Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güneydoğu’da terör örgütünün eylemlerini hatırlatarak, “Sen yol yapacaksın, birileri gelecek müteahhitleri tehdit edecek. Sen havalimanı yapacaksın, havan topu ile vuracak. Bunu kime yapıyoruz, orada yaşayan Kürt kardeşlerimize. İnsanilikten nasibini almamış mahluklar bunlar” dedi.
DEİK Dünya Türk İş Konseyi, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Dünyanın 75 ülkesinden bin 500’ye yakın Türk girişimcisini bir araya getiren programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Başkanı Nail Olpak ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk iş adamlarının dünyaya hızla yayıldığına dikkat çekerek, “Eskiden bu tarz ifadeler endişe ile karşılanır, üzeri örtülmeye çalışılırdı. Halbuki dünyaya yayılmanın hiçbir kötü tarafı yok. Eğer insanlar hiç yerlerinden kıpırdamasalardı, medeniyetler de ortaya çıkmazdı. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de insanların bir kadın ve bir erkekten yaratıldığı, birbirleri ile tanışmaları için ırklara ayrıldığı ifade ediliyor. Demek ki insan olarak asli görevlerimizi unutmadan dünyanın her yerine gitme hakkına sahibiz. Son yıllarda ciddi gelişme gösteren gen araştırmaları çeşitli kıtalarda yaşayan insanların kökenlerinin aslında çok farklı olduğunu gösteriyor. Avrupa’da yaşayan birinin kökleri Asya’dan, Amerika’da yaşayan birinin kökleri Ortadoğu’dan çıkabiliyor. İşte kendi ülkemiz. Binlerce yıldır pek çok farklı medeniyete beşiklik yapmış bu topraklarda, şüphesiz hepsinden bir insani miras kalmıştır. Geçtiğimiz 200 yılda yaşanan hadiseler Anadolu’yu adeta bir son sığınak durumuna getirmiştir” diye konuştu.
“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAKİ İŞ ADAMLARIMIZ ÇAĞDAŞ ALPERENDİR”
İnsanların dünyaya yayılmasındaki en önemli sebeplerden birinin ekonomi ve daha iyi bir yaşam arayışı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bugün de gerek bizim ülkemizden, gerekse diğer toplumlardan milyonlarca kişi aynı gaye ile dünyaya yayılıyor. Ülkemizde 3 milyona aşkın vatandaşımız olmayan kişiyi barındırıyoruz. Bunların önemli bir bölümü Suriye ve Irak’daki krizlerden kaçan sığınmacı kardeşlerimizdir ama belki sayılarını yüzbinlerce ifade edebileceğimiz kişi de ticaret için kendine daha iyi bir gelecek kurmak için ülkemizde bulunuyor. Bizim de milyonlarca insanımız aynı amaçla dünyanın dört bir yanında hayatlarını idame ettiriyor. Doğrudan iş kurmak için yurt dışına giden müteşebbislerimizin sayısı son 13 yılda ciddi rakamlara ulaştı. Bugün gittiğimiz her ülkede büyük şirketlerimiz yanında, sanatkar, esnaf olarak çalışan kardeşlerimizin varlığını memnuniyetle görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde TİKA çalışanları için çağdaş alperenler ifadesini kullanmıştım. Aynı sıfatı sizlerin de hak ettiğine inanıyorum. Bugün yerkürenin dört bir yanında ekmeğinin peşinde olan iş adamlarımızın her biri birer çağdaş alperendir. Çünkü sizler kendi işinizle birlikte Türkiye’yi değerleri ile birlikte temsil ediyorsunuz. Sizler bulunduğunuz yerlerde oturuşunuzla, kalkışınızla, iş yapma tarzınızla ülkemizin ve milletimizin birer elçisi olduğunuzu asla unutmamalısınız” şeklinde konuştu.
“GEÇMİŞİMİZDE ASLA SÖMÜRGECİLİK LEKESİ YOKTUR”
Türklerin geçmişinde sömürgecilik olmadığını söyleyen Erdoğan, “Bizim geçmişimizde asla sömürgecilik lekesi olmadığı gibi, biz millet olarak bu psikolojiye tahammül edecek bir yapıya sahip değiliz. Dünyanın çeşitli bölgelerinde sömürge olmaktan rahatsızlık duymayan toplumlara rastladığımızda çok üzülüyoruz. Üstelik bunlar geçmişlerinde çok parlak medeniyetler kurmuş toplumlar. Bu insanlar kendi özgürlüklerini koruyabilseler şu anda bulunduklarından daha ileride olabilirler. Bunun için biz nerede yaşarsak yaşayalım kesinlikle kendimiz olmaktan, milli ve manevi değerlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Sizlerin bulunduğunuz yerlerde tek kişi de olsanız bu ülkenin bu milletin bir evladı olmanın şerefi ve sorumluluğunu hiçbir zaman unutmadığınızı biliyorum. DEİK başkanı ifadesiyle her birinizin birer cesaret çiçeği olarak bu şekilde hareket ettiğinize inanıyorum. Yurt dışında iş yapmanın, tutunmanın, başarılı olmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum. Bu konuda en büyük desteğiniz Türkiye’dir” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZÜ KESMEK İSTEYEN GÜÇLER 2023 HEDEFLERİNE ENGEL OLAMAYACAK”
Türkiye’nin son 13 yılda yaşadığı ekonomik gelişimin altını çizen Erdoğan, “Ne terör, ne bölgesel sorunlar, ne önümüzü kesmek isteyen güçler 2023 hedeflerini hayata geçirmemize engel olamayacaklar” dedi.
“İNSANİLİKTEN NASİBİNİ ALMAMIŞ MAHLUKLAR BUNLAR”
Konuşmasında Türkiye’nin güneydoğusunda yaşanan terör olaylarına da değinen Erdoğan, şunları söyledi.
“Bugün yaşadığımız sıkıntıların gerisindeki sebeplerden birisi de Türkiye’nin 2023 hedefleri yolundaki kararlı yürüyüşü olduğun biliyoruz. Biz ne zaman ‘yeni Türkiye’ dedik o zaman akılla, mantıkla izah edemeyeceğimiz hadiselerin tabii seyrine tamamen aykırı bir sürü sorunu önümüzde bulduk. Türkiye’nin güney sınırlarındaki ilçelerinde terör örgütünün başlattığı kalkışmanın mantıklı bir izahı var mı? Bölgede yaşayan insanlarımıza zarar veren bu eylemleri hayatın doğal akışına uygun saymak mümkün mü? Sen yol yapacaksın, birileri gelecek müteahhitleri tehdit edecek. Sen havalimanı yapacaksın, havan topu ile vuracak. Bunu kime yapıyoruz orada yaşayan Kürt kardeşlerimize. İnsanilikten nasibini almamış mahluklar bunlar. Bunlara methiyeler düzen bir kısım sözde akademisyenlerin ilimden bir nasibi olabilir mi? Ne diyor şair, ‘lim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır’ Bunlar böyle okumuşlar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’de yaşanan çatışmalara da değinerek, “Suriye’deki gelişmelerin bir anda böyle yön değiştirmesi, bölgenin kendi dinamikleri ile açıklanabilir mi. DAİŞ bahanesiyle oynanan oyunların gerisindeki niyetleri görmemek için kör olmak lazım. Bölücü terör örgütüne kol kanat gerenlerin endişesi, herhalde bu her taraflarından zavallılık akan teröristlerin kendileri değil. Türkiye’yi 1959 yılından beri Avrupa Birliği kapısında bekletenlerin bilhassa son on yılda kabul ettiği üyeler baktığınızda meselenin kriterler olmadığını daha iyi anlıyoruz” dedi.
(İHA)
DEİK Dünya Türk İş Konseyi, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlendi. Dünyanın 75 ülkesinden bin 500’ye yakın Türk girişimcisini bir araya getiren programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Başkanı Nail Olpak ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk iş adamlarının dünyaya hızla yayıldığına dikkat çekerek, “Eskiden bu tarz ifadeler endişe ile karşılanır, üzeri örtülmeye çalışılırdı. Halbuki dünyaya yayılmanın hiçbir kötü tarafı yok. Eğer insanlar hiç yerlerinden kıpırdamasalardı, medeniyetler de ortaya çıkmazdı. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de insanların bir kadın ve bir erkekten yaratıldığı, birbirleri ile tanışmaları için ırklara ayrıldığı ifade ediliyor. Demek ki insan olarak asli görevlerimizi unutmadan dünyanın her yerine gitme hakkına sahibiz. Son yıllarda ciddi gelişme gösteren gen araştırmaları çeşitli kıtalarda yaşayan insanların kökenlerinin aslında çok farklı olduğunu gösteriyor. Avrupa’da yaşayan birinin kökleri Asya’dan, Amerika’da yaşayan birinin kökleri Ortadoğu’dan çıkabiliyor. İşte kendi ülkemiz. Binlerce yıldır pek çok farklı medeniyete beşiklik yapmış bu topraklarda, şüphesiz hepsinden bir insani miras kalmıştır. Geçtiğimiz 200 yılda yaşanan hadiseler Anadolu’yu adeta bir son sığınak durumuna getirmiştir” diye konuştu.
“DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAKİ İŞ ADAMLARIMIZ ÇAĞDAŞ ALPERENDİR”
İnsanların dünyaya yayılmasındaki en önemli sebeplerden birinin ekonomi ve daha iyi bir yaşam arayışı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bugün de gerek bizim ülkemizden, gerekse diğer toplumlardan milyonlarca kişi aynı gaye ile dünyaya yayılıyor. Ülkemizde 3 milyona aşkın vatandaşımız olmayan kişiyi barındırıyoruz. Bunların önemli bir bölümü Suriye ve Irak’daki krizlerden kaçan sığınmacı kardeşlerimizdir ama belki sayılarını yüzbinlerce ifade edebileceğimiz kişi de ticaret için kendine daha iyi bir gelecek kurmak için ülkemizde bulunuyor. Bizim de milyonlarca insanımız aynı amaçla dünyanın dört bir yanında hayatlarını idame ettiriyor. Doğrudan iş kurmak için yurt dışına giden müteşebbislerimizin sayısı son 13 yılda ciddi rakamlara ulaştı. Bugün gittiğimiz her ülkede büyük şirketlerimiz yanında, sanatkar, esnaf olarak çalışan kardeşlerimizin varlığını memnuniyetle görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde TİKA çalışanları için çağdaş alperenler ifadesini kullanmıştım. Aynı sıfatı sizlerin de hak ettiğine inanıyorum. Bugün yerkürenin dört bir yanında ekmeğinin peşinde olan iş adamlarımızın her biri birer çağdaş alperendir. Çünkü sizler kendi işinizle birlikte Türkiye’yi değerleri ile birlikte temsil ediyorsunuz. Sizler bulunduğunuz yerlerde oturuşunuzla, kalkışınızla, iş yapma tarzınızla ülkemizin ve milletimizin birer elçisi olduğunuzu asla unutmamalısınız” şeklinde konuştu.
“GEÇMİŞİMİZDE ASLA SÖMÜRGECİLİK LEKESİ YOKTUR”
Türklerin geçmişinde sömürgecilik olmadığını söyleyen Erdoğan, “Bizim geçmişimizde asla sömürgecilik lekesi olmadığı gibi, biz millet olarak bu psikolojiye tahammül edecek bir yapıya sahip değiliz. Dünyanın çeşitli bölgelerinde sömürge olmaktan rahatsızlık duymayan toplumlara rastladığımızda çok üzülüyoruz. Üstelik bunlar geçmişlerinde çok parlak medeniyetler kurmuş toplumlar. Bu insanlar kendi özgürlüklerini koruyabilseler şu anda bulunduklarından daha ileride olabilirler. Bunun için biz nerede yaşarsak yaşayalım kesinlikle kendimiz olmaktan, milli ve manevi değerlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Sizlerin bulunduğunuz yerlerde tek kişi de olsanız bu ülkenin bu milletin bir evladı olmanın şerefi ve sorumluluğunu hiçbir zaman unutmadığınızı biliyorum. DEİK başkanı ifadesiyle her birinizin birer cesaret çiçeği olarak bu şekilde hareket ettiğinize inanıyorum. Yurt dışında iş yapmanın, tutunmanın, başarılı olmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebiliyorum. Bu konuda en büyük desteğiniz Türkiye’dir” ifadelerini kullandı.
“ÖNÜMÜZÜ KESMEK İSTEYEN GÜÇLER 2023 HEDEFLERİNE ENGEL OLAMAYACAK”
Türkiye’nin son 13 yılda yaşadığı ekonomik gelişimin altını çizen Erdoğan, “Ne terör, ne bölgesel sorunlar, ne önümüzü kesmek isteyen güçler 2023 hedeflerini hayata geçirmemize engel olamayacaklar” dedi.
“İNSANİLİKTEN NASİBİNİ ALMAMIŞ MAHLUKLAR BUNLAR”
Konuşmasında Türkiye’nin güneydoğusunda yaşanan terör olaylarına da değinen Erdoğan, şunları söyledi.
“Bugün yaşadığımız sıkıntıların gerisindeki sebeplerden birisi de Türkiye’nin 2023 hedefleri yolundaki kararlı yürüyüşü olduğun biliyoruz. Biz ne zaman ‘yeni Türkiye’ dedik o zaman akılla, mantıkla izah edemeyeceğimiz hadiselerin tabii seyrine tamamen aykırı bir sürü sorunu önümüzde bulduk. Türkiye’nin güney sınırlarındaki ilçelerinde terör örgütünün başlattığı kalkışmanın mantıklı bir izahı var mı? Bölgede yaşayan insanlarımıza zarar veren bu eylemleri hayatın doğal akışına uygun saymak mümkün mü? Sen yol yapacaksın, birileri gelecek müteahhitleri tehdit edecek. Sen havalimanı yapacaksın, havan topu ile vuracak. Bunu kime yapıyoruz orada yaşayan Kürt kardeşlerimize. İnsanilikten nasibini almamış mahluklar bunlar. Bunlara methiyeler düzen bir kısım sözde akademisyenlerin ilimden bir nasibi olabilir mi? Ne diyor şair, ‘lim ilim bilmektir ilim kendini bilmektir sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır’ Bunlar böyle okumuşlar”
Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’de yaşanan çatışmalara da değinerek, “Suriye’deki gelişmelerin bir anda böyle yön değiştirmesi, bölgenin kendi dinamikleri ile açıklanabilir mi. DAİŞ bahanesiyle oynanan oyunların gerisindeki niyetleri görmemek için kör olmak lazım. Bölücü terör örgütüne kol kanat gerenlerin endişesi, herhalde bu her taraflarından zavallılık akan teröristlerin kendileri değil. Türkiye’yi 1959 yılından beri Avrupa Birliği kapısında bekletenlerin bilhassa son on yılda kabul ettiği üyeler baktığınızda meselenin kriterler olmadığını daha iyi anlıyoruz” dedi.
(İHA)
