BAĞDAT – Haydar Karaalp
Irak'ta, zengin petrol kenti Basra'da kamu hizmeti yetersizliği nedeniyle süren gösteriler sırasında İran'a yakın Şii partileri ile İran Başkonsolosluğu'nun yakılmasının, Tahran'a yaradığı, bu ülkeye mesafeli olduğu bilinen ve ikinci dönem Başbakanlık için çabalayan Haydar el-İbadi'ye iktidar yolunu kapattığı yorumları yapılıyor.
Dört yıllık Başbakanlığı döneminde mezhepçilik yerine Irak milliyetçiliği imajı oluşturmaya çalışan, selefi ve üyesi olduğu partisinin Genel Başkanı Nuri el-Maliki'den daha farklı söylem geliştiren ve İran'a mesafeli duran Haydar el-İbadi, Basra'daki Şii parti ve İran Başkonsolosluğu binalarının yakılmasında Başkomutan olarak sessiz kaldığı gerekçesiyle İran'a yakın çevrelerce suçlanıyor ve sert eleştirilere maruz kalıyor.
İran'a yakın Şii isimlerden biri olan Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis, Basra olaylarından sonra bir grup gazeteciye yaptığı açıklamada, İbadi'yi ilk defa açık dille ve sert şekilde eleştirdi. Mühendis, Haşdi Şabi ile İbadi'nin arasının oldukça açık olduğunu, bunun söz konusu milis gücünün maaşlarının düşürülmesine kadar vardığını söyledi.
Daha da öteye giderek İbadi'yi "Amerikancı" olarak suçlayan Mühendis, "İkinci dönem Başbakan olması için ABD tarafından siyasi gruplara yoğun baskılar uygulanıyor. Bu tür baskılar işgal döneminde (2003) bile görülmedi." dedi.
Basra'da bulunan Haşdi Şabi gruplarının ve İran Başkonsolosluğu'nun yakılmasına da değinen Şii milis gücü lideri, bunun ABD'nin oyunu olduğunu ve bir daha yaşanması halinde sessiz kalmayacakları tehdidinde bulunarak, "Haşdi Şabi, hem siyasete yön verecek hem de güvenlik mekanizmasına müdahil olacak." şeklinde konuştu.
Diğer yandan İran destekli Asaib Ehlilhak Örgütü lideri Kays Hazeli'de benzer açıklamalarda bulunarak, İbadi'ye sert bir dille yüklenmişti.
Sadr'a bağlı Sairun Grubu, İbadi'ye istifa çağrısı yaptıBasra olayları sonrası Mukteda es-Sadr'ın çağrısı üzerine parlamento olağanüstü toplanarak, İbadi ve ilgili bakanlarını ağırladı.
İbadi, Basra'da yaşananların siyasi olduğuna dikkati çekerek, bunun "silahlı çatışmaya dönüşebileceği" uyarısını yapmıştı.
Oturumun hemen ardından soluğu parlamento basın ofisinde alan Sadr'a bağlı Sairun Grubu, İbadi'ye istifa çağrısı yaptı.
Grup adına konuşan Hüseyin Akuli, İbadi ve bakanlarının oturum sırasındaki Basra savunmalarının yetersiz olduğu ve ikna edici olmadığını ifade ederek, İbadi'yi acilen istifaya çağırdı. Bu istifa çağrısı, "iki sıkı müttefik Sadr ile İbadi arasındaki ittifakın çatırdadığı ve Sadr'ın İran'ın da istediği gibi İbadi'den vazgeçtiği" yorumlarına neden oldu.
İbadi'ye bir istifa çağrısı da İran’a yakın Şii grupların yer aldığı ve seçimin ikinci galibi Fetih Koalisyonundan gelmişti. Koalisyon Sözcüsü Ahmed Esedi, parlamentodaki basın toplantısında, Basra'da yaşanan gerginliğin suçlusu olarak gösterdikleri İbadi ve kabinesinin derhal istifa etmesini istedi.
Basralıların, İran ve ona yakın Şii partilere olan kızgınlığı ülkedeki Tahran nüfuzunu etkileyeceği havası tersine dönmeye başladı.
Sistani'den İbadi vetosuİran'ın ikinci dönem iktidarın başına geçmesini istemediği İbadi'ye ağır bir veto da Şii siyasetine çoğu zaman yön veren Necef mercisinden geldi. Şiilerin Necef’teki dini mercisi Ayetullah Ali es-Sistani, İbadi'yi istemediği ve Başbakanlık için desteklemediği yönünde bir mesaj yayımladı.
Sadr'a bağlı Sairun Koalisyonu milletvekili Sabah es-Saadi, çıktığı bir televizyon kanalında dini mercinin Maliki, İbadi, Haşdi Şabi komutanlarından Hadi Amiri ve görevinden alınan Milli Güvenlik Müsteşarı Falih Feyyad'ı istemediği ve Başbakanlık için bu isimleri reddettiğini söyledi.
Saadi'nin bu açıklamalarına karşı, Sistani'den konuyla ilgili bir açıklama geldi. Mercinin internet sitesinde yayınlanan açıklamada, "geçmiş dönemlerde iktidar olmuş kişilerin bir daha Başbakanlık için desteklenmeyeceği" açıkça ifade edildi.
Bu da, İran'a mesafeli duran İbadi'ye ağır ve net bir veto anlamı taşıdığı değerlendirmelerine neden oldu. Sistani'nin Basra'daki temsilcisi Şeyh Muhammed Felek de, dün, İbadi'ye lanet okuyarak, Basra halkını susuz, elektriksiz bıraktığı ve devlet yönetiminde başarısız olduğu şeklinde sert eleştiriler yöneltti.
Bu yaşananlar, yeni süreçte İran'a yakın Şii bir ismin Başbakanlık koltuğuna oturup oturamayacağı tartışmalarını alevlendirdi.
İbadi'den vazgeçmek üzere olan Sadr'ın İran ve Lübnan Hizbullah'ının baskılarıyla İran destekli Fetih ile meclisin en büyük koalisyonunu oluşturup ve ardından hükümeti kurmak için yoğun görüşmeler yaptığı bilgileri ileri sürülüyor. Sadr'ın büyük sorun yaşadığı Maliki'nin dışarıda bırakılması karşılığında bu adıma ikna olduğu da iddia ediliyor.
Fetih tarafından iki gün önce yapılan yazılı açıklamada, "Fetih ve Sairun birlikte hareket edecek ve en büyük koalisyonu kuracak. Ayrıştığımızı düşünenler yanılacak." ifadelerine yer verilmişti. Uzmanlar, Sadr ve İran destekli Fetih ile yakınlaşmanın olduğu dedikodularını haklı çıkardığını anlatıyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com