Ekonomi

İMİB'den "tarım ve madencilik birlikte mümkün" değerlendirmesi

İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Rüstem Çetinkaya, "Maden ya da çevre diye seçim yapmadan, ikisinin de bir arada yapılabileceğini biliyoruz. Ancak ülkemizde madencilik üzerine yapılan tüm algılar, birini seçmek üzerine kurgulanıyor." dedi.

Ä°MÄ°B'den
06-10-2022 16:45
Ä°stanbul

Ä°stanbul Maden Ä°hracatçıları BirliÄŸi (Ä°MÄ°B) Yönetimi, Ä°talya’da madencilik faaliyetlerinin yapıldığı bölgelere ziyarette bulundu.

Türkiye Ä°hracatçılar Meclisi (TÄ°M) Maden Sektör Kurulu BaÅŸkanı ve Ä°stanbul Maden Ä°hracatçıları BirliÄŸi Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Rüstem Çetinkaya ve Yönetim Kurulu Ãœyeleri, beyaz mermerleriyle meÅŸhur Ä°talya'nın güneyinde bulunan Carrara bölgesini, Domodossola ve Bergamo’da yer alan maden sahalarında incelemeler yaptı.

Ziyarette konuÅŸan, Çetinkaya, Ä°talya’da, tarım, madencilik, çevre ve turizmin ayrım yapılmada yürütülebildiÄŸini gördüklerini söyledi.

Tarım ve Madencilik sektörlerinin çatışan deÄŸil yan yana yürüyen iki sektör olduÄŸunu vurgulayan Çetinkaya, "Maden ya da çevre diye seçim yapmadan, ikisinin de bir arada yapılabileceÄŸini biliyoruz. Ancak ülkemizde madencilik üzerine yapılan tüm algılar, birini seçmek üzerine kurgulanıyor. Birini seçmek zorunda deÄŸiliz. Ä°kisini birden, belli kriterlere uyarak bir arada yapabiliriz.” diye konuÅŸtu.

Çetinkaya, ülkenin geliÅŸimi için doÄŸal kaynakların çıkarılıp iÅŸlenmesinin ÅŸart olduÄŸunu belirterek, "Çin gayrisafi milli hasılasının yüzde 20'sini madenlerden elde ediyor. Rusya’da bu oran yüzde 14. Bir ülkenin bir kaynağı varsa o kaynağı çıkarmak zorundasınız.

Ãœlkemiz doÄŸalgaz, petrol olarak zayıf bir noktada. Bu yüzden ülkenin yeraltı kaynaklarını en verimli ÅŸekilde kullanmalıyız. Bu yüzden Ä°MÄ°B olarak madenlere karşı olan çeÅŸitli kuruluÅŸ ve vakıflar ile temasa geçtik. Kendileriyle bir araya gelmek istediÄŸimizi resmi yazılarla bildirdik. Ancak geri dönüş alamadık. Bir kez daha çaÄŸrımızı tekrarlıyoruz. ‘Madencilik ve çevre bir arada olabilir’ diyoruz." ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Endişeleri bilimsel bir çerçevede tartışmaya hazırız

Toplumun ve kuruluÅŸların endiÅŸelerini bilimsel bir çerçevede tartışmaya hazır olduklarını aktaran Çetinkaya, "Biz de aynı endiÅŸeleri taşıyor, buna göre hareket ediyoruz. Unutulmasın ki çevre duyarlılığı en fazla olan bizleriz. Maden sektörü olarak ‘önce insan, sonra çevre, sonra maden’ diyoruz. Ä°talya'daki örnekler gibi dünyada bu iÅŸin nasıl yapıldığını herkese göstermek istiyoruz. Tüm bunları gördükten sonra madenlere karşı olan ilgili tüm vakıf ve kuruluÅŸlarla birlikte madenciliÄŸin kurallarını beraberce düzenlemek isteriz.” ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilir ve çevreci bir madencilik anlayışının mümkün olduğunu vurgulayan Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"DoÄŸa ile iç içe madencilik faaliyetlerinin yapıldığı bir bölge burası. Åžehrin tam ortasında madencilik yapılıyor. Åžehirle iç içe olan maden sahalarının hemen yakınından Ä°sviçre Alpleri’nden gelen akarsular geçiyor. Madenin içinde kontrollü bir ÅŸekilde patlatma iÅŸlemi yapılabiliyor. Madenin yine yanı başında 300 yıllık bir ÅŸapel yer alıyor. Hatta bu ÅŸapelin verilen izinle taşınacağını öğrendik. EÄŸer Türkiye'de böyle bir durum olsaydı regülasyonlar gereÄŸi, tarihi eser 300 metrelik koruma bandına alınacaktı.

Maden sahası da 300-400 metrelik bir alanı kapsadığı için o alanda madencilik yapılamayacaktı. Madenlere izin verilmesi noktasında yer alan tüm bakanlıklar ve ilgili kurumlar bu sahada maden çalışması yapılmasına ‘red’ verecekti. Ancak, bugün Ä°sviçre sınırına sadece 20 dakika mesafede, cennet bir alan içerisinde, ÅŸehrin dibinde maden çalışmaları yapılabiliyor. Günde 3-4 kez patlatma iÅŸlemi dahi gerçekleÅŸtiriliyor. Hatta gittiÄŸimiz baÅŸka bir maden sahasında kullanılan kule vinçler, evlerin çatısının üzerinden geçiyordu."

Yasal faaliyetler baskıyla durduruluyor

Çetinkaya, "Yine Verona yakınlarında Lombardiya bölgesindeki doÄŸa harikası gölün hemen sıfır noktasında bulunan maden ocağının 2035'e kadar ruhsatı olduÄŸunu öğrendik. Maden ruhsatının süresinin dolmasının ardından faaliyetin sona ereceÄŸini düşündük. Ancak Avrupa BirliÄŸi'nin Horizon 2020 projesinden hibe kredi alan ÅŸirket, faaliyetlerine devam edebilecek. Bu kredinin verilmesinin nedeni ise daha iyi madencilik yapabilmesi.” dedi.

Ä°talya'da çevre bilincinin çok yüksek olduÄŸunu anlatan Çetinkaya, "Böyle bir ülkede dahi zeytin ya da mermeri birbiriyle kıyaslamadan ekonomiye katkı saÄŸlanıyor. Maden sahalarında yapılan çalışmaları görüyoruz. Söz konusu bölgeler tüm bu faaliyetlerinin dışında yüzbinlerce turist ağırlıyor. Göllerin, nehirlerin olduÄŸu yerlerde madencilik faaliyetleri devam ediyor. Tonlarca mermer bloklarını taşıyan kamyonlar, ÅŸehrin içinden geçebiliyor. Ancak Türkiye’de kamuoyu, toplumdaki örgütler, bazı çevreler tarafından yanlış yönlendiriliyor.

Karar vericiler de bu baskının altında eziliyor. Tüm raporlar ve akademik çalışmalara raÄŸmen karar vermekten çekiniyor. Yasal olarak izinler alınmış olmasına raÄŸmen Türkiye’de çalışmaları çevresel baskılar sonucunda durdurulan maden ocakları var. Hatta görev alanlarında olmamasına raÄŸmen belediyeler dahi dava açıyor." ifadelerini kullandı.

Çetinkaya, Avrupa Birliği ülkelerinde tüm faaliyetlerin bir planlama çerçevesinde yürütüldüğünü kaydederek, "Merkezi karar alma mekanizması ve yerel yönetimler alınması gereken önlemleri sıralıyor, sonrasında denetliyor. Burada madenci olmak saygın bir meslek ama bizde çevre katilliği olarak görülüyor." dedi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER