Azerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi Hazar İbrahim, Ermenilerin 26 Şubat 1992'de Dağlık Karabağ bölgesinde yaptığı Hocalı Katliamı'nın 27. yıl dönümü nedeniyle AA muhabirine verdiği röportajda, "Trajedileri, acıyı, ulusumuza karşı işlenen soykırımları unutmamalıyız, ancak aynı zamanda bizler intikam peşinde olan kişilerden değiliz." dedi.
Katliamın kurbanlarının, ülkenin Karabağ bölgesinde çoğu çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere hepsinin etnik Azerbaycanlılar olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan İbrahim, "Görünüşte sivillerin kaçması için bir insani koridor olduğu gerçeğine rağmen, Ermeni askerleri onları pusuya düşürdü ve ayrım gözetmeksizin tüm bu insanları katletti." diye konuştu.
Hocalı katliamının, insanlığın gördüğü en büyük suç ve trajedilerden biri olduğunu ifade eden İbrahim, ülkede 27 yıl önce neler olduğuna ilişkin dünya kamuoyunda farkındalık oluşturmak için Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev'in kızı Leyla Aliyeva'nın öncülüğünde yıllar önce başlatılan "Hocalı için Adalet" isimli kampanyayı hatırlattı.
Kabul edilmiş bir suçAzerbaycan halkının, kasıtlı olduğu için bu suçu işleyenleri unutup affetmesinin imkansız olduğunu söyleyen İbrahim, Hocalı'da sivilleri katleden askerlerin komutanları arasında yer alan Ermenistan'ın eski Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ın İngiliz gazeteci Thomas de Vaal ile yaptığı bir röportaja değindi.
Bu söyleşide Sarkisyan'ın bir ülke liderliğinin belli amaçlar için suç işlediğini "çok açık" belirtmesinin, bu kişilerin "fikirlerini değiştirmedikçe, hatta yaptıklarından pişmanlık duymadıkça affedilemeyeceğini kanıtladığını" ifade etti.
Azerbaycan'ın, uluslararası arenada Hocalı için adalet talep etmeye devam edeceğini söyleyen İbrahim, ABD'nin pek çok eyaleti dahil olmak birçok ülkenin Hocalı'yı soykırım, katliam ve sivillere karşı suç olarak tanıdığını söyledi.
Katliamın, yabancı gazeteciler, alimler ve siyasetçiler dahil birçok tanığı olduğunu, onların trajik olaylarla ilgili hatıralarını okumanın çok üzücü olduğunu söyleyen İbrahim, Azerbaycan halkının her daim sorunları çözmenin en iyi yolunun barışçıl yollardan geldiğini düşündüğünü kaydederek "Ancak barış her zaman güçle gelir ve topraklarımızı işgal etmeyi sürdürmelerine asla izin vermeyiz." ifadesini kullandı.
İbrahim, aynı zamanda Azerbaycan'ın, gelecekte böyle bir suçun tekrarlanmasına yönelik herhangi bir girişime karşı koymak için ulusunu ve diplomatik, ekonomik ve askeri açıdan yeteneklerini güçlü biçimde kalkındıracağını söyledi.
Hazar İbrahim ayrıca Türkiye genelinde hafta boyunca büyükelçiliğin desteğiyle, tarihi olaylara, yasal ve kültürel yönlere özel olarak odaklanan, katliamı anma törenleri düzenleneceğini dile getirdi ve "kardeş ülke" Türkiye'nin Azerbaycan'a verdiği istikrarlı destekten övgüyle bahsetti.
İbrahim, "Türkiye, hem yurt içinde hem de uluslararası alanda her zaman Azerbaycan'ın duruşuna desteğini dillendirdi ve Türk liderliği, Azerbaycan halkına karşı işlenen büyük ve ağır suçları her zaman uluslararası alanda dile getirdi." ifadesine yer verdi.
Dağlık Karabağ anlaşmazlığıAzerbaycan'ın Ankara Büyükelçisi İbrahim, Ermeni liderliğine daima devam eden yasa dışı işgallerle, insanlığa karşı işlenen suçların reddedilmesiyle bölgenin gelişmesinin ve iyi bir komşuluk ilişkisine sahip olmanın mümkün olmadığını kabul etme çağrısında bulunduklarını belirterek, "Ayrım gözetmeden uygulanması gereken uluslararası hukukun norm ve ilkelerinin evrenselliğine inanıyoruz. Ne yazık ki, ön yargı görüyoruz, çifte standart görüyoruz." diye konuştu.
İbrahim, Azerbaycan'ın, sağduyu ve uluslararası hukuk ilkelerine bağlılığının üstün gelmesi ümidiyle diplomatik müzakerelere devam ettiğini dile getirdi.
Hocalı KatliamıErmeni güçlerinin 1991'in sonlarına doğru ablukaya aldığı Hocalı, 936 kilometrekarelik alana sahip, 2 bin 605 ailenin, toplam 7 bin kişinin yaşadığı bir kasabaydı. Aralık 1991'de Karabağ'ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi Hocalı oldu.
Hocalı'nın etrafındaki bütün köy ve yolları işgal eden Ermeniler, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını kesti. Hocalı'nın diğer bölgelerle tek bağlantısı olan helikopter ulaşımı, 28 Ocak 1992'de Şuşa Ağdam seferini yapan helikopterin, Ermeniler tarafından vurulmasıyla ortadan kalktı. Bu olayda çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 44 sivil hayatını kaybetti.
1992 yılının başlarından itibaren elektrik verilmeyen Hocalı'nın savunması, sadece hafif silahlara sahip yerel savunma güçleri ve az sayıdaki milli ordu askerinden ibaretti. 25 Şubat 1992'den itibaren Hocalı'ya üç koldan saldıran Ermeniler, Sovyet Rus ordusunun 366. motorize alayının bütün araçlarını kullanarak şehri iki saat boyunca top ve tank ateşine tuttu. Saldırıdan bir gün sonra ise hafızalardan yıllarca silinmeyecek "Hocalı Katliamı" yapıldı.
Resmi verilere göre, Hocalı Katliamı'nda savunmasız durumdaki 106'sı kadın, 70'i yaşlı, 63'ü çocuk olmak üzere toplamda 613 Azerbaycan vatandaşı hayatını kaybetti. Katliamdan 487 kişi ağır yaralı olarak kurtuldu. Ermeni güçleri, 1275 kişiyi esir aldı, bunların 150'sinden bugüne kadar haber alınamadı.
Dağlık Karabağ sorunuDağlık Karabağ sorunu, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Ermenilerin bu bölgelerde hak iddia etmesiyle başladı ve Ermeniler 1991'de başlattıkları saldırılarla Hankendi'yi, 1992'de Hocalı ve Şuşa'yı işgal etti. Daha sonra Laçın, Hocavend, Kelbecer ve Ağdere'yi de ele geçiren Ermeniler, 1993'te Ağdam'a girdi. Ağdam'ı, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan illerinin işgali izledi.
Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si işgal edilirken, bir milyona yakın insan da yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kaldı.
Taraflar, 4-5 Mayıs 1994'te Bişkek'te, Bağımsız Devletler Topluluğu Parlamentolararası Meclisi, Kırgızistan Parlamentosu, Rusya Federal Meclisi ve Dışişleri Bakanlığının inisiyatifiyle "Bişkek Protokolü" diye bilinen ateşkes anlaşmasını imzaladı. Ancak ateşkes kağıt üzerinde kaldı ve çatışmalarda taraflar sayısı binleri bulan askerini kaybetti.
Minsk Grubu, Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı ve Dağlık Karabağ sorununun barışçıl yollarla çözülmesini teşvik ve taraflar arasında aracılık etmek amacıyla 1992'de kuruldu.
Eş başkanlığını Rusya, Fransa ve ABD'nin yürüttüğü AGİT Minsk Grubu, 25 yıl boyunca birçok girişimde bulunmasına rağmen Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik somut neticeler elde edemedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com