Genel

Hizbullah davasında yeniden yargılanma talebi

Diyarbakır’da faili meçhullerden sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 20 yıldır tutuklu bulunan Fikri Boylu, yargılama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılama talebinde bulundu. Fikri Boylu’nun avukatı Rah

Hizbullah davasında yeniden yargılanma talebi
12-02-2015 18:56

Diyarbakır’da faili meçhullerden sorumlu tutularak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve 20 yıldır tutuklu bulunan Fikri Boylu, yargılama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılama talebinde bulundu.
Fikri Boylu’nun avukatı Rahmi Kurt tarafından Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere nöbetçi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’ne talep dilekçesi sunuldu. Dilekçede Fikri Boylu’nun, birlikte yargılandığı 3 sanıkla birlikte, 1995 yılında gerçekleşen yaklaşık 40 eylemden ötürü dönemin Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 29 Aralık 1995 tarihinde tutuklandığı belirtildi.

“ÖLÜMLE TEHDİT EDİLDİ, HAZIR TUTANAKLAR İMZALATILDI”
Dilekçede hükümlü Boylu’nun diğer 3 sanıkla birlikte insan onuru ile bağdaşmayacak bir şekilde gözaltına alındığı iddia edilerek, işkencelere maruz kaldığı ve gözaltındayken sürekli ölümle tehdit edildiği anlatıldı. Hükümlülerin, elektrik verme gibi işkencelere maruz kaldıkları kaydedilen dilekçede, sanıklara bazı cesetler gösterilerek ölümle tehdit edildikleri, kendilerine bütün suçlamaları kabul ettiklere dair hazır tutanakların imzalatıldığı öne sürüldü.

“GÖTÜRÜLDÜKLERİ EV ÖRGÜT EVİ ÇIKMAYINCA POLİSTEN DAYAK YEDİLER”
Şahıslara zorla tutanak imzalatıldığı kaydedilen dilekçede, olaylara ilişkin yapılan keşifte sanıklardan örgüt evleri göstermelerinin istendiğini ve baskılara dayanamayarak rastgele götürdükleri yerlerin örgüt evi çıkmaması üzerine polislerden dayak yedikleri aktarıldı.

“HİZBULLAH ÜYESİ DEĞİLLER”
Fikri Boylu başta olmak üzere bütün şahısların kolluk aşamasındaki bütün ifadelerin baskı ve işkence altında imzalatıldığı belirtilen dilekçede “Bu şahısların kesinlikle herhangi bir örgüte (Hizbullah) üye olmadıklarını, dosyada işlendiği iddia edilen hiç bir suçu işlemediklerini, polislerden canlarını kurtarmak için istedikleri şekilde ifade verdiklerini ısrarla ve istikrarla ifade etmişlerdir" bilgisine yer verildi.

“EYLEMLER OLDUĞUNDA BOYLU KENDİ KÖYÜNDEYDİ”
Eylemlerin olduğu sırada tanıklar tarafından Boylu’nun kendi köyünde olduğunun dile getirilmesine rağmen bu hususların dikkate alınmadığı belirtilen dilekçede yargılama esnasında hakim ve duruşma savcısının ne olursa olsun tüm sanıkların en ağır şekilde cezalandırılacaklarını dile getirdikleri ve mahkeme heyetinin yargılama esnasında sürekli kahkaha attığı kaydedildi.

“10 YIL SONRA TAHLİYE OLACAKLAR”
Fikri Boylu dahil olmak üzere tüm sanıkların iddianameye göre 11 ayrı bıçaklama eyleminden suçlandıkları, o dönemde yürürlükte olan Terörle Mücadele Kanunu uyarınca idam cezası kalktığı için sanıklara 30’ar yıl hapis cezası verildiği ve buna göre sanıkların 30 Aralık 2025’te tahliye olacakları hatırlatıldı. Cezanın sanıklar tarafından Yargıtay’a temyiz edildiği ancak reddedildiği için kesin hüküm halini aldığı, bunun üzerine Fikri Boylu’nun hukuki ve sağlık gerekçeleriyle itiraz edildiği ancak bu itirazlarının reddedildiği belirtildi. Boylu’nun CMK’nın 311. maddesinde düzenlenen “yeniden yargılama" yoluna başvurduğu ve bunun bu dosyada uygulanabileceği vurgulandı.

ERGENEKON, BALYOZ, ŞİKE DAVALARI ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Dilekçede, soruşturma aşamasında görev alan 11 polisin Boylu’nun şikayeti üzerine yargılandığı ve bu polislerin işkence ve kötü muamele suçlarını işledikleri yönünde karar verildiği belirtilerek, "Sadece bu husus bile aslında yeniden yargılama talebinin kabulüne yetmektedir. Yeniden yargılamanın bu kadar gündemde olduğu başta Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv ve Şike davaları olmak üzere, bir çok davada yeniden yargılama yapılacağı, bu davanın yürütülmesinde rol alanların yargılanmaya ve meslekten ihraç edilmeye başlandığı bir ortamda hiç bir suçu ve günahı yokken hayatı karartılan bu insanların da yeniden yargılama taleplerini kabul etmek günümüz yargı sisteminin boynunun borcudur" ifadelerine yer verildi.

“SABRİ UZUN’UN ‘İN’ KİTABI HUKUKSUZLUKLARI GÖZLER ÖNÜNE SERMİŞTİR”
Eski İstihbarat Şefi Sabri Uzun’un “İn” adlı kitabına da değinilen dilekçede “Uzun’un kitabında 90’lı yıllarda gerçekleşen birçok hukuksuzluk gözler önüne serilmiştir. O dönemde kaybolan ve faili meçhul olan Cevzet Soysal isimli kişi aslında Fettullah Gülen cemaatine mensup emniyetçiler tarafından kaçırılıp infaz edildiği kitapta itirafçı bir polisin dilinden aktarılmıştır. Soylu da benzer şekilde gözaltına alınmış ve işkencelere maruz bırakılarak çeşitli suçları üstlenmek zorunda bırakılmıştır. Mantık aynıdır” denildi.

“BİNLERCE 28 ŞUBAT DARBESİ MAĞDURU VAR”
Cevzet Soysal ile ilgili ortaya çıkan durum, aslında o dönem mağdur olan, yargılanan herkes için bir yeniden yargılama nedeni teşkil etmektedir. Bu şekilde en azından kamu vicdanı bir nebze de olsa teselli bulacaktır. Fikri Boylu özelinde binlerce 28 Şubat post modern darbe süreci mağduru bulunmaktadır. Bunlarla ilgili yasal bir düzenleme yapılması zaruridir. " ifadesi kullanıldı.

“BERAATİNE KARAR VERİLSİN”
Avukat Koç tarafından hazırlanan dilekçede, Boylu hakkında infazın durdurulması kararı verilerek tahliyesine karar verilmesi talep edildi. Dilekçede ayrıca Fikri Boylu’nun işkence izlerinin kalıcı rahatsızlık olup olmadığı hususunda rapor aldırılması, yeniden yargılama talebinin kabulü ve kapatılan Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24 Aralık 1998 tarihli hükmünün iptaliyle beraatine karar verilmesi istendi.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER