TAHRAN - MUSTAFA MELİH AHISHALI
Cumhurbaşkanlığı seçiminin, reformistler ve ılımlı muhafazakarların desteğini alan Hasan Ruhani ile muhafazakarların adayı İbrahim Reisi arasında geçmesi beklenirken, Mustafa Mirselim ve Mustafa Haşimiteba da aday listesinde yerlerini alacak.
İran'da yönetim sisteminden kaynaklanan sorunların seçimlere katılımı da etkilediği belirtiliyor. Her seçimde yaşanan aynı sorunlar, halkın seçimlere güvenini sarsmaya devam ediyor.
Bu nedenle, ülkede kayıtlı 56 milyon 410 bin 234 kayıtlı seçmenden ne kadarının yarın sandığa gideceği merak konusu.
AKK'nin seçimlerdeki rolü
İran'da seçimlerle ilgili güven sorunu özellikle adayların belirlenmesi aşamasında ortaya çıkıyor.
Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK), seçimlere katılacak adayların belirlenmesi yönünden ülke siyasetinde önemli rol oynuyor.
Anayasanın 99'uncu maddesine göre, Cumhurbaşkanı, İl Meclisi, Uzmanlar Meclisi ve İran Meclisi seçimlerine katılacak adayların belirlenmesinde AKK "kesin yetki" sahibi.
AKK, "aday adayları" arasından "kendine has kriterlere" göre bir eleme yaparak "kesin adayları" belirliyor. Ancak elenen adayların neden yarış dışı bırakıldığı çoğu kez açıklanmıyor, elenmeleriyle ilgili ikna edici bir gerekçe ortaya konmuyor.
Bu durum nedeniyle, AKK tarafından onaylanan isimler "seçilmesi istenilen adaylar" olarak değerlendiriliyor.
Adayların üzerindeki "Demokles'in kılıcı"
AKK'nin onayladığı adayları daha sonra da eleme yetkisi bulunuyor. Bu nedenle adaylar, "Demokles'in kılıcı" misali her zaman AKK'nin etkisini üzerlerinde hissediyor.
AKK tarafından sahneye sürülen adaylar, seçim mitinglerinde düşüncelerini özgürce dile getiremiyor.
Özellikle reformist ve ılımlı muhafazakarlara yakın adaylar, elenmemek için azami dikkati sarf ederek siyasi arenada adeta "kuş dilini" kullanmak zorunda kalıyor.
Bugün onaylanan adayların yarına garantisinin olmaması, onaylanmayan adayların yarın onaylanabilme ihtimali adaylara rejim tarafından "ayar verilmesi" olarak değerlendiriliyor.
dikGAZETE.com