Genel

'İş işten geçmiş değil, Barzani yönetimi adım atabilir'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ndeki gayrimeşru referandum hakkında, "Henüz iş işten geçmiş değil, Barzani yönetimi adım atabilir" dedi.

'İş işten geçmiş değil, Barzani yönetimi adım atabilir'
03-10-2017 16:31
ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) yaptığı gayrimeşru referanduma ilişkin değerlendirmede bulunan Çavuşoğlu, Türkiye'nin ve tüm dünyanın iptal etme veya erteleme çağrısına rağmen söz konusu referandumun gerçekleştiğini ifade etti.

Türkiye'nin referandumun Irak ve Kürtler için yaratacağı riskleri Barzani yönetimine de açıkladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu referandum şeffaf, demokratik bir referandum değil. Uluslararası camia tarafından gözlemlenmiş bir referandum da değil yani anayasaya aykırı, dolayısıyla meşruiyeti yok. Henüz iş işten geçmiş değil. Bu konuda Barzani yönetimi adım atabilir. Yani bu süreci durdurduğunda, o zaman Bağdat ile ilişkilerini normalleştirebilir ve dolayısıyla bizimle ve herkesle ilişkilerini normalleştirebilir."

"Sınır kapılarının kontrolü Bağdat yönetiminde olmalı"

Sınır kapılarının gerek İran ile sınırlarda gerekse Türkiye ile olan geçiş kapılarının diğer tarafını IKBY'nin kontrol ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, bu kontrollerin Bağdat yönetiminde olması gerektiğinin altını çizdi. Ancak Irak'ın yıllardır kendi iç sorunlarıyla uğraştığına dikkati çeken Çavuşoğlu, yaşanan ciddi krizlerin ardından burada de facto bir durum oluştuğunu anlattı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, sınır kapılarının Irak tarafındaki kontrolünün Bağdat yönetiminde olması gerektiğini vurguladı.

Irak'ın Türkiye'den de bu konuda talepleri olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Örneğin, Ovacık kapısının açılması teknik olarak mümkün ama sınırın öbür tarafındaki koridoru kim oluşturacak, güvenliği kim sağlayacak. Tabii ki Irak yönetiminin yapması gerek. Bunlarla ilgili kendilerinin bir çalışması var. Burada atacağımız adımların sağlanması için temaslarımız da devam ediyor." diye konuştu.

Çavuşoğlu, bu hatadan dönülmemesi halinde Türkiye'nin atacağı adımların, Bağdat'tan gelen talepler ve Bağdat'ın atacağı adımlarla eşgüdüm içinde olacağının altını çizdi.

IKBY ile iş birliğinin her zaman Irak'ın sınır ve toprak bütünlüğü temelinde olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Bağdat yönetimiyle ilişkilerimizin soğuk olduğu, özellikle Maliki döneminde bile biz bu hassasiyeti hep gösterdik. O sebeple bu hatadan ve yanlıştan dönerlerse elbette biz her zaman olduğu gibi yine ilişkilerimizi sürdürürüz. Geçmişte nasıl davrandıysak aynı şekilde davranırız, zor günlerinde yine yanlarında oluruz." dedi.

"İran'ın dışlanması vahim bir hatadır"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yarınki İran ziyaretindeki gündem maddelerinin sorulması üzerine Çavuşoğlu, Türkiye ile İran arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İş Birliği mekanizması bulunduğuna işaret etti.

İki ülke Cumhurbaşkanlarının başkanlığında ve Dışişleri Bakanlığının koordinasyonunda çok sayıda bakan ile İran'a bu kapsamda bir ziyaret düzenleneceğini belirten Çavuşoğlu, ikili ilişkilerdeki ticaret, gümrük kapıları, taşımacılık, enerji iş birliği gibi önemli konuların görüşüleceğini kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Bir taraftan İran'ın yanlışlarına yanlış derken veya eleştirirken diğer tarafta haklı olduğu durumda da biz İran'ı destekliyoruz. İran'ın her şeyden önce tamamen köşeye sıkıştırılması yanlış bir düşüncedir. Diğer NATO içinde veya Batı bloku içinde bazı ülkelere yönelik politikalar oluşturulurken diyalog ve caydırıcılık ilkesi benimsenir. Aynı şekilde burada İran'la da bu uygulanabilir, caydırıcılık ama diyalog. Ama tamamen İran'ın dışlanması ve köşeye sıkıştırılması veya bir ülke istiyor diye İran'ın tamamen ortadan kaldırılması çok ciddi, vahim bir hatadır."

Çavuşoğlu, "Bizim mezhepçi bir anlayışımız yok. Bizim için Sünni, Şii fark etmez. Esas bu mezhepçiliğe karşıyız, İran'ı da o yüzden eleştiriyoruz zaten." diye konuştu.

"Astana'da mutabakatın sağlanması yetmez"

Suriye ve İdlib'deki son durumu değerlendiren Çavuşoğlu, İdlib'in Suriye'deki çatışmaların önlenmesi bakımından kilit bir bölge olduğunu vurgulayarak İdlib bölgesinin güvenli bölge olabilmesi için, çatışmasızlık bölgesi olabilmesi için Astana görüşmelerinde mutabakat sağlandığını hatırlattı.

Çavuşoğlu, "Astana'da mutabakatın sağlanması yetmez. Uygulamayı da birlikte görmemiz gerekiyor, uygulamada da yine birlikte çalışmaya devam etmemiz gerekiyor. İdlib bölgesinin dışında kalan yerlerde Rusya'nın gözlemcileri olacak. Belli bölgelerde yine Rusya ve İran'ın gözlemcileri olacak. İdlib içinde ise Türk gözlemciler olacak, bizim gözlemcilerimiz olacak. Bu gözlemcilerin buraya yerleştirilmesi, yine Hama'da biliyorsunuz bizim gözlemcilerimiz olacak ki bilgi paylaşımı zamanlıca olsun, hatalar yapılmasın." dedi.

"Afrin YPG'den temizlenmeli"

Çavuşoğlu, Suriye'de siyasi çözümün tam anlamıyla sağlanabilmesi için çatışmaların tamamen durdurulması gerektiğinin altını çizdi.

Bakan Çavuşoğlu, terörle mücadelenin çok titiz bir çalışma gerektirdiğini belirterek "Afrin bölgesinde şu anda biliyorsunuz YPG var. YPG bir terör örgütüdür. YPG'nin buradan da mutlaka temizlenmesi gerekiyor. Sınırımızın hemen diğer tarafında teröristlerin mevcudiyeti bize yönelik tehdittir, risktir. Ayrıca Suriye'nin sınır ve toprak bütünlüğü ve milli birliği için de çok büyük ve ciddi bir risktir. Burada Rusya'nın askeri var, mevcudiyeti var, belli noktalarda var. Ruslarla da bu konuyu tabii ki bir araya geldiğimiz zaman görüşüyoruz." dedi.

"(Suriye'de) terör kantonunun oluşmasına müsaade etmeyiz"

Bir ülkenin nasıl yönetileceğine o ülkenin halkının karar vereceğini belirten Çavuşoğlu, Esed rejiminin meşruiyetini kaybettiğini vurguladı. Çavuşoğlu, Suriye halkının da ne şekilde yönetilmek isteyeceğine kendisinin karar vereceğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim görevimiz bu zeminin oluşturulmasına katkı sağlamak, yardımcı olmaktır. Ama Suriye halkı ve görüştüğümüz her kesim Suriye'nin böyle federal bir şekilde bölünmesinden değil, tamamen eskiden olduğu gibi toprak bütünlüğünün korunmasından yana. Burada biz özellikle bir terör kantonunun oluşmasına müsaade etmeyiz. Sınırımızın hemen diğer tarafında bir terör koridoru bizim için risktir. YPG ve PKK arasında hiçbir fark yoktur. YPG'ye verilen her destek bizim için bir risktir, tehdittir."

Muhabir: Meltem Bulur, Ecenur Çolak,Nazlı Yüzbaşıoğlu

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER