod adlı İlyas Aydın örgüt yöneticiliğinden 15 yıla kadar, ‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk’un da aralarında bulunduğu 66 şüphelinin ise örgüt üyeliğinden 10 yıla kadar hapsi isteniyor.
(İHA)
İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, aralarında Ebu Hanzala adı ile bilinen Halis Bayuncuk’un da bulunduğu 2’si başka suçtan tutuklu 8 tutuklu sanık ile 21 tutuksuz sanık ve avukatları hazır bulundu. Hakkında yakalama kararı bulunan ve örgüt yöneticiliğiyle suçlanan sanık İlyas Aydın ise duruşmaya katılmadı. Duruşma salonunda yabancı uyruklu sanıklar için tercüman bulunduruldu. Sanıklar Raşit Karabağ ile Gökhan Bulut, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılarak ifade verdi.
“DAHA ÖNCE ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN YARGILANDIM, BERAAT ETTİM”
Herhangi bir örgüte üye olamadığını belirten sanık Raşit Karabağ, "Benim kullandığım ve başka bir araç ile İstanbul’a hareket ediyorduk. Başka araçta 6 el bombası ve ruhsatsız tabancalar çıktı. Benim bunlarla alakam yok. Bunları kullandığımız araca kim koydu bilmiyorum. Zaten araç da kiralıktı. Daha önce örgüt üyeliğinden yargılandım ve beraat ettim. Sadece silah bulundurmaktan ceza aldım. Benim kullandığım otomobilde de bu mühimmatlar çıkmadı” dedi.
“SİLAHLARI OTOMOBİLE KİM KOYDU BİLMİYORUM”
Söz konusu silahların kendi kullandığı otomobilde çıktığını belirten sanık Gökhan Bulut ise, "Silahları otomobile kimin koyduğunu bilmiyorum. Zaten aracın motor kısmında çıkmış. Araç kiralıktı. Silah bulundurmaktan ceza aldım. Hiçbir örgüte üyeliğim yoktur" ifadelerini kullandı.
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklardan Suriye uyruklu Assad Khelifalkhadr’ın tercüman aracılığıyla ifadesi alındı.
“SURİYE’DEN KAÇTIM, TÜRKİYE’YE KAÇAK YOLLARDAN GİRDİM”
Suriye’deki iç savaş nedeniyle çalışamadığını ve bu savaştan kaçtığını dile getiren Khelifalkhadr, “Suriye’deki iç savaştan kaçtım. Ailem Deyrizor ilçesinde kalıyor. Suriye artık yaşanacak yer değil. İki yıl önce Türkiye’ye kaçak yollarla girdim. Ben turizm ve araç alım satım işleriyle uğraşıyorum. Aileme buradan para, eşya ve kıyafet gönderiyorum. İddianamede benim DAEŞ’le bağlantılı olduğum söyleniyor, bu mümkün değil. DAEŞ’in düşüncesini asla savunmuyorum. Şuan dönme ihtimalim bile olsa asla Suriye’ye dönmem. Orada hayatımızı yaşayamıyoruz. İstanbul’da eşim ile birlikte kalıyorum. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.
“DAEŞ’LE HİÇBİR BAĞLANTIM YOK”
IŞİD’e üye kazandırmakla suçlanan tutuklu sanık Muhammed Mustafa Halli, ifadesinde Suriye vatandaşlı olduğunu belirterek, “Türkiye’ye kaçak yollarla girdim. Kendime ait ait bir çay ocağını işleterek geçimimi sağlıyorum. DAEŞ’le hiçbir bağlantım yoktur” dedi.
Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek, bunun üzerine sanık Halli’ye, "Fransız uyruklu iki kadının DAEŞ’e katılması için çalışmışsın?" diye sordu. Halli, "Bu kişileri tanımıyorum. İddialar asılsız" şeklinde yanıt verdi.
BAYANCUK İLE TERCÜMAN ARASINDA GERGİN DİYALOG
Sanık Halli’nin ifadesinin alınması esnasında sanık Halis Bayancuk tercümanın ifadeleri eksik çevirdiğini öne sürerek, Khelifalkhadr Asaad’ın ifadesinde IŞİD’ten mağdur olduğunu, bu yüzden Türkiye’ye geldiğini söylediğini kaydetti. Tercüman ise böyle bir ifadeyi duymadığını belirtti. Mahkeme Başkanı Ahmet Civelek, sanık Bayancuk’u uyardı.
Duruşmada daha sonra savunma yapan diğer sanıklar tahliye talebinde bulundular.
7 SANIK TAHLİYE EDİLDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıklar Halis Bayancuk, Asaad Khelifalkhadr, Cemil Aslan, Muhammed Mustafa Halli, Enes Yelgün, Erdal Yaşar ve Mehmet Karlı’nın savunmalarının alınmış olması, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, tutuklulukta geçen süre dikkate alınarak tahliyelerine hükmetti. Mahkeme, tahliyelerine karar verdiği sanıkların bütün duruşmalara katılmalarına, yurt dışına çıkmamalarına, evlerine en yakın karakollarda her pazartesi, çarşamba ve cumartesi günleri imza atmalarına karar verdi. Mahkeme, sanıkların bu adli kontrol kararlarına uymamaları halinde hemen tutuklanacaklarını hatırlattı.
30 SANIKLI DAVA DOSYASI AYRILDI
Mahkeme, daha önce bu dava ile birleşen Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki 30 sanıklı dava dosyasıyla bir bağlantısı olmadığını belirtti. İki davanın birbirleriyle irtibatı olmadığını kaydeden mahkeme, 30 sanıklı dosyanın bu dava dosyasından ayrılmasına hükmetti. Mahkeme, haklarında yakalama kararı çıkarılan sanıkların infazının beklenmesine hükmederek, duruşmayı 23 Haziran tarihine erteledi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, Halis Bayancuk’un da aralarında bulunduğu 27 kişinin ifadesinin alındığı, diğer sanıkların ise Suriye’de olmaları nedeniyle ifadelerinin alınamadığı belirtiliyor. İddianamede yer alan 24 müştekiden çoğunun şüphelilerin anne, baba ve akrabalarından oluştuğu iddianamede, Ebu Ubeyde kod adlı İlyas Aydın örgüt yöneticiliğinden 15 yıla kadar, ‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk’un da aralarında bulunduğu 66 şüphelinin ise örgüt üyeliğinden 10 yıla kadar hapsi isteniyor.
(İHA)