Proje kapsamında halka bilgilendirme toplantısı düzenlenirken, risk altında bulunan 65 yaş üstü, erkek ve özellikle sigara içen kişilere, anevrizma patlama noktasına gelmeden tetkik yaptırmaları çağrısında bulunuldu. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği, ölümcül durumlara yol açabilecek ve sinsi hastalık olarak nitelendirilen Abdominal Aort Anevrizması hastalığıyla ilgili sosyal sorumluluk projesi başlattı. Karın Anadamarı Balonlaşması olarak da bilinen hastalık için "İçinizdeki Balon" adıyla düzenlenen proje kapsamında İzmir Bornova’da hekimler tarafından halkı bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Bornova Belediyesi Nikah Salonu’nda düzenlenen etkinlikte; Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Apaydın ile Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uzm. Dr. Serkan Ertugay konuşma yaptı.
"Sinsi ve ölümcül bir hastalık"
Etkinlikte, hastalık hakkında bilgilendirmede bulunan Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Başkanı ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anıl Apaydın, "Bu hastalık sinsi bir damar büyümesi, yani karın ana damarının balonlaşması. Tıbbi olarak ’Abdominal Aort Anevrizması’ deniyor. Patladığı zaman çok ölümcül tabloya yol açan bir hastalık. Dernek olarak bir farkındalık projesi başlattık. Bu sessizce büyüyen balonlaşmanın patlamadan önce saptanmasına yönelik farkındalık oluşturmak istiyoruz. Bu hastalıkta risk altında olan kişiler; 65 yaş üstü, erkek ve sigara içen kişiler. Hastalık, ultrason yöntemi ile kolaylıkla saptanabiliyor. Eğer balonlaşma var ise çapına göre izlem ya da ameliyat öneriliyor. Balonlaşma yoksa bir daha tetkike gerek kalmıyor" diye konuştu.
"Yüzde 75’inde belirti göstermiyor"
Dünya üzerindeki istatistiklere bakıldığında her 65 erkekten birinde bu hastalığın bulunduğunu kaydeden Apaydın, ABD’de her yıl 200 bin kişide karın ana damarı balonlaşmasının saptandığını belirtti. Bu kişilerin 15 bininde balonlaşmanın patlama riski olduğunu ifade eden Apaydın, "Bunu ülkemiz nüfusuna oranladığımızda yaklaşık 3 bin 600 kişide olduğunu tahmin ediyoruz. Bu hastalık, kişilerin yüzde 75’inde belirti göstermiyor. Sinsice büyüyor. Yüzde 25’inde belli belirsiz karın ağrıları ile kendini gösteriyor. Zonklama tarzında ağrılar olabilir, sırt ağrılarına neden olabilir ama büyük ölçüde hiçbir belirti vermez" dedi.
"Sigarayı bırakın"
Sigaranın, hastalığın riskini büyük oranda artırdığını dile getiren Apaydın, şu uyarılarda bulundu: "Sigara içmek bu hastalıkla o kadar ilintili ki, kişinin ömrü boyunca beş paket sigara içmesi bu hastalığın meydana gelmesinde bir risk oluşturuyor. Aktif sigara içiciliği, bu balonlaşmanın hem büyümesini hem de patlamasını kolaylaştırıyor. Sigarayı bırakmak çok önemli. Sigarayı bıraktığınız andan itibaren bu balonun yırtılması riski belirgin olarak düşüyor."
Tespiti kolay
65 yaş üstü özellikle sigara içen erkeklere seslenen Apaydın, "Bu çok tehlikeli bir hastalık. Sinsice büyüyor ve kişilerin hayatını tehdit ediyor. Tanınması çok kolay. Ameliyat ve girişimle tedavisi mümkün. 65 yaş üstü erkeklerin, özellikle de sigara içiyorlarsa, ailelerinde bu hastalık varsa basit bir görüntüleme yöntemi ile tetkik yaptırmaları gerektiğini söylüyoruz."
Farkındalık oluşturuluyor
Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği Üyesi ve Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uzm. Dr. Serkan Ertugay da, hastalık hakkında farkındalık oluşturmak ve tedavi yöntemlerini anlatmak için dernek olarak çeşitli kampanyalar düzenlediklerini belirtti. Ertugay, "İnsanları bilgilendiriyoruz ve interaktif bir ortam sunuyoruz. Kişileri bu hastalıkla ilgili farkında olmaya davet ediyoruz ve bunla ilgili gerekirse tetkik yapmaya yönlendiriyoruz. Sosyal medya platformlarında insanlarda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Reklam kampanyaları oluşturuyoruz, kampanya videosu hazırlıyoruz" ifadelerini kullandı.
"Patlama noktasına gelmeden tetkik yaptırın"
Kişilerin, anevrizmanın patlama noktasına gelmeden tetkik yaptırması gerektiğini vurgulayan Ertugay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu sayede istemediğimiz yüzde 85’lik ölüm riskini azaltmayı hedefliyoruz. Eğer hasta tetkiki yaptırır ve gerekli olması halinde tedavisini olursa hayati bir riskten kurtulmuş olur. Bilinçli hasta, bir doktor için en iyi hastadır. Hastaların bilinçli olması bizim için çok büyük avantaj."
Ertugay, kadınlarda hastalığa nadir rastlandığını ancak eğer mevcut ise anevrizmanın patlama riskinin daha fazla olduğunu söyledi.
"Ölümden döndüm"
Etkinliğe katılanlardan 67 yaşındaki Cavit Çancı da, yakın zamanda Abdominal Aort Anevrizması nedeniyle ameliyat olduğunu belirterek, başından geçenleri şu sözlerle anlattı:
"Evde yalnızdım. Aniden karın ve bel ağrısı yaşadım. Çekilecek gibi bir ağrı değildi. Hastaneye kaldırıldım ve hemen müdahale edildi. Ameliyat oldum. Yarım saat daha geç kalsaydım hayatımı kaybedecektim. Balon patlamış vaziyette hastaneye gelmişim. Daha önce hiçbir belirti hissetmemiştim. Tetkik de yaptırmamıştım. Arkadaşım da bir ay önce aynı hastalığı yaşadı. Sonra da bende ortaya çıktı. İkimiz de şaşırdık. Şimdi sağlığım çok iyi. Operasyon çok güzel geçti. Ölümden döndüm."
Abdominal Aort Anevrizması
Abdominal Aort Anevrizması tüm vücuda kan akımını sağlayan ana damarın karın içerisindeki bölümünde meydana gelen balonlaşma anlamına geliyor. Eğer balonlaşmada bir patlama veya yırtık meydana gelirse hayatı tehdit edebiliyor. Genel olarak belirti vermeyen sinsi hastalıkta; karın ve sırtta ağrı ve karında ele gelen kitle gibi belirtiler görülebiliyor. Öte yandan; yapılan tetkiklerde anevrizma genişliğinin 5 santimetre ve üzerinde olması, anevrizma genişliğinde 6 ay içerisinde 0,5 santimetre veya daha fazla büyüme olması ve kan damarlarını etkileyecek diğer hastalıkların bulunması anevrizmanın patlama riskini artırıyor.
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com