NAİROBİ - Recep Canik
Sömürge devletlerinin Afrika topraklarını paylaşmaya başladığı 1800’lü yılların ortasında Kenya’ya gelen İngilizler, bölgeyi kontrol edebilmek için savaşçı özelliklerinden dolayı seçtikleri Nübyelileri Sudan’dan Kenya’ya getirdi.
Kenya Nübyelileri Yaşlılar Heyeti (KENUCE) Başkanı İsa Abdul Faraj, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nübyelilerin Kenya'ya Uganda üzerinden getirildiğini belirtti.
Faraj, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 binden fazla Nübyelinin yalınayak yürüyerek bölgeye getirildiğini anlatarak Kenya topraklarında bir yönetim oluşturmak isteyen İngilizlerin, Nübyelileri kullandığını ifade etti.
Nübyelilerin Kenya’ya gelmeden önce bölgedeki bazı kabilelerin birbirleriyle çatıştığını söyleyen Faraj, “İngilizler bizim aracılığımızla bu çatışmayı durdurmak ve insanları yeni kuracakları sömürge sistemine adapte ederek çıkar ve hedeflerini gerçekleştirmek istedi” dedi.
Kenya’daki ilk şehir merkezlerini oluşturdular
Nübye askerlerinin, Kenya’ya girdiklerinde geçtikleri birçok yerde askeri kamplar kurarak bölgenin kontrolünü sağladıklarını belirten Faraj, Nübyelilerin kurduğu bu kampların daha sonra ticaret noktaları haline gelerek Kenya’nın ilk ve önemli yerleşim merkezlerini oluşturmaya başladığını kaydetti.
İngilizlerin, özellikle Nübyelileri seçtiğini söyleyen Faraj, "Çünkü onlar, bizim ne kadar cesur ve güvenilir asker olduğumuzu biliyordu. Nübyeliler için Müslümanlıktan sonra gelen en önemli özellik cesur ve güvenilir olmaları. Bu da bir Nübyelinin çok iyi bir asker olmasını sağlar." diye konuştu.
Avrupa güçlerinin Afrika toprakları üzerinde bitmek bilmeyen sömürü arzularının beraberinde savaşları getirdiğini ifade eden KENUCE Başkanı Faraj, Birinci Dünya Savaşı'nda kıtadaki en büyük savaşın Almanya sömürgesindeki Tanganika (Tanzanya) ile İngiliz sömürgesindeki Kenya’da yaşandığını anlattı.
Faraj, Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizler için Almanlara karşı savaştırılan Nübyelilerin Kenya topraklarını çok güçlü şekilde savunduğunu belirterek İkinci Dünya Savaşı’nda ise Kenya topraklarının dışına götürülen Nübye askerlerinin Somali, Etiyopya ve Mısır’da İngilizler adına diğer sömürge devletlerine karşı savaştırıldığını söyledi.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Nübyelilerin Sudan'a geri dönmeye çalıştığını anlatan Faraj, "Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra geri dönmek istedik ancak İngilizler bizi bırakmadı. Çünkü geri döndüğümüzde onlar için savaşacak kimse kalmayacaktı.” dedi.
Nübyelilerin, Kenya'ya gelirken ailelerini de getirmelerinin istendiğine işaret eden Faraj, "Çünkü kadın ve çocuklarımız Sudan'da kalsaydı bizim onlar için geri gitmek isteyeceğimizi biliyorlardı. Bu olmasın diye ailelerimizi yanımızda getirmek zorunda kaldık." ifadesini kullandı.
İngilizlerin kendilerini kandırdığını söyleyen Faraj, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İngilizler, 'Sudan’dan mektup geldiğini ve o mektupta Sudan hükümetinin bizi geri kabul etmek istemediğini' söyleyerek bizi kandırdı. O dönemde Sudan zaten İngiliz sömürgesi altındaydı. Yani 'evet' ya da 'hayır' diyecek olan yine İngilizlerdi. Fakat Almanya’nın Doğu Afrika'daki güçlü etkisi ve yaklaşan İkinci Dünya Savaşı dolayısıyla bizi bırakmadılar."
İngilizlerin Nübyelileri savaşçı özelliklerinden dolayı her daim kullanmak istediğini vurgulayan Faraj, ordudan emekli olmalarına dahi izin verilmediğini belirtti.
Verimli toprakları dağıttılar
Faraj, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Nübyeliler aracılığıyla Kenya’yı ellerinde tutmayı başaran İngilizlerin Kenya’nın verimli topraklarını kendi milletine dağıtmaya başladığını söyledi.
Faraj, 1905 yılında kurulan Doğu Afrika Himayesi Örgütü, İngiliz göçünü teşvik ederek 1920 yılında yaklaşık 10 bin İngiliz'in Kenya’daki “White Higlands” adıyla anılan verimli bölgeye göç ederek yerleşmelerini sağladığını anlattı.
KENUCE Başkanı Faraj, "Binlerce İngiliz askerlerine çok büyük verimli arazileri bedavaya verdiler. Buralara yerleşen İngilizler bu verimli topraklarda hayvancılık ve tarım yaparak çok zengin oldular fakat İngilizler için savaşan ve Kenya topraklarını canları pahasına koruyan Nübyeliler hiçbir şey elde etmedi." dedi.
Kenya’nın bağımsızlığında önemli rol oynadılar
Faraj, uzun yıllar boyunca İngiliz himayesinde kalan Kenya’da sömürüye karşı “Mau Mau” adıyla Kenyalı bir grup tarafından bağımsızlık için başlatılan isyanın ardından durumu kontrol edemeyen İngiliz hükümetinin 1952 yılında olağanüstü hal ilan ettiğini anımsattı.
İngiliz yönetiminin olağanüstü hal ilan etmesinden sonra Nübyelileri yeniden Kenyalılara karşı savaşmaya çağırdığını söyleyen Faraj, Nübyelilerin bu emri çok sert şekilde reddettiğini ve Kenyalılara karşı savaşmak yerine onlarla beraber olduklarını kaydetti.
İngilizlerin o dönemde Nübyelileri, Kenyalılara karşı kışkırtmaya çalıştığını belirten Faraj, "İngilizler uyumadılar. Kibera’da yaşayan bazı Nübyelileri öldürüp suçu bağımsızlık hareketini başlatan Kenyalıların üstüne atarak bizi onlara karşı kışkırtmaya çalıştılar, bu sayede de bizi kendi saflarında Kenyalılara karşı zorla savaştırmak istediler ama bu oyun tutmadı." diye konuştu.
Kenya’da sömürüye karşı mücadele eden harekete destek veren Nübyeliler, olağanüstü hal uygulaması sırasında İngilizlerin tutukladığı Kenyalıların ailelerine sahip çıkarak onların çocuklarını büyüttü.
İngilizlerin kendilerini kullandıktan sonra yüzüstü bıraktığını söyleyen Faraj, “Bizi böylece bırakıp kaçtılar. Geleceğimizle ilgili Kenya hükümetiyle hiçbir düzenleme ve anlaşma yapmadılar.” dedi.
"Kocamın ömrü hep savaşlarda geçti"
Kenya'nın 1964 yılında bağımsızlığını ilan etmesinden sonra ortada kalan Nübyeliler bugün Kenya’nın en kötü yerinde yaşam mücadelesi veriyor.
Kenya’da sayıları 100 bini bulan Nübyelilerin yarısından fazlası başkent Nairobi’nin gecekondu mahallelerinden biri olan Kibera’daki teneke evlerde yaşıyor.
Birçoğunun oturdukları evin tapusu bile olmayan Nübyeliler, yıllardır açlık ve sefalet içinde yaşam mücadelesi veriyor.
Başkent Nairobi’deki bir mahallede yaşayan 106 yaşındaki Nübyeli Amisa Juma da kocasının İkinci Dünya Savaşı'nda birçok ülkeye savaşmaya gittiğini söyledi.
Kenya’da doğup büyüdüğünü dile getiren Juma, dedesinin Sudan’dan gelerek buraya yerleştiğini anlattı.
Kibera’daki teneke evlerde kızı ve 6 torunuyla yaşayan Juma, "Kocamın ömrü hep savaşlarda geçti, savaştan döndüğünde ise hastalanarak öldü, ömrümüzün çok az bir kısmında bir arada olabildik." ifadelerini kullandı.
Kibera’da yaşayan 82 yaşındaki Ali Yusuf da İngilizlerin, Nübyelileri Kenya'ya zorla getirerek savaştırdığını fakat kendilerine bir toprak parçası bile bırakmadıklarını söyledi.
Babası yıllar önce Kenya’ya asker olarak gelen Yusuf, şunları kaydetti:
"İngilizler giderken bize tapu vermedi. Kenya’nın bağımsızlığından sonra toprak sahibi olmayı, tapu almayı ümit ediyorduk ancak olmadı. Bugün yaşadığımız yerin bize ait olduğunu iddia edemiyoruz. Kenya hükümeti Kibera'daki topraklarımızın sadece bir kısmına tapu verdi. Tapu alamıyoruz fakat İngilizler bizden sonra gelen Hintlere tapularını verdi."
dikGAZETE.com