Siyaset

İçişleri Bakanı Soylu: İftira sahibinin yaptığı PKK'ya, terör örgütüne koruma sağlamaktır

İçişleri Bakanı Soylu, TTB Başkanı Fincancı'nın, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik iddialarına ilişkin, "Bu iftira sahibinin yaptığı PKK'ya, terör örgütüne bir koruma sağlamaktır ve bunu ilk kez de yapıyor değil." dedi.

İçişleri Bakanı Soylu: İftira sahibinin yaptığı PKK'ya, terör örgütüne koruma sağlamaktır
20-10-2022 21:39
Muğla

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yönelik iddialarına ilişkin, "Bu iftira sahibinin yaptığı PKK'ya, terör örgütüne bir koruma sağlamaktır ve bunu ilk kez de yapıyor değil. Bunu defalarca ortaya koydular." dedi.

Soylu, Fethiye'de bir otelde düzenlenen, Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığının 2022 Yılı İnceleme ve Değerlendirme Toplantısında, sabah katıldığı Göç Kurulu Toplantısında, göç çalışmaları üzerine değerlendirmeler yaptıklarını anlattı.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Osmanlı'nın eski topraklarında kurulan ülkelerin hemen hemen hepsinde ciddi bir istikrarsızlık ve savrulma olduğunu ifade eden Soylu, Afrika'da önemli petrol ve elmas yataklarına sahip ülkelerin vatandaşlarının da kendilerini göç yolunda bulduğunu kaydetti.

Soylu, "Darbelerle, terörle bunu yapmaya çalıştılar. Mesele sadece ülkenin zenginliğinin veya ülkenin fakirliğinin olup olmamasıyla ilgili değildir. Türkiye 40 yıl terörle mücadele etti. 60 yıldır da darbeci vesayet yapılarıyla kıran kırana mücadele veriyor. Bu ülke petrol zengini değil, elmas madenleri yok. Peki bunu nasıl başarmaktadır? İfade etmeliyim ki Cumhurbaşkanlığı forsunda bulunan 16 Türk devletinin ilk başlangıcından süzüp getirdiği bir akılla, gelenekle bunu yapmaktadır." diye konuştu.

Kolluk kuvvetlerinden kamu kurum kuruluşlarına kadar birçok kurumun 200 yıla yakın ömrü olduğunu vurgulayan Soylu, bazılarının bu kurumlara sürekli attığı iftiraların işe yaramayacağını dile getirdi.

"Bu alçakça iftirayı atıp PKK'nın propagandasını yapmaya yeltendi"

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın Türk devletine, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne iftira attığını belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Bu alçakça iftirayı atıp PKK'nın propagandasını yapmaya yeltendi. Aslında bu coğrafya böyle bir şeyi daha önce bizim ordumuzdan değil, geleneği olmayan devletlerin ordularından ve korumaya çalıştığı terör örgütlerinden gördü. Jandarma, asker, polis, kanun ve hukuk çerçevesinde hareket eden, kurum disiplini olan yapılardır. İllegal işlerin, insanlık dışı işlerin bu yapılarda yeri olmaz. Bu iftira sahibinin yaptığı PKK'ya, terör örgütüne bir koruma sağlamaktır ve bunu ilk kez de yapıyor değil. Bunu defalarca ortaya koydular. Türk devletinin içeriden ve dışarıdan nasıl saldırılara muhatap olduğuna sizler şahitsiniz. Sizler defaatle bunu gördünüz ve bunu yaşıyorsunuz. Sadece o değil. O ortaya çıkınca hep beraber gördük ki koro sesini topyekün yükseltmeye başladı. Çünkü terörle mücadelemiz sadece terör örgütlerini değil, terör örgütlerinin destekçilerini de rahatsız etmektedir. Avrupa ve Amerika gücü yetmeyince operasyon çocuklarını devreye sokmaktadır."

Soylu, iftira girişiminin, yabancılardan, içerideki ihanet çetelerine kadar Türkiye'nin karşısındaki ittifakla nasıl irtibatta olduklarının da net bir göstergesi olduğunu söyledi.

"Türk Tabipler Birliği kurumunun başında böyle bir müfterinin, ülke ve millet düşmanının bulunması milletin kanına dokunmaktadır." diyen Soylu, "Terör örgütünü isim vermeden, kırıp dökmeden sözde kınayanlar, Türkiye'ye yapılan bu iftiraya bakalım ne diyecekler. Tam da bugün onun bir sınavı ve bir imtihanı. Bu coğrafyada herkes için o kadar çok imtihan var ki, samimiyetsizler bu imtihanlarla her zaman yüz yüze kalacaklar." ifadelerini kullandı.

Soylu, Yunanistan'a göçte uyguladığı şiddet konusunda tek söz söyleyemeyenlerin, kendi ordularına yapılan iftiraya da sessiz kalacaklarına hep birlikte şahitlik edeceklerini belirtti.

Yunanistan'ın yaptığı geri itme zulmünün "çiğ bir devlet olmasından kaynaklandığını" belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Kolluk birimlerimiz, ordumuz, bu ülkenin bayrağını, toprağını, özgürlüğünü korur ama sizlerin omuzlarında da bu devletin geleneğini, tarihi, aklı, karakteri koruma yükümlülüğü vardır. Sizler ve sizden öncekiler bugüne kadar sebat ettiniz, nöbet yerini terk etmediniz. FETÖ gibi ihanet çetelerine rağmen vesayet akıllarına rağmen terk etmediniz. Bu devleti bir çadır devleti haline getirmek isteyenlere birilerinin müstemlekesi yapmak isteyenlere, müsaade etmediniz. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreçlerinde bu devlet geleneği FETÖ'nün saldırısına maruz kalmışken, Mülkiye Teftiş Kurulumuz ağır bir sorumluluk yüklenmiştir. FETÖ ile mücadele kapsamında, İçişleri Bakanlığı ve bağlı kuruluşlardaki 473 soruşturma sonucunda, 27 bin 166 personel hakkında düzenlenen 1993 raporda mülkiye müfettişlerimizin imzası vardır. Zor bir dönemdi, fedakarlık gerektiren bir dönemdi ve bu kurum bu fedakarlığı hakkıyla yerine getirmiştir. Allah sizlerden razı olsun. Sizlerin her birine tek tek teşekkür etmek istiyorum. Halihazırda 177 mülkiye müfettişimiz var. Bu kurumun sayısının artırılması kolay değil. Bir mülkiye müfettişinin yetişmesi meslekte pişmesi zaman ve emek isteyen bir meseledir."

Soylu, mülkiye müfettişliğinin başından itibaren usta çırak alışkanlığını devam ettiren bir meslek olduğunu ifade etti.

15 Temmuz süreci öncesi ve sonrasındaki görev yoğunluğu yaşandığını belirten Soylu, bu yıl 56 mülkiye müfettişinin 271 teftişi gerçekleştirdiğini ve teftişler sonucunda 273 rapor düzenlendiğini bildirdi.

Amaçlarının sadece ceza vermek olmadığını, rehberliğin de en önemli görevleri arasında bulunduğunu belirten Soylu, şunları kaydetti:

"En iyi, doğru, güzel, iyi uygulama örneklerini bir vesile ile ifade etmeye yönelik bir rehberlik, bir tecrübeyi, bilgiyi, deneyimi ortaya koyan anlayışın ta kendisidir. Terör örgütünün talimatlarıyla yönetilen belediyelerde hep beraber bunu gördük. Yine orada da büyük bir gayret ortaya koydunuz. Türk devletinin, bu milletin karşı karşıya kaldığı büyük bir tehlikeden o belediyelerimizi, mağdur ettiği vatandaşlarımızı koruduk. Yani vergi verecek ama hizmet alamayacak vatandaşlarımız. Hizmet nereye gidecek? Para nereye gidecek? Dağa ve terör örgütüne doğru gidecek. Burada da Mülkiye Teftiş Kurulu'nun ortaya koymuş olduğu büyük kararlılık hepimiz açısından önem taşımaktadır. Bütün bunlarla birlikte ortaya konulan adımlar takdire değerdir. Keza yenilikçi adımlar var. Özellikle 2019 yılında başladığımız Kolluk Gözetim Komisyonu var. Mülkiye Teftiş Kurulu'nun sekreterliğini yürüttüğü Kolluk Gözetim Komisyonu'nun faaliyete geçmesiyle birlikte kolluk personeli hakkındaki şikayetler kayıt altına alınmaya ve izlenmeye başlanmıştır. Bu kapsamda merkezi kayıt sistemine yaklaşık 196 bin kolluk personeli hakkında 146 bin başvuru kaydı yapılmış. Bakanlık birimlerimizin özellikle stratejik planlarımıza mevzuata uygun çalışmalarını temin etmek için personel intiharından uyuşturucuyla mücadeleye, kadına yönelik şiddetten otoyollarda hız kontrolüne kadar pek çok konuda inceleme ve araştırma çalışmaları yürütülmüştür.

Soylu, ülkede milyonlarca erkeğe, kadına şiddet konusunda bilgi verdiklerini, uyuşturucuyla mücadelede özellikle çocuk ve gençlere bunun sonucunun nereye varabileceğine yönelik programlar yaptıklarını söyledi.

Sadece "olay olsun ve olduktan sonra da aydınlatmaya çalışalım" gibi bir mantık içerisinde olmadıklarını belirten Soylu, "Bazen birçok kampanyayı bir arada yürütüyoruz. Geçen yıl neredeyse 50 milyona yakın AFAD eğitim kampanyası yaptık. Bu yıl yine 60 bin AFAD tatbikatı yaptık, gerçekleştirdik ve devam ediyoruz. Bunlar ülkede ilk kez gerçekleştirilen tatbikatlar. İlk kez bazı kurumların bir araya gelerek gerçekleştirdiği tatbikatlar. Bunlar bir taraftan devlet mekanizmasının, kurumlarımızın, milletimizin bu konularla karşı karşıyla kaldığında nasıl hareket edeceğimizi ortaya koyuyor ve farkındalık da oluşturmaya çalışıyor. Mekanizmanın işlemesini sağlıyoruz." diye konuştu.

Bundan sonraki çalışmalarının da aynı azim ve kararlılıkla devam edeceğini vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:

"Biz Cumhuriyet'in birinci asrının çocuklarıyız. Ama bir farkımız var. Şimdi Cumhuriyet'in ikinci asrını da Allah nasip ederse hep beraber göreceğiz. Bize Cumhuriyet'in birinci asrını emanet edenlere, bu ülkeyi kuranlara, bu ülkenin özgürlük ve hürriyet mücadelesini verenlere dua ediyoruz. Bize bir bilanço bıraktılar. Yok edilmeye çalışılan bir ülkenin nasıl bağımsızlığına ulaşabileceğinin bir bilançosunu bıraktılar. Biz de nesil olarak, gelecek nesillerimize Cumhuriyet'in birinci asrının bilançosunu bırakacağız. Güçlü bir devlet, büyük bir Türkiye, etrafındaki coğrafya ve dünyadaki ilgi alanlarını etki alanlarına döndürmüş bir Türkiye, haksızlıklara meydan okuyan bir ülke var. Kişi başına gelir seviyesi 2 bin dolardan 10 bin dolara çıkarsa da komşuluğunu, tarihsel duruşunu, medeniyet değerlerini, milli duruşunu unutmayan bir Türkiye var. Gün geçtikçe altyapısını tamamen yapıp bitiren bir Türkiye var. 21. yüzyılın, geleceğin altyapısını gelecek nesillere ve geleceğin Türkiye'sine hazırlayan bir ülke, bir bilanço bırakacağız. 100 yıl sonra dönüp diyecekler ki, etrafındaki coğrafyada Suriye, Irak, Yemen, Libya, Lübnan, İran, Afganistan, Pakistan gibi sürekli istikrarsızlaştırılmak istenen ülkeler varken, ABD ve Avrupa'nın burnunu hiç çıkarmadığı Balkanlar varken Türkiye, sürekli kendi trendini yukarı doğru götüren, dünyada herhangi bir problem olduğu zaman bu problemin çözümü için kendisine müracaat edilen bir ülke oldu."

Türkiye'nin, kim ne derse desin terör koridoru oluşturmak isteyenlere müsaade etmeyeceğine dikkati çeken Soylu, ambargolardan yılmayan bir Türkiye tablosunun birinci asrın bilançosu olacağını söyledi.

Soylu, amaçlarının 100 yıl sonra bakıldığında, bir gurur abidesi olarak Türkiye'yi yapabileceklerinin en üst seviyesine taşımak olduğuna işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"FETÖ'nün devletin en önemli mekanizmasını yok etmek için bütün güçlü devletlerle ittifak halinde Türkiye'ye saldırdığı bir dönemde, Türk Devleti'nin bütün kurumlarını, bütün işleyişini ayakta tutabilmek için ortaya konulan gayreti ve mücadeleyi takdir ediyorum. Bunun tarihimizce de takdir edileceğine inanıyorum. Özellikle etrafımızdaki coğrafyaya ve dünyaya örnek olabilecek bir çalışmayı, işleyişi ve kurumların nasıl bir ülkede meydana getirilebileceğinin örneğini verdiğiniz için herkese teşekkür ediyorum. Yapmak istedikleri devletin ayakta duran mekanizmasını ortadan kaldırabilmekti. Bunu sağlayamadılar ve bunu başaramadılar. Tam tersi daha güçlüsünü tahkim ederek inşallah Cumhuriyet'in ikinci asrında, bizden sonraki nesle hem güçlü bir devleti hem güçlü bir Türkiye'yi hem de bütün dünyaya sözünü hüküm olarak geçirebilecek bir milleti ve altyapısını bırakabilme kabiliyetini hep beraber sağlarız."

Bakan Soylu, konuşmasının ardından toplantıya katılanlar ile hatıra fotoğrafı çektirdi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER