Şanlıurfa’da yaşayan 63 yaşındaki hurdacı, yaklaşık bir asırda bine aşkın tarihi eser biriktirdi. Hurdacının kolleksiyonunda, yakın tarihte kullanılan mutfak eşyalarından hırdavata kadar ilginç parçalar yer alıyor.
[gallery columns="4" ids="39161,39162,3
Şanlıurfa’da yaşayan 63 yaşındaki hurdacı, yaklaşık bir asırda bine aşkın tarihi eser biriktirdi. Hurdacının kolleksiyonunda, yakın tarihte kullanılan mutfak eşyalarından hırdavata kadar ilginç parçalar yer alıyor.
[gallery columns="4" ids="39161,39162,39163,39164"]
Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde yaşayan 63 yaşındaki İmam Çapan, 10 yaşından itibaren baba mesleği olan hurdacılık yapıyor. Babası gibi hurda olarak topladığı malzemelerden değerli olanlarını hurdacı dükkanındaki bir köşede biriktirmeye devam eden Çapan, babasının ve kendisinin yaklaşık bir asırda bini aşkın parça biriktirdiğini kaydetti. Tarihi parçalardan oluşan koleksiyonda dönemin değerli parçaları kap kacak, testi, ibrik, saat, nargile, gaz ocakları, lüks lambaları, peruk, çeşitli hırdavat malzemeleri gibi bini aşkın eşya bulunduğunu belirten Çapan, hayalinin ise bu parçaları sergilemek olduğunu ifade etti. Maddi imkansızlıklar nedeniyle sergileme imkanı olmadığını anlatan Çapan, parçaları görmek isteyenlere ise iş yerinde gösterebildiğini kaydetti. Hem unutulmaya yüz tutan bir mesleği yaşatmaya çalıştığını hem de insanların hurda diye çöpe attığı malzemeleri sakladığını vurgulayan Çapan, koleksiyonda yer alan parçaların yaşandığı yılları anlatan ve o dönemlerdeki değerli eşyalardan oluştuğunu da sözlerine ekledi.
Hurda içinde değerli parçaları ve çeşitleri ayırıp ayrı özel raflarına kaldırıldığını belirten Çapan, koleksiyonundaki bazı parçaları ve önemini şöyle anlattı;
“Gazlı lambamız bir zamanların, en önemli ışık ihtiyacını giderecek aletimizdir. Analarımız gaz koyarlardı, evin tüm ihtiyaç duyulan bölgelerinde kullanılırdı. Gazlı ocağımız, mutfağımızda çaydan ve tüm ısıtma ihtiyarlarını giderecek alettir. Lüks değimiz o zamanın en kalitelisi, en iyi aydınlatan aletti. Her ailede bulunmaz, önemli ve maddi durumları iyi olan aileler sahip olabilirdi. Bakır leğen genelde bölgemizde gerek duyulan çiğköftenin yoğrulmasında kullanılan bir eşyadır. Bu da her evde bulunmazdı, çiğköfte yapılacağı zaman komşulardan istenirdi. Yemek tepsisi, çok önemli misafirlerin geldiği zaman, sadece o gün kullanılan bir eşyadır. Bu eşyaların hemen hepsine şimdilik ihtiyaç kalmadı.”