Zoetermeer
Türkiye, 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından arama kurtarma çalışmalarına katılan ve 12 kişiyi enkazdan kurtaran USAR üyeleri Jeffrey Schamper ve Marco Boulogne, Hatay'daki arama kurtarma çalışmaları sırasında yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Deprem haberi geldiği sırada tıraş olduğunu belirten Schamper, "WhatsApp grubumuzda Türkiye'de deprem olduğunu okudum ve hemen televizyonu açtım. Büyük bir deprem olduğu anlaşılıyordu." dedi.
Schamper, Türkiye'den gelmesi muhtemel çağrı üzerine hazırlıklara başladıklarını aktararak, "Birkaç dakika içinde depremin nerede ve durumun nasıl olduğuna ilişkin daha çok bilgi geldi. Biz de hemen durum değerlendirmesi yaptık." ifadesini kullandı.
Adana havalimanına indiklerinde İsviçre'den gelen kurtarma ekibinin de orada olduğuna ve yurt dışından gelen ekiplerin karşılanması ve koordinasyonuna başlandığına işaret eden Schamper, şöyle devam etti:
"Bölgeye geçiş için hazırlıkları kendimiz yapmaya çalıştık. Adana havalimanından bir gönüllünün de yardımıyla iki belediye otobüsüne ekipmanlarımızla bindik. Arkamızda polis arabalarının eşliğinde giderken yıkılan binaları görmeye başladık. Arama kurtarma çalışmalarını yaptığımız Antakya merkeze geldiğimizde ise çok büyük bir afet olduğunu gördük. Çok sayıda bina yıkılmıştı. İnsanlar enkaz altındakilere ulaşmaya çalışıyordu."
Türkiye'deki yerel makamlarla işbirliği
Türkiye'deki yerel makamlarla iletişim ve işbirliğinin çok iyi olduğunu vurgulayan Schamper, "Antakya merkeze geldiğimizde yerel kurtarma ekipleri ve halk, enkaz altındakileri kurtarmaya çalışıyordu. Bizi görenler binaların yanına çekiştiriyordu. Bu, zor bir karardı çünkü nereden başlayacağınızı bilemiyorsunuz. Bir enkazın altında bir kişi varken, 4 kişinin olduğu diğer enkaza mı gitmelisiniz bilemiyorsunuz." diye konuştu.
Schamper, Antakya'ya gelen madencilerin çok etkili kurtarma çalışmaları yaptığına dikkati çekerek, "Madenciler her şeyi yapıyordu, çekiç ve kesme aletleriyle enkazın altına giriyorlardı. Madenciler gerçek kahramanlardı." dedi.
Kurtarma faaliyetlerinin uzun sürdüğünü ve enkaz altındakilere ulaşmanın vakit aldığını belirten Schamper, "Bazen kurtarmak üzere olduğunuz kişinin çok fazla yarası olduğunu görüyorsunuz ve enkaz altından bu kişiyi çekerseniz yaraları sebebiyle ölebilir. Bunlar zor durumlar çünkü herkesi kurtaramıyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu.
"Çok fazla duygu yoğunluğu oluşuyordu"
Arama kurtarma çalışmalarının duygusal olarak çok değişkenlik gösterdiğini vurgulayan Schamper, şunları söyledi:
"Bazı durumlarda ailesinin yaşadığı binanın önünde bekleyen yakınlarına, gerekli tüm aramaları yaptığınızı, köpeklerin baktığını ve enkazda yaşam belirtisi olmadığını tercümanlar aracılığıyla söylemek zorundasınız. Çok fazla duygu yoğunluğu oluşuyordu. İnsanlar bazen bu bilgiyi aldıklarında bile rahatlıyordu. Aksi halde umutları hep olacaktı."
Schamper, farklı ülkelerden ve Türkiye'nin birçok yerinden gönüllülerin depremden etkilenen bölgelere yardım etmek üzere gelmesinin saygı duyulması gereken bir durum olduğuna işaret etti.
"Gerçek kahramanlar Türkiye'dekiler"
Kendileri için bölgedeki en zorlayıcı şeyin hava soğukluğu ve trafik yoğunluğu olduğunu söyleyen Schamper, şunları kaydetti:
"İşbirliği hayat kurtarır. Bölgede çok sayıda yerel ve uluslararası arama kurtarma ekibi vardı. Koordineli hareket edilirse doğru binadan başlayabilirsiniz. Türkiye'deki yerel arama kurtarma ekiplerinin ve gelen yabancı ekiplerin çoğunun birçok ekipmanı ve eğitimli üyesi var. Ama depremden etkilenen bölgedeki insanlara bakınca, onların herhangi bir aleti ve eğitimi olmadan ve bizi beklemeden işe koyulduklarını, çalışmalara başladıklarını görüyorsunuz. Bence bundan çok şey öğrenebiliriz. İnsanlar, kendini zor durumlara adapte edebilmeli. Bir insanı kurtarırsanız tüm insanlığı kurtarmış olursunuz. Bence herkes kendi başına bu tür kurtarma çalışmalarına başlayabilir. Gerçek kahramanlar, Türkiye'dekiler."
"Durum çok ciddi gözüküyordu"
USAR ekibinin eğitiminden sorumlu yöneticisi Marco Boulogne, 6 Şubat 2023 gecesi telefonuna, acil durumlarda uyarı mesajı gönderen uygulamadan gelen alarm sesiyle uyandığını belirtti.
Boulogne, uygulamanın 7 ve üzeri büyüklükteki deprem durumlarında uyarı verdiğini söyleyerek, "Gece yarısı alarm çaldı ve ilk başta içimden bakmak gelmedi. Baktım ve Türkiye'de deprem olduğunu anladım. Durum çok ciddi gözüküyordu. Uyuyamadım ve sabah erken saatlerde USAR yönetiminden merkeze gelmem yönünde mesaj aldım ve hazırlıklara başladık." diye konuştu.
Türkiye'ye inene kadar hangi şehre gideceklerini bilmediklerini söyleyen Boulogne, şöyle devam etti:
"Adana havalimanına indik. Türkiye'deki yerel yöneticilerin ihtiyacı doğrultusunda USAR yönetimi, bizi, arama kurtarma yapacağımız Antakya'ya yönlendirdi. Hatay'a vardıktan sonra USAR ekibinin bir kısmı, yerleşeceğimiz yerin hazırlanması ve çadırların kurulmasına başladı. Bir yandan da hasar ve durum tespiti yapmak üzere benim de içinde olduğum iki ayrı grup halinde şehir merkezine geldik. Hava kararıyordu. Yaşam belirtisi aldığımız binaları not ettik ve diğer binalara geçtik. Böylece kurtarma çalışmalarına hangi binadan başlayacağımızı ve nasıl hareket edeceğimizi planladık. Normalde bu hazırlıkları elektronik tabletlerle ve internet üzerinden yapıyoruz ama orada böyle bir şansımız yoktu. Eski sistemle kalem ve kağıtla not ederek çalıştık."
"Nereden başlayacağını ve nasıl başlayacağını bilmek çok zordu"
Hatay'da kurtarma çalışmalarına nereden başlayacağını belirlemenin çok zor olduğunu belirten Boulogne, "Yapılacak çok sayıda iş, bir sürü hazırlık ve gidilecek çok sayıda bina vardı. Madenciler bize gelip 'size nasıl yardım edebiliriz' diye sordu. Herkese yardım ediyorlardı. Dayanışma ruhu çok yüksekti. Herkes bir yerden başlamak, çalışmak, yardım etmek istiyordu. Fakat nereden başlayacağını ve nasıl başlayacağını bilmek çok zordu." diye konuştu.
Boulogne, enkaz altında kurtarma faaliyeti yapmanın çok tehlikeli olduğuna işaret ederek, "Bazen ne yapacağınızı bilseniz de kurtarma faaliyeti yapmanız çok zor çünkü hafif bir artçı sarsıntıda bina üzerinize devrilebilir. Bunlar ciddi ikilemlerdi." ifadesini kullandı.
Enkaz altından birini kurtardıklarında bunu kutlayacak vakit olmadığını belirten Boulogne, "Birini enkazdan çıkardığınızda mutlu oluyorsunuz ama 10 saniye sonra yakını enkaz altındaki biri geliyor ve diğer binaya geçiyorsunuz. Duygular sürekli yükselip alçalıyor. Duygular hiç durmuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türk halkının yardımseverliği
Boulogne, Türk halkının yardımseverliğini takdir ettiğini vurgulayarak, "Ellerinde hiçbir şey olmadığı halde bize çay ve ellerindeki son bisküviyi veriyorlardı. Bu insanlar, her şeyini kaybetti ama yine de bize ellerindeki son şeyleri vermek için geliyorlardı." dedi.
Enkazın önünde yakınlarının kurtarılmasını bekleyenlere, içeride yaşam belirtisi olmadığını söylemenin çok zor olduğunu aktaran Boulogne, "Bu garip bir durum ama o insanlar için bu durumun teyidini almak, bu bilgiyi almak önemli. Artık onlar, bu enkazda arama yapmak yerine başka binalara geçebiliyorlar çünkü biz onlar için gerekli aramayı yapmış oluyoruz." diye konuştu.
Boulogne, Hatay'daki çalışmalarla 5. kez arama kurtarma operasyonunda yer aldığını belirterek, "2010'da Haiti'de deprem sonrasında da kurtarma çalışmalarına katıldım. Orada birkaç yüz bin kişi öldü. Her afet durumu farklı oluyor, afetin çapı, bina yapısı, her şey belirleyici oluyor. Bu felaketler arasında karşılaştırma yapmak çok zor." değerlendirmesinde bulundu.
Depreme hazırlıklı olmak
Hatay'da yıkılan binalar sebebiyle yolların kapandığını ve ulaşımın güçleştiğini anlatan Boulogne, "Yerleşkemizden kurtarma çalışmaları yapacağımız yere gitmemiz 2-2,5 saat sürüyordu. Bu sebeple doğru ekipmanlarla ve her şeyi yanımıza alarak gitmemiz çok önemliydi çünkü geri dönüp alma şansımız yoktu." ifadesini kullandı.
Depreme hazırlıklı olmanın ve eğitimin önemine dikkati çeken Boulogne, "Bugün, biz de farazi bir afet anında yapacaklarımız üzerine çalışma yapıyoruz. Her zaman hazırlıklı olmak ve ekip olarak sürekli eğitim yapmak çok önemli." dedi.
Boulogne, şehrin bazı noktalarına arama kurtarma çalışmalarında kullanılan ekipmanlarının bulunduğu odaların, depoların kurularak ileride oluşabilecek benzer durumlarda gerekli aletlere ulaşmanın kolaylaşacağı tavsiyesinde bulundu.
USAR, 12 kişiyi enkazdan kurtardı
Depremin ilk anlarından Türkiye'ye hareket eden 65 kişilik USAR ekibi, 12 kişiyi, bir köpeği ve bir kanaryayı enkazdan çıkardı.
2003'te kurulan USAR ekibinde, 145 kişi ve 8 köpek yer alıyor. Hollanda içinde ve dışında birçok arama kurtarma faaliyetinde bulunan USAR ekibi itfaiye erleri, polis, sağlık görevlileri ve askerlerden oluşuyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com