Londra
Cambridge Üniversitesi doktora öğrencisi Mine Köprülü'nün başyazarı olduğu bilimsel araştırma sonucu bulunan ve hastalıklara yol açan yüzlerce protein, metabolik hastalıklar için yeni tedavilerin geliştirilmesinde yol gösterici olacak.
Cambridge Üniversitesi'ndeki başarılı lisanüstü öğrencilere burs imkanı sunan ve Köprülü'nün de bursiyerleri arasında olduğu "Gates Cambridge", Türk bilim insanının liderliğindeki çalışmayı Twitter hesabından paylaştı.
Gates Cambridge'ın paylaşımında "Mine Köprülü, diyabet gibi hastalıklar için yeni tedavilerle sonuçlanabilecek proteogenomik verileri tanımlayan bir çalışmaya öncülük ediyor." ifadesi kullanıldı.
Genç bilim insanı, başyazarı olduğu bu yeni bilimsel araştırma, hastalıkların tedavisindeki önemi ve sonuçlarına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Daha önce yüz binlerce insanın genetik verisini içeren birçok çalışmada yer aldığını söyleyen Köprülü, "Ancak bu çalışmayı diğerlerinden bu denli farklı kılan şey, dünyada ilk defa geliştirilmiş yeni bir teknoloji kullanarak insanların kan örneklerinden 3 bin proteinin seviyelerini paralelde ölçümleyip bunları aslında çalışmamıza entegre ettik." dedi.
Araştırmacı Köprülü, toplumda oldukça yaygın görülen diyabet, tansiyon, kalp ve böbrek hastalıkları gibi çok sayıda metabolik hastalığın altında yatan biyolojik mekanizmanın çok iyi bilinmediğine dikkati çekerek, "Biz aslında tam olarak bu problemi ele almak için kandaki 3 bin proteinin protein seviyeleri, DNA'mızda, genetik kodumuzdaki değişiklikler ve yüzlerce hastalığın hastalık riskini istatistiksel olarak sistematik şekilde analiz ettik." diye konuştu.
"GRP adlı bir hormonun yüksekliğinin, diyabet riskini azalttığını keşfettik"
Araştırmanın amacının, hastalıklar için daha etkili ilaç veya tedavi yöntemleri bulunmasına ışık tutmak olduğunu söyleyen genç bilim insanı, "Biz tam olarak bu amaçla bahsettiğim analizi yaparak şu anki çalışmamızda 500'den daha fazla gen, gen değişikliği, protein seviyesi ve hastalık riski üçlüsü bulduk. Bunun yüzlerce hastalığa daha gelişmiş tedaviler bulunabilmesi için ilk adım olacağını umuyoruz." ifadelerini kullandı.
Köprülü, araştırmanın önemli bulgularına değinerek, "GRP" adı verilen hormonun yüksekliğinin diyabet riskini azalttığını keşfettiklerini, ayrıca yeni keşfettikleri "DKKL1" adı verilen ve hakkında çok fazla bilgi bulunmayan bu proteinle de MS hastalığı riskini ilişkilendirdiklerini kaydetti.
"Yüzlerce yeni tedavi veya terapi yöntemine ışık tutmuş oluyor"
Genç bilim insanı, proteinlerin yeni tedavi ve ilaçların geliştirilmesinde en çok hedef alınan gruplar olduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Biz bu çalışmada aslında yüzlerce hastalığa sebep olan yüzlerce protein belirledik. Bu proteinler, diyabet, MS veya birçok metabolik hastalık, kalp hastalıkları gibi toplumda oldukça yaygın görülen hastalıklara daha verimli, güvenli, etkili ve hatta belki daha kişiselleştirilmiş tedavilerin geliştirilmesinde ilk adım. Bu nedenle, bulduğumuz bu proteinlerin gelecekte tedaviler açısından taşıdığı önem noktasında biz de oldukça heyecanlıyız.
Bizim bulduğumuz proteinler, hastalıklara neden olan proteinler olduğu için aslında bu çalışma, yüzlerce yeni tedavi veya terapi yöntemine ışık tutmuş oluyor ancak şunun altını çizmek istiyorum ki bizim burada yaptığımız buluşlar, ilaç ya da tedavi geliştirilmesindeki ilk aşama. Vücudumuz oldukça kompleks ve bir ilacın geliştirilmesinde aslında buradan sonra yapılacak, hücre modellerinden başlayarak daha sonra hayvan modellerine, oradan sonra klinik çalışmalarda, insanlarda denenmesine kadar birçok aşama var."
"Birçok bilim camiasında oldukça ses getirdi"
Araştırmanın başyazarı olan Köprülü, çalışma ekibinde Cambridge Üniversitesi, Queen Mary Üniversitesi ve Berlin Innovation Health (BIH) üniversitelerinden bilim insanlarının yer aldığını belirterek, çalışmadaki bütün analizleri ve çalışmanın dizaynını Prof. Claudia Langenberg'ün süpervizyonunda ekibiyle birlikte yönettiğini kaydetti.
Genç araştırmacı Köprülü, "Bilim, hiçbir zaman tek bir insan işi değil, ekip işidir. O yüzden, gerçekten bu kadar donanımlı, bu kadar destekleyici bir uluslararası ekibe sahip olduğum için de çok şanslıyım." değerlendirmesinde bulundu.
Köprülü, araştırmanın, "Nature Metabolism" adlı oldukça etkili seçkin bir bilimsel dergide yayımlandığının altını çizerek, "Birçok bilim camiasında aslında oldukça ses getirdi. Bu konuda biz de çok heyecanlıyız çünkü makalemizin ilgi çekmesi demek, bizim için, aslında bu makalenin devamı için, farklı projeler için daha fazla işbirliği kapıları da demek ve bu bizi oldukça heyecanlandırdı." şeklinde konuştu.
"Dünyada ilk kez bu teknoloji kullanılarak bilimsel bir araştırma yayımlandı"
Araştırma sürecinde kullanılan teknolojinin çok yeni olduğunu ve dünyada ilk kez bu teknoloji kullanılarak bir bilimsel çalışmanın yayımlandığına dikkati çeken Köprülü, bu teknolojiyle dahi henüz sadece 3 bin proteinin incelenebildiğini kaydetti.
Köprülü, her geçen gün geliştirilen yeni teknolojilerle bilimsel araştırmaların çok daha ileri düzeye taşınabileceğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden umuyorum ki yeni teknolojilerle şu anda 3 bin protein kullanarak yaptığımız bu haritayı bir gün 20 bin yani vücudumuzdaki bütün proteinleri kullanarak, çok daha kapsamlı bir hale getirerek hastalıkların biyolojik mekanizmalarına dair çok daha kapsamlı bir anlayışa sahip olabileceğiz. Bu da insanların savaştıkları hastalıklar için çok daha iyi, kişiye özel tanı ve tedavi opsiyonları demek."
"Bu çalışma, kız çocuklarının bilim alanındaki hayallerini gerçekleştirmesine umut olsun"
Mine Köprülü, 16 yaşına kadar Mersin'de büyüdüğünü ve bilim yolculuğuna aynı kentte devlet lisesi olan İçel Anadolu Lisesi'nde başladığını anlatarak, şunları söyledi:
"İnsanlar hayal edip, azmedip çalıştıktan sonra başarılamayacak şey yok. Kimin ne dediği önemli değil. Gerçekten içinizden gelen o istek, arzu neyse onu takip edin. Özellikle kız çocuklarının bilim alanında, bu alanda var olmak hayalleri ise kim ne derse desin, bu yapılamayacak bir şey değil. O yüzden umuyorum ki bu tarz çalışmalar onlara da bir umut olur."
Köprülü, 16 yaşında Türkiye'yi temsilen Birleşik Dünya Kolejlerine (UWC) seçildiğini belirterek, lise eğitiminin son 2 yılını ise Galler'de tamamladığını anlattı.
Lisans eğitimini insan genetiği alanında University College London'da (UCL) tamamladığını ifade eden Köprülü, buradaki eğitiminin ardından Cambridge Üniversitesi'nde tıbbi genetik alanında yüksek lisans yaptığını söyledi.
Köprülü, ayrıca Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nde 2 yıl boyunca nadir hastalık genetiği üzerine çalışmalar yaptığını ifade etti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com