Ankara
Örkeny'in İkinci Dünya Savaşı yıllarında Tot ailesinin hüzün ve komedi öğelerini içeren hikayesini anlattığı eseri, DT sahnesinde 10 Kasım'da prömiyer yaptı ve sanatseverlerin beğenisini topladı.
Devlet Tiyatrolarında 40'tan fazla oyunda oyunculuk ve rejisörlük yapan sanatçı Adnan Erbaş, Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi'ndeki oyun öncesinde AA muhabirine, esere ilişkin açıklamada bulundu.
Erbaş, eserin yazarı Örkeny 20 yaşlarındayken İkinci Dünya Savaşı'nın başladığını, asker olarak görev yaptığı Macar ordusunun, Rusya'ya doğru yola çıktığını ve bu sırada esir düştüğünü ve 1946 yılına kadar esaretinin sürdürdüğünü anlattı.
Yazarın, esaret yıllarında insan onuru ve haysiyetini yakından görebilme şansı bulduğunu ifade eden Erbaş, "Esaret yıllarına ait izlenimlerini eserinde çok güzel anlatıyor. İnsan haysiyetini acıtarak değil de eğlenerek aktarıyor.
Türkçeye çevrilmiş başka eserleri de var. Kendine has üslup oluşturmuş. Üzülüyor, sonrasında da gülüyorsunuz... Eserimizin türü kara komedi.
Hepimizin yaşadığı acılara, biraz uzak bakış açısıyla gülen bir yorumu var. Oyunda hep umut var. Türünün tek örneği, özel bir yazar. Devlet Tiyatrolarında da ilk kez sahneleniyor." diye konuştu.
Evlat için taviz vermenin eğlenceli hikayesi
Erbaş, bu oyunu daha önce de sahnelemek istediğini ama bugüne kısmet olduğunu belirtti.
Macar köyünde hayatını sürdüren ve oğulları savaşta olan Tot ailesinin yaşantısını sahneye taşıyan oyuna ilişkin detayları Erbaş, şöyle anlattı:
"Ailenin askerdeki oğlu, cephede rahatsızlık yaşayan komutanına dinlenmesi için ailesinin köyünün iyi olduğunu söylüyor. Komutanın köye gelmesiyle evde büyük mutluluk yaşanıyor. Aile evlatları için bir şey yapmanın heyecanı içinde oluyor.
'Komutanı memnun edersek, belki oğlumuz savaşın ön cephesinde değil de karargahta olur' diye düşünüyorlar. Komutan, aileye bir süre sonra baskı kuruyor. Egemenlik savaşı başlıyor. Aile, sırf çocukları için komutanın her istediğine katlanmaya başlıyor.
Tot ailesi en sonunda dayanamıyor, taviz vere vere insanlık onuru diye bir şey kalmıyor. Tabii bunu anlatırken ağır bir dramla değil, komedi ön plana çıkıyor."
"Sanat hayatı güzelleştirir"
Seyircinin eğlenceli bir oyun izleyeceğini vurgulayan Erbaş, bunu en iyi yansıtabilmek için büyük hassasiyetle çalıştıklarını, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) dolayısıyla provalarda şarkı söylenen bölümlerde bile maske takarak esere hazırlandıklarını dile getirdi.
Erbaş, "Pandemi döneminde insanlar içine kapandı. Daha fazla umutsuzluk yaşandı. Biz daha çok umut verelim istedik.
Sanat hayatı güzelleştirir. Sanat renk, güzellik verir." dedi.
"Amacımız seyircinin yüzündeki maskeyi unutturmak"
Devlet Tiyatrolarının seyircinin ve sanatçılarının sağlığına son derece hassasiyet gösterdiğinin altını çizen Erbaş, "Halkımız oyunlarımızın tamamına gönül rahatlığı ile gelebilir, tüm önlemleri attık.
Bizim bu dönemde tek bir amacımız var, buraya gelen seyircinin yüzündeki maskeyi unutturmak, sıkıntısını atmak. Seyircimiz bize teveccüh gösteriyor. Teşekkür ediyoruz." ifadesini kullandı.
Erbaş, turne için de gerekli hazırlıkları yaptıklarını, köyün ekonomik durumunu anlatan orijinal dekorlarını gittikleri sahnelere uyacak şekilde hazırladıklarını aktardı.
Müzikli oyun
Oyunun dekor tasarımı Tayfun Çebi, kostüm tasarımı Gökçe Şener, ışık tasarımı Mustafa Bal, müzik Kemal Günüç, koreografi Özge Öztürk Ay imzasını taşıyor.
"Binbaşı" rolüne Tolga Tuncer, "Bayan Tot"a Elvan Eker, "Bay Tot"a Şıvan Binici hayat verirken, "Agika" Müjgan Aksoy, "Postacı" Ali Karaca, "Papaz Tomaji" Murat Kesim, "Vidanjör Sahibi" Onur Kayabaşı, "Geza Gizi" Yağmur Evin, "Profesör Cipriani" Akın Berk Sağıroğlu, "Doktor Alfred Eggenberger" Kadircan Şeren, "Komşu Lörinczke" Hakan Sağlam, "Petra" Begüm Sarp tarafından canlandırılıyor.
Oyun 17, 19 ve 21 Kasım'da Çayyolu Cüneyt Gökçer Sahnesi'nde izleyiciyle buluşacak.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com