Kaliteli ve özenli basımlarıyla nitelikli kitapları birbiri ardınca okuyucu ile buluşturan Mahya Yayıncılık’tan iki yeni kitap daha geldi.
Biri, Yüksel Kanar imzası ile "“Avrupa barbarlığının küreselleşmesi” alt başlığında Batı'nın barbarlığını ortaya sererken ikincisi, çok geniş bir coğrafyada hüküm süren ve tek bir hanedan tarafından altı yüzyıl boyunca yönetilen yegâne imparatorluk olarak "Osmanlı'da Felsefe, Tasavvuf ve Bilim"e dikkat çekiyor.
İşte yan yana ve birlikte okunsun diye birlikte gelen o iki kitap hakkındaki “tanıtım” yazıları ve kitapların künyesi:
BATI’NIN DOĞU’SU
Batı’nın yegâne uygarlığı, bugünkü bildiğimiz uygarlıktır. Bunun dışında, tarih boyunca herhangi bir uygarlık geliştirememiştir. İncelendiğinde, Batı olarak kabul edilen coğrafyada, yani kuzey yarımkürenin kırkıncı enleminin üstünde herhangi bir uygarlığın kurulduğuna tanık olmuyoruz.
Tarihçiler bu bölgeyi “barbar”ların yurdu olarak tanımlarlar.
Çok ilginçtir ki, Avrupa, dünyanın gelişme çizgisini sürekli olarak bu barbarlık çizgisine çekerek engellemeye çalışmış, kendisi ortaya bir şey koyamadığı gibi, başkalarının koyduğu uygarlık değerlerini kabul etmeye yanaşmamış ve hele hele onları alma yeteneğini asla gösterememiştir.
Bu bakımdan Avrupa’da, ortak insanî değerlerin de özümsendiği evrensel kabule dayalı bir gelişme ortaya çıkmamıştır.
Avrupa uygarlığının özünü, kendi barbar kimliğini zor kullanarak dayatması olarak tanımlayabiliriz.
Bu uygarlığa girmek mümkün değildir; hem daha üstün uygarlıkların sahipleri açısından, hem de Batı’nın kendi dışındakileri buna sokmak istememeleri açısından.
O, başkalarını kendi uygarlığına dâhil etmek için değil, kayıtsız şartsız ona itaat etmek için çağırır ve bunun için, genellikle kaba güç başta olmak üzere her türlü aracı kullanır.
Kitabımızın alt başlığı olan “Avrupa barbarlığının küreselleşmesi”, onun bu özelliğinin vurgulanmasını ifâde eder.
Batılı düşüncelerin bütün dünya çapında yaygınlaşması ve neredeyse tüm etkili çevrelerde sorgusuz kabul görmesi, gerçekte kitapta ayrıntılı olarak vurguladığımız Avrupa barbarlığının kendini zora ve aldatmaya dayalı biçimde küreselleşmesi yüzündendir.
KİTABIN KÜNYESİ:
Barkod-ISBN 9786055222406
Kitap Adı BATI’NIN DOĞU’SU
Yayınevi Mahya Yayıncılık
Yazar Yüksel Kanar
Tasarım Step Ajans
Baskı Tarihi Ekim 2016
Kaçıncı Baskı 1.
Sayfa 304
Ebat 16 x 23 cm
Kağıt Ivory
Kapak Kuşe Kapak
Fiyat 25,00TL
:
VE BİR KİTAP DAHA…
:
Osmanlı’da Felsefe, Tasavvuf ve Bilim
İnsanlık tarihinin şahitlik ettiği, çok geniş bir coğrafyada hüküm süren ve tek bir hanedan tarafından altı yüzyıl boyunca yönetilen yegâne imparatorluk olan Osmanlı Devleti, hem içinden çıktığı İslam medeniyetinin hem de genişlemesi sırasında kendi yönetimi altına dâhil ettiği öteki medeniyetlerin -Roma/Bizans’ın- vârisi olmuştur.
Kültürel anlamda Moğol istilasının yol açtığı yıkımlardan yeni yeni kendisini kurtarmaya başlayan ve bazıları tarafından İslam’ın II. Klasik Dönemi olarak isimlendirilen zaman diliminin başlangıcında tarih sahnesine çıkmıştır.
Bu bağlamda kültürel olarak, daha ziyade, kendisinin her bakımından devamı olduğu Anadolu Selçukluları’nın birikimi üzerine oturmuş; devletin sınırları genişlediği ve maddi zenginlikler arttığı ölçüde İslam coğrafyasının farklı bölgelerinden ulemayı da kendisine çekmeye başlamıştır.
Dolayısıyla Osmanlı, İslam kültür havzasının yeni bir parçasını oluştururken her şeye yeniden başlamak zorunda kalmamış, devraldığı Selçuklu birikimiyle kurduğu ilişkinin yanı sıra hem az önce zikredilen dışarıdan gelen ulema hem de dönemin seçkin eğitim ve entelektüel merkezleri olan yerlere (Mısır, Orta Asya, İran) gönderdiği talebelerle söz konusu havzayla olan bağını sürdürmüştür.
Devletin entelektüel ve ilmî hayatını şekillendirenler de, önceki geleneğin taşıyıcısı ve İznik’teki ilk medrese olan Orhan Gazi Medresesi ve ondan sonra inşa edilen Süleyman Paşa Medresesi’nde ders veren başta Davud-ı Kayserî olmak üzere Taceddin el-Kürdî, Alaeddin el-Esved, Halil el-Cenderî (Çandarlı) gibi hocalar ve buradan yetişen Molla Fenârî ve Kutbuddin İznikî gibi ulema olmuştur.
Bu gelenek ve onun ortaya koyduğu entelektüel ve ilmî hayat hakkında yakın zamanlarda hem Batı’da hem de Türkiye’de başlayan akademik faaliyetler gittikçe artarak devam etmektedir.
Ancak şimdiye kadar yapılanların onun bir iskeletini ortaya koyacak sayıda olduğunu söylemek bile mümkün değildir.
Bunun en önemli göstergesi, konuyla alakalı olarak yapılan çalışmaların hâlâ parmakla sayılacak kadar az olmasıdır.
Dolayısıyla Osmanlı entelektüel ve ilmî hayatının her yönüyle ortaya konulabilmesi için daha çok akademisyenin himmetine ihtiyaç vardır.
Kaldı ki bu himmete, yalnızca entelektüel ve bilimsel hayat için değil, Osmanlı Dönemi’nin tarih, iktisat, toplum, hukuk, din, uluslararası ilişkiler, bürokrasi, eğitim vs. gibi konuları için de ihtiyaç bulunmaktadır.
“Osmanlıda Felsefe, Tasavvuf ve Bilim” başlıklı bu kitap, yukarıda ifade edilen maksada uygun yeni çalışmalara bir zemin teşkil etmesi amacıyla Uluslararası Osmanlı Araştırmaları Kongresi’nde sunulan tebliğlerden başlığa yansıtılan konularla ilgili olanlarından seçilerek hazırlanmıştır.
KİTABIN KÜNYESİ:
Barkod-ISBN: 9786055222413
Kitap Adı: Osmanlı’da
Felsefe, Tasavvuf ve Bilim
Yayınevi: Mahya Yayıncılık
Editörler: Fuat Aydın
Mükerrem Bedizel Aydın
Prof. Dr. Taha Cabir Alvani
Tasarım: Step Ajans
Baskı Tarihi: Ekim 2016
Kaçıncı Baskı: 1.
Sayfa 368
Ebat: 16 x 23 cm
Kağıt: Ivory
Kapak: Kuşe Kapak
Fiyat 30,00TL
***
Mahya’gan daha önce çıkan ve burada tanıtımı yer alan diğer kitaplar:
Atasoy Müftüoğlu’nun yeni kitabı Mahya’dan: TARİHİN TAŞRASINDA YAŞAMAK
:
Mahya’dan iki kitap daha: Vahyi ve Kainatı Birlikte Okumak, Osmanlı Üzerine Konuşmalar
:
Mahya'dan 3 önemli kitap daha!
:
Mahya'dan yeni basım: DÜŞÜNCE TARİHİNDE TANRI SORUNU
:
“Kudüs Komplosu“ ve çok önemli bir soru: “İsa Kimdi?“ İşte cevap!
:
Mahya Yayıncılık, Tel: 0212 441 16 47, e-posta: info@mahyayayincilik.com.tr
:
dikGAZETE.com