Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hakkari ve Şırnak il merkezinin değişmesiyle güvenlik bağlamında ortaya çıkan zaafların giderileceğini söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İngiltere’nin başkenti Londra’da basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Verimli toplantılar yürütüldüğünü ifade eden Davutoğlu, Londra’daki temaslarını anlattı. Başbakan Davutoğlu, İngiltere Başbakanı David Cameron ile gerçekleştirdiği görüşmeye değindi. Kıbrıs konusunun, Türkiye’nin AB ilişkilerinin ele alındığını 4 Şubatta Donörler toplantısına katılacağını, Cameron’u da Mayıs ayında yapılacak Dünya İnsani Zirvesi’ne davet ettiğini aktardı. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Hakkari ve Şırnak şehir merkezlerinin taşınacağına dair soruya, “Herhangi bir planlama yaparken bütün detayları ele almayı, operasyonun ve yapılan faaliyetin başarısı açısından şart görürüz. Maalesef çözüm sürecinin ana esası olan silahsızlanma konusunda gerekli adımlar atılmaması ve terör örgütünün Temmuz ayında DHKPC ve DEAŞ ile eş zamanlı olarak harekete geçmesi üzerine bildiğiniz gibi bir operasyon başlattık. Huzur ve Demokrasi operasyonu. O zaman 3 aşamalı olarak bunu planladık. Bir, operasyon öncesi yapılacak hazırlıklar. İkincisi operasyon esnasında yapılacak çalışmaların koordinasyonu ve üçüncüsü de sonrası. En kapsamlı operasyonu yapsanız dahi sonrasını planlamamız halinde bir müddet sonra tekrar kaldığınız yerden yeni bir operasyona başlamak zorunda kalabiliyorsunuz. Bu çerçevede operasyonu tamamlandığı ilçelerde bundan sonra atılacak adımlar rehabilitasyon konusunda bir genel perspektif çalışması yaptık. Silopi’de böyle bir durum söz konusu. Operasyon büyük ölçüde tamamlandı. Belki tek tük münferit şeyler olabilir ama Silopi’deki çukurlar kapatıldı, bütün barikatlar kaldırıldı. Zaten talimatımız da buydu. Hiçbir ilçede, hiçbir yerleşim yerinde barikat, çukur olmayacak. Silopi’de bu sağlandı ve bu anlamda operasyon başarı ile sağlandı. Operasyon esnasında güvenlik birimlerimiz son derece iyi bir koordinasyon yürüttüler. Silopi’de birkaç gün daha, sokağa çıkma yasağı kaldırılacak ancak akşamları, belli saatlerde uygulanarak Silopi’de bütün mahallelerinde, sokaklarında güvenliği sağlayacak yeni bir güvenlik yapılanmasına gideceğiz. Yani nerelerde güvenlik birimlerine ihtiyaç var, karakola ihtiyaç var veya devriyeyi birimlere ihtiyaç var bir daha bu sokaklar terör örgütünün insafına terk edilmeyecek” dedi.
“YENİ BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM ANLAMINDA ÇALIŞMA YÜRÜTÜLECEK”
Bu durumun Sur ve Cizre de geçerli olduğunu aktaran Başbakan, “İnşallah yakında oradaki operasyonları da tamamlarız. Temizlenecek bunun hiçbir alternatifi yok. Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın Türkiye’de hiçbir sokağı, mahalleyi terör örgütünün insafına terk etmeyiz. Bunu herkes bilmeli. Bu güvenlik tedbirlerinin yanında restorasyon çalışması yapılacak. Kamu binaları, tarihi eserler, en ufak zarar gören tarihi eserler hepsi restore edilecek, pırıl pırıl yapılacak. Üçüncüsü sosyal ve hizmetler, başta eğitim ve sağlık olmak üzere derhal başlayacak ve hayat normale dönecek. Dördüncüsü icap ediyorsa buralarda özellikle virane hale geçilmiş ve bir kısmı da terör örgütü tarafından evler birbirini delerek geçildiği için yaşanamaz hale gelen evler var. Yani, birbirlerini tüneller veya duvarları delerek bağlandırılan ve neredeyse kendilerince savaş ortamı sağlayacak şekilde yıkılmış evler var. Bütün bunlar tasfiye edilip hak sahiplerine ev imkanı sağlanacak yeni bir kentsel dönüşüm anlamında çalışma yürütülecek. Bu kesinlikle bazılarının iddia ettiği gibi rant değil en iyi barınak sağlayacak şekilde dönüştürülecek. Burada esnafa ekonomik hayatı canlandırmak üzere ciddi tedbirler aldık, almaya devam edeceğiz. Ekonomik hayat normale dönecek. İnşallah bu süreç tamamlandığında Batı’da ve Orta Anadolu’da veya Karadeniz’de veya Trakya’da herhangi bir ilçemizde hangi hayat şartları oluşmuşsa varsa, bu hayat şartları Doğu’da Güneydoğu’da bu hayat şartları sağlanacak” ifadelerini kullandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bu çerçevede Hakkari ve Şırnak, iki ilimiz, iki güzide ilimiz, buralarda il merkezlerine baktığınızda şehrin doğal gelişimi anlamında şehrin topoğrafyalarına uygun şekilde değiller. Buna mukabil Yüksekova ve Cizre daha düz arazide özellikle Yüksekova, havaalanı da Yüksekova’da olduğu için yine Hakkari il sınırları değişmeden, il merkezinin değişmesi ama bunda Hakkari ve Şırnak’ın da herhangi bir şey kaybetmeden bunun yapılabilmesi için de bir çalışma yürüteceğiz. Biz bir anlamda da şehirlerin doğal gelişimini de göz önünde bulundurmak durumundayız. Bu da bu illerimizde daha etkin kamu hizmetinin sağlanması, daha kolay ulaşım imkanlarının temin edilmesi ve ilçe statüsünde olduğu için terör örgütü bağlamında, güvenlik bağlamında ortaya çıkan zaafların da giderilmesi için böyle bir çalışma yapmaları konusunda arkadaşları talimatlandırdık. Bu çalışmanın neticesinde göre de bu adımları gerektiği zaman gerektiği şekilde atacağız."
Davutoğlu, il statüsü verilmesine dair bir uygulamanın gündemde olmadığını bu iki ilin iç yapısı ile genişletilmesi beklentisinde olunmamasını gerektiğini söyledi. Başbakan İstanbul’da tarihi doku olarak Suriçi ile ilgili bazı tedbirlerin alınabileceğini ancak bunun güvenlik ile değil tarihi dokuyu koruma anlamında olduğunu sözlerine ekledi.
(İHA)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İngiltere’nin başkenti Londra’da basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu. Verimli toplantılar yürütüldüğünü ifade eden Davutoğlu, Londra’daki temaslarını anlattı. Başbakan Davutoğlu, İngiltere Başbakanı David Cameron ile gerçekleştirdiği görüşmeye değindi. Kıbrıs konusunun, Türkiye’nin AB ilişkilerinin ele alındığını 4 Şubatta Donörler toplantısına katılacağını, Cameron’u da Mayıs ayında yapılacak Dünya İnsani Zirvesi’ne davet ettiğini aktardı. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Hakkari ve Şırnak şehir merkezlerinin taşınacağına dair soruya, “Herhangi bir planlama yaparken bütün detayları ele almayı, operasyonun ve yapılan faaliyetin başarısı açısından şart görürüz. Maalesef çözüm sürecinin ana esası olan silahsızlanma konusunda gerekli adımlar atılmaması ve terör örgütünün Temmuz ayında DHKPC ve DEAŞ ile eş zamanlı olarak harekete geçmesi üzerine bildiğiniz gibi bir operasyon başlattık. Huzur ve Demokrasi operasyonu. O zaman 3 aşamalı olarak bunu planladık. Bir, operasyon öncesi yapılacak hazırlıklar. İkincisi operasyon esnasında yapılacak çalışmaların koordinasyonu ve üçüncüsü de sonrası. En kapsamlı operasyonu yapsanız dahi sonrasını planlamamız halinde bir müddet sonra tekrar kaldığınız yerden yeni bir operasyona başlamak zorunda kalabiliyorsunuz. Bu çerçevede operasyonu tamamlandığı ilçelerde bundan sonra atılacak adımlar rehabilitasyon konusunda bir genel perspektif çalışması yaptık. Silopi’de böyle bir durum söz konusu. Operasyon büyük ölçüde tamamlandı. Belki tek tük münferit şeyler olabilir ama Silopi’deki çukurlar kapatıldı, bütün barikatlar kaldırıldı. Zaten talimatımız da buydu. Hiçbir ilçede, hiçbir yerleşim yerinde barikat, çukur olmayacak. Silopi’de bu sağlandı ve bu anlamda operasyon başarı ile sağlandı. Operasyon esnasında güvenlik birimlerimiz son derece iyi bir koordinasyon yürüttüler. Silopi’de birkaç gün daha, sokağa çıkma yasağı kaldırılacak ancak akşamları, belli saatlerde uygulanarak Silopi’de bütün mahallelerinde, sokaklarında güvenliği sağlayacak yeni bir güvenlik yapılanmasına gideceğiz. Yani nerelerde güvenlik birimlerine ihtiyaç var, karakola ihtiyaç var veya devriyeyi birimlere ihtiyaç var bir daha bu sokaklar terör örgütünün insafına terk edilmeyecek” dedi.
“YENİ BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM ANLAMINDA ÇALIŞMA YÜRÜTÜLECEK”
Bu durumun Sur ve Cizre de geçerli olduğunu aktaran Başbakan, “İnşallah yakında oradaki operasyonları da tamamlarız. Temizlenecek bunun hiçbir alternatifi yok. Kim ne derse desin, kim ne yazarsa yazsın Türkiye’de hiçbir sokağı, mahalleyi terör örgütünün insafına terk etmeyiz. Bunu herkes bilmeli. Bu güvenlik tedbirlerinin yanında restorasyon çalışması yapılacak. Kamu binaları, tarihi eserler, en ufak zarar gören tarihi eserler hepsi restore edilecek, pırıl pırıl yapılacak. Üçüncüsü sosyal ve hizmetler, başta eğitim ve sağlık olmak üzere derhal başlayacak ve hayat normale dönecek. Dördüncüsü icap ediyorsa buralarda özellikle virane hale geçilmiş ve bir kısmı da terör örgütü tarafından evler birbirini delerek geçildiği için yaşanamaz hale gelen evler var. Yani, birbirlerini tüneller veya duvarları delerek bağlandırılan ve neredeyse kendilerince savaş ortamı sağlayacak şekilde yıkılmış evler var. Bütün bunlar tasfiye edilip hak sahiplerine ev imkanı sağlanacak yeni bir kentsel dönüşüm anlamında çalışma yürütülecek. Bu kesinlikle bazılarının iddia ettiği gibi rant değil en iyi barınak sağlayacak şekilde dönüştürülecek. Burada esnafa ekonomik hayatı canlandırmak üzere ciddi tedbirler aldık, almaya devam edeceğiz. Ekonomik hayat normale dönecek. İnşallah bu süreç tamamlandığında Batı’da ve Orta Anadolu’da veya Karadeniz’de veya Trakya’da herhangi bir ilçemizde hangi hayat şartları oluşmuşsa varsa, bu hayat şartları Doğu’da Güneydoğu’da bu hayat şartları sağlanacak” ifadelerini kullandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Bu çerçevede Hakkari ve Şırnak, iki ilimiz, iki güzide ilimiz, buralarda il merkezlerine baktığınızda şehrin doğal gelişimi anlamında şehrin topoğrafyalarına uygun şekilde değiller. Buna mukabil Yüksekova ve Cizre daha düz arazide özellikle Yüksekova, havaalanı da Yüksekova’da olduğu için yine Hakkari il sınırları değişmeden, il merkezinin değişmesi ama bunda Hakkari ve Şırnak’ın da herhangi bir şey kaybetmeden bunun yapılabilmesi için de bir çalışma yürüteceğiz. Biz bir anlamda da şehirlerin doğal gelişimini de göz önünde bulundurmak durumundayız. Bu da bu illerimizde daha etkin kamu hizmetinin sağlanması, daha kolay ulaşım imkanlarının temin edilmesi ve ilçe statüsünde olduğu için terör örgütü bağlamında, güvenlik bağlamında ortaya çıkan zaafların da giderilmesi için böyle bir çalışma yapmaları konusunda arkadaşları talimatlandırdık. Bu çalışmanın neticesinde göre de bu adımları gerektiği zaman gerektiği şekilde atacağız."
Davutoğlu, il statüsü verilmesine dair bir uygulamanın gündemde olmadığını bu iki ilin iç yapısı ile genişletilmesi beklentisinde olunmamasını gerektiğini söyledi. Başbakan İstanbul’da tarihi doku olarak Suriçi ile ilgili bazı tedbirlerin alınabileceğini ancak bunun güvenlik ile değil tarihi dokuyu koruma anlamında olduğunu sözlerine ekledi.
(İHA)
