Genel

'İkna odasını hatırladığım zaman hala çok kötü oluyorum'

Dr. Arzu Tatlı, başı açık fotoğraf vermediği için ikna odasına çağrıldığını, hocaları tarafından çeşitli baskılara maruz kaldığını belirterek, ''Hepsi 'Seni asla okutmayacağız. Hatta Türkiye'de yaşatmayacağız' gibi sözlerle tehdit edildiğini anlattı.

'İkna odasını hatırladığım zaman hala çok kötü oluyorum'
22-02-2018 16:28

Ä°STANBUL (AA) - Zeynep RakipoÄŸlu - 28 Åžubat döneminde okuduÄŸu Ä°stanbul Üniversitesi (Ä°Ü) Çapa Tıp Fakültesi'nden baÅŸörtüsünü açmadığı gerekçesiyle atılan Dr. Arzu Tatlı, başı açık fotoÄŸraf vermediÄŸi için ikna odasına çaÄŸrıldığını, baÅŸörtüsünü kendi tercihi olduÄŸunu ve açmayacağını söylemesi üzerine hocaları tarafından çeÅŸitli baskılara maruz kaldığını belirterek, ''Hepsi 'Seni asla okutmayacağız. Hatta Türkiye'de yaÅŸatmayacağız. Bu senin sonun olacak. Yanlış yoldasın.' gibi sözlerle ciddi bir ÅŸekilde tehdit ettiler. Çok korktum. Ä°kna odasını hatırladığım zaman hala çok kötü oluyorum.'' dedi.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Tatlı, üniversitenin birinci sınıfında sadece ilk dönemi okuyabildiÄŸini, baÅŸörtüsü yasağının gelmesiyle ikinci dönemde ciddi problemlerle karşılaÅŸtığını anlattı.

Tatlı, baÅŸörtüsüyle ilgili ilk problemin fizik dersinde hocasının bir çan eÄŸrisi çizerek ''Siz ortada kalmaya çalışın. Kenarlarda kalanlar azınlıktır. Dersin sonunda size bir ÅŸey anlatacağım.'' sözüyle baÅŸladığını aktararak, ''Biz CerrahpaÅŸa'da ve bazı yerlerde yasak baÅŸladığı için bu tarz bir ÅŸey söyleyeceÄŸini bekledik. Hatta ben bayağı bir korkarak bekledim dersin sonuna kadar. Dersin sonunda bundan sonra derse baÅŸörtülü olarak giremeyeceÄŸimizi söyledi. Hocanın yanına giderek kanunlarda böyle bir ÅŸey olmadığını söyledik ve derdimizi anlatmaya çalıştık. 'Kazandık, hak ettik, devam edeceÄŸiz.' dedik ama hiçbir ÅŸekilde dinlemedi.'' diye konuÅŸtu.

Git gide baskının dozunun arttığını vurgulayan Tatlı, baÅŸörtülü öÄŸrencilerin ilk baÅŸta öÄŸretmenleri sonrasında ise polisler tarafından derslerden çıkarılmaya baÅŸladığını belirterek, okulun kapısında bekleyen polislerin kendilerini içeri almadığını kaydetti.

Uzunca bir zaman derslere girmek için mücadele ettiklerini, sınıfların ve sınav zamanlarında amfilerin kapısında beklediklerini anlatan Tatlı, ÅŸöyle devam etti:

''ArkadaÅŸlarımızla bir araya gelerek neler yapabileceÄŸimizi konuÅŸmaya baÅŸladık. Bunun bu ÅŸekilde çözülemeyeceÄŸini ve uzun bir süreç olacağını fark ettikten sonra sesimizi duyurmak istedik. ÇeÅŸitli eylemler yapmaya baÅŸladık. Daha büyük bir ÅŸeyler yapılması gerektiÄŸine karar verdik. Sesimiz daha çok duyulsun diye çünkü duyulmadığını fark ettik. Beyaz YürüyüÅŸ'le önlüklerimizi giyip Ankara'ya kadar yürüdük. 'El Ele' eylemini organize ettik. Milyonlarca kiÅŸi el ele tutuÅŸtu. Bütün bunlarda hiçbir sonuç alamadık. Karamsar bir tablo vardı. Bir ÅŸey yapılamayacağını söylüyorlardı.''

Dr. Tatlı, El Ele eyleminden sonra daha da ciddi bir sürecin baÅŸladığını ve eylem katılan herkesin Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nde (DGM) yargılandıklarına iÅŸaret ederek, 'BaÅŸörtülü ve baÅŸörtüsüz ayrımı yaparak halkı kin ve bölücülüÄŸe teÅŸvik etmek' suçundan yargılandığına dikkati çekti.

''Çok sıkıştırdılar ve zangır zangır titredim''

Üniversiteye ikinci dönem kaydını yaptırmak için gittiÄŸinde kayıt masalarının arkasında kitaplıkların içinde oluÅŸturulmuÅŸ küçük bir odayla karşılaÅŸtığını anlatan Tatlı, sözlerini ÅŸöyle sürdürdü:

''Orada da hocalar oturuyordu. Başı açık fotoÄŸraf vermeyenleri ikna odasına çağırıyorlardı. Çağırdılar, gittim. Beni oturttular. Hepsi böyle önce 'canım cicimle' baÅŸladılar. 'Çok güzelsin, çok tatlısın. Mutlaka bu konuda (baÅŸörtüsü) ailen seni zorluyordur. Biz sana yardım edeceÄŸiz. Burs vereceÄŸiz. Kurtaracağız seni.' dediler. Ben de aksine babamın açmam için çok baskı yaptığını ama bunun benim tercihim olduÄŸunu ve açmayacağımı söylediÄŸim zaman çok ciddi bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸtiler. Hepsi 'Seni asla okutmayacağız. Hatta Türkiye'de yaÅŸatmayacağız. Bu senin sonun olacak. Yanlış yoldasın.' gibi sözlerle ciddi bir ÅŸekilde tehdit ettiler. Çok korktum. Ä°kna odasını hatırladığım zaman hala çok kötü oluyorum. Çok sıkıştırdılar ve zangır zangır titredim. En son böyle oradan nasıl kaçacağımı düÅŸünüyordum. Tehditleri bittikten sonra beni gönderdiler.''

Hocaların, eylemler sırasında gözlerine kestirdikleri baÅŸörtülü öÄŸrencileri odalarına çağırdıklarını ifade eden Tatlı, ''Ä°lginç bir ÅŸekilde benim başımdaki iÄŸnemin renginden hangi cemaatten olduÄŸumu falan söylüyorlardı. Başına taktığın iÄŸnenin rengiyle yani... Kendi kafalarında birtakım teoriler kurmuÅŸlardı.'' diye konuÅŸtu.

''Radikalsiniz, teröristsiniz' gibi bize karşı sert tavırlar baÅŸladı''

Arzu Tatlı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 'baÅŸörtüsü füruattır' lafından sonra baÅŸörtülü öÄŸrencilerin büyük bir kısmının açıldığına dikkati çekerek, ''O dönem Çapa'da 40'a yakın baÅŸörtülü öÄŸrenci vardı. O sözle ertesi gün sadece 10 baÅŸörtülü öÄŸrenci kaldı. Ciddi bir ÅŸekilde açılma oldu. Bu da bizi terörist gibi yaptı. 'Onlar açıyor. Aynı dine inanıyorsunuz. Onlar yapıyorken, siz niye yapmıyorsunuz? Sizin derdiniz baÅŸka. Siz siyaset düÅŸünüyorsunuz, radikalsiniz, teröristsiniz.' gibi bize karşı sert tavırlar baÅŸladı. Çünkü bize inanmıyorlardı. Onların yapabildiÄŸi bir ÅŸeyi bizim de yapabileceÄŸimizi düÅŸünüyorlardı. Açılanlar niye baÅŸörtüsünü çıkardıklarıyla ilgili hiçbir açıklama yapmadılar. Direkt çıkardılar ve bizden uzak durdular. Bizimle görünmek birçok kiÅŸi için tehlikeli gibi görülüyordu. Normalde konuÅŸtuÄŸumuz birçok arkadaşımız bizim yanımız gelmemeye baÅŸladı. Bizimle anılmaktan korkuyorlardı.'' ifadelerini kullandı.

Ertesi sene kayıt için tekrar okula gittiÄŸini fakat kaydını yaptıramadığını aktaran Tatlı, arkadaşının okumak için Almanya'ya gidebileceklerini söylemesi üzerine vize baÅŸvurusunda bulunduÄŸunu ve kabul edildiÄŸini anlattı.

''Babam baÅŸörtümü açmam konusunda baskı yaptı''

Anadolu'da gariban bir ailenin çocuÄŸu olduÄŸunu ve çok zor ÅŸartlarda okuduÄŸunu vurgulayan Tatlı, ÅŸunları kaydetti:

''Babam baÅŸörtümü açmam konusunda ciddi bir ÅŸekilde baskı yapıyordu. O kadar zor ÅŸartlarda okudum ki... Yatalak babaannem var, ev kalabalık. Balkonda ders çalıştığımı bilirim. Gece kalkıp sobanın başında ders çalışıyordum. Çünkü ders çalışmak için yer ve imkan yok. Bu ÅŸartlarda okutmaya çalıştığı kızının hayalleri yıkılınca o da çok ciddi baskı yaptı. Hatta istanbul'a bile geldi başımı açtırmak için. Onların umutları, hayalleri vardı ama benim de vardı. Bir ÅŸekilde ikna edip geri gönderdim. Bayağı bir sıkıntılı oldu. En son Beyaz YürüyüÅŸ'e de benimle gelmiÅŸti. 'Bak bu olmuyor' dedi. Ben de olmazsa yurt dışına çıkabileceÄŸimi söyledim. Bu, onu bir dönem rahatlattı.''

Ertesi sene kayıt için tekrar okula gittiÄŸini fakat kaydını yaptıramadığını aktaran Tatlı, arkadaşının okumak için Almanya'ya gidebileceklerini söylemesi üzerine vize baÅŸvurusunda bulunduÄŸunu ve kabul edildiÄŸini anlattı.

Tek başına tanımadığı, bilmediÄŸi bir ülkeye gittiÄŸini ve çok fazla zorluk çektiÄŸini belirten Tatlı, ''Orada da çok zor süreç yaÅŸadım. Aç susuz kaldığım zamanlar oldu. Åžu anki gibi imkanlar yok. Annemi babamı bile arayamıyorum. Kimsesiz kaldığım, aylarca konuÅŸmadığım zamanlar oldu. Sürekli kendi kendime ve arkadaÅŸlarıma mektuplar yazıyordum. Dil olayını çözdükten sonra yaklaşık bir seneyi geçti, sonra üniversiteye baÅŸladım. Burada 2 sene kaybım vardı, orada da 1 buçuk sene kadar dilden dolayı oldu.'' ÅŸeklinde konuÅŸtu.

Tatlı, 2008'de Türkiye'ye döndükten sonra Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediyesi Kadın Aile SaÄŸlığı Merkezi'nde iÅŸe baÅŸladığını, ÅŸu anda ise Esenler'de bir saÄŸlık ocağında aile hekimliÄŸi yaptığını söyledi.

''Çocuklarımın böyle bir ÅŸey yaÅŸama ihtimali beni çok korkutuyor''

BaÅŸörtüsü yasağının baÅŸlamasını ardından 1980'lerde yasakları yaÅŸayan kiÅŸilerin yanlarına gelerek ''10 yılda bir Türkiye'de düzen deÄŸiÅŸir. Biz okulumuzu tamamladık hatta uzmanlığımı Çapa'da yaptım.'' sözlerinden sonra umutlandığını dile getiren Tatlı, ''Yıllarca bir gün döneceÄŸimi, her ÅŸeyin güzel olacağını hayal ettim. Türkiye'de kalan arkadaÅŸların okula dönüÅŸü 20 yıla yakın olunca, ben o dönem 'Herhalde bu sefer olmayacak' diye düÅŸündüm. Bu sefer bayağı uzun sürdü.'' dedi.

Bir çok ÅŸeyi hatırlamak istemediÄŸini belirten Tatlı, 28 Åžubat süreci ve sonrasında çok yıprandığı, o günleri hatırladıkça kötü olduÄŸunu dile getirdi.

Tatlı, geri dönüp baktığında sadece okula girememeyi deÄŸil birçok acıyı birden yaÅŸadığını vurgulayarak, ''Benim de 4 kızım var. Onlar büyüyüp kapandıktan sonra onların rahatlıklarını görüyorum. YaÅŸadığım ÅŸeyi kabullenemiyorlar, algılayamıyorlar. Onlar için baÅŸörtüsü çok doÄŸal bir tercih ve doÄŸal bir ÅŸekilde yaÅŸanması gerekiyor. Çocuklarımın böyle bir ÅŸey yaÅŸama ihtimali beni çok korkutuyor. Çünkü nasıl zor bir süreç olduÄŸunu çok iyi biliyorum. Ne kadar yıprattığını biliyorum. Rabbim bir daha böyle ÅŸeyler yaÅŸatmasın. Kızlarım büyüdüÄŸü zaman böyle ÅŸeylerle imtihan olmayayım.'' diye sözlerini tamamladı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER