
TAHRAN
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu farklı ülkelerin kanun, çeşitli saz türleri, arp, tombak, dombra, santur ve rebap gibi yüzlerce geleneksel ve yöresel farklı enstrümanlarının sergilendiği müze, müzik kültürlerini tanıtmayı ve yaşatmayı amaçlıyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Ekonomik ve Sosyal Konseyi'ne bağlı Uluslararası Müzeler Konseyi'nden ödül sahibi bu prestijli müze, ziyaretçilerine dünyanın dört bir yanından geleneksel ezgiler sunarken, aynı zamanda müzik aletlerinin tarihi ve yapım süreçleri hakkında da derinlemesine bilgiler veriyor.
Müzede, bu aletlerin kullanımına yönelik müzik çalışmalarının yanında ziyaretçilere yönelik küçük musiki dinletileri de sunuluyor.
Müze, geleneksel müzik enstrümanlarının yanı sıra, her bir enstrümanın kültürel ve toplumsal bağlamda nasıl bir rol oynadığını da ziyaretçilerine yansıtabilmek için ulusal enstrüman salonu, yerel enstrüman salonu, yabancı enstrüman salonu enstrüman yapım atölyesi gibi çeşitli bölümlerden oluşuyor.
Yabancı enstrüman salonunda Türkiye, Hindistan, Kazakistan, çeşitli Arap ülkeleri dünyanın çeşitli ülkelerine ait müzik aletleri yer alıyor.
Geleneksel İran müzik aletlerinin ve uluslararası müzik aletlerinin çeşitliliği nedeniyle her yıl çok sayıda turistin ilgisini çeken Müzik Müzesi, kentte müziğin evrensel gücünü ve kültürel çeşitliliğini sergileyebilmek için önemli bir platform oluşturuyor.
Ziyaretçiler, dünya müzik mirasının izlerini sürerken, farklı coğrafyalara ait seslerin zenginliğini keşfetme fırsatı buluyor.
"Musikinin uluslararası barış dili olduğunu anlatmak istiyoruz"
İsfahan Müzik Müzesi Müdürü Atusa Purcevheri, 2015 yılında açılan müzenin sadece bir sergi alanı olmanın ötesine geçerek, müzik aracılığıyla kültürel bir diyalog ve anlayış geliştirmeyi hedeflediğini söyledi.
İran'ın geleneksel ve yerel müzik aletleri ile dünyanın birçok ülkesine ait çeşitli kültürlerden de çok sayıda enstrümana ev sahipliğini yaptığını belirten Purcevheri, "Müzede hem kendimizin edindiği farklı türlerde müzik aletleri hem de bunun yanında İsfahan'ın iftiharı büyük musiki üstatlarının da bu müzeye bağışladığı kendi müzik aletleri sergileniyor." dedi.
Bu sayede burada Hasan Kasai, Celal Tac İsfahani, Celil Şehnaz gibi İran ve İsfahan klasik müziğinin duayen sanatçılarını da müzede tanıtma imkanı bulduklarını ve müzede bu sanatçıların hem biyografilerinin hem de müziklerinin anlatıldığı bölümler olduğunu söyleyen Purcevheri, "Ziyaretçiler, deneyimlerini daha da eksiksiz hale getirmek için çeşitli musiki üstatları tarafından bağışlanan bu enstrümanların her birini ve çalgıcısını anlatan Farsça, İngilizce, Çince gibi çeşitli dillerde hazırlanmış klipleri izleyebiliyor." ifadelerini kullandı.
Müzede ayrıca, buradaki otantik müzik aletleriyle icra edilen canlı müziklerin sunulduğu ve adına "Barış Salonu" verilen bir bölüm olduğunu dile getiren Purcevheri, "Burada musikinin uluslararası bir dil olduğunu, bir barış dili olduğunu ve milletler arasında iletişimin bir aracı olduğunu anlatmak istiyoruz. Bu yüzden yalnızca tek bir ziyaretçi de olsa kalabalık grup da olsa burada canlı müzik dinletisini herkes için sunuyoruz. Bu sayede geleneksel müziğin hissiyatını tecrübe edebiliyorlar." diye konuştu.
Müzenin faaliyetleri nedeniyle BM Ekonomik ve Sosyal Konseyi'ne bağlı Uluslararası Müzeler Konseyi tarafından ödül aldığını aktaran Purcevheri, uluslararası turizm sitelerinde de İsfahan'ın ünlü meydanı Nakş-ı Cihan'dan sonra ziyaret edilmesi tavsiye edilen ikinci turistik mekan olarak gösterildiğini anlattı.
Purcevheri, en büyük sorunlarının turistleri müzeye yönlendirebilecek bir tabelanın henüz belediye tarafından konulmaması olduğunu anlattı.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com