Dünya

İngiltere'nin erken seçim kararının arkasındaki etkenler

Başbakan Theresa May, seçmenin karşısına istikrar ve güçlü liderlik vaadiyle çıkmaya hazırlanıyor. Anketlere göre iktidar partisi, liderlik krizi yaşayan ana muhalefet partisinin 20 puan önünde. - Anadolu Ajansı

İngiltere'nin erken seçim kararının arkasındaki etkenler
19-04-2017 15:02

LONDRA - TAYFUN SALCI

Erken genel seçime gitme kararı alan Birleşik Krallık Başbakanı Theresa May, seçmenin karşısına istikrar ve güçlü liderlik vaadiyle çıkmaya hazırlanıyor.

İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda'dan oluşan Birleşik Krallık'ın, siyasetin girdiği Paskalya tatilinin arından Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılma (Brexit) sürecinde yeni adımlar atmaya başlaması bekleniyordu. Ancak Başbakan May, dün sabah düzenlediği sürpriz basın toplantısıyla erken genel seçim kararını açıkladı.

Basın toplantısında muhalefete meydan okuyan May, "Brexit planlarımızı ve alternatiflerimizi ortaya koyalım ve milletin karar vermesini isteyelim. Ülkenin önündeki karar, liderlik hakkında olacak. Tercih güçlü ve istikrarlı bir liderlik ya da zayıf ve istikrarsız bir koalisyon olacak." ifadelerini kullandı.

Parlamentodan muhalefet partilerinin desteğiyle onay almasına kesin gözüyle bakılan erken seçimin, 8 Haziran'da yapılması öngörülüyor.

Anketler May'den yana

May, erken seçim kararının gerekçesini muhalefet partilerinin Brexit müzakeresi sürecinde hükümetin AB karşısında elini zayıflatmasını engellemek olarak açıkladı. Ancak May'in kararında ana muhalefetteki İşçi Partisinin yaşadığı iç karışıklık nedeniyle uğradığı zaaf da etkili oldu. May'in liderliğindeki Muhafazakar Parti son anketlere göre yüzde 44 civarında oy oranıyla İşçi Partisinden 20 puan önde görünüyor.

650 üyeli Avam Kamarasında 330 milletvekiline sahip Muhafazakar Parti, anketlerdeki başarıyı seçimde yakalayabilirse üye sayısını 395’e kadar artırma şansına sahip olacak.

Brexit etkeni

Brexit sürecini 29 Mart'ta resmen başlatan May, iki yıl sürmesi öngörülen müzakere sürecinde parlamentonun mutlak desteğine sahip olmak istiyor.

"Sert Brexitçi" olarak nitelendirilen May, AB ile üyeliğe özgü bütün bağları koparmak isterken, muhalefetteki İşçi Partisi ve Liberal Demokrat Parti, ülkede yaşayan AB vatandaşlarının haklarının korunması ve ortak pazara erişimin devamı gibi taleplerle "yumuşak Brexit"ten yana tavır alıyor.

Muhafazakar Parti içindeki AB yanlısı bazı milletvekillerinin muhalefetle bazı noktalarda işbirliğine gitmesi ihtimali, May'in Brexit stratejisi için bir tehdit teşkil ediyor.

May, erken genel seçimden net bir galibiyetle çıkarak, hem kendi partisi içindeki kontrolünü artırmak hem de muhalefetin meclisteki milletvekili sayısını azaltmak istiyor.

İskoçya

May'in erken seçim kararının ardındaki bir diğer etken, İskoçya bölgesel hükümetinin ikinci bir bağımsızlık referandumu talebiyle merkezi hükümet üzerinde oluşturduğu baskıyı azaltmak istemesi.

İskoçya bölgesel parlamentosu geçen ay aldığı kararla 2018 sonu veya 2019 başında İngiltere'den bağımsızlık için yeni bir referanduma gitme talebini Londra'daki merkezi hükümete iletmişti.

May, şu anda Londra'daki merkezi parlamentoda 56 milletvekiline sahip İskoç Ulusal Partisinin (SNP) milletvekili sayısını erken seçimde azaltmayı ya da hiç değilse kendi arkasına alacağı güçlü bir halk desteğiyle SNP'nin talepleri karşısında direncini artırmayı istiyor.

"Geç kalan" erken seçim

Brexit referandumunun ardından istifa eden David Cameron'ın yerine başbakanlık görevine gelen May, ilk günden itibaren muhalefet partilerinin erken seçim çağrılarına muhatap oldu.

Muhalefet partileri, herhangi bir seçime girmeden başbakanlığa gelen May'in, Brexit gibi ülke için kritik bir süreci yönetmeye ehliyeti olmadığını savunuyordu. Erken seçim May için bir bakıma aylardır kaçmayı başardığı bir zorunluluktu.

Erken seçim çağrılarına yaklaşık 9 ay boyunca direnen May, İngiliz basınında "U dönüşü" olarak nitelenen erken seçim kararını, Brexit sürecini resmen başlattıktan sonra almış oldu. Bu, aslında May'in kısa başbakanlığı süresince tek somut "başarısı" veya "icraatı."

May, bu icraatıyla geçen yıl yapılan referandumda halkın yüzde 52'sinin oyunu alan Brexit rüzgarını arkasına alarak oya tahvil etmeye çalışacak.

Muhalefet partileri de, geriye kalan yüzde 48'in, hatta Brexit sonrasında başta Sterlinin yaşadığı değer kaybı ve ülkede baş gösteren enflasyon olmak üzere bir dizi ekonomik sorundan etkilenerek görüş değiştirenlerin desteğini almayı hedefliyor.

İkinci bir Brexit referandumu havasında geçecek gibi görünen erken seçim, AB'de kalmaktan yana olanlara bir rövanş fırsatı sunmuş olacak.

İşçi Partisi

1997- 2007 yıllarında Tony Blair liderliğinde 3 dönem tek başına iktidara gelen İşçi Partisi, 2008'deki finansal krizin yanı sıra Blair'in Afganistan ve Irak işgallerindeki rolünün etkisiyle halk desteğini kaybetmişti.

2015 eylül ayında partinin liderliğine seçilen Jeremy Corbyn ise ilk günden itibaren parti içindeki Blair yanlısı milletvekillerinin hedef tahtasında yer aldı.

Corbyn'nin "aşırı sol" görüşleri nedeniyle seçim kazanmasının imkansız olduğunu öne süren milletvekilleri, Corbyn'e geçen yıl verdikleri güvensizlik oyuyla partiyi yeni bir genel başkanlık yarışına da soktu.

Üyelerin desteğiyle yeniden genel başkanlığa seçilen Corbyn, bu kez aynı çevrelerin "Yahudi karşıtlığı" suçlamalarına maruz kaldı.

Siyasi gözlemciler, parti içi muhalefetin girişimleri nedeniyle sürekli bir liderlik krizi içinde görünen İşçi Partisinin erken seçime hazır olmadığı görüşünde.

Bunun yanı sıra özellikle gençlerin desteğiyle liderliğe gelen Corbyn'in halkın gündelik sorunlarını siyaset arenasına taşımadaki becerisi ve kararlılığının, seçmen üzerinde olumlu bir etki yaratması ihtimali de bulunuyor.

2010'dan bu yana önce koalisyon ortağı, sonra da tek başına iktidar olarak ülkeyi kemer sıkma politikalarıyla yöneten Muhafazakar Parti, bazıları tarafından seçmen nezdinde sağlık sistemindeki ve eğitimdeki sorunların sorumlusu olarak görülüyor.

Liberal Demokrat Parti

2010- 2015 yıllarında Muhafazakar Parti ile koalisyon ortağı olarak ülkenin yönetiminde yer alan Liberal Demokrat Parti, 2015 seçiminde büyük bir yenilgi alarak sadece 8 milletvekili çıkarmış ve siyaset sahnesinden adeta silinmişti.

Ancak parti, özellikle sert Brexit karşıtı politikasıyla erken seçimde oylarını artırmayı hedefliyor. Siyasi gözlemciler, Liberal Demokratların, Brexit konusunda ikircikli tutum alan İşçi Partisinden milletvekilliği çalmasının muhtemel olduğunu belirtiyor.

UKIP

Aşırı sağcı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP), kurucu genel başkanı Nigel Farage'ın görevi bırakmasının ardından liderlik krizine girdi.

Ülkenin AB'den ayrılması için yürütülen kampanyanın başını çeken ve bunu bir bakıma varlık nedeni yapan UKIP'in, erken seçimde oylarının önemli bir kısmını "sert Brexit" bayrağını eline alan Muhafazakar Partiye kaptırması kuvvetle muhtemel görünüyor.






dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER